Single Blog Title

This is a single blog caption

Çekte Bedelsizlik Def’i Nasıl İleri Sürülür? | TTK, Yargıtay Kararları ve Uygulama

 

Çekte Bedelsizlik Def’i Nasıl İleri Sürülür?

Giriş

Çek, Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) düzenlenen en önemli kıymetli evraklardan biridir. Çek, kural olarak ödeme aracıdır ve üzerinde yazılı olan bedelin ödenmesi amacıyla düzenlenir. Ancak uygulamada her zaman çekin arkasında gerçek bir ekonomik işlem bulunmaz. İşte bu noktada “bedelsizlik def’i” gündeme gelmektedir.

Bedelsizlik def’i, çeki düzenleyen (keşideci) veya borçlu tarafın, çeki elinde bulunduran kişiye karşı “bu çekin arkasında gerçek bir bedel yoktur” şeklinde ileri sürdüğü bir savunmadır. Ticaret hukuku bakımından oldukça tartışmalı olan bu konu, hem tarafların hukuki güvenliği hem de kıymetli evrakın tedavül kabiliyeti açısından önemlidir.


Çekin Hukuki Niteliği

Çek, TTK m. 780 vd. hükümleri uyarınca düzenlenen ve kanunda sayılan zorunlu unsurları taşıyan bir havale emri niteliğinde kıymetli evraktır. Kanun koyucu, çekin ödeme aracı olma özelliğini vurgulamış, bu nedenle çekin “nedensiz” ve “soyut” bir borç ikrarı niteliğinde olmasını öngörmüştür.

Dolayısıyla, çekin geçerliliği için arkasında mutlaka bir borç ilişkisinin bulunması gerekmez. Ancak bu durum, bedelsizlik def’i gibi savunmaların kapsamını sınırlamaktadır.


Bedelsizlik Def’i Nedir?

Bedelsizlik def’i, çekin düzenlenmesine sebep olan temel ilişkinin hiç doğmamış veya sonradan geçersiz hale gelmiş olması nedeniyle ileri sürülen bir def’idir.

Örneğin:

  • Keşideci, gerçekte mal veya hizmet almadığı halde çek düzenlemişse,
  • Temel sözleşme (örneğin satış sözleşmesi) geçersizse,
  • Taraflar arasında yapılan anlaşma hukuka aykırıysa,

bu durumda “çek bedelsizdir” savunması yapılabilir.


Bedelsizlik Def’inin Hukuki Dayanağı

  • TTK m. 687: Çekte, temel borç ilişkisi çekten ayrı ve bağımsızdır.
  • TTK m. 599 ve TTK m. 600: Kıymetli evrakın soyutluğu ilkesi düzenlenmiştir.
  • TBK m. 19-20: Hukuka aykırı veya geçersiz sözleşmelerden doğan borçların hükümsüzlüğü.

Bedelsizlik def’i, bu hükümlerden kaynaklanır.


Bedelsizlik Def’i Kimlere Karşı İleri Sürülebilir?

Bedelsizlik def’inin kime karşı ileri sürülebileceği oldukça önemlidir.

1. İlk Alacaklıya Karşı (Sübjektif Def’i)

Çeki doğrudan keşideciden alan ilk hamil, temel ilişkiden haberdardır. Bu nedenle bedelsizlik def’i ona karşı ileri sürülebilir.

2. İyi Niyetli Üçüncü Kişilere Karşı

Çek devredilmiş ve üçüncü bir kişiye geçmişse, “iyi niyetli hamil” lehine kıymetli evrakın soyutluğu ilkesi korunur. Bu durumda bedelsizlik def’i ileri sürülemez.

  • Yalnızca hamilin kötü niyetli olduğu, yani çekin bedelsiz olduğunu bildiği veya bilmesi gerektiği ispatlanırsa def’i geçerli olur.

3. Ciro Zinciri İçinde

Ciro yoluyla çek devredildiğinde, her cirantaya karşı bedelsizlik def’i ileri sürülmez. Yalnızca “temel borç ilişkisinden doğrudan haberi olan kişilere” karşı mümkündür.


Bedelsizlik Def’inin İleri Sürülme Yöntemleri

1. Mahkeme Önünde Savunma

Çek bedelinin tahsili için açılan alacak davasında borçlu, bedelsizlik def’ini ileri sürebilir. Bunun için:

  • Çekin bedelsiz olduğunu gösteren somut deliller sunulmalıdır.
  • Temel sözleşmenin geçersizliğini, ifa edilmediğini veya hukuka aykırılığını kanıtlamak gerekir.

2. İcra Takibine İtiraz

Hamil, çek bedelini ilamsız icra takibi yoluyla talep ettiğinde, borçlu icra dairesine yapacağı itirazda bedelsizlik def’ini ileri sürebilir.

3. Ceza Sorumluluğu Boyutu

5941 sayılı Çek Kanunu uyarınca karşılıksız çek düzenleyenler cezai yaptırımla karşılaşabilir. Ancak çekin bedelsiz olduğunun ispatı halinde keşidecinin cezai sorumluluğu doğmaz.


Yargıtay Kararlarında Bedelsizlik Def’i

Yargıtay, bedelsizlik def’ine ilişkin içtihatlarında şu ilkeleri benimsemiştir:

  • Yargıtay HGK, 2007/19-865 E., 2007/911 K.
    “Çek, soyut bir borç ikrarı olsa da, ilk hamile karşı bedelsizlik def’i ileri sürülebilir.”
  • Yargıtay 11. HD, 2015/10346 E., 2016/4561 K.
    “İyi niyetli üçüncü kişilere karşı bedelsizlik def’i ileri sürülemez.”
  • Yargıtay 19. HD, 2018/4621 E., 2019/7854 K.
    “Hamilin bedelsizliği bildiği veya bilmesi gerektiği ispat edilirse, def’i ileri sürülebilir.”

Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar

  1. İspat güçlüğü: Bedelsizlik def’i ileri süren taraf, temel ilişkinin geçersizliğini veya bedelsiz olduğunu ispatla yükümlüdür.
  2. İyi niyet karinesi: Hamilin kötü niyetini ispatlamak oldukça zordur.
  3. Çek sistemine güvenin sarsılması: Bedelsizlik def’inin yaygın şekilde kabulü, kıymetli evrakın tedavül kabiliyetini zedeler.
  4. Ceza ve hukuk süreçlerinin çakışması: Bedelsizlik iddiası, hem ceza hem de hukuk mahkemelerinde farklı sonuçlar doğurabilir.

Bedelsizlik Def’ine Karşı Hamillerin Korunması

Kanun koyucu, çekin ekonomik işlevini korumak için hamilleri koruyucu düzenlemeler getirmiştir.

  • İyi niyetli hamilin korunması: Soyutluk ilkesi gereği hamil, çekin arkasındaki temel ilişkiye bakmaksızın alacağını talep edebilir.
  • Sorumluluk zinciri: Keşideci, ciranta ve avalist, bedelsizlik def’i ile sorumluluktan kurtulamaz; yalnızca ilk alacaklıya karşı savunma yapabilirler.

Çözüm Önerileri

  • Bedelsizlik def’i iddialarının daha hızlı incelenmesi için özel ticaret mahkemeleri bünyesinde ihtisaslaşma,
  • Hamilin kötü niyetinin daha kolay ispatı için delil standartlarının esnekleştirilmesi,
  • Tarafların, çek düzenlerken temel ilişkiye dair ek belgeler düzenlemesi (ör. sözleşme, teslim tutanağı),
  • Doktrin ve Yargıtay içtihatlarının uyumlaştırılması.

Sonuç

Çekte bedelsizlik def’i, kıymetli evrak hukukunun en tartışmalı konularından biridir. Çekin soyutluk ilkesi, hamili korurken; temel ilişkiye dayalı def’iler, keşidecinin haklarını korumayı amaçlamaktadır.

Bedelsizlik def’i yalnızca ilk hamile karşı veya hamilin kötü niyetli olduğunun ispatı halinde ileri sürülebilir. Bu nedenle uygulamada büyük ölçüde ispat sorununa dayanır.

 

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button