Birleşme ve Devralma Sürecinde Hukuki İnceleme Zorunlu mu? Yapılmazsa Ne Tür Riskler Doğar?
1. Giriş: Birleşme ve Devralmalarda Artan Risk Algısı
Günümüzde şirketlerin birleşme (merger) veya devralma (acquisition) işlemleri yalnızca finansal boyutlarıyla değil, aynı zamanda hukuki altyapılarıyla da yüksek risk içeren süreçler hâline gelmiştir. Şirketin varlıklarını, sözleşmelerini, çalışanlarını, alacak-borç ilişkilerini devralmak, yalnızca yüzeysel bir inceleme ile gerçekleştirilemeyecek kadar karmaşık hâle gelmiştir. Bu nedenle “due diligence” yani hukuki inceleme süreci, modern şirket evliliklerinin vazgeçilmez bir adımıdır.
Ancak bu süreç hukuken zorunlu mudur? Yapılmadığında ne gibi sonuçlar doğurur? Bu makalede hem teorik dayanaklara, hem de kurgusal bir örnek olay üzerinden pratik değerlendirmelere yer vereceğiz.
2. Hukuki İnceleme (Due Diligence) Nedir?
Hukuki inceleme, bir şirketin devralınmadan veya birleşilmeden önce, alıcı tarafça yapılan sistematik bir risk analizidir. İncelemenin amacı, devralınacak şirketin:
-
Sahip olduğu taşınır ve taşınmaz malvarlığı,
-
Sözleşme ilişkileri,
-
Çalışanlarla olan iş sözleşmeleri,
-
Mevcut dava ve icra dosyaları,
-
Fikri mülkiyet hakları,
-
Vergi ve sosyal güvenlik yükümlülükleri,
-
Çevresel ve lisans kaynaklı idari yükümlülükleri gibi yönlerini detaylı şekilde ortaya koymaktır.
Bu analiz, yalnızca alıcının karar alma sürecini değil, aynı zamanda birleşme veya devir sözleşmesinin hükümlerini de doğrudan şekillendirir.
3. Hukuken Zorunlu mu? Zorunluluk Nereden Doğar?
Türk hukukunda due diligence, açıkça düzenlenmiş bir yasal zorunluluk değildir. Ancak bu, yapılmamasının risk doğurmayacağı anlamına gelmez.
Zira:
-
Türk Borçlar Kanunu m.2’de yer alan dürüstlük kuralı,
-
“Sözleşme öncesi sorumluluk” (culpa in contrahendo) ilkesi,
-
Basiretli tacir ilkesi (TTK m.18)
gibi genel hükümler gereğince, tarafların müzakerelerde dikkatli, açık ve bilgi paylaşımına dayalı hareket etmesi gerekir. Hukuki inceleme yapmayan bir alıcı, basiretli tacir gibi davranmadığı gerekçesiyle sonraki zararlarını tazmin edemez. Satıcı ise eksik ya da yanıltıcı bilgi verdiğinde sorumlu olabilir.
4. Yapılmadığında Ortaya Çıkabilecek Riskler Nelerdir?
Hukuki incelemenin ihmal edilmesi, çok sayıda ciddi ve geri döndürülemez sonuca yol açabilir:
a. Gizli Borçlar ve Tazminatlar
Devralınan şirketin geçmişe dönük işçi alacakları, SGK borçları, vergi cezaları ya da cezai sözleşme hükümleri alıcının üzerine kalabilir.
b. Devam Eden Dava ve Takipler
Şirketin taraf olduğu icra dosyaları veya yüksek tazminat talepli davalar işlem tamamlandıktan sonra ortaya çıkarsa, alıcı bu davaların tüm sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalır.
c. Ruhsat ve Lisans Problemleri
Bazı şirket faaliyetleri ruhsata veya özel idari izne tabidir. Devir işlemlerinde bu belgelerin geçerli olup olmadığı veya devredilip devredilemeyeceği hayati önem taşır.
d. Sözleşme Devri Engelleri
Şirketin kritik önemdeki sözleşmelerinin üçüncü kişilerle imzalanmış ve devre izin vermeyen hükümler içermesi hâlinde, işlem sonrasında hizmet akışları durabilir.
e. Kişisel Veri ve KVKK Uyum Eksiklikleri
Çalışan ve müşteri verilerinin hukuka aykırı işlenmesi, alıcı açısından idari para cezası ve tazminat riski doğurur.
f. Marka, Patent ve Telif Hakkı Sorunları
Marka tescilinin iptali, lisans anlaşmasının devre uygun olmaması gibi durumlar, satın alınan şirketin değerini hızla sıfıra indirebilir.
5. Kurgu Olay: “VeriSoft A.Ş. Devralması”
Olay:
“Teknova Teknoloji A.Ş.”, pazardaki konumunu güçlendirmek amacıyla küçük ölçekli bir yazılım şirketi olan “VeriSoft A.Ş.”’yi satın alır. Ancak satın alma sürecinde kapsamlı bir hukuki inceleme yapılmamıştır. Süreç, sadece muhasebe kayıtları ve yüzeysel sözleşme taraması ile tamamlanır.
Satın alma tamamlandıktan sonra ortaya çıkan sorunlar:
-
VeriSoft’un 5 çalışanı, geçmişe dönük fazla mesai alacakları için dava açar. Mahkeme, 2.3 milyon TL tazminata hükmeder.
-
Şirketin yurtdışındaki bir müşteriyle yaptığı yazılım lisans sözleşmesi, “devre konu edilemez” hükmü içerdiğinden iptal edilir. Bu müşteri, şirketin yıllık gelirinin %40’ını oluşturmaktadır.
-
Yazılım ürünlerinde üçüncü taraf API kullanımına ilişkin ruhsat eksikliği fark edilir. Söz konusu API sağlayıcısı, 500.000 USD’lik hak ihlali talebinde bulunur.
-
KVKK’ya aykırı biçimde işlenmiş müşteri verileri nedeniyle KVK Kurulu tarafından 1.100.000 TL idari para cezası kesilir.
Sonuç:
Teknova Teknoloji, birleşme maliyetinden çok daha fazla zararla karşılaşır ve yatırımı stratejik olarak başarısız olur. Tüm bu zararlar, sadece kapsamlı bir hukuki inceleme yapılmadığı için öngörülememiştir.
6. Teorik Dayanaklar ve Pratik Öneriler
Teorik Temeller:
-
Culpa in contrahendo: Sözleşme öncesinde tarafların iyi niyet ve dürüstlük kuralına uygun davranma yükümlülüğü vardır.
-
Basiretli Tacir İlkesi: TTK m.18 uyarınca, ticari işlerde öngörülebilir risklerin değerlendirilmesi gerekir.
-
Edimlerin dengeli belirlenmesi: Hukuki inceleme yapılmadan sözleşme kurulması hâlinde taraflar arasındaki edim dengesi bozulabilir.
Pratik Öneriler:
-
Veri Odası Oluşturun: Satıcı taraf tüm belgeleri dijital ortamda toplamalı.
-
Çapraz Ekip Kurun: Hukukçular, mali danışmanlar, çevre ve veri uzmanları beraber çalışmalı.
-
Sözleşmeye Koruyucu Hükümler Ekleyin: Satıcının beyan ve taahhütleri, tazminat hükümleri, escrow hesap sistemi.
-
İncelemeyi Aşamalandırın: Ön inceleme → detaylı denetim → hukuki görüş → karar.
7. Sonuç: Riskten Kaçınmanın Değil, Riskleri Bilerek Yönetmenin Aracı
Birleşme ve devralma işlemleri, her zaman belirsizlik barındıran ve ciddi mali riskler içeren stratejik kararlardır. Hukuki inceleme, bu riskleri ortadan kaldırmaz; ancak önceden tespit ederek, öngörülebilir, yönetilebilir ve sözleşmeye yansıtılabilir hâle getirir. Due diligence, hukuken zorunlu olmasa da, ticari hayatın pratiğinde fiilen zorunludur.
Hukuk Fakültesi Öğrencisi Gamze Akbulut