Bilişim Yoluyla Yağma / İstanbul Bilişim Avukatı
I. GİRİŞ
Teknolojinin baş döndürücü gelişimi, suç tiplerini de dönüştürmektedir. Özellikle bilişim sistemlerinin suç işleme aracı haline gelmesiyle birlikte klasik suç tipleri yeni görünümler kazanmaktadır. Bu kapsamda, yağma suçu da dijital ortama taşınmış ve “bilişim yoluyla yağma” kavramı gündeme gelmiştir. Özellikle sosyal medya tehditleri, veri şantajları, çevrim içi tehdit mesajları ve dijital ortamlarda malvarlığına yönelen cebir ve tehdit eylemleri, hem ceza hukukunun sınırlarını hem de uygulamanın yorum alanını zorlamaktadır.
Bu çalışmada, Türk Ceza Kanunu kapsamında düzenlenen yağma suçunun (TCK m.148-150) dijital ortama taşınmış hali olan “bilişim yoluyla yağma” sorunu hem normatif hem içtihat bazında ele alınacaktır. Ayrıca bu suçun diğer bilişim suçlarıyla sınır ilişkisi, uygulamada karşılaşılan problemler ve çözüm önerileri de değerlendirilecektir.
II. YAĞMA SUÇUNUN KAVRAMSAL VE KANUNİ ÇERÇEVESİ
A. Tanım ve Unsurlar
Türk Ceza Kanunu’nun 148. maddesine göre yağma suçu; “kişinin cebir veya tehdit kullanarak başkasına ait malı teslim ettirmesi veya malı vermeye mecbur bırakması” şeklinde tanımlanır. Suçun unsurları:
-
Malvarlığına yönelik bir fiil,
-
Mağdurun rızasının cebir veya tehdit yoluyla ortadan kaldırılması,
-
Failin ekonomik menfaat elde etmesi amacı ile hareket etmesidir.
B. Nitelikli Haller
TCK m.149’da yağma suçunun nitelikli halleri düzenlenmiştir. Özellikle suçun:
-
Silahla işlenmesi,
-
Birden fazla kişiyle birlikte işlenmesi,
-
Kişinin kendisini kamu görevlisi olarak tanıtması,
-
Bilişim sistemlerinin kullanılması,
gibi durumlar suçu ağırlaştırmaktadır.
III. BİLİŞİM YOLUYLA YAĞMA: YENİ BİR SUÇ FORMU MU?
A. Dijital Tehdit Yoluyla Malvarlığına El Koyma
Günümüzde, failin mağduru dijital platformlar aracılığıyla tehdit etmesi ve bu tehdit sonucunda mağdurun banka havalesi, kripto para transferi veya sanal varlık devri gibi yollarla ekonomik değer aktarması sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.
Örnek: Fail, mağdurun özel görüntülerini ele geçirerek, bunları paylaşmakla tehdit eder ve mağdurdan para ister. Bu durumda, tehdit eylemi fiziksel değil dijitaldir. Ancak sonuç itibariyle mağdurun rızası baskı altında alınmış ve malvarlığı zararı oluşmuştur.
B. Şantaj mı, Yağma mı?
Bu noktada “şantaj” (TCK m.107) ile “yağma” suçu arasındaki sınır önemlidir. Yargıtay içtihatlarına göre eğer tehdit eylemi malın bizzat verilmesine, yani bir fiili teslim veya ekonomik kayba neden oluyorsa, suç yağma kapsamına girebilir.
IV. UYGULAMADA SORUNLU ALANLAR
A. Tehdidin Niteliği: Fiziksel mi, Dijital mi?
TCK m.148’de geçen “cebir veya tehdit” ifadeleri, geleneksel olarak fiziksel ortamı çağrıştırmaktadır. Ancak Yargıtay kararlarında tehdit eyleminin e-posta, SMS, sosyal medya mesajı yoluyla yapılması da yeterli sayılmaktadır.
Bu bağlamda, sanal ortamda gerçekleşen tehditlerin fiziki şiddet kadar etkili olduğu ve mağdurun özgür iradesini ortadan kaldırdığı kabul edilmektedir.
B. Bilişim Suçları ile Sınır Sorunu
Bazı eylemler hem yağma, hem şantaj, hem de kişisel verilerin hukuka aykırı kullanımı (TCK m.136) suçlarını bir arada doğurabilir. Bu durumda failin kastı, suçun konusu ve mağdurun davranışı birlikte değerlendirilmelidir.
C. Tespiti ve İspatı
-
IP adresleri, mesaj kayıtları, banka dekontları, kripto para transfer logları gibi dijital delillerin toplanması şarttır.
-
Siber suçlar birimleriyle işbirliği büyük önem taşır.
-
Mağdurun rızası olup olmadığının belirlenmesi için psikolojik baskının derecesi değerlendirilmelidir.
V. YAĞMA SUÇUNDA BİLİŞİM SİSTEMİNİN KULLANILMASI NİTELİKLİ HAL MİDİR?
TCK m.149/1-f bendine göre suçun “bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle” işlenmesi nitelikli haldir ve ceza artırımı uygulanır.
Bu hüküm kapsamında dijital ortamdaki tehdit ve şantajlar sadece basit bir bilişim suçu değil, aynı zamanda ağırlaştırılmış yağma olarak cezalandırılabilir.
VI. CEZA HUKUKU AÇISINDAN DEĞERLENDİRME
A. Suçun Teşebbüs Aşamasında Kalması
Bazı durumlarda mağdur ödeme yapmamış olsa bile fail tehdit ve şantaj girişiminde bulunmuştur. Bu durumda “yağmaya teşebbüs” suçu oluşur. TCK m.35’e göre teşebbüs halinde faile verilecek ceza, tamamlanmış suça göre indirilebilir.
B. Gönüllü Vazgeçme
Fail, tehdit sonrası mağdurdan mal almaktan vazgeçerse, bu durum TCK m.36 kapsamında “gönüllü vazgeçme” olarak değerlendirilebilir. Ancak bu indirimin uygulanması için failin kendi iradesiyle vazgeçmesi gerekmektedir.
VII. KORUYUCU VE ÖNLEYİCİ MEKANİZMALAR
-
KVKK ve Siber Güvenlik Önlemleri:
Bilişim yoluyla yağma suçlarının önemli bir kısmı, kişisel verilerin kötüye kullanılmasıyla bağlantılıdır. Bu sebeple veri güvenliği konusunda daha sıkı önlemler alınmalıdır. -
Mağdur Destek Hatları ve Erişimi Kolay Başvuru Mekanizmaları:
Özellikle dijital şantaj mağdurlarının kolayca ihbarda bulunabileceği sistemler kurulmalıdır. -
Polis ve Savcıların Uzmanlaşması:
Siber suçlar alanında uzmanlaşmış birimlerin güçlendirilmesi, delil toplama ve hızlı müdahale açısından elzemdir.
VIII. SONUÇ VE ÖNERİLER
Bilişim yoluyla işlenen yağma suçları, dijital çağın karmaşık ve çok katmanlı suç tiplerinden biridir. Mevzuat, bu suç tipine dair düzenlemeler içermekle birlikte uygulamada normlar arası ayrım, suç vasfının belirlenmesi ve ispat yükü gibi ciddi problemler yaşanmaktadır.
Yargıtay’ın konuya ilişkin içtihatları, dijital tehditlerin de cebir ve tehdit kapsamında değerlendirilebileceğini ortaya koymakta, ancak bu yaklaşımın istikrarlı ve sistematik bir biçimde uygulanması için daha fazla örneğe ihtiyaç duyulmaktadır.
Yasal altyapının netleştirilmesi, uygulayıcıların bu alanda eğitilmesi ve mağdurların korunmasına dönük politikaların geliştirilmesi, bilişim yoluyla yağma suçunun etkin şekilde önlenmesi açısından elzemdir.