Single Blog Title

This is a single blog caption

App Store ve Google Play Rekabet Hukukunu İhlal Ediyor Olabilir mi?

  1. Giriş

Mobil uygulama pazarları, akıllı cihazların yaygınlaşmasıyla birlikte dijital ekonominin en stratejik alanlarından biri haline gelmiştir. Apple’ın App Store’u ve Google’ın Play Store’u, bu pazarın iki hâkim aktörüdür. Bu platformlar; uygulamaların dağıtımı, pazarlanması ve ücretlendirilmesi üzerinde tam kontrol sağlamaktadır. Ancak bu kontrol, özellikle geliştiriciler ve kullanıcılar açısından rekabet hukukunun temel prensipleriyle çatışan uygulamaları da beraberinde getirmiştir.

Bu makalede, mobil uygulama ekosisteminin yapısı, pazar tanımı, hâkim durumun kötüye kullanılması ve uygulama içi satın alma zorunluluğu gibi sorunlar hem Türk Rekabet Hukuku hem de AB/ABD uygulamaları ışığında değerlendirilecektir.

  1. Mobil Uygulama Ekosistemi ve Pazar Tanımı

Bir mobil uygulama ekosistemi; işletim sistemi (iOS, Android), uygulama mağazası, geliştiriciler ve son kullanıcılar arasındaki çok taraflı bir pazar yapısını ifade eder. Bu pazarlarda “platform etkisi” baskındır; yani mağaza ne kadar çok geliştirici çekerse o kadar fazla kullanıcı, ne kadar çok kullanıcı varsa o kadar fazla geliştirici çekmektedir. Bu da App Store ve Google Play’in doğal tekel özellikleri göstermesine neden olmaktadır.

Türk Rekabet Kurulu da bu yapıyı değerlendirmiş ve 2022/07-31 sayılı önaraştırma raporunda “mobil uygulama dağıtım hizmetleri pazarı”nı ilgili pazar olarak tanımlamıştır.

  1. Hâkim Durum ve Rekabetin Kötüye Kullanılması

4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 6. maddesine göre, hâkim durumun kötüye kullanılması yasaktır. App Store ve Google Play, mobil cihaz kullanıcılarının uygulama indirmesi için zorunlu geçit (essential facility) haline geldiğinden, bu platformlar üzerinde geliştiricilere uygulanan kurallar ciddi rekabet ihlali riski taşır.

3.1. Uygulama İçi Satın Alma (In-App Purchase – IAP) Zorunluluğu

Apple, uygulama içi satın almalarda yalnızca kendi ödeme altyapısının kullanılmasına izin vermektedir. Bu durumda;

  • Geliştiriciler, Apple’ın %15-30 komisyonunu ödemek zorunda kalır
  • Fiyatlar yükselir, son kullanıcı zarara uğrar
  • Alternatif ödeme sistemlerinin dışlanması, giriş engeli oluşturur

ABD’de açılan Epic Games v. Apple davası bu konuya örnektir. Epic Games, App Store’un IAP sistemini by-pass eden güncellemesi sonrası uygulamadan atılmış, Apple’ın bu davranışı “rekabeti sınırlayıcı uygulama” olarak mahkemeye taşınmıştır. Kaliforniya Bölge Mahkemesi, Apple’ın IAP sistemini “tüketici zararı olmadan tekelleşme” olarak değerlendirmemiş, ancak uygulama içi yönlendirmeyi engellemenin rekabet ihlali olduğunu kabul etmiştir.

3.2. Self-Preferencing (Kendi Hizmetlerini Öne Çıkarma)

Google Play ve App Store, kendi uygulamalarını mağaza arama sonuçlarında öncelikli gösterebilmekte ve üçüncü taraf uygulamaları dezavantajlı hale getirmektedir. Bu davranış, AB Komisyonu’nun 2018 tarihli Android kararında da “hâkim durumun kötüye kullanılması” olarak değerlendirilmiş ve Google’a 4.34 milyar euro ceza verilmiştir.

  1. Komisyon Oranları ve Fiyat Sıkışması

Apple ve Google, dijital ürün satışlarında uygulama geliştiricilerden %15 ila %30 arasında komisyon almaktadır. Bu oranlar:

  • Yeni geliştiriciler için giriş engeli yaratmakta
  • Fiyatlandırmada sınırlayıcı etki doğurmakta
  • Tüketici refahını azaltmaktadır

Özellikle Spotify ve Netflix gibi abonelik hizmetleri, bu komisyon oranlarının yüksekliği nedeniyle uygulamalarını kısıtlamış, tüketicileri web üzerinden abone olmaya yönlendirmiştir. Bu da kullanıcı deneyimini bozmakta ve adil rekabeti zedelemektedir.

  1. Türk Rekabet Kurumu Uygulamaları

Türk Rekabet Kurulu, App Store ve Google Play hakkında bugüne kadar hem önaraştırmalar hem de kapsamlı soruşturmalar yürütmüştür.

5.1. Google Kararları

  • 2021 yılında, Google’a arama sonuçlarında kendi hizmetlerini öne çıkardığı için 296 milyon TL idari para cezası uygulanmıştır.
  • 2022/07-31 sayılı kararda, Google’ın Android işletim sistemi ile uygulama mağazasını “paket halinde” sunması eleştirilmiş ve “bağımsız hareket kabiliyetini sınırlandırıcı” bulunmuştur.

5.2. Apple İncelemesi

Apple hakkında Rekabet Kurumu 2021 yılında bir önaraştırma başlatmış ve IAP zorunluluğunun Türkiye’de de rekabeti sınırlayabileceğini belirtmiştir. Süreç hâlen izlenmektedir.

  1. Avrupa Birliği ve Yeni Regülasyonlar

AB, dijital platformların piyasa gücünü sınırlandırmak amacıyla Dijital Piyasalar Yasası (DMA) adını verdiği yeni bir düzenleme yürürlüğe koymuştur. Bu düzenleme ile;

  • Hâkim dijital platformlara (Apple, Google vb.) “gatekeeper” (geçit bekçisi) statüsü verilmiş
  • Farklı ödeme sistemlerine izin verilmesi zorunlu hale getirilmiş
  • Self-preferencing yasaklanmıştır

AB Komisyonu, DMA kapsamında 2024 yılında Apple ve Google’dan savunma istemiş, uyum yükümlülüklerini uygulamayan şirketler hakkında yeni yaptırımlar gündeme gelmiştir.

  1. ABD’de Yargı Süreçleri

ABD’de Epic Games, Match Group (Tinder), Spotify gibi büyük aktörler, Apple ve Google’a karşı antitröst davaları açmıştır. Bu davalarda temel iddialar:

  • Kendi altyapılarını zorunlu tutmak
  • Alternatif uygulama mağazalarını engellemek
  • Rekabeti dışlayıcı sözleşme hükümleri içermek

Bu davalar halen devam etmekte olup, ABD Federal Ticaret Komisyonu’nun (FTC) da sürece müdahil olması beklenmektedir.

  1. Çözüm Önerileri ve Alternatifler

Günümüzde geliştiriciler ve kullanıcılar için en fazla dile getirilen çözüm önerileri şunlardır:

  • Alternatif uygulama mağazalarının kullanımına izin verilmesi (sideloading)
  • Komisyon oranlarının makul düzeye çekilmesi
  • Fiyat belirleme özgürlüğünün uygulama geliştiricilere tanınması
  • Uygulama içi yönlendirme (link verme) hakkının engellenmemesi
  • Tüketiciye açık şeffaflık raporlarının yayımlanması

DMA benzeri regülasyonlar Türkiye’de de ikincil mevzuatla veya Rekabet Kurulu kararlarıyla teşvik edilebilir.

  1. Sonuç ve Değerlendirme

Mobil uygulama mağazaları, dijital ekonominin ana damarı haline gelmişken; bu alanda faaliyet gösteren platformların tek taraflı dayatmaları, hem geliştiricileri hem de tüketicileri ciddi şekilde sınırlamaktadır. Apple ve Google gibi aktörlerin “geçit bekçisi” konumunda olması, klasik rekabet kuramlarını zorlayıcı yeni sorunlar doğurmuştur.

Türk Rekabet Kurumu’nun bu alandaki adımları umut verici olsa da, yeni dijital platformlar yasası, açık API düzenlemeleri ve ödeme altyapısı çeşitliliğini sağlayacak yapısal önlemler zorunlu hale gelmiştir.

App Store ve Google Play’in hâkimiyetinde sürdürülen mevcut sistem, sadece geliştiriciye değil, nihai kullanıcıya da yüksek maliyet, seçenek kıtlığı ve şeffaflık eksikliği olarak geri dönmektedir. Rekabetin korunması, dijital inovasyonun önünü açmak ve kullanıcı refahını artırmak için bu piyasaların daha rekabetçi hale getirilmesi artık bir zorunluluktur.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button