Adli Kontrol Nedir? Şartları, Süresi ve İtiraz Yolları
Giriş
Ceza yargılamasında temel ilke, masumiyet karinesidir. Bir kişinin suçu sabit olana kadar özgürlüğünün kısıtlanmaması esastır. Ancak bazı durumlarda, soruşturma veya kovuşturma sürecinin sağlıklı ilerlemesi için geçici tedbirlerin uygulanması gerekir. Tutuklama, kişi özgürlüğünü kısıtlayan en ağır koruma tedbiri iken, adli kontrol, tutuklamaya alternatif daha hafif bir tedbir olarak Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) yer almaktadır.
Adli kontrol tedbiri, şüpheli veya sanığın tutuklanmasına gerek olmadan, belirli yükümlülükler altına sokularak özgürlüğünün sınırlı şekilde kısıtlanmasıdır. CMK m.109-115 arasında düzenlenen adli kontrol, hem tutuklama oranını azaltmak hem de adil yargılanma hakkını korumak amacıyla uygulanır.
Adli Kontrolün Hukuki Dayanağı
Adli kontrol, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 109. maddesinde ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Kanuna göre, tutuklama nedenlerinin varlığı halinde, tutuklama yerine adli kontrol uygulanabilir.
CMK m.109/1:
“Üst sınırı 3 yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda tutuklama kararı verilemez, ancak adli kontrol kararı uygulanabilir.”
Böylece, önemsiz suçlarda tutuklama yerine, adli kontrol tedbirine başvurularak kişi özgürlüğüne daha az müdahale edilir.
Adli Kontrolün Amacı
-
Tutuklamanın bir cezaya dönüşmesini önlemek,
-
Soruşturma sürecini güvence altına almak,
-
Kişinin kaçmasını veya delilleri karartmasını engellemek,
-
Masumiyet karinesine uygun hareket etmek.
Adli kontrol, kişi hakkında kesin hüküm verilmeden özgürlüğünün tamamen kısıtlanmasını engeller ve toplumsal düzen ile bireysel özgürlük arasında denge sağlar.
Adli Kontrol Kararı Kim Tarafından Verilir?
-
Soruşturma evresinde: Sulh Ceza Hakimliği tarafından, savcının talebi üzerine verilir.
-
Kovuşturma evresinde: Mahkeme tarafından doğrudan verilebilir.
-
Şüpheli veya sanığın talebiyle: Tutuklama talebi yerine adli kontrol talebi de sunulabilir.
Adli Kontrol Tedbirleri Nelerdir?
CMK m.109/3’e göre, adli kontrol altında tutulacak kişiye aşağıdaki yükümlülüklerden biri veya birkaçı getirilebilir:
-
Belirlenen yerlere belirli aralıklarla başvurma (örneğin karakola imza atma).
-
Yurt dışına çıkmama yasağı.
-
Belirlenen yerleşim yerinden ayrılmama (şehir veya ilçe sınırında kalma).
-
Belirli kişi veya kişilerle görüşmeme.
-
Araç kullanmama veya belirli faaliyetlerden men edilme.
-
Alkol veya uyuşturucu kullanmama.
-
Eğitim veya meslek programlarına katılma.
-
Teminat (kefalet) yatırma.
-
Elektronik kelepçe ile izlenme (CMK m.109/4).
Bu yükümlülükler, suçun niteliğine ve kişinin durumuna göre mahkeme tarafından belirlenir.
Adli Kontrolün Süresi
Adli kontrolün süresi, tutuklama süresiyle sınırlıdır.
-
Ağır cezalık suçlarda: Azami 2 yıl, gerekçeli karar ile 3 yıla kadar uzatılabilir.
-
Diğer suçlarda: 1 yıl süreyle uygulanabilir, zorunlu hallerde 6 ay daha uzatılabilir.
Ancak çocuklar hakkında uygulanan adli kontrol en fazla 6 ay sürer ve bu süre 6 ay daha uzatılabilir.
Adli Kontrol Kararına İtiraz
Adli kontrol kararına karşı 7 gün içinde itiraz mümkündür. İtiraz, kararı veren sulh ceza hakimliği veya mahkeme dışında bir üst mahkemeye yapılır.
İtiraz dilekçesi, kişinin özgürlüğünün kısıtlandığını, tedbirin ölçüsüz olduğunu ve tutuklamanın şartlarının oluşmadığını ortaya koymalıdır.
Adli Kontrol Tedbirinin İhlali
Adli kontrol yükümlülüklerine uymayan kişi hakkında:
-
Tutuklama kararı verilebilir.
-
Para cezası uygulanabilir (CMK m.112).
-
İhlal tekrar edilirse, ceza infaz kurumuna gönderilmesi mümkündür.
Adli Kontrol ve Tutuklama Arasındaki Fark
-
Tutuklama, kişi özgürlüğünü tamamen kısıtlayan bir tedbirdir; adli kontrol ise kişi özgürlüğünü kısmen sınırlar.
-
Tutuklama, genellikle ağır suçlarda ve kaçma şüphesinde uygulanır; adli kontrol daha hafif suçlarda önceliklidir.
-
Tutuklama süresi sınırlı iken, adli kontrol daha esnek ve taksitlendirilmiş bir yükümlülük getirebilir.
Adli Kontrolün İhlali ve Yaptırımlar
Adli kontrol kurallarına uymayan şüpheli veya sanık, hakim kararıyla tutuklanabilir. Örneğin, karakola imza atma yükümlülüğünü sürekli ihmal eden biri hakkında savcılık tutuklama talebinde bulunabilir.
Uygulamada Adli Kontrol Tedbirleri
Uygulamada en çok görülen adli kontrol tedbirleri şunlardır:
-
Karakola imza atma: Genellikle haftada 1-3 kez uygulanır.
-
Yurt dışı yasağı: Özellikle ekonomik suçlarda ve kaçma riski olan hallerde.
-
Elektronik kelepçe: Ev hapsi ile birlikte veya tek başına kullanılabilir.
Adli Kontrolün Kaldırılması
Kişi veya avukatı, adli kontrolün kaldırılması için dilekçe verebilir. Mahkeme, şartların ortadan kalktığı kanaatine varırsa tedbiri kaldırır. Özellikle deliller toplandıktan sonra kaçma şüphesi kalmayan kişiler için adli kontrol kaldırılabilir.
Adli Kontrolün İnsan Hakları Boyutu
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), adli kontrol tedbirlerinin orantılılık ilkesine uygun olması gerektiğini vurgulamaktadır. Gereksiz şekilde uzun süren adli kontrol, kişi özgürlüğüne aykırı bulunabilir. Bu nedenle süreli inceleme ve yargı denetimi esastır.
Sonuç
Adli kontrol, tutuklama gibi ağır tedbirlerin önüne geçerek kişi özgürlüğünü koruyan önemli bir mekanizmadır. Ancak uygulamada ölçüsüz tedbirler, uzun süreli kısıtlamalar ve kararların gerekçesiz olması gibi sorunlar yaşanabilmektedir.
Öneriler:
-
Mahkemeler, adli kontrol kararlarını verirken kişinin durumunu, suçun ağırlığını ve soruşturmanın gerekliliklerini dikkatle değerlendirmelidir.
-
Tedbirin süresi, gereksiz uzatılmadan belirli aralıklarla gözden geçirilmelidir.
-
Adli kontrolün kaldırılması talepleri, hızlı ve etkin bir şekilde incelenmelidir.