REÇETEDE SAHTECİLİK SUÇU
Giriş
Sağlık hizmetleri, bireylerin yaşam kalitesini artırmak ve hastalıklarla mücadele etmek amacıyla sunulan hizmetlerin bütününü kapsar. Bu hizmetlerin en önemli bileşenlerinden biri olan reçeteler, doktorların hastalarına uygun tedaviyi belirleyip yönlendirmede kullandıkları temel araçlardır. Ancak, son yıllarda reçete sahteciliği, hem sağlık hizmetlerinin güvenilirliğini tehdit eden bir sorun haline gelmiş hem de hukuki boyutuyla sağlık hukukunda önemli bir tartışma konusu olmuştur.
Reçete sahteciliği, hem hastaların sağlıklarını tehlikeye atan hem de kamu sağlığını tehdit eden bir durumdur. Makalede, reçete sahteciliği konusu, Türk Ceza Kanunu ve ilgili diğer mevzuatlar çerçevesinde ele alınarak hukuki değerlendirmesi yapılacaktır. Ayrıca, bu suça ilişkin yargı kararları ve uygulamada karşılaşılan sorunlar incelenecektir.
I. Reçete Sahteciliği
I. Reçete Sahteciliği Kavramı
Reçete sahteciliği, doktorlar, eczacılar veya hastalar tarafından düzenlenen sahte reçetelerle ilaçların usulsüz şekilde temin edilmesi anlamına gelir. Sahte reçete, doktorun imzası veya kaşesi taklit edilerek düzenlenmiş olabileceği gibi, mevcut bir reçetede değişiklik yapılması suretiyle de oluşturulabilir. Bu durum, hem hastanın sağlık durumunu tehlikeye atmakta hem de ilaçların kötüye kullanımına yol açmaktadır.
Reçete sahteciliği, genellikle maddi kazanç elde etme amacıyla yapılmakta olup, özellikle reçeteye tabi ve pahalı ilaçların illegal yollarla temin edilmesinde sıkça karşılaşılan bir durumdur. Ayrıca, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin temini amacıyla da sahte reçeteler düzenlenebilmektedir.
II. Türk Ceza Kanunu’nda Reçete Sahteciliği
Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) reçete sahteciliği doğrudan düzenlenmiş bir suç tipi olmamakla birlikte, bu fiil, sahtecilik suçları ve sağlık mevzuatına aykırılıklar kapsamında değerlendirilebilir. Bu bağlamda, TCK’nın çeşitli maddeleri reçete sahteciliğine ilişkin hukuki yaptırımları içermektedir.
- TCK Madde 204 – Resmi Belgede Sahtecilik: Reçeteler, doktorlar tarafından düzenlenen resmi belgeler niteliğinde olup, sahte reçete düzenlemek veya mevcut bir reçetede değişiklik yapmak, bu madde kapsamında resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturabilir. Maddeye göre: “Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçeğe aykırı belgeyi kullanan veya bu belgede sahtecilik yapan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Reçetelerin resmi belge niteliği taşıdığı kabul edildiğinde, reçete sahteciliği de bu kapsamda değerlendirilir. Özellikle doktorun bilgisi dışında düzenlenen sahte reçeteler veya doktorun kaşe ve imzasının taklit edilmesi gibi durumlar, bu suçu oluşturur.
- TCK Madde 207 – Özel Belgede Sahtecilik: Bir reçete, eğer bir kamu görevlisi tarafından düzenlenmemişse, yani özel bir sağlık kuruluşunda düzenlenmiş bir belge ise, bu durumda özel belgede sahtecilik suçu gündeme gelir. TCK’nın 207. maddesi bu suçu şu şekilde tanımlar: “Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçeğe aykırı belgeyi kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
- TCK Madde 158 – Nitelikli Dolandırıcılık: Reçete sahteciliği aynı zamanda dolandırıcılık suçu kapsamında da değerlendirilebilir. Özellikle sosyal güvenlik kurumları üzerinden ilaç temini yapılarak haksız kazanç elde edilmesi, TCK’nın 158. maddesi kapsamında nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturur. Bu suç, sağlık hizmetlerinden haksız yararlanma ve kamu zararına yol açma niteliği taşıdığından, cezaları daha ağırdır. TCK 158. madde şu şekilde düzenlenmiştir: “Dolandırıcılık suçu, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına işlenmişse, üç yıldan on yıla kadar hapis cezası ve beş bin güne kadar adli para cezası verilir.”
II. Reçete Sahteciliği ile Mücadelede İlgili Mevzuat
I. 6197 Sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun
Eczacılar ve eczaneler hakkında düzenlemeler içeren 6197 sayılı kanun, reçete sahteciliği ile mücadelede önemli hukuki araçlardan biridir. Bu kanun, eczanelerin reçete ve ilaç temin süreçlerinde uyması gereken kuralları belirlemekte ve bu kurallara aykırılık durumunda uygulanacak yaptırımları düzenlemektedir.
Örneğin, sahte reçete ile ilaç temin eden veya bu tür reçeteleri kabul eden eczacılar hakkında mesleki disiplin yaptırımları öngörülmektedir. Ayrıca, eczanelerin denetimi ve reçetelerin doğruluğunun kontrolü, bu kanun kapsamında Sağlık Bakanlığı tarafından sıkı bir şekilde izlenmektedir.
II. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
5510 sayılı kanun, sosyal güvenlik sistemini düzenleyen ve reçete sahteciliği ile mücadelede önemli bir yer tutan mevzuatlardan biridir. Bu kanun, sosyal güvenlik kurumları üzerinden temin edilen ilaçlar ve reçetelerle ilgili usulsüzlükleri engellemeyi amaçlar. Kanunun 102. maddesi, sosyal güvenlik sisteminin suiistimali durumunda uygulanacak yaptırımları düzenlemektedir.
Bu kanun çerçevesinde, sahte reçetelerle ilaç temin edilmesi halinde, sosyal güvenlik kurumlarının zarara uğratılması söz konusu olur ve bu durum idari para cezaları ve sosyal güvenlik hizmetlerinden men gibi yaptırımlarla sonuçlanabilir.
III. Sağlık Uygulama Tebliği (SUT)
Sağlık Uygulama Tebliği, sosyal güvenlik kurumları üzerinden sunulan sağlık hizmetlerine ilişkin düzenlemeler içermekte olup, reçete sahteciliği ile mücadelede önemli bir role sahiptir. SUT, ilaç temini ve reçetelerin düzenlenmesi süreçlerinde dikkat edilmesi gereken kuralları belirlemekte ve bu kurallara aykırılık durumunda uygulanacak yaptırımları açıklamaktadır.
Özellikle, sahte reçetelerle ilaç temini gibi durumlarda, SUT kapsamında sağlık hizmeti sunucularına idari yaptırımlar uygulanabilir ve söz konusu sağlık kuruluşları ile sosyal güvenlik kurumları arasındaki sözleşmeler feshedilebilir.
Danıştay Kararları
Danıştay, reçete sahteciliği ile ilgili idari boyutta alınan kararlar konusunda önemli yargı mercilerinden biridir. Danıştay kararlarında, özellikle kamu hastanelerinde ve sağlık hizmeti sunucularında sahte reçetelerle ilgili denetimlerin artırılması gerektiği vurgulanmaktadır.
Örneğin, Danıştay bir kararında, sahte reçetelerle ilaç temin eden bir sağlık kuruluşunun Sağlık Bakanlığı tarafından verilen ruhsatının iptal edilmesini hukuka uygun bulmuştur. Bu tür kararlar, reçete sahteciliği ile mücadelede idari yaptırımların da etkin bir şekilde uygulanabileceğini göstermektedir.
IV. Reçete Sahteciliğinin Önlenmesi: Hukuki ve Mesleki Önlemler
I. Mesleki Eğitim ve Farkındalık
Reçete sahteciliği ile mücadelede en etkili yollardan biri, sağlık profesyonellerinin mesleki eğitimlerinin artırılması ve bu konuda farkındalık yaratılmasıdır. Doktorlar ve eczacılar, sahte reçetelerin tespit edilmesi konusunda eğitilmeli ve bu tür durumlarla karşılaştıklarında nasıl hareket edecekleri konusunda bilgilendirilmelidir.
Özellikle eczacılar, reçeteleri kontrol ederken dikkatli olmalı ve şüpheli durumlarda reçeteyi düzenleyen doktorla iletişime geçmelidir. Ayrıca, reçetelerin doğruluğunu kontrol eden dijital sistemlerin yaygınlaştırılması, sahte reçetelerin önlenmesinde etkili bir yöntem olabilir.
II. Hukuki Düzenlemeler ve Yaptırımlar
Reçete sahteciliği ile mücadelede hukuki düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması büyük önem taşır. Bu bağlamda, sahte reçete düzenleyen veya bu tür reçeteleri kullanarak haksız kazanç elde eden kişilere yönelik cezai yaptırımların caydırıcı olması gerekmektedir. Ayrıca, sağlık profesyonellerinin mesleki sorumluluklarının artırılması ve denetimlerin sıkılaştırılması, reçete sahteciliğini önleyici tedbirler arasında yer almalıdır.
III. Dijital Sağlık Sistemlerinin Yaygınlaştırılması
Reçete sahteciliğinin önlenmesinde dijital sağlık sistemlerinin kullanımı önemli bir rol oynayabilir. Özellikle e-reçete sistemi, sahte reçete düzenlenmesini ve kullanılmasını engelleyebilir. Bu sistem, doktorlar ve eczacılar arasında dijital bir iletişim ağı oluşturarak reçetelerin doğruluğunu ve güvenilirliğini artırmaktadır.
15. Ceza Dairesi 2017/30259 E. , 2019/3535 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat
Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık …’ın görmediği veya muayene etmediği hak sahipleri adına sahte reçete düzenlediği, sanıklar …, … ve Firuzan Bingöl(İdemen)’ün sağlık yardımından yararlanan… adına ölümünden sonra reçete düzenledikleri, ayrıca sanıklar … ve …’in sağlık karnelerini antibiyotik reçete edilmesi yönünde suistimal edilmesine iştirak ederek kurumun zararına sebebiyet verdikleri ve bu şekilde resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işledikleri iddia edilen olayda; sanık savunmaları, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre sanıkların üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair savunmalarının aksini ispatlar mahkumiyetlerine yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemeyip yüklenen suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin atılı suçların sübut bulduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 08/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
V. Sonuç
Reçete sahteciliği, hem sağlık hizmetlerinin güvenilirliğini tehdit eden hem de kamu sağlığını tehlikeye atan ciddi bir suçtur. Türk Ceza Kanunu ve ilgili mevzuat, reçete sahteciliğine karşı önemli hukuki yaptırımlar öngörmekte olup, bu suçun önlenmesi için hukuki düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Ayrıca, sağlık profesyonellerinin mesleki eğitimlerinin artırılması, dijital sağlık sistemlerinin yaygınlaştırılması ve idari denetimlerin sıkılaştırılması, reçete sahteciliği ile mücadelede önemli adımlar olacaktır. Bu bağlamda, reçete sahteciliğine karşı hem hukuki hem de mesleki düzeyde alınacak önlemler, sağlık hizmetlerinin kalitesini artıracak ve kamu sağlığını koruyacaktır.
Öğrenci Stajyer
Behiye Zeynep Öztürk