İlaç Ar-Ge Sözleşmelerinde Uyuşmazlık: Patent Sahipliği, Know-How Koruması ve MÖHUK Uygulaması
Giriş: İlaç Ar-Ge Sözleşmeleri Artık Çok Uluslu, Çok Ortaklı ve Çok Hukuklu Bir Yapı Taşıyor
2025 yılı itibarıyla ilaç sektörü; üniversiteler, biotech start-up’lar, global ilaç devleri, CRO’lar ve teknoloji şirketleri arasında yapılan çok katmanlı Ar-Ge iş birlikleri üzerine inşa edilmektedir.
Bu iş birliklerinde temel hukuki riskler:
-
Patent sahipliği,
-
Know-how ve ticari sırların korunması,
-
Yetki ve hukuk seçimi,
-
Ortak buluşların paylaşımı,
-
Veri sahibi olma (data ownership),
-
Teknoloji transferi,
-
Ar-Ge fonlarının kullanımı
üzerinde yoğunlaşmaktadır.
MÖHUK, özellikle uluslararası Ar-Ge sözleşmelerinde çapraz hukuk çatışmalarını çözmek için kritik öneme sahiptir.
1. Ar-Ge Sözleşmelerinde Patent Sahipliği Sorunu: Uygulanacak Hukuk Nasıl Belirlenir?
Bir ilacın molekülü, formülasyonu, üretim süreci veya yeni kullanım şekli gibi patentlenebilir unsurlar üzerinde:
-
Sözleşme
-
Ar-Ge faaliyeti
-
Ortak buluş
-
İşveren–çalışan ilişkisi
gibi farklı hukuki ilişkiler bulunmaktadır.
MÖHUK m.24 gereği:
➤ “Taraflar sözleşmede uygulanacak hukuku belirleyebilir.”
Ancak:
Patent hakları, tescil edildiği ülkenin hukukuna tabidir (lex loci protectionis).
Bu ne anlama gelir?
-
ABD’de tescil → ABD hukuku uygulanır
-
AB’de tescil → AB direktifleri ve ülke hukukları uygulanır
-
Türkiye’de tescil → Türk Sınai Mülkiyet Kanunu uygulanır
Dolayısıyla Ar-Ge sözleşmesi İngiliz hukukuna tabi olsa bile Türkiye’de alınacak patent başvurusu için Türk hukuku uygulanır.
2. Ortak Buluşlarda (Joint Invention) Sahiplik Uyuşmazlığı
Birden fazla tarafın katkısıyla ortaya çıkan buluşlarda en büyük sorun:
➡️ “Buluşun sahibi kimdir ve pay oranı nasıl belirlenir?”
Türkiye’de:
-
Ortak buluş → tarafların katkı oranına göre ortaklık doğurur
-
Pay devri → yazılı şekle tabidir
-
Patent başvurusu → tüm ortakların izniyle yapılmalıdır
Yabancı sözleşmelerde sıkça görülen “joint ownership shall not require mutual consent” gibi hükümler:
➤ Türk patent hukuku ile çeliştiği ölçüde geçersizdir.
Bu durum MÖHUK’un emredici hükümler (lois de police) yaklaşımı uyarınca uygulanır.
3. Know-How (Ticari Sır) Koruması: MÖHUK Açısından En Hassas Alan
Know-how koruması Ar-Ge sözleşmelerinin kalbidir.
Sorun şudur:
❗ Know-how uluslararası tescile tabi değildir.
❗ Sözleşme ile korunur ancak kamu düzeni sınırları vardır.
Türkiye’de ticari sır koruması:
-
Türk Ticaret Kanunu
-
Borçlar Kanunu
-
SMK (haksız rekabet hükümleri)
-
KVKK (kişisel veri taşıyan know-how’lar)
tarafından düzenlenir.
Dolayısıyla:
➤ Ar-Ge sözleşmesi İsviçre hukukuna tabi olsa bile know-how’ın Türkiye’de haksız kullanımına ilişkin dava Türk hukukuna göre görülür.
Bu, MÖHUK m.35 kapsamında haksız fiil hükümlerinin devreye girmesiyle olur.
4. Data Ownership ve Klinik Veri Üzerindeki Haklar
Ar-Ge süreçlerinde en değerli unsurlardan biri:
➡️ Klinik veriler, toksisite sonuçları, formülasyon verileri ve stabilite raporlarıdır.
Bu veriler üzerinde hak sahibi kimdir?
Türkiye’de:
-
Veri sahipliği sözleşme ile belirlenebilir
-
Ancak klinik veriler sağlık verisi olduğundan KVKK kapsamındadır
-
Veri aktarımı izne ve açık rızaya tabidir
-
Düzenleyici başvurularda (TİTCK, EMA, FDA) sponsor sahip olarak kabul edilir
Bu nedenle veriye ilişkin tüm hükümler:
✔ Sözleşme +
✔ KVKK +
✔ Emredici sağlık düzenlemeleri
üçlüsüne göre değerlendirilir.
5. Ar-Ge Sözleşmelerinde Yetki Şartı Türk Mahkemelerini Dışlar mı?
Hayır, her durumda dışlamaz.
Sözleşmede:
-
Londra tahkimi
-
ICC tahkimi
-
İsviçre mahkemeleri
belirlenmiş olsa bile aşağıdaki durumlarda Türk mahkemeleri kendini yetkili sayar:
A. Patent Türkiye’de tescil edilecekse
Patent başvurusu ve SMK kaynaklı uyuşmazlıklar → Türkiye’nin münhasır yetkisi
B. Know-how Türkiye’de haksız şekilde kullanıldıysa
Haksız fiil → MÖHUK m.35 gereği Türk mahkemeleri yetkili.
C. Klinik veriler Türk gönüllülerden elde edildiyse
KVKK ve sağlık hukuku → emredici
D. Türk kamu düzenine aykırılık varsa
6. Ar-Ge İş Birliklerinde En Çok Çıkan Uyuşmazlıklar
2025’e kadar görülen en yaygın uyuşmazlıklar:
-
Ortak buluşun tek tarafça tescil edilmesi
-
Know-how’ın rakip şirkete sızdırılması
-
Çalışan-buluş (employee invention) haklarının ihlali
-
Royalty ödemelerinin yapılmaması
-
Teknoloji transfer sürecinin eksik yapılması
-
“Background IP” ile “Foreground IP” ayrımının yanlış yapılması
-
Klinik veriye erişim anlaşmazlıkları
-
Ar-Ge fonunun usulsüz harcanması
Bu uyuşmazlıkların her biri çoğu zaman çoklu hukuk sistemi barındırır.
7. Yabancı Patent ve Ar-Ge Kararlarının Türkiye’de Tenfizi
Bir yabancı mahkeme Ar-Ge sözleşmesine ilişkin karar vermiş olabilir.
Bu kararın Türkiye’de tenfizi için:
-
Karar kesinleşmiş olmalı
-
Kamu düzenine aykırılık olmamalı
-
Patent Türkiye’de tescilli ise karar uygulanamaz (münhasır yetki)
-
Know-how’ın Türkiye’deki kullanımına ilişkin karar haksız fiil niteliğinde olabilir
-
Royalty hesaplaması Türk kamu düzeni ile çelişmemeli
-
Çalışan buluşlarına ilişkin karar SMK’ya uygun olmalı
Bu nedenle Ar-Ge kararlarının tenfizi en yüksek riskli dosya türlerindendir.
8. Ar-Ge Sözleşmelerinde Riskleri Azaltmak İçin Yapılması Gerekenler
✔ Uygulanacak hukuk açıkça belirlenmeli
✔ Emredici Türk hükümlerine uyum maddeleri eklenmeli
✔ Patent stratejisi ülke bazlı olarak planlanmalı
✔ Know-how koruma protokolleri hazırlanmalı
✔ KVKK uyumu sağlanmalı
✔ Data ownership netleştirilmeli
✔ Tahkim şartı açık, kapsamlı ve uygulanabilir olmalı
✔ Çalışan buluşları için ayrı protokoller hazırlanmalı
9. Sonuç: Ar-Ge Sözleşmeleri Artık MÖHUK + Fikri Mülkiyet + Veri Koruma Hukukunun Kesiştiği En Zor Alan
2025 uygulamasına göre:
-
Patent hakları tescil edilen ülkenin hukukuna tabidir
-
Know-how’ın haksız kullanımında Türk mahkemeleri yetkilidir
-
Klinik veri KVKK ve sağlık hukuku tarafından korunur
-
Uygulanacak hukuk seçimi emredici hükümleri bertaraf edemez
-
Ar-Ge sözleşmelerinin yabancı kararlarının tenfizi ciddi risk taşır
Bu nedenle ilaç Ar-Ge projeleri için MÖHUK uyumu, ticari başarı kadar kritik bir unsur hâline gelmiştir.