İlaç Dağıtım Sözleşmelerinde Yetki ve Hukuk Seçimi Uyuşmazlıkları
Giriş: İlaç Dağıtım Ağları Artık Tamamen Çok Ülkeli bir Yapıya Sahip
Biyoteknoloji ve ilaç şirketleri ürünlerini farklı ülkelere dağıtmak için genellikle distribution agreement olarak bilinen dağıtım sözleşmelerine başvurur. Bu sözleşmeler, ürünlerin depolanmasından dağıtımına, satış pazarlamadan stok yönetimine kadar pek çok kritik konuyu düzenler.
2025 itibarıyla çok uluslu ilaç şirketlerinin Türkiye ile yaptığı sözleşmelerde en büyük sorun yetki ve uygulanacak hukuk seçimidir. Çünkü dağıtım faaliyetleri:
-
Rekabet hukuku,
-
İlaç tanıtım yasakları,
-
Farmakovijilans yükümlülükleri,
-
Tedarik zinciri sorumlulukları,
-
Ürün güvenliği ve geri çekme (recall) süreçleri
gibi ağır düzenlemelere tabidir ve bunların çoğu emredici Türk hukuk kurallarıdır. Bu nedenle MÖHUK uygulamasında özel hassasiyet gerektirir.
1. İlaç Dağıtım Sözleşmelerinde Hukuk Seçimi Yapılabilir mi?
Evet. Taraflar genellikle:
-
İngiliz hukuku,
-
İsviçre hukuku,
-
Delaware (ABD) hukuku,
-
Alman hukuku
gibi ticari uyuşmazlıklarda tercih edilen hukukları seçmektedir.
Ancak MÖHUK m.24 gereği:
Hukuk seçimi → emredici Türk hükümlerini bertaraf edemez.
Bu kapsamda özellikle şu alanlar her hâlükârda Türk hukukuna tabidir:
-
Ürün güvenliği
-
Geri çekme kararları
-
TİTCK tanıtım yasakları
-
Farmakovijilans yükümlülükleri
-
Rekabet yasağı ve hakim durumun kötüye kullanılması
-
Depolama ve dağıtım standartları (GDP)
-
Fiyatlandırma ve geri ödeme kuralları
Dolayısıyla “İngiliz hukuku uygulanacaktır” denilse bile bu hükümler Türkiye’de mutlak uygulanır.
2. Dağıtım Sözleşmelerinde Yetki Şartı: Türk Mahkemeleri Devre Dışı Bırakılabilir mi?
Taraflar çoğu zaman:
-
ICC Tahkimi,
-
Londra Tahkimi (LCIA),
-
İsviçre Tahkimi,
-
Alman mahkemeleri
şeklinde yetki belirler.
Ancak şu durumlarda Türk mahkemeleri yine de yetkilidir:
A. Ürün kaynaklı zarar davası varsa
Tüketiciler ve hastalar Türk mahkemelerinde doğrudan dava açabilir.
Yetki şartı onları bağlamaz.
B. Dağıtım zinciri Türkiye’de yürütülüyorsa
MÖHUK m.40 gereği dava Türkiye’de açılabilir.
C. Kamu düzenine aykırılık varsa
Örneğin Türkiye’deki tanıtım yasağının ihlali gibi.
D. Rekabet hukuku ihlallerinde
Rekabet Kurumu’nun yetkisi kesindir.
E. GDP (İlaç dağıtım standartları) ihlalinden kaynaklı davalar
Türkiye’deki faaliyet nedeniyle Türk mahkemeleri yetkili olabilir.
3. Dağıtım Sözleşmelerinin En Kritik Maddeleri: MÖHUK Açısından Değerlendirme
Aşağıdaki başlıklar uluslararası uyuşmazlıklarda en çok risk taşıyan maddelerdir:
A. Münhasırlık (Exclusive Distribution)
Bu madde rekabet hukuku açısından risk taşır.
Türk rekabet kuralları emredici olduğundan hukuk seçimiyle bertaraf edilemez.
B. Tanıtım ve Pazarlama Kısıtlamaları
TİTCK düzenlemeleri kamu düzeni niteliğindedir.
Yabancı hukuk seçimi geçerli olsa bile Türkiye’de uygulanmaz.
C. Geri çekme (Recall) prosedürü
Türkiye’de ürün güvenliği kamu düzenidir.
İngiliz hukuku bunu değiştiremez.
D. PV yükümlülükleri
Farmakovijilans bildirimleri uluslararası nitelikte olsa da Türkiye’de yürürlükte olan düzenlemeler önceliklidir.
E. Fiyat ve iskonto hükümleri
Türkiye’de ilaç fiyatlandırması devlet tarafından belirlenir → Yabancı hukuk uygulanmaz.
4. Dağıtım Sözleşmelerinde Uyuşmazlık Çıktığında Yetkili Mahkeme Nasıl Belirlenir?
Uyuşmazlık türü belirleyicidir:
A. Sözleşmeden kaynaklı uyuşmazlık
→ Tarafların belirlediği tahkim/mahkeme geçerlidir.
B. Ürün sorumluluğu (product liability) davası
→ Türk mahkemeleri kesin yetkilidir.
C. Rekabet hukuku ihlali
→ Rekabet Kurumu ve Türk mahkemeleri.
D. İdari yaptırımlar (TİTCK)
→ Türkiye’nin yetkisi kesindir.
E. Tüketici davası
→ Tüketici lehine Türk mahkemeleri yetkilidir.
5. Yabancı Mahkeme veya Tahkim Kararlarının Türkiye’de Tenfizi
Tenfiz en çok şu alanlarda risklidir:
A. Tanıtım yasağı ihlaline ilişkin kararlar
Kamu düzenine aykırılıktan reddedilebilir.
B. Fiyatlandırma rejimine müdahale eden kararlar
Emredici kurallara aykırıdır.
C. PV yükümlülüklerinin yanlış değerlendirilmesi
Halk sağlığını ilgilendirdiği için sıkı denetim yapılır.
D. Ürün güvenliğine ilişkin yanlış değerlendirme
Türkiye’de tenfiz edilmez.
E. Dağıtım zinciri ihlallerinin rekabet hukuku boyutu
Türk rekabet hukukuna aykırı kararlar tenfiz edilemez.
6. Türk Dağıtıcıların Yabancı Şirketlere Karşı En Sık Açtığı Davalar
2025 verilerine göre en sık görülen uyuşmazlıklar:
-
Haksız fesih
-
Haksız rekabet
-
Münhasırlığın ihlali
-
Sözleşmesel tazminatlar
-
Komisyon ve alacak davaları
-
Ürün güvenliği nedeniyle rücu davaları
Bu davalarda Türk mahkemeleri uygulamada sözleşmedeki hukuk seçimini dar yorumlama eğilimindedir.
7. Dağıtım Sözleşmelerinde Riskleri Azaltmak İçin Öneriler
-
Yetki şartı kamu düzenine aykırı olmayacak şekilde düzenlenmeli
-
Emredici Türk hükümleri açıkça belirtilmeli
-
PV ve recall süreçleri Türkiye’ye özel şekilde yazılmalı
-
Münhasırlık rekabet hukuku sınırlarında bırakılmalı
-
Veri aktarımı KVKK/GDPR uyumlu olmalı
-
Fesih maddeleri Türk Borçlar Kanunu ile uyumlu olmalı
-
Sigorta poliçeleri Türkiye’de geçerli olmalı
-
Tahkim şartı açık ve uygulanabilir olmalı
8. Sonuç: Dağıtım Sözleşmeleri MÖHUK Açısından En Riskli Ticari Alanlardan Biri
İlaç sektörü, diğer ticari sözleşmelerden farklı olarak:
-
Rekabet hukuku,
-
Ürün güvenliği,
-
Farmakovijilans,
-
Tanıtım yasakları,
-
Depolama-dağıtım standartları
gibi kamu düzeni ağırlıklı alanlara sahiptir.
Bu nedenle hukuk seçimi ve yetki şartı yapılsa bile:
Emredici Türk hükümleri mutlaka uygulanır.
Türk mahkemeleri birçok durumda yine yetkili olabilir.
Dağıtım sözleşmeleri, şirketler için yüksek hukuki risk ve yüksek tenfiz belirsizliği barındırır. Profesyonel MÖHUK analizleri bu nedenle zorunludur.