Katma Değer Vergisi Tarhiyatlarının İptali İstemi Dilekçesi
Katma Değer Vergisi Tarhiyatlarının İptali İstemi Dilekçesi
NÖBETÇİ VERGİ MAHKEMESİ’NE
İSTANBUL
DAVACI : …. LTD.Şti.
( Vergi No: …) – Adres
VEKİLİ : Av. İrem EPÇAÇAN – Adres
DAVALI : … Vergi Dairesi Müdürlüğü – Adres
DAVAYA KONU EDİLEN
VERGİ VE CEZANIN
Türü : Katma Değer Vergisi ve Vergi Ziyaı Cezası
Miktarı : … TL
Dönemi : …
VERGİ CEZA
İHBARNAMESİNİN
Tarihi : … / … / …
Sayısı : …
Tebliğ Tarihi : … / … / …
DAVANIN KONUSU :
… yılı defter ve belgelerimin incelenmesi sonucunda, “haksız KDV indirimi yapıldığı ve sahte/şüpheli mükelleften mal alınması nedeniyle KDV indirim hakkı bulunmadığı” varsayımına dayanılarak tarafıma yapılan KDV tarhiyatlarının ve kesilen vergi ziyaı cezalarının usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle iptali isteminden ibarettir.
OLAYLAR:
1- Davacı … Ltd. Şti., … Vergi Dairesi Müdürlüğü nezdinde … vergi numarası ile kayıtlı olup, … Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan işyerinde inşaat malzemeleri toptan ticareti faaliyeti yürütmektedir. Şirket; demir, profil, çimento, izolasyon malzemeleri gibi ürünleri fatura karşılığı satmakta, satışlarının tamamına yakınını banka ve çek yoluyla tahsil etmekte ve KDV beyannamelerini süresinde vermektedir.
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı’na bağlı vergi müfettişi … tarafından, müvekkil şirketin … yılı KDV yönünden incelemesine başlanmış; inceleme sonucunda düzenlenen … / … / … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporu ile,
- … Ltd. Şti. ve … Metal San. Tic. Ltd. Şti. unvanlı tedarikçilerden alınan faturaların “sahte belge düzenlediği değerlendirilen mükelleften temin edildiği”,
- Bu sebeple bu faturalar üzerinden indirilen KDV’nin 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 29 ve 34. maddeleri uyarınca indirilemeyeceği,
- Buna ek olarak, stok kayıtları ve BA-BS formlarından hareketle “sektör emsallerine göre kâr marjının düşük olduğu” iddia edilerek bir kısım dönemlerde ilave KDV matrah farkı bulunduğu
öne sürülmüş; bu varsayımsal tespitlere dayanılarak aylar itibariyle toplam … TL KDV tarhiyatı önerilmiş ve aynı tutarda … TL vergi ziyaı cezası kesilmesi gerektiği raporlanmıştır.
3- … Vergi Dairesi Müdürlüğü, söz konusu vergi inceleme raporuna dayanarak … / … / … tarih ve … sayılı vergi/ceza ihbarnamesi ile müvekkil şirket adına … yılına ilişkin toplam … TL KDV ve … TL vergi ziyaı cezasını tarh ve tahakkuk ettirmiş; ihbarname … / … / … tarihinde tarafımıza tebliğ edilmiştir. İşbu dava, süresi içerisinde söz konusu KDV tarhiyatlarının ve vergi ziyaı cezalarının iptali istemiyle açılmıştır.
AÇIKLAMALAR:
1- Tedarikçilere İlişkin “Sahte Belge” Varsayımı, Somut Delile Dayanmamaktadır
İnceleme raporunda, müvekkilin mal aldığı … Ltd. Şti. ve … Metal San. Tic. Ltd. Şti.’nin daha sonra “özel esaslara alınan” veya “riskli mükellef” olduğu belirtilmiş; bu gerekçeyle bu firmalardan alınan tüm faturalar topluca sahte belge kabul edilerek KDV indirimlerimiz reddedilmiştir.
Ne var ki;
- İnceleme elemanınca düzenlenen raporda, müvekkil şirkete ait mal giriş ve çıkışları, stok kayıtları, sevk irsaliyeleri, taşıma irsaliyeleri, banka ödeme dekontları, cari hesap mutabakatları ayrıntılı şekilde değerlendirilmemiş;
- Söz konusu firmalardan alınan malların fiilen işyerimize girmediğine, gerçekte başka bir firmadan alım yapıldığına veya malların hiç var olmadığına ilişkin herhangi bir somut tespit ortaya konulmamıştır.
Müvekkil;
- Tüm alımlarını e-fatura/e-arşiv fatura yoluyla belgelemiş,
- Bedelleri banka havalesi ve çek ile ödemiş,
- Mal girişlerini stok programına işlemiş,
- Bu malların önemli bir kısmını ise yine faturalı olarak üçüncü kişilere satmıştır.
Dolayısıyla, sırf tedarikçinin riskli görülmesi veya başka dosyada sahte belge iddiası bulunması, tek başına müvekkil yönünden tüm alımların sahte olduğu anlamına gelmemektedir. Danıştay’ın yerleşik içtihatlarında; mükellefin alım yaptığı şirketin sahte belge düzenlediği iddia edilse dahi, mükellefin malı fiilen teslim aldığını gösteren sevk irsaliyesi, taşıma belgeleri, stok kayıtları, banka ödemeleri gibi deliller mevcutsa “iyi niyetli mükellefin KDV indirim hakkının korunması gerektiği” açıkça vurgulanmaktadır.
Bu nedenle, tedarikçilerin hukuki durumu gerekçe gösterilerek, müvekkilin gerçek ticari faaliyetini yansıtan alımlarının topluca sahte sayılması ve buna bağlı KDV indirimlerinin reddi hukuka aykırıdır.
2- Defter ve Belgeler Usulüne Uygun Tutulmuş, İnceleme Elemanınca Eleştirilmemiştir
İnceleme raporunda;
- Yasal defterlerin usulüne uygun tasdik edilmediği,
- Defter ve belgelerin ibraz edilmediği,
- Kayıtların tahrif edildiği veya gizlendiği
yönünde hiçbir tespit yoktur. Tüm defter ve belgeler inceleme elemanına süresinde ve eksiksiz ibraz edilmiştir. Buna rağmen, VUK m. 30’da sayılan re’sen tarh şartları oluşmadan, tedarikçilerin durumuna ilişkin soyut raporlara dayanılarak müvekkil hakkında re’sen KDV tarhiyatı yapılmıştır.
Vergi Usul Kanunu’nun 134. maddesi uyarınca vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken verginin doğruluğunu defter, kayıt ve belgeler üzerinden, gerektiğinde fiili tespitlerle belirlemektir. Oysa somut olayda inceleme elemanı;
- İşyerinde herhangi bir fiili envanter yapmamış,
- Stok sayımı gerçekleştirmemiş,
- Malların kullanımına ilişkin şantiye teslim tutanaklarını değerlendirmemiştir.
Bu haliyle yapılan inceleme, kanunda öngörülen amaca uygun değildir.
3- KDV İndiriminin Reddi İçin Gerekli İspat Yükü İdarece Yerine Getirilmemiştir
3065 sayılı KDV Kanunu’nun 29 ve 34. maddeleri uyarınca, mükellefin belgeye dayalı olarak ödediği ve alışlarına ait KDV’yi indirmesi esastır. Vergi idaresi, bu indirimin reddi için;
- Söz konusu alışların gerçek olmadığına,
- Faturanın hiçbir mal teslimine dayanmadığına,
- Bedelin gerçekte ödenmediğine
ilişkin somut ve ikna edici delil ortaya koymak zorundadır.
Somut olayda;
- Faturaya konu malların tonajları, cinsleri ve miktarları stok kayıtlarında yer almakta,
- Bu mallar daha sonra müvekkil tarafından şantiye teslim tutanaklarıyla inşaat firmalarına satılmakta,
- Bedeller banka yoluyla tahsil edilmektedir.
Buna rağmen, idarece karşıt inceleme yapılmadan, müvekkilin müşterileri nezdinde herhangi bir araştırma yürütülmeden ve fiili tespit yapılmadan, yalnızca tedarikçi hakkında düzenlenen genel nitelikli vergi tekniği raporuna dayanılarak KDV indirimleri reddedilmiştir.
Danıştay’ın içtihatlarına göre; “aynı malın mükellef nezdinde fiilen bulunduğu, stok ve satış kayıtlarıyla izlendiği durumda, sırf tedarikçi hakkında düzenlenen raporla mükellefin indirim hakkı ortadan kaldırılamaz; idarenin illiyet bağını somut delillerle ortaya koyması gerekir.” Bu ilke somut olayda gözetilmemiş; ispat yükü haksız şekilde mükellefe yüklenmiştir.
4- KDV Matrah Farkı Hesaplamaları Soyut ve Emsal Dışı Oranlara Dayanmaktadır
İnceleme elemanı raporunda; müvekkilin brüt kâr marjının sektör ortalamasının altında olduğu ileri sürülerek “olması gereken satış hasılatı” hesabı yapılmış, bu soyut hesabın sonucuna göre ilave KDV matrah farkı tespit edilmiştir.
Oysa;
- Müvekkilin satış yaptığı bölge, rekabet koşulları, uzun vadeli satışlar, iskonto ve kampanyalar,
- Tahsilat güçlükleri sebebiyle uygulanan iskonto oranları,
- Bazı proje bazlı satışlarda düşük kârla çalışılması
dikkate alınmamıştır. Yani, müvekkilin kendi ticari gerçekliği göz ardı edilerek, genel ve soyut emsal oranlar üzerinden matrah farkı üretilmiştir.
Vergide kanunilik ve hukuki güvenlik ilkeleri gereği, vergi matrahı soyut varsayımlarla değil, somut defter ve belgelerle belirlenmelidir. Bu nedenle, emsal dışı kâr marjı varsayımıyla yapılan KDV tarhiyatı hukuka aykırıdır.
5- İyi Niyetli Mükellefin Korunması Gereği Göz Ardı Edilmiştir
Müvekkil, alım yaptığı firmaları;
- Vergi levhası, faaliyet belgesi, ticaret sicil kayıtları,
- Banka hesapları ve fiili sevkiyatları üzerinden kontrol etmiş,
- Faturalarını e-fatura sisteminden almış,
- Bedelleri banka ve çek yoluyla ödemiştir.
Bu itibarla; müvekkilin tedarikçilerin daha sonra riskli mükellef listesine alınmasından haberdar olması ve buna göre geçmişteki işlemlerini değiştirmesi fiilen mümkün değildir.
Vergi hukukunun temel ilkeleri, özellikle hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik, iyi niyetli ve özenli davranan mükellefin geriye dönük olarak ağır vergi ve ceza yüküyle karşılaştırılmasına izin vermez. Müvekkilin, üzerine düşen makul kontrol yükümlülüğünü yerine getirdiği açık olup, bu durumda KDV indirim hakkının korunması gerekir.
DELİLLER:
- … / … / … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporu
- İhtilaflı döneme ilişkin vergi/ceza ihbarnamesi
- … yılına ait yasal defter ve belgeler (yevmiye, büyük defter, envanter defteri)
- … Ltd. Şti. ve … Metal San. Tic. Ltd. Şti.’den alınan fatura, sevk irsaliyesi ve taşıma belgeleri
- Banka havale dekontları, çek bordroları, cari hesap ekstreleri
- Stok kayıtları, depo sayım tutanakları, şantiye teslim formları
- BA-BS formları ve ekleri
- Gerek görülürse bilirkişi incelemesi ve keşif
- Her türlü yasal delil
HUKUKİ SEBEPLER:
VUK, KDVK, İYUK ve ilgili mevzuat
SONUÇ VE TALEP:
Yukarıda arz ve izah olunan ve Mahkemenizce re’sen dikkate alınacak sair nedenlerle;
- … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün, müvekkil şirketin … yılına ilişkin olarak düzenlediği … / … / … tarih ve … sayılı vergi/ceza ihbarnamesi uyarınca tarh edilen toplam … TL KDV’nin ve buna bağlı olarak kesilen … TL vergi ziyaı cezasının tamamının iptaline,
- Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı idare üzerinde bırakılmasına,
karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederim. Tarih : … / … / …
Davacı Vekili
Av. İrem EPÇAÇAN
İmza
EKLER:
-
… / … / … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporu örneği
-
… / … / … tarih ve … sayılı vergi/ceza ihbarnamesi örneği
-
İhtilaflı döneme ait KDV beyannameleri
-
Tedarikçilere ait fatura ve sevk irsaliyesi örnekleri
-
Banka dekontları ve cari hesap ekstreleri
-
Stok ve satış listeleri
-
Varsa diğer ilgili belgeler