Single Blog Title

This is a single blog caption

Iztırar (Zorunluluk) Hali ile Meşru Savunma Farkları

Iztırar (Zorunluluk) Hali ile Meşru Savunma Farkları

Ceza hukuku bakımından kişinin cezalandırılabilmesi için yalnızca suç tipine uygun bir fiilin işlenmesi yetmez; aynı zamanda bu fiilin hukuka aykırı ve kusurlu olması da gerekir. İşte meşru savunma ve ızdırar (zorunluluk) hali, bu çerçevede sanığın cezai sorumluluğunu ortadan kaldırabilen iki önemli kurumdur. Uygulamada ise bu iki kavram çoğu kez karıştırılmakta, hatalı nitelendirmeler hem soruşturma hem kovuşturma aşamasında ciddi hak kayıplarına yol açabilmektedir.


1. Meşru Savunma Nedir?

Meşru savunma, en yalın anlatımıyla, devam eden veya gerçekleşmesi muhakkak olan haksız bir saldırıyı defetmek için gösterilen zorunlu ve orantılı karşı koymadır. Türk Ceza Kanunu’nda meşru savunma, hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilmektedir. Yani şartları gerçekleştiğinde, işlenen fiil artık hukuka aykırı sayılmaz; kişi hiç suç işlememiş gibi değerlendirilir.

1.1. Meşru Savunmanın Şartları

Uygulamada ve doktrinde kabul gören başlıca şartlar şunlardır:

  1. Haksız bir saldırı olmalı

    • Saldırı hukuka aykırı olmalıdır. Örneğin polis memurunun hukuka uygun zor kullanması karşısında meşru savunmadan söz edilemez.

    • Saldırı bir insan tarafından gerçekleştirilebilir; ancak bazı durumlarda hayvanın saldırısında da, hayvanı kışkırtan kişiye karşı meşru savunma gündeme gelebilir.

  2. Saldırı gerçekleşmiş, gerçekleşmesi muhakkak veya devam ediyor olmalı

    • Henüz başlamamış, sadece ihtimal dahilinde olan bir tehlikeye karşı meşru savunma sınırları oldukça dardır.

    • Saldırı sona ermişse, artık meşru savunma değil, öç alma söz konusu olur; bu durumda fiil suç oluşturur.

  3. Savunma zorunlu olmalı

    • Failin başka bir yolla saldırıdan kurtulma imkânı yoksa savunma zorunlu kabul edilir.

    • Örneğin, kaçma imkânı varken saldırganı ağır şekilde yaralamak her durumda meşru savunma kapsamında kabul edilmeyebilir.

  4. Savunma ile saldırı arasında orantı bulunmalı

    • Oran, araçlar arasında bire bir eşitlik anlamına gelmez; saldırının ağırlığı, kullanılan araç, zaman ve yer gibi unsurlar bütün olarak değerlendirilir.

    • Bıçakla üzerine yürüyen kişiye karşı tekme atmak çoğu zaman orantılı kabul edilirken, silahla ateş ederek öldürmek her olayda otomatik olarak meşru savunma sayılmayabilir.

  5. Savunma kastı

    • Failin hareketi, saldırıyı defetme amacı taşımalıdır. Sırf saldırgana zarar verme niyetiyle hareket edilirse, meşru savunma sınırlarının aşıldığı ileri sürülebilir.

1.2. Meşru Savunmanın Sonuçları

Meşru savunma şartları gerçekleştiğinde:

  • Fiil hukuka uygun hale gelir,

  • Fail hakkında beraat kararı verilmesi gerekir,

  • Kural olarak tazminat sorumluluğu doğmaz; çünkü hukuka uygun bir eylem söz konusudur.

Bu nedenle meşru savunma, sanık için en güçlü koruma sağlayan hukuka uygunluk nedenlerinden biridir.


2. Iztırar (Zorunluluk) Hali Nedir?

Uygulamada halk arasında “ıztırar hali” olarak anılan kurum, Türk Ceza Kanunu’nda “zorunluluk hali” başlığı altında düzenlenmiştir. Zorunluluk hali, ağır ve muhakkak bir tehlike karşısında, başka türlü kurtulma imkânı bulunmayan kişinin, daha az zarar vererek bu tehlikeden kurtulmaya çalışmasını ifade eder.

2.1. Zorunluluk Halinin Şartları

Zorunluluk (ıztırar) hali bakımından öne çıkan unsurlar şunlardır:

  1. Ağır ve muhakkak bir tehlike bulunmalı

    • Tehlike hem ağır (yani önemli bir hukuki değeri tehdit eden) hem de muhakkak (gerçekleşmesi kesin veya çok yakın) olmalıdır.

    • Bu tehlike çoğu zaman insan dışı kaynaklardan da doğabilir: doğal afet, yangın, hayvan saldırısı, teknik arıza vb.

  2. Tehlike fail tarafından bilerek oluşturulmamış olmalı

    • Kişi kasten kendisini tehlikeye sokmuşsa, zorunluluk haline dayanması güçleşir.

    • Ancak bazı olaylarda ihmali davranışlarla oluşan tehlikelerde dahi, şartlar oluşuyorsa zorunluluk hali tartışılabilir.

  3. Tehlikeden başka türlü kurtulma imkânı bulunmamalı

    • Failin daha hafif çözümlerle tehlikeyi bertaraf etme imkânı varsa, zorunluluk haline dayanamaz.

    • Örneğin, sel basan evden çıkmak yerine komşunun kilitli aracını kırıp almak, başka kurtuluş yolu yoksa zorunluluk hali kapsamında değerlendirilebilir.

  4. Korunan değer ile feda edilen değer arasında makul bir denge olmalı

    • Zorunluluk halinde tipik senaryo, daha üstün bir hukuki değeri (örneğin bir insanın hayatını) korumak için daha düşük değerde bir menfaate (örneğin malvarlığına) zarar verilmesidir.

    • Daha düşük değeri korumak için daha üstün değeri feda etmek zorunluluk hali kapsamında kabul edilmez.

2.2. Zorunluluk Halinin Hukuki Niteliği ve Sonuçları

Zorunluluk halinin niteliği doktrinde tartışmalıdır; çoğu görüşe göre:

  • Zorunluluk hali kusurluluğu kaldıran bir neden olarak değerlendirilir.

  • Bazı görüşler, belirli şartlarda hukuka uygunluk nedeni olarak da görülebileceğini savunur.

Sonuç olarak:

  • Fail cezai açıdan sorumlu tutulmayabilir,

  • Ancak zarar gören üçüncü kişiye karşı tazminat sorumluluğu doğması mümkündür.

  • Türk Borçlar Kanunu’nda da zorunluluk halinde verilen zararın tazminine ilişkin özel düzenlemeler bulunmaktadır.


3. Iztırar Hali ile Meşru Savunma Arasındaki Temel Farklar

Her iki kurum da failin cezai sorumluluğunu ortadan kaldırma potansiyeli taşısa da, ıztırar hali ile meşru savunma arasındaki farklar oldukça belirgindir. Uygulamada doğru nitelendirme yapılması için bu farklılıkların iyi anlaşılması gerekir.

3.1. Saldırı – Tehlike Ayrımı

  • Meşru savunmada:

    • Bir “haksız saldırı” vardır.

    • Fail, doğrudan saldırgana veya saldırıyı oluşturan kişiye karşı hareket eder.

    • Saldırı çoğunlukla insan kaynaklıdır (bıçaklı saldırı, silahla ateş etme, yumruk atma vb.).

  • Zorunluluk halinde:

    • Bir “tehlike” söz konusudur; bu tehlike her zaman bir insanın saldırısından kaynaklanmayabilir.

    • Tehlike; yangın, deprem, ani hastalık, teknik arıza, hayvan saldırısı veya insan dışı başka sebeplerden doğabilir.

    • Fail, tehlikeyi doğuran sebebe değil, çoğu zaman masum bir üçüncü kişinin hukukî değerine müdahale eder.

Kısaca; meşru savunma saldırıya, zorunluluk hali tehlikeye karşı gösterilen bir tepkidir.

3.2. Kime Karşı Hareket Edilir?

  • Meşru savunmada:

    • Hedef çoğunlukla saldırganın kendisidir.

    • Kişi kendisine saldıran kişiye karşı koyar, onun vücut bütünlüğüne veya malına zarar verir.

  • Zorunluluk halinde:

    • Kişi, tehlikeyi ortadan kaldırmak için masum bir üçüncü kişinin malına veya hakkına zarar verebilir.

    • Örneğin, içinde kaldığı yangından kaçmak için komşusunun kapısını kırıp içeri girmek buna klasik örnektir.

Bu yönüyle zorunluluk halinde, zarar gören kişi çoğu zaman hiçbir kusuru olmayan üçüncü kişi iken, meşru savunmada zarar gören, haksız saldırganın kendisidir.

3.3. Hukuki Nitelik ve Tazmin Sorumluluğu

  • Meşru savunma:

    • Hukuka uygunluk nedenidir.

    • Fiil hukuka uygun sayıldığı için, kural olarak cezai ve hukuki sorumluluk doğmaz.

    • Saldırgana verilen zarar, hukuka uygun kabul edilir.

  • Zorunluluk hali:

    • Ağırlıklı görüşe göre kusurluluğu kaldıran bir nedendir.

    • Fail cezai açıdan sorumlu tutulmayabilir; ancak zarar verdiği üçüncü kişiye karşı tazminat ödemekle yükümlü olabilir.

    • Çünkü zorunluluk halinde hukuka aykırılık bütünüyle ortadan kalkmayabilir; yalnızca failin kınanabilirliği azalır veya ortadan kalkar.

Bu fark, özellikle sigorta, tazminat davaları ve rücu taleplerinde son derece önemlidir.

3.4. Değerler Dengesi ve Orantı

  • Meşru savunmada esas olan “saldırıyı etkisiz kılacak ölçüde” savunmadır; saldırı ile savunma arasında nispi bir denge aranır.

  • Zorunluluk halinde ise genellikle daha üstün bir hukuki değeri korumak için daha az önemli bir değerin feda edilmesi söz konusudur.

    • Örneğin, bir kişinin hayatını kurtarmak için başkasının arabasının camını kırmak gibi.

Bu noktada, ıztırar hali ile meşru savunma farkları değerlendirildiğinde, zorunluluk halinde daha çok “değerler karşılaştırması”, meşru savunmada ise “saldırının ağırlığı ve savunmanın ölçülülüğü” öne çıkar.


4. Uygulamadan Örnek Senaryolar

Kavramların daha iyi anlaşılması için kısaca iki örnek üzerinden gidelim:

4.1. Meşru Savunma Örneği

A kişisi, B kişisine bıçakla saldırıp göğsüne doğru hamle yapmaktadır. B kişisinin kaçma imkânı yoktur; B, eline geçen sandalye ile A’nın başına vurur ve saldırıyı durdurur. A yaralanır.

  • Burada haksız ve devam eden bir saldırı vardır.

  • B’nin savunması zorunludur ve saldırıyı bertaraf etmeye yöneliktir.

  • Kullanılan araç saldırının yoğunluğuna göre orantısız değildir.

Bu olayda B’nin fiili, klasik anlamda meşru savunma kapsamında değerlendirilir.

4.2. Zorunluluk Hali Örneği

Gece yarısı büyük bir sel baskını yaşanmaktadır. C, küçük çocuğuyla birlikte evinde mahsur kalır. Çocuğun boğulma tehlikesi vardır. C, yandaki yazlık evin camını kırarak içeri girer ve üst kata çıkarak selden kurtulur. Evin sahibi şehir dışındadır ve olayda hiçbir kusuru yoktur.

  • Burada ağır ve muhakkak bir tehlike (sel baskını, boğulma riski) söz konusudur.

  • C’nin başka kurtuluş imkânı yoktur.

  • C, kendi ve çocuğunun hayatını kurtarmak için komşunun mülkiyet hakkına zarar vermiştir.

Bu olay, tipik bir zorunluluk (ıztırar) hali örneğidir. C’nin cezai sorumluluğu bulunmayabilir; ancak komşunun cam zararını tazmin etmesi gündeme gelebilir.


5. Soruşturma ve Kovuşturmada Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

Savcılar, hakimler ve savunma avukatları açısından ıztırar hali ile meşru savunma ayrımı, hem suçun vasfı hem de yaptırım bakımından kritik öneme sahiptir. Uygulamada dikkat edilmesi gereken bazı hususlar şunlardır:

  • Olayın zamansal akışı ayrıntılı şekilde ortaya konulmalı; saldırının veya tehlikenin ne zaman başlayıp ne zaman bittiği netleştirilmelidir.

  • Saldırının kaynağı (insan, doğa olayı, teknik arıza vb.) belirlenerek hangi kuruma girileceği tespit edilmelidir.

  • Tanık beyanları, kamera kayıtları, bilirkişi raporları ile saldırının ağırlığı ve savunmanın orantılılığı somutlaştırılmalıdır.

  • Zorunluluk halinde zararın kime verildiği, malın veya hakkın değeri ve korunmaya çalışılan hukuki değer karşılaştırılarak değer dengesi analiz edilmelidir.

  • Meşru savunma söz konusu olduğunda, mümkün olduğunca hukuka uygunluk nedeni vurgulanmalı; zorunluluk halinde ise kusurluluğu kaldıran neden olarak değerlendirme yapılmalıdır.


6. Sık Sorulan Sorular

6.1. Meşru savunma ile zorunluluk hali aynı anda uygulanabilir mi?

Bazı karmaşık olaylarda her iki kurumun şartları tartışılabilir; ancak genellikle olayın niteliği birini öne çıkarır. Saldırgan insana karşı tepki varsa meşru savunma, insan dışı tehlikeye karşı üçüncü kişinin hakkına müdahale varsa zorunluluk hali daha uygun bir nitelendirmedir.

6.2. Zorunluluk halinde her zaman tazminat ödenir mi?

Her olay kendi içinde değerlendirilir; ancak genel kural, masum üçüncü kişinin uğradığı zararın tazmini yönündedir. Bu, zorunluluk halinin cezai sorumluluğu kaldırırken hukuki sorumluluğu tamamen ortadan kaldırmadığını gösterir.

6.3. Meşru savunma iddiası nasıl ispatlanır?

Meşru savunma çoğu zaman olay anında orada olan sanığın beyanına dayanır; ancak kamera kayıtları, tanık anlatımları, adli raporlar, olay yeri incelemesi gibi delillerle desteklenmesi büyük önem taşır. Orantılılık ve saldırının haksızlığı, bu delillerle somutlaştırılmalıdır.


Sonuç

Iztırar (zorunluluk) hali ile meşru savunma, Türk ceza hukukunda sanığın sorumluluğunu ortadan kaldırabilen veya azaltabilen iki temel kurumdur.

  • Meşru savunma, haksız saldırıya karşı gösterilen zorunlu ve orantılı karşı koyma olup, kural olarak hukuka uygunluk nedeni sayılır ve kişi hakkında ceza verilmez, tazmin sorumluluğu da doğmaz.

  • Zorunluluk (ıztırar) hali ise ağır ve muhakkak tehlike karşısında, daha üstün bir değeri korumak için daha az önemli bir değere zarar verilmesi durumunda ortaya çıkar; çoğu zaman kusurluluğu kaldıran neden olarak kabul edilir ve cezai sorumluluk kalksa da tazminat yükümlülüğü gündeme gelebilir.

Bu nedenle, “ıztırar hali ile meşru savunma farkları”, yalnızca teorik bir tartışma değil, doğrudan mahkumiyet, beraat ve tazminat sorumluluğu üzerinde belirleyici olan hayati bir ayrımdır. Her somut olayda, olayın tüm koşullarının titizlikle değerlendirilmesi ve uzman bir ceza avukatından hukuki destek alınması, hak kayıplarının önüne geçmek için zorunludur.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button