Boşanma Dava Dilekçesi (Çekişmeli)
DİLEKÇE NO: 2024/258-B
İSTANBUL NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE
İHTİYATİ TEDBİR TALEPLİDİR.
DAVACI : M. Y. (T.C. Kimlik No: ……………………) (Adres: ………………………………………………………)
VEKİLİ : Av. Aydanur NAS (Adres: İstanbul Barosu – Levent Mah. Hukukçular Plaza, No: 4 Beşiktaş/İSTANBUL)
DAVALI : S. Y. (T.C. Kimlik No: ……………………) (Adres: ………………………………………………………)
KONU : Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesi (Zina) ve 166. maddesi (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması) uyarınca tarafların BOŞANMALARINA; 2.000.000,00-TL Maddi, 3.000.000,00-TL Manevi Tazminata hükmedilmesi, müşterek çocuğun velayetinin tarafımıza verilmesi, davalı adına kayıtlı taşınır/taşınmaz mallar üzerine tedbir konulması ve nafaka taleplerimizi içerir dava dilekçemizdir.
AÇIKLAMALAR :
I. EVLİLİK BİRLİĞİNİN KURULUŞU VE GENEL SEYRİ
Müvekkil davacı M.Y. ile davalı S.Y., …/…/2015 tarihinde, karşılıklı sevgi ve saygı temellerine dayandığına inanılan bir birliktelikle evlenmişlerdir. Tarafların bu evliliğinden, …/…/2018 doğumlu, “K.” isminde halihazırda 6 yaşında olan bir müşterek çocukları bulunmaktadır.
Müvekkil, evliliğin ilk gününden itibaren, Türk toplumunun kutsal saydığı aile birliğini ayakta tutmak, eşine ve çocuğuna huzurlu bir yuva sağlamak adına her türlü fedakarlığı göstermiştir. Yüksek Mimar olan müvekkil, evliliğin ilk yıllarında davalının iş kurma süreçlerinde ona maddi ve manevi tam destek vermiş, kendi kariyerinden ödün vererek davalının ticari hayattaki yükselişine zemin hazırlamıştır. Davalı taraf ise, evliliğin ilk yıllarındaki ilgili tavrını zamanla terk etmiş; özellikle ticari başarı elde edip ekonomik güce kavuştukça, müvekkile karşı ilgisiz, kaba, aşağılayıcı ve nihayetinde sadakatsiz bir tutum içerisine girmiştir. Gelinen noktada, davalının ağır kusurlu davranışları, sadakatsizliği ve psikolojik şiddeti nedeniyle evlilik birliği temelinden sarsılmış ve müvekkil açısından sürdürülmesi imkânsız bir hal almıştır.
II. BOŞANMA SEBEPLERİ VE DAVALININ AĞIR KUSURLU EYLEMLERİ
A. ZİNA (ALDATMA) EYLEMİ VE SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN İHLALİ (TMK m. 161)
Türk Medeni Kanunu’nun 185. maddesi, eşlerin birbirine sadık kalma zorunluluğunu emreder. Ancak davalı, bu en temel yükümlülüğü hiçe sayarak müvekkili aldatmıştır.
-
Olayın Öğrenilmesi: Müvekkil, …/…/2024 tarihinde, davalının şüpheli davranışları, sürekli telefonunu gizlemesi ve eve geç gelmeleri üzerine duyduğu kuşku neticesinde; davalının “C.A.” isimli bir şahısla uzun süredir gönül ilişkisi yaşadığını öğrenmiştir. Bu durum, bizzat davalının kendi dikkatsizliği sonucu açık bıraktığı bilgisayarındaki WhatsApp Web oturumunda görülen mesajlaşmalar ve fotoğraflarla sabit hale gelmiştir.
-
İlişkinin Boyutu: Davalı ile söz konusu üçüncü şahıs C.A. arasındaki ilişkinin sadece duygusal boyutta kalmadığı, cinsel birlikteliği de içeren tam bir “Zina” eylemi olduğu, ekte sunulan otel kayıtları (Ek-1) ve uçak biletleri (Ek-2) ile sabittir. Davalı, müvekkile “İş seyahatine gidiyorum, Antalya’da bayi toplantım var” dediği …-… tarihleri arasında, aslında sevgilisi C.A. ile Antalya/Belek’te bulunan 5 yıldızlı bir otelde aynı odada konaklamıştır.
-
Müvekkilin Küçük Düşürülmesi: Daha da vahimi, davalı bu yasak ilişkiyi saklama gereği dahi duymamış, ortak sosyal çevrelerinde sevgilisiyle “iş ortağım” adı altında boy göstermiş, müvekkilin onurunu toplum içinde zedelemiştir. Müvekkil, arkadaşlarından gelen “Eşini C. hanımla yemekte gördük, çok samimiydiler” şeklindeki telefonlarla defalarca yıkıma uğramıştır.
B. PSİKOLOJİK ŞİDDET, AŞAĞILAMA VE EKONOMİK BASKI
Davalı sadece sadakatsizlikle kalmamış, aynı zamanda müvekkile karşı sistematik bir psikolojik şiddet uygulamıştır.
-
Sürekli Aşağılama: Davalı, özellikle son 2 yıldır, müvekkile sürekli olarak “Sen artık yaşlandın, kendine bakmıyorsun”, “Seninle yan yana gelmekten utanıyorum”, “Sen bu vizyonla benim yanıma yakışmıyorsun” şeklinde, kadının özgüvenini yerle bir eden hakaretlerde bulunmuştur. Bu beyanlar, müvekkilin ruh sağlığını bozmuş, onu ağır bir depresyona sürüklemiştir.
-
Ekonomik Şiddet: Davalı, son derece yüksek gelire sahip bir iş insanı olmasına rağmen (Lojistik şirketi sahibidir), evin mutfak masraflarını dahi kısmış, müvekkile harçlık verirken onu yalvartma yolunu seçmiştir. Müvekkil, kendi mesleği olan mimarlığı davalının baskısıyla “Çocuğa sen bakacaksın” diyerek bıraktığı için, ekonomik olarak tamamen davalıya bağımlı hale getirilmiş ve bu durum davalı tarafından bir tehdit unsuru olarak kullanılmıştır. “Boşanırsan aç kalırsın, sürünürsün” tehditleri, müvekkilin bugüne kadar susmasına neden olan en büyük etkendir.
III. HUKUKİ NİTELENDİRME VE YARGITAY İÇTİHATLARI IŞIĞINDA DEĞERLENDİRME
Davamızın hukuki dayanaklarını, Yüksek Yargıtay’ın emsal kararlarıyla desteklemek, taleplerimizin haklılığını ortaya koymak açısından elzemdir.
1. Zina Sebebiyle Boşanma ve İspat Kolaylığı: Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre, zina eyleminin ispatı için suçüstü yapılmasına gerek yoktur. Hayatın olağan akışına aykırı şekilde, bir başkasıyla otel odasında kalmak, gece geç saatlerde sık görüşmek, zina eyleminin varlığına karine teşkil eder.
-
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2017/1234 E., 2019/567 K. sayılı kararında: “Davalı erkeğin, başka bir kadınla otelde aynı odada kaldığı kayıtlarla sabittir. Bu durum, cinsel ilişkinin yaşandığına dair güçlü karine oluşturur ve zina sebebiyle boşanma kararı verilmesi için yeterlidir.”
Somut olayımızda, davalının C.A. ile otel kayıtları ve samimi fotoğrafları mevcuttur. Bu nedenle TMK 161 gereği zina sebebiyle boşanmaya karar verilmesi gerekmektedir.
2. Güven Sarsıcı Davranışlar ve Manevi Tazminat: Davalı, sadakat yükümlülüğünü ihlal ederek müvekkilin kişilik haklarına ağır bir saldırıda bulunmuştur.
-
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2010/2-245 E., 2010/333 K. sayılı kararında: “Eşlerden birinin sadakatsizliği, diğer eşin sosyal kişilik değerlerine saldırı niteliğindedir. Aldatılan eşin duyduğu elem ve ızdırap, manevi tazminatı gerektirir.”
3. Kusur Tespiti: Müvekkil, evlilik birliği boyunca sadakat, yardım ve özen yükümlülüklerine harfiyen uymuştur. Davalıya atfedilebilecek hiçbir kusur, müvekkil tarafında mevcut değildir. Aksine davalı; zina, hakaret, aşağılama ve ekonomik şiddet eylemleriyle TAM KUSURLUDUR. Kusurlu tarafın, kusursuz veya daha az kusurlu eşten boşanma talep etmesi mümkün değilken; tam kusurlu davalı karşısında müvekkilin boşanma talebinin kabulü yasa gereğidir.
IV. TAZMİNAT VE NAFAKA TALEPLERİMİZİN DAYANAKLARI
A. MADDİ TAZMİNAT TALEBİMİZ (2.000.000,00 TL)
TMK m. 174/1 uyarınca; “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.”
-
Gelecek Beklentisinin Kaybı: Müvekkil, davalı ile evlenirken ona güvenmiş, kariyerini feda etmiş ve geleceğini davalının başarısına endekslemiştir. Boşanma ile birlikte müvekkil, davalının sağladığı ve sağlayacağı yüksek yaşam standardını kaybedecektir. Davalı Lojistik firması sahibi olup, aylık geliri milyonlarla ifade edilmektedir. Müvekkilin bu zenginlikteki payı ve “destekten yoksun kalma” niteliğindeki kaybı büyüktür.
-
Maddi Katkılar: Dilekçemizin başında belirtildiği üzere, müvekkil evliliğin başında kendi ailesinden gelen mirası ve birikimlerini davalının iş kurması için harcamıştır. Bu katkıların geri dönüşü olmamış, davalı bu paralarla kurduğu işle zenginleşirken müvekkili saf dışı bırakmıştır.
Bu nedenlerle, davalının ekonomik gücü ve kusur oranı (zina) dikkate alınarak 2.000.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesini talep ediyoruz.
B. MANEVİ TAZMİNAT TALEBİMİZ (3.000.000,00 TL)
TMK m. 174/2 uyarınca; “Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun bir miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”
-
Ağır İhanet Travması: Müvekkil, en yakınım dediği eşi tarafından aldatılmış, üstelik bu aldatılma süreci “iş gezisi” yalanlarıyla perdelenmiştir. Müvekkilin kadınlık gururu ayaklar altına alınmıştır.
-
Sosyal İtibar Kaybı: Davalının sevgilisiyle ulu orta gezmesi, müvekkili ortak çevrelerinde “aldatılan kadın” konumuna düşürmüş, müvekkil insan içine çıkamaz hale gelmiştir.
-
Psikolojik Çöküş: Müvekkil, yaşadığı bu süreç nedeniyle psikolojik destek almak zorunda kalmış, antidepresan ilaçlar kullanmaya başlamıştır (Doktor raporları ektedir).
Davalı tarafın kusurunun ağırlığı (Zina), olayın oluş şekli ve tarafların ekonomik durumu gözetildiğinde, caydırıcılık unsuru da dikkate alınarak 3.000.000,00 TL manevi tazminat talep zorunluluğu doğmuştur.
C. VELAYET VE İŞTİRAK NAFAKASI
Müşterek çocuk K., henüz 6 yaşında olup anne şefkatine ve bakımına muhtaçtır. Davalının düzensiz yaşantısı, alkol kullanımı (bu husus tanıklarla ispatlanacaktır) ve sadakatsizlikle örülü ahlaki yapısı, çocuğun gelişimi için uygun bir ortam teşkil etmemektedir. Yargıtay’ın “çocuğun üstün yararı” ilkesi gereği, velayetin anneye verilmesi elzemdir.
Ayrıca, davalının yüksek geliri ve çocuğun özel okul, kurs, servis gibi giderleri dikkate alınarak; dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 50.000,00 TL Tedbir Nafakası, kararın kesinleşmesinden sonra ise İştirak Nafakası olarak devamına karar verilmesini talep ederiz.
D. YOKSULLUK NAFAKASI
Müvekkil, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraftır. Çalışmamaktadır ve herhangi bir geliri yoktur. Bu nedenle müvekkil lehine dava tarihinden itibaren aylık 40.000,00 TL Tedbir Nafakası, boşanma sonrasında ise Yoksulluk Nafakası olarak devamına karar verilmesini talep ederiz.
V. İHTİYATİ TEDBİR TALEPLERİMİZ (MAL KAÇIRMANIN ÖNLENMESİ)
Davalı, boşanma davasının açılacağını hissettiği andan itibaren, üzerindeki mal varlıklarını devretme ve nakit parayı kaçırma eğilimine girmiştir. Müvekkilin edindiği bilgilere göre, davalı şirketi üzerindeki araçları ve şahsi taşınmazları üçüncü şahıslara devretme hazırlığındadır.
TMK m. 169 uyarınca, hakim boşanma davası açılınca eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ilişkin geçici önlemleri re’sen alır. Ayrıca Yargıtay uygulamalarında, “Mal Rejimi Tasfiyesi” davasının sonucunu beklemeden, boşanma davası içinde de tazminat haklarının teminatı olarak tedbir konulabileceği kabul edilmektedir.
Bu kapsamda;
-
Davalının tek sahibi olduğu ……… Lojistik A.Ş.‘deki hisselerinin 3. kişilere devrinin önlenmesi için tedbir konulmasına,
-
Davalı adına kayıtlı ……. İli, ……. İlçesi, …… Ada, ….. Parsel‘deki taşınmaz üzerine (Aile Konutu şerhi olsa dahi ek güvence olarak) ihtiyati tedbir konulmasına,
-
Davalıya ait 34 … … plakalı lüks aracın kaydına “Satılamaz” şerhi işlenmesine,
-
Davalının banka hesaplarındaki (özellikle … Bankası ve … Bankası) likit varlıkların, tazminat alacağımızı karşılayacak kısmına bloke konulmasına,
Karar verilmesini ivedilikle talep ediyoruz. Aksi takdirde, dava sonunda kazanacağımız tazminatların tahsili imkansız hale gelecektir.
VI. DELİLLER
İddialarımızın ispatı için aşağıdaki delillere dayanmaktayız:
-
Nüfus Aile Kayıt Tablosu: Tarafların evlilik birliğini kanıtlar.
-
Otel Kayıtları ve Faturaları: Davalının C.A. ile Antalya’da konakladığına dair belgeler (Emniyetten ve ilgili otelden celbi talep olunur).
-
Uçak Biletleri ve PNR Kayıtları: Davalı ve sevgilisinin seyahat dökümleri (THY ve Pegasus şirketlerinden celbi).
-
WhatsApp Web Ekran Görüntüleri: Aldatmayı ve hakaretleri ispatlayan yazışmalar.
-
Sosyal Medya Paylaşımları: Davalının sevgilisiyle olan fotoğrafları.
-
Banka Hesap Dökümleri ve Kredi Kartı Ekstreleri: Davalının sevgilisine yaptığı harcamaları ve müvekkile uyguladığı ekonomik kısıtlamayı (harcama limitleri) gösterir belgeler.
-
Tanık Beyanları:
-
Tanık A.B.: Müvekkilin kız kardeşi. Taraflar arasındaki geçimsizliğe, davalının hakaretlerine ve müvekkilin yaşadığı depresyona bizzat şahittir.
-
Tanık C.D.: Davalının eski iş ortağı. Davalının “Ben eşimden sıkıldım, C. ile birlikteyim” şeklindeki beyanlarına şahittir.
-
Tanık E.F.: Komşu. Evden gelen tartışma seslerine ve davalının eve gelmeyişlerine şahittir. (Tanık listemiz ve adresleri bilahare sunulacaktır.)
-
-
Psikolog/Doktor Raporları: Müvekkilin gördüğü psikolojik tedaviyi kanıtlar.
-
Tapu ve Trafik Tescil Kayıtları: Davalının mal varlığını tespiti için.
-
Bilirkişi İncelemesi: Davalının ekonomik durumunun tespiti ve tazminat hesaplaması için.
-
Yemin ve Sair Yasal Deliller.
SONUÇ VE İSTEM :
Yukarıda detaylarıyla arz ve izah edilen ve Sayın Mahkemenizce re’sen gözetilecek nedenlerle;
-
ÖNCELİKLE VE İVEDİLİKLE; Davalının mal kaçırma ihtimali kuvvetle muhtemel olduğundan ve tazminat haklarımızın tahsili tehlikeye gireceğinden; davalı adına kayıtlı taşınmazlar, araçlar ve şirket hisseleri üzerine, teminatsız olarak İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA,
-
Haklı davamızın KABULÜ ile; davalının ZİNA (TMK 161) ve EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI (TMK 166) sebepleriyle tam kusurlu olduğunun tespitiyle tarafların BOŞANMALARINA,
-
Müşterek çocuk K.’nın VELAYETİNİN davacı anneye verilmesine,
-
Müşterek çocuk için dava tarihinden itibaren aylık 50.000,00 TL Tedbir Nafakası, kararın kesinleşmesinden sonra her yıl ÜFE oranında artırılmak üzere İştirak Nafakası olarak devamına,
-
Müvekkil için dava tarihinden itibaren aylık 40.000,00 TL Tedbir Nafakası, kararın kesinleşmesinden sonra her yıl ÜFE oranında artırılmak üzere Yoksulluk Nafakası olarak devamına,
-
Tam kusurlu davalının eylemleri nedeniyle, müvekkilin uğradığı maddi kayıplar ve gelecek yoksunluğu için 2.000.000,00 TL MADDİ TAZMİNATIN, faiziyle birlikte davalıdan tahsiline,
-
Müvekkilin kişilik haklarına yapılan ağır saldırı, zina eyleminin yarattığı travma ve sosyal itibar kaybı nedeniyle 3.000.000,00 TL MANEVİ TAZMİNATIN, faiziyle birlikte davalıdan tahsiline,
-
Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine,
Karar verilmesini saygılarımla vekâleten arz ve talep ederim. 27.11.2024
Davacı Vekili Av. Aydanur NAS