Derdestlik ve Kesin Hüküm İtirazı Nedir?
1. Giriş: Aynı Uyuşmazlığın Defalarca Dava Edilmesini Engelleyen Mekanizma
Medeni yargılamada temel amaç, uyuşmazlıkları bir kez, doğru ve adil şekilde çözmektir. Aynı taraflar arasındaki aynı ihtilafın tekrar tekrar dava edilmesi;
-
Yargı sistemini gereksiz yere meşgul eder,
-
Çelişkili karar riskini doğurur,
-
Tarafları masraf ve zaman bakımından yıpratır,
-
Hukuki güvenlik ve istikrarı zedeler.
İşte “derdestlik” ve “kesin hüküm” itirazı tam bu noktada devreye girer.
-
Derdestlik, aynı davanın hâlen başka bir mahkemede görülmekte olmasına rağmen yeni bir dava açılması halini,
-
Kesin hüküm ise aynı uyuşmazlık hakkında daha önce verilen ve artık değiştirilemeyen nihai karara rağmen yeniden dava açılmasını ifade eder.
Her iki kurum da dava şartı niteliğindedir. Yani mahkeme, bu şartların bulunup bulunmadığını davanın başından sonuna kadar kendiliğinden gözetmek zorundadır. Taraflar da bu durumu “derdestlik itirazı” veya “kesin hüküm itirazı” şeklinde ileri sürebilir.
Bu makalede; özellikle uygulamada çok sık karşımıza çıkan şu soruların cevabı ayrıntılı olarak ele alınacaktır:
-
Derdestlik nedir, hangi unsurları vardır?
-
Kesin hüküm nedir, hangi şartlarda ortaya çıkar?
-
Derdestlik ve kesin hüküm nasıl ve ne zaman ileri sürülür?
-
Mahkeme bu itirazları kabul ederse ne olur?
-
Hangi Yargıtay yaklaşımı uygulamada yol göstericidir?
2. Dava Şartı Kavramı ve Derdestlik – Kesin Hükümle İlişkisi
2.1. Dava Şartı Nedir?
Dava şartları, bir mahkemenin davayı esastan inceleyebilmesi için aranan ön koşullardır. Bunlar adeta davanın “giriş kapısı” gibidir. Bu kapıdan geçilemezse mahkeme, işin esasına hiç girmeden davayı usulden reddeder.
Genel hatlarıyla dava şartları şunlardır:
-
Mahkemenin görevli ve yetkili olması,
-
Tarafların taraf ehliyeti ve dava ehliyeti,
-
Vekâletnamenin usulüne uygun olması,
-
Harcın yatırılması,
-
Hukuki yararın bulunması,
-
Aynı davanın daha önce açılmış ve hâlen görülmekte olmaması (derdestlik),
-
Aynı davanın daha önce kesin hükme bağlanmamış olması (kesin hüküm).
Bu sistemde derdestlik ve kesin hüküm, hem usul ekonomisini, hem de hukuki güvenilirliği koruyan özel dava şartlarıdır.
2.2. Dava Şartlarının Re’sen İncelenmesi
Dava şartlarının önemli bir özelliği, mahkeme tarafından:
-
Sadece dava açılırken değil,
-
Yargılamanın her aşamasında,
-
Taraflar hiç ileri sürmese dahi re’sen incelenmesidir.
Dolayısıyla hâkim, önüne gelen dosyada:
-
“Bu uyuşmazlık başka bir mahkemede hâlen devam ediyor mu?” (derdestlik)
-
“Bu uyuşmazlık hakkında daha önce kesinleşmiş bir karar var mı?” (kesin hüküm)
sorularının cevabını kendiliğinden araştırmakla yükümlüdür.
3. Derdestlik Nedir?
3.1. Derdestlik Kavramının Tanımı
Basit ifade ile derdestlik, “aynı dava hâlen başka bir dosyada devam ederken, aynı taraflar arasında, aynı istemle tekrar dava açılması”dır.
Daha teknik bir dille:
Aynı taraflar arasında,
Aynı dava konusu (talep sonucu) ve aynı maddi vakıalara (dava sebebine) dayalı,
Bir davanın daha önce açılmış ve hâlen görülmekte olması halinde,
Sonradan açılan davada ortaya çıkan dava şartı eksikliğine derdestlik denir.
Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, iki davanın “aynı dava” olup olmadığının tespitidir.
3.2. Derdestliğin Unsurları
Derdestlikten bahsedebilmek için aşağıdaki unsurların birlikte gerçekleşmesi gerekir:
-
Birden fazla dava olmalı
En az iki dava bulunmalıdır: birinci ve ikinci dava. Derdestlik genellikle ikinci davada ileri sürülür. -
Birinci dava hâlen görülmekte olmalı (derdest olmalı)
-
Henüz karar verilmemiş,
-
Karar verilmişse de kesinleşmemiş,
-
Davanın açılmamış sayılmasına veya feragat nedeniyle sona ermesine karar verilmemiş olmalıdır.
-
-
Davalar taraflar bakımından aynı olmalı
Davacı-davalı sıfatları esas alınır. Tarafların isimleri farklı olsa bile hukuki sıfatları aynı ise derdestlik söz konusu olabilir (örneğin mirasçıların taraf sıfatına geçmesi gibi). -
Dava konusu (talep sonucu) aynı olmalı
Her iki davada istenilen sonuç aynı ise (örneğin aynı alacağın tahsili, aynı ayıp nedeniyle bedel iadesi, aynı taşınmaz hakkında tescil talebi vb.) derdestlik gündeme gelir. -
Dava sebebi (dayanılan vakıalar) aynı olmalı
Davanın hukuki sebebi değil, maddi vakıalar önemlidir. Aynı olaylar anlatılıyor ve bu vakıalar aynı talebi doğuruyorsa, derdestlik ihtimali artar.
Bu üç unsur (taraf – konu – sebep) klasik ifadeyle “davanın özdeşliği” olarak anılır.
3.3. Derdestlik ve Hukuki Yarar İlişkisi
Bir davanın açılabilmesi için ayrıca davacının hukuki yararının bulunması gerekir. Eğer bir uyuşmazlık hakkında zaten bir dava devam ediyorsa, aynı konuda ikinci bir dava açmanın çoğu zaman hukuki yararı yoktur. Çünkü:
-
Zaten ilk davada sonuca ulaşmak mümkündür,
-
İkinci dava, sadece yargılamayı uzatır ve masrafları artırır.
Bu nedenle derdestlik, çoğu zaman “hukuki yararın yokluğu” ile iç içe geçen bir kurum olarak değerlendirilir. Ancak HMK, derdestliği ayrı ve açık bir dava şartı olarak düzenlemiştir.
3.4. Derdestlik Örnekleri
Konu daha iyi anlaşılması için birkaç basit örnek:
-
Örnek 1: A ile B arasındaki alacak ilişkisi nedeniyle A, İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde 100.000 TL alacak davası açmıştır. Bu dava hâlen devam ederken A, aynı alacak için İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesinde tekrar dava açarsa; ikinci dava bakımından derdestlik söz konusu olur.
-
Örnek 2: Bir taşınmazın mülkiyeti konusunda tescil davası açan kişi, dava devam ederken aynı taşınmaz için yeniden tescil davası açarsa, ikinci dava derdestlik nedeniyle usulden reddedilir.
-
Örnek 3: İşçi, ödenmeyen ücret alacağı için iş mahkemesinde dava açmıştır. Bu dava sürerken aynı dönem ücretleri için ayrı bir dosyada tekrar dava açarsa, talepler örtüştüğü ölçüde derdestlik gündeme gelir.
4. Derdestlik İtirazı Nasıl ve Ne Zaman Yapılır?
4.1. Derdestlik Artık “İlk İtiraz” Değil Dava Şartıdır
Eski usul sisteminde derdestlik bir ilk itiraz idi ve belirli sürede ileri sürülmezse dinlenmezdi. Yeni sistemde ise derdestlik dava şartı haline getirilmiştir. Bu değişikliğin sonuçları:
-
Taraflar süreye bağlı olmaksızın derdestlik iddiasında bulunabilir,
-
Hâkim de taraflar ileri sürmese dahi derdestliği kendiliğinden gözetir,
-
Yargılamanın her aşamasında, hatta istinaf ve temyiz safhasında dahi derdestlik incelenebilir.
4.2. Derdestlik İtirazının Kim Tarafından İleri Sürüleceği
Genelde ikinci davanın davalısı derdestlik itirazında bulunur. Çünkü aynı davayla iki kez muhatap olmak istemez. Ancak hukuken davacı da, özellikle yanlış mahkemede açılan bir ikinci davayı geri plana itmek için derdestlik halini hatırlatabilir.
İtiraz genellikle:
-
Cevap dilekçesinde,
-
Ön inceleme aşamasında,
-
Herhangi bir aşamada tensip tutanağı sonrası da dilekçeyle veya duruşmada sözlü olarak yapılabilir.
4.3. Mahkemenin Derdestlik Tespiti ve Kararı
Mahkeme derdestlik iddiasıyla karşılaştığında şu adımları izler:
-
Birinci davanın esas numarasını, mahkemesini ve taraflarını tespit eder.
-
UYAP üzerinden birinci dosyayı inceleyerek:
-
Tarafların aynı olup olmadığını,
-
Talep sonuçlarının örtüşüp örtüşmediğini,
-
Dava sebebinin aynı vakıalara dayanıp dayanmadığını,
-
Birinci davanın hâlen derdest olup olmadığını araştırır.
-
-
Derdestlik koşulları oluşmuşsa ikinci davada “dava şartı yokluğu nedeniyle usulden ret” kararı verir.
Bu ret kararı, işin esasına girilmeden verilir. Yani hâkim, haklılık haksızlık tartışmasına geçmeden, sırf aynı uyuşmazlık zaten başka dosyada görüldüğü için davayı kapatır.
5. Kesin Hüküm Nedir?
5.1. Şekli ve Maddi Anlamda Kesin Hüküm Ayrımı
Kesin hüküm kavramı iki açıdan değerlendirilir:
-
Şekli anlamda kesin hüküm:
Bir mahkeme kararının artık olağan kanun yollarına götürülememesi, yani istinaf ve temyiz imkânının kalmaması halinde karar şekli anlamda kesinleşir. -
Maddi anlamda kesin hüküm:
Kesinleşen hükmün, aynı uyuşmazlık hakkında yeniden dava açılmasına engel olması ve diğer davalarda bağlayıcı olmasıdır. İşte uygulamada “kesin hüküm itirazı” dediğimiz kurum, bu maddi kesinlik ile ilgilidir.
Maddi anlamda kesin hükmün iki önemli etkisi vardır:
-
Olumsuz etki (menfi etki):
Aynı uyuşmazlığın tekrar dava edilmesini engeller. -
Olumlu etki (müspet etki):
Kesinleşmiş hükümde kabul edilen hukuki durum, taraflar ve mahkemeler bakımından bağlayıcıdır; başka davalarda aksinin ileri sürülmesi mümkün olmaz.
5.2. Kesin Hükmün Şartları
Bir kararın maddi anlamda kesin hüküm oluşturması için genel olarak şu şartlar aranır:
-
Kesinleşmiş bir hüküm olmalı
Karar verilmiş, kanun yolları tüketilmiş veya süresi geçirilmiş olmalı; yani karar artık değiştirilemez hale gelmelidir. -
Taraflar aynı olmalı
Kesin hüküm itirazı, aynı kişiler arasında söz konusu olur. Bazı hallerde tarafların halefleri de bu kapsama girer (mirasçı, devralan vb.). -
Dava konusu (talep sonucu) aynı olmalı
İlk davada karara bağlanan talep ile ikinci davada ileri sürülen talep aynı ise kesin hüküm gündeme gelir. Örneğin aynı alacağın tahsili için ikinci kez dava açılamaz. -
Dava sebebi aynı olmalı
Uyuşmazlığı doğuran temel maddi olaylar aynı ise, önceki hüküm ikinci dava bakımından bağlayıcı hale gelir.
Bu şartlar sağlandığında ikinci davada “kesin hüküm itirazı” yapılabilir.
6. Kesin Hüküm İtirazı Nasıl ve Ne Zaman Yapılır?
6.1. Kesin Hüküm de Dava Şartıdır
Kesin hüküm de, derdestlik gibi dava şartı niteliğindedir. Bu sebeple:
-
Taraflar kesin hüküm itirazını yargılamanın her aşamasında ileri sürebilir,
-
Hâkim de dosyayı incelerken aynı uyuşmazlık hakkında daha önce verilmiş ve kesinleşmiş bir karar olup olmadığını re’sen araştırabilir.
Özellikle UYAP sistemi sayesinde, mahkeme önceki dosyalara erişip hüküm fıkrasını inceleyerek, yeni açılan davanın daha önce karara bağlanıp bağlanmadığını görebilmektedir.
6.2. İtirazın Kapsamı
Kesin hüküm itirazı yapılırken şu hususlara dikkat edilir:
-
Önceki davanın mahkemesi, esas numarası ve kararı belirtilerek,
-
Bu dosyada verilen kararın kesinleşmiş olduğu,
-
Şimdiki davanın tarafları, konusu ve sebebi ile önceki davanın taraf, konu ve sebebinin aynı olduğu,
-
Dolayısıyla yeni davanın kesin hüküm nedeniyle dinlenemeyeceği ifade edilir.
Mahkeme, bu itirazı inceledikten sonra şartların oluştuğunu görürse, davayı usulden değil esas bakımından reddeder; zira ortada mevcut bir hüküm vardır ve bu hükme aykırı ikinci bir karar veremez.
6.3. Kesin Hüküm ve Derdestlik Arasındaki Fark
Bu iki kavram sıklıkla karıştırılır. Basit bir karşılaştırma ile aralarındaki farklar:
-
Zaman bakımından:
-
Derdestlikte önceki dava devam etmektedir, henüz hüküm yoktur.
-
Kesin hükümde önceki dava sonuçlanmış ve karar kesinleşmiştir.
-
-
Sonuç bakımından:
-
Derdestlik varsa ikinci dava dava şartı yokluğundan usulden reddedilir.
-
Kesin hüküm varsa ikinci dava, “aynı konuda daha önce kesin hüküm bulunduğu” gerekçesiyle esastan reddedilir.
-
-
Etkisi bakımından:
-
Derdestlik, sadece aynı anda iki davanın yürütülmesini engeller.
-
Kesin hüküm ise geleceğe yönelik olarak aynı uyuşmazlığın tekrar dava edilmesini önler ve diğer davalarda bağlayıcı hukuki durum yaratır.
-
7. Uygulamada Derdestlik ve Kesin Hüküm: Örnek Senaryolar
7.1. Derdestlik Örneği
Bir işçi, kıdem ve ihbar tazminatı için iş mahkemesinde dava açmıştır. Dava İstanbul İş Mahkemesinde görülmektedir ve henüz bilirkişi raporu dahi alınmamıştır. İşçi, aynı talepler için bir de ikametgâh yerindeki başka bir iş mahkemesinde yeni bir dava açar.
-
Taraflar aynı (aynı işçi, aynı işveren),
-
Talep sonucu aynı (kıdem ve ihbar tazminatı),
-
Dava sebebi aynı (aynı iş sözleşmesi ve fesih olayı),
-
İlk dava hâlen derdesttir.
Bu durumda ikinci davada derdestlik vardır ve mahkeme, bu davayı dava şartı yokluğundan usulden reddetmelidir.
7.2. Kesin Hüküm Örneği
Bir taşınmazın tapu iptali ve tescili davası, A ile B arasında daha önce görülmüş ve dava sonucunda taşınmazın A adına tesciline karar verilmiştir. Karar kesinleşmiştir.
B, yıllar sonra aynı taşınmaz için yine tapu iptali ve tescil davası açtığında, A kesin hüküm itirazında bulunabilir. Mahkeme de:
-
Önceki davadaki tarafları,
-
Konuyu (aynı taşınmaz),
-
Sebebi (aynı iddia ve vakıalar)
karşılaştırarak, ikinci davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verir.
7.3. İlk Dava Açılmamış Sayılmışsa
Bazen uygulamada önemli bir detay gözden kaçabilir: Eğer önce açılan dava, tarafların yenilememesi nedeniyle “açılmamış sayılmış” ise bu dosya artık derdestlik doğurmaz. Çünkü:
-
Açılmamış sayılma kararıyla birlikte, dava sanki hiç açılmamış gibi kabul edilir.
-
Dolayısıyla aynı konuda yeni bir dava açıldığında derdestlikten söz edilemez.
Bu ayrım, uygulamada çok önemli olup avukatların dosya geçmişini incelerken buna dikkat etmesi gerekir.
8. Yargıtay’ın Derdestlik ve Kesin Hüküm Yaklaşımı (Genel Çizgiler)
Bu makalede Yargıtay karar metinlerinden cümle alıntılanmadan, sadece genel yaklaşım özetlenecektir:
-
Yargıtay, derdestlik konusunda özellikle taraf – sebep – konu üçlüsünün aynılığını aramakta, bunlardan biri değişmişse derdestlik kabul etmemektedir.
-
Uygulamada en çok problem yaratan noktalardan biri, talebin kapsamıdır. Örneğin işçilik alacaklarında bir dosyada sadece kıdem ve ihbar talep edilip, diğer dosyada fazla mesai, hafta tatili gibi farklı alacaklar istenmişse, tamamen aynı alacaktan bahsedilmediği ölçüde derdestlik oluşmadığı yönünde kararlar verilebilmektedir.
-
Kesin hüküm bakımından ise Yargıtay; önceki davadaki hüküm fıkrasının içeriğine çok önem verir. Çünkü maddi anlamda kesinlik, hüküm fıkrası ile sınırlı kabul edilmektedir. Gerekçedeki değerlendirmeler, kesin hükmün bağlayıcı alanını genişletmez.
-
Ayrıca, taleple bağlılık ilkesi gereği, önceki davada talep edilmeyen bir alacak için sonradan açılan davalarda genel olarak kesin hüküm engeli yoktur; fakat önceki davada açıkça reddedilmiş veya zımnen karara bağlanmış talepler bakımından kesin hüküm devreye girebilir.
Bu genel çizgiler, avukatların strateji kurarken dosyayı ve önceki yargılama süreçlerini bütüncül şekilde değerlendirmesini zorunlu kılmaktadır.