Orijinal Diye Satılan Sahte Ürünler Hukuken Suç mu?
Orijinal Ürün Sahteciliği Nedir?
Günlük hayatta “orijinal”, “bire bir”, “fabrikadan çıkma”, “ithalat fazlası”, “outlet orijinal” gibi ifadelerle pazarlanan pek çok ürün gerçekte tam anlamıyla orijinal olmayabilir. Özellikle ayakkabı, tekstil, parfüm, kozmetik, telefon ve elektronik ürünlerde, tüketicinin marka algısını kullanarak sahte ürün satılması yaygın bir sorundur.
Orijinal ürün sahteciliği, kısaca;
-
Tescilli bir markanın itibarından haksız şekilde yararlanarak,
-
O markanın ürünüymüş gibi görünen,
-
Ancak gerçekte marka sahibinden bağımsız üretilmiş, kalite ve güvenlik standartlarını taşımayan,
-
Kaçak, taklit veya ruhsatsız ürünlerin üretilmesi, satışa sunulması ve pazarlanmasıdır.
Bu olgu sadece tüketiciyi kandırmakla kalmaz;
-
Marka sahibinin sınai mülkiyet hakkını,
-
Dürüst çalışan diğer rakip işletmelerin rekabet hakkını,
-
Toplumun sağlık ve güvenliğini de doğrudan etkiler.
Bu nedenle orijinal ürün sahteciliği, aynı anda birden fazla hukuk alanını ilgilendiren bir konudur:
-
Marka hukuku
-
Tüketici hukuku
-
Ticaret hukuku (haksız rekabet)
-
Ceza hukuku
-
E-ticaret ve mesafeli sözleşmeler hukuku
Aşağıda, bu alanların her birini ayrı ayrı ele alarak hem tüketici hem satıcı bakımından kapsamlı bir değerlendirme yapacağız.
1. Orijinal ve Sahte Ürün Kavramlarının Hukuki Çerçevesi
1.1. Orijinal Ürün Nedir?
Hukuki anlamda “orijinal ürün”;
-
Üzerinde kullanılan marka, logo, tasarım, ambalaj ve diğer işaretler bakımından,
-
İlgili markanın sahibinin bizzat ürettiği veya yetki verdiği kişi/kuruluş tarafından üretilen,
-
Üretim, satış ve dağıtım süreçleri marka sahibinin kontrolü altında gerçekleşen,
-
Ülkeye yasal yollarla girmiş ve mevzuata uygun şekilde piyasaya sürülmüş ürünlerdir.
Başka bir ifadeyle; markanın onayı ve denetimi olmadan üretilen, kalite ve güvenlik standartları markayla uyumlu olmayan ürünlerin hukuken “orijinal” sayılması mümkün değildir.
1.2. Sahte / Taklit Ürün Nedir?
Sahte veya taklit ürünler ise;
-
Markanın aynısını veya çok benzerini taşıyan,
-
Ambalaj, renk, tasarım ve paketleme bakımından orijinali çağrıştıran,
-
Tüketicinin “bu ürün söz konusu markaya ait” izlenimine kapılmasını sağlayacak biçimde tasarlanmış,
-
Marka sahibinin izni olmadan üretilen ve satılan ürünlerdir.
Bu ürünler, kimi zaman doğrudan “sahte” olduğu söylenmeden,
-
“Orijinal ile aynı fabrikadan”,
-
“Outlet orijinal”,
-
“Yetkili bayi fazlası”
gibi ifadelerle pazarlanmakta;
çoğu zaman da tüketici, aldığı ürünün sahte olduğunun farkına ancak sonradan varmaktadır.
2. Orijinal Ürün Sahteciliğinin Görüldüğü Başlıca Alanlar
Orijinal ürün sahteciliği, neredeyse her sektörde karşımıza çıkabilir. Ancak uygulamada en çok aşağıdaki alanlarda görülür:
2.1. Tekstil ve Ayakkabı
-
Tanınmış marka logolarını taşıyan ayakkabı, çanta ve giyim ürünleri
-
“Orijinal ayakkabı – %70 indirim” sloganları
-
“Numune ürün, kutusuz orijinal” söylemleri
Bu alanda sahte ürünler hem klasik mağazalarda hem de sosyal medya hesaplarında sıkça satılmaktadır.
2.2. Parfüm ve Kozmetik
-
Şişe ve ambalajı orijinali andıran parfümler
-
“Tester parfüm” bahanesiyle pazarlanan ama gerçekte sahte olan ürünler
-
İçeriği belirsiz, cilde ve sağlığa zarar verme riski yüksek kozmetik ürünler
Özellikle bu ürünlerin sağlık açısından taşıdığı risk nedeniyle, sadece tüketici hukuku değil, sağlık ve kamu güvenliği ile ilgili düzenlemeler de devreye girmektedir.
2.3. Elektronik ve Cep Telefonu
-
IMEI kaydı başka bir cihaza ait olan,
-
Kaçak yollarla ülkeye sokulan,
-
Faturası ve garanti belgesi gerçeği yansıtmayan telefonlar, tabletler, kulaklıklar
Çoğu zaman “sıfır kutusunda”, “garantili” gibi ifadeler kullanılsa da, ürünün gerçek statüsü tüketiciden gizlenmektedir.
2.4. Gıda Takviyesi, İlaç ve Benzeri Ürünler
-
Bandrolü sahte gıda takviyeleri
-
Sağlık Bakanlığı onaylıymış gibi gösterilen fakat ruhsatsız ürünler
-
İnternetten satılan, içeriği bilinmeyen zayıflama ürünleri
Bu ürünler, yalnızca tüketici hakları bakımından değil; sağlık mevzuatı ve kimi zaman ceza hukuku açısından da ağır sonuçlar doğurabilir.
2.5. Online Pazar Yerleri ve Sosyal Medya Satışları
-
Instagram, TikTok ve benzeri platformlarda açılan “butik” hesaplar
-
Online ilan siteleri ve pazar yerlerinde sahte ürün satışı
-
Kısa sürede açılıp kapanan, isim değiştiren hesaplar
Bu ortamlarda satıcıya ulaşmak, adres ve kimlik bilgisine erişmek çoğu zaman zordur. Bu nedenle online sahte ürün satışları, ispat ve tahsilat bakımından ayrı sorunlar doğurur.
3. Marka Hukuku Açısından Orijinal Ürün Sahteciliği
Orijinal ürün sahteciliğinin ilk ve en temel boyutu marka hukukudur. Markalar, sınai mülkiyet hukukunun koruması altındadır ve marka sahibine hem kullanma hem de yasaklama yetkisi verir.
3.1. Marka Hakkının Kapsamı
Marka sahibi;
-
Markayı kendi ürün ve hizmetlerinde kullanma,
-
Lisans vererek üçüncü kişilerin kullanımını kontrol etme,
-
Başkalarının izinsiz kullanımını önleme,
-
Taklit ürünlerin piyasadan toplatılmasını ve imhasını isteme,
-
Uğradığı zararın tazminini talep etme yetkisine sahiptir.
Orijinal ürün sahteciliğinde; markanın adına, logosuna, ambalajına veya ayırt edici unsurlarına izinsiz biçimde el atılır. Bu fiil, marka hakkına tecavüz niteliğindedir.
3.2. Tecavüz Hallerinin Örnekleri
Marka hakkına tecavüz, uygulamada farklı biçimlerde karşımıza çıkabilir:
-
Taklit ürün üretimi (örneğin, markalı ayakkabının bire bir kopyasının basılması)
-
Bu ürünlerin satışı veya satışa arzı (mağazada, pazarda, internet sitesinde, sosyal medyada)
-
Taklit ürünlerin depolanması, taşınması, toptan dağıtımı
-
Markayı izinsiz olarak reklam, katalog, web sitesi ve sosyal medya hesaplarında kullanmak
Önemli olan, markanın tescilli olduğu sınıflarda ticari hayat içinde izinsiz kullanılması ve markadan haksız şekilde ekonomik menfaat sağlanmasıdır.
3.3. Marka Sahibinin Açabileceği Davalar
Marka sahibi, taklit ürün tespit ettiğinde hem özel hukuk hem de ceza hukuku yollarına başvurabilir. Özel hukuk alanında açılabilecek başlıca davalar:
-
Tecavüzün tespiti davası: Taklidin ve ihlalin varlığının mahkeme kararıyla tespiti.
-
Tecavüzün önlenmesi (meni) davası: Taklit ürün üretiminin ve satışının durdurulması, geleceğe dönük ihlallerin engellenmesi.
-
Tecavüzün sonuçlarının ortadan kaldırılması davası: Taklit ürünlerin imhası, marka ibaresi taşıyan ambalajların, katalogların toplatılması gibi.
-
Tazminat davası:
-
Markanın itibarının zedelenmesinden kaynaklanan zararlar,
-
Kaybedilen kâr,
-
Haksız kazanç,
-
Marka değerinde azalma gibi unsurlar bakımından maddi tazminat;
-
İtibarın sarsılması nedeniyle manevi tazminat.
-
Bu davalarda mahkeme, markanın tanınmışlığı, taklit ürün miktarı, ihlalin yaygınlığı, failin kusur derecesi gibi kriterleri değerlendirir.
3.4. Ceza Sorumluluğu (Marka Suçu)
Marka hakkına yönelik saldırı, sadece bir tazminat meselesi değildir; belirli şartlarda suç olarak da düzenlenmiştir.
Tescilli markayı taklit ederek mal üreten, satışa arz eden, satan, ticari amaçla depolayan veya nakleden kişiler hakkında hapis cezası ve adli para cezası öngörülmektedir. Dolayısıyla orijinal ürün sahteciliği yapan kişiler, aynı zamanda ceza davasıyla da karşı karşıya kalabilir.
4. Tüketici Hukuku Açısından Sahte Ürünler
Orijinal ürün sahteciliğinin en görünür mağduru tüketicidir. Tüketici, markaya ve satıcının beyanına güvenerek ürün satın alır; buna karşılık beklediği kaliteyi, güvenliği ve garantiyi bulamaz.
4.1. Sahte Ürün “Ayıplı Mal” Sayılır mı?
Tüketiciyi koruyan temel düzenleme olan tüketici mevzuatında, sözleşmeye aykırı, beklenen nitelikleri taşımayan, vaat edilen özelliklerden yoksun mallar “ayıplı mal” olarak kabul edilir.
Orijinal diye satılan sahte bir ürün de;
-
Marka, kalite, dayanıklılık ve güvenlik bakımından sözleşmeye aykırıdır,
-
Tanıtım ve reklamlarda anlatılan özelliklere uymaz,
-
Çoğu zaman sağlık ve güvenlik açısından risk taşır.
Bu nedenle tüketicinin eline geçen sahte ürün, hukuken ayıplı mal niteliğindedir. Tüketici, ayıplı mal hükümlerine dayanarak çeşitli seçimlik haklara sahiptir.
4.2. Tüketicinin Seçimlik Hakları
Ayıplı mal durumunda tüketici, kanun çerçevesinde genel olarak şu haklardan birini seçebilir:
-
Sözleşmeden dönme ve bedel iadesi
-
Sahte ürünün iadesi karşılığında, ödediği bedelin tamamını geri isteme.
-
-
Ayıp oranında bedel indirimi
-
Sahte ürün ile vaat edilen ürün arasındaki değer farkının bedelden düşülmesini talep etme (sahte ürünlerde genellikle tercih edilmez).
-
-
Ücretsiz onarım
-
Teknik ürünlerde gündeme gelebilir; ancak sahte ürünler bakımından pratikte anlamlı olmayabilir.
-
-
Ayıpsız misliyle değiştirme
-
Sahte ürünün, gerçekten orijinal olan ürünle değiştirilmesini isteme.
-
Sahte ürün vakalarında en sık tercih edilen yol, bedel iadesi veya gerçek orijinal ürünle değişim talebidir. Bunun yanında tüketici, somut olaya göre uğradığı maddi ve manevi zararlar için ayrıca tazminat davası açabilir.
4.3. Süreler ve İspat
Tüketici hukukunda ayıplı mal ile ilgili bildirim ve dava açma süreleri bulunmaktadır. Bu süreler, malın türüne, ayıbın ne zaman fark edildiğine ve ayıbın açık/örtülü olmasına göre değişir.
Sahte ürün, çoğu zaman “gizli ayıp” niteliğinde kabul edilir; çünkü tüketici, ürünü satın aldığı anda sahteliği fark etmeyebilir. Örneğin:
-
Parfümün kokusu kısa sürede uçuyorsa,
-
Ayakkabı kısa süre içinde deforme oluyorsa,
-
Elektronik cihaz garanti kapsamında değilse, imei kaydıyla sorun çıkıyorsa
tüketici ancak kullanım sırasında sahte olduğunu anlayabilir. Bu durumda süreler, ayıbın fark edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Bu nedenle tüketicinin;
-
Fatura/fişi saklaması,
-
Satın alma ekran görüntülerini ve yazışmaları kaydetmesi,
-
Sahteliği gösteren rapor veya görüşleri delil olarak toplaması
büyük önem taşır.
4.4. Tüketici Hakem Heyeti ve Tüketici Mahkemesi
Sahte ürün nedeniyle satıcıyla anlaşma sağlanamazsa, tüketici;
-
Uyuşmazlık bedeli belirli parasal sınırların altındaysa Tüketici Hakem Heyeti’ne,
-
Sınırın üzerindeyse doğrudan Tüketici Mahkemesi’ne (veya o sıfatla görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’ne)
başvurabilir.
Parasal sınırlar her yıl güncellendiği için, başvuru yapmadan önce ilgili yıl için Resmî Gazete’de yayımlanan limitlerin kontrol edilmesi gerekir. Başvurular:
-
e-Devlet üzerinden,
-
Tüketici Hakem Heyetleri,
-
Ticaret İl/İlçe Müdürlükleri kanalıyla,
-
Avukat aracılığıyla
yapılabilir.
5. Ticaret Hukuku Bakımından Haksız Rekabet
Orijinal ürün sahteciliği, sadece tüketiciyi değil, piyasadaki dürüst rakipleri de doğrudan etkiler. Taklit ürün satan kişi, gerçek markaya maliyet katlanmadan benzer ürün satarak haksız avantaj sağlar.
5.1. Haksız Rekabetin Unsurları
Ticaret hukuku; dürüstlük kuralına aykırı davranışlarla ekonomik rekabetin bozulmasını haksız rekabet olarak kabul eder. Orijinal ürün sahteciliği bağlamında:
-
Sahte veya taklit ürün üretmek ve satmak,
-
Ürünün orijinal olduğu izlenimini vererek yanıltıcı reklam yapmak,
-
Yetkili satıcıymış gibi davranmak,
-
Başka bir markaya ait işaret ve ambalajları kullanarak kendi ürününü satmak
haksız rekabet örnekleridir.
5.2. Rakip İşletmelerin Başvurabileceği Yollar
Haksız rekabetin mağduru olan rakip işletmeler şu taleplerle dava açabilir:
-
Haksız rekabetin tespiti ve durdurulması,
-
Yanıltıcı açıklamaların düzeltilmesi,
-
Manevi ve maddi tazminat,
-
Haksız rekabet sonucunda elde edilen kazancın iadesi,
-
Kararın gazete veya internet ortamında ilan edilmesi.
Ayrıca ticaret mevzuatında, bazı haksız rekabet fiilleri için ceza yaptırımı da öngörülmüştür. Bu nedenle “ben sadece ucuza ürün satıyorum” düşüncesi, satıcıyı sorumluluktan kurtarmaz.
6. Ceza Hukuku Açısından Orijinal Ürün Sahteciliği
Orijinal ürün sahteciliği, çoğu vakada ceza hukuku bakımından da sonuç doğurur. İhlalin biçimine göre farklı suç tipleri gündeme gelebilir.
6.1. Marka Hakkına Yönelik Suçlar
Marka hakkına tecavüz fiilleri, belirli şartlarda suç olarak düzenlenmiştir. Özetle:
-
Tescilli markayla aynı veya karıştırılacak kadar benzer işareti,
-
Markanın korunduğu mal veya hizmetlerle bağlantılı biçimde,
-
Ürün üzerinde, ambalajda, etiketlerde veya reklamlarda kullanarak,
-
Ticari amaçla üretim, satış, dağıtım, depolama veya nakil faaliyeti yürütmek
ceza sorumluluğu doğurabilir.
Bu suçlar bakımından mahkemeler; failin kastını, ürün miktarını, ihlalin yaygınlığını ve tekrarını dikkate alarak, hapis cezası ve adli para cezası uygulayabilir.
6.2. Dolandırıcılık ve Nitelikli Dolandırıcılık
Sahte ürün satışı aynı zamanda dolandırıcılık suçu kapsamında da değerlendirilebilir. Dolandırıcılıkta önemli olan, bir kişiyi hileli davranışlarla aldatarak, onun veya başkasının zararına, failin veya bir başkasının menfaat elde etmesidir.
Orijinal ürün sahteciliğinde;
-
Sahte ürün, orijinalmiş gibi tanıtılıyorsa,
-
Ambalaj, marka, garanti belgesi, fatura gibi unsurlar tüketiciyi yanıltacak şekilde düzenlenmişse,
-
Özellikle bu satışlar ticari faaliyet kapsamında veya bilişim sistemleri (internet, sosyal medya, e-ticaret platformları) üzerinden yapılıyorsa,
nitelikli dolandırıcılık hükümleri devreye girebilir. Bu durumda ceza, basit dolandırıcılığa göre daha ağırdır.
6.3. Sahte Fatura, Sahte Garanti Belgesi ve Belgede Sahtecilik
Bazı dosyalarda, orijinal ürün sahteciliğine eşlik eden başka suçlar da görülür:
-
Sahte fatura düzenlenmesi,
-
Gerçek dışı garanti belgesi kullanılması,
-
Yetkili servis belgesiymiş gibi sahte belgeler oluşturulması
durumunda, resmi veya özel belgede sahtecilik suçları da söz konusu olabilir.
7. İnternet, Sosyal Medya ve E-Ticaret Platformları Üzerinden Sahte Ürün Satışı
Artık sahte ürünlerin önemli bir kısmı internet ve sosyal medya üzerinden satılmaktadır. Bu satışların çoğu mesafeli sözleşme niteliğindedir ve özel kurallara tabidir.
7.1. Mesafeli Sözleşmeler ve Tüketicinin Cayma Hakkı
İnternet üzerinden kurulan sözleşmelerde tüketicinin genellikle belirli süre içinde cayma hakkı vardır. Cayma hakkı;
-
Ürün ayıplı olmasa bile,
-
Sırf tüketici vazgeçtiği için,
şartsız olarak kullanılabilen bir haktır.
Sahte ürün vakalarında ise iki farklı talep türü birleşebilir:
-
Cayma hakkına dayanarak sözleşmeden dönme,
-
Ayıplı mal hükümlerine dayanarak bedel iadesi, değişim veya tazminat.
Bu noktada; satıcının cayma hakkını engellemeye yönelik tutumları (örneğin “indirimli ürünlerde iade yok” gibi uygulamalar) hukuken geçerli olmayabilir.
7.2. Platformların Sorumluluğu
Online pazar yerlerinde, ürün çoğu zaman üçüncü taraf satıcı tarafından sunulur. Yine de:
-
Platformun kendi sorumluluğu,
-
Satıcının kimliğinin şeffaf şekilde gösterilip gösterilmediği,
-
İlanların denetlenip denetlenmediği
gibi hususlar somut olaya göre incelenir. Tüketicinin, hem satıcıya hem de şartları varsa platforma yönelen talepleri olabilir.
8. Sahte Ürün Alan Tüketici İçin Uygulamalı Yol Haritası
“Orijinal” diye aldığı ürünün sahte olduğunu fark eden tüketici ne yapmalıdır? Aşağıda, adım adım pratik bir rehber yer almaktadır.
8.1. Adım 1: Ürünü Kullanmayı Durdurun ve Delil Toplayın
İlk yapılması gereken, ürünü mümkün olduğunca mevcut haliyle korumak ve delilleri toplamak:
-
Ürünün fotoğraflarını çekin (ambalaj, logo, seri numarası, etiket).
-
Fatura, fiş, irsaliye, garanti belgesi varsa saklayın.
-
Satın alma ekran görüntülerini alın (ilan sayfası, satıcının adı, açıklamalar).
-
Satıcıyla yaptığınız mesajlaşmaları (WhatsApp, e-posta, DM) kaydedin.
-
Mümkünse markanın yetkili servisi veya uzmanından ürünün orijinal olmadığını gösteren bir yazılı görüş alın.
Bu deliller, ileride açılacak tüketici, tazminat veya ceza davalarında hayati önem taşır.
8.2. Adım 2: Satıcıya Yazılı Başvuru
Daha sonra satıcıya yazılı olarak başvurmak yerinde olacaktır:
-
Ürünün sahte olduğuna dair tespitinizi belirtin.
-
Ürünü hangi şartlarda (orijinal olduğuna güvenerek) aldığınızı açıklayın.
-
Ayıplı mal ve haksız ticari uygulama hükümlerine dayanarak;
-
Bedelin iadesini veya
-
Gerçek orijinal ürünle değişimini
talep edin.
-
Bu başvuruyu mümkünse;
-
E-posta,
-
Kayıtlı e-posta (KEP),
-
Noter ihtarnamesi
gibi ispatlanabilir yollarla yapmak avantaj sağlar.
8.3. Adım 3: Tüketici Hakem Heyeti veya Mahkeme Başvurusu
Satıcı talebi reddeder veya hiç yanıt vermezse, artık resmî başvuru yolları gündeme gelir:
-
Uyuşmazlığın parasal değeri ilgili yılın sınırının altındaysa, Tüketici Hakem Heyeti’ne başvuru zorunlu ve ücretsizdir.
-
Parasal sınırın üzerindeki uyuşmazlıklarda doğrudan Tüketici Mahkemesi’ne dava açılır.
Başvuruda;
-
Olayın kronolojisi,
-
Satın alma belgesi ve dekontlar,
-
İlan ve yazışma çıktıları,
-
Sahteciliği gösteren fotoğraf ve raporlar,
-
Tüketicinin net talebi (iade, değişim, tazminat)
açık ve sistematik şekilde sunulmalıdır.
8.4. Adım 4: Ceza Şikâyeti
Somut olayın özelliklerine göre, sahte ürün satışı ceza hukuku bakımından da suç teşkil ediyorsa, tüketici veya marka sahibi:
-
Cumhuriyet Başsavcılığı’na,
-
Kolluk kuvvetlerine (polis, jandarma)
suç duyurusunda bulunabilir.
Şikâyet dilekçesinde;
-
Satın alma ve sahte ürün tespiti anlatılmalı,
-
Deliller eklenmeli,
-
Marka hakkına tecavüz ve dolandırıcılık yönünden inceleme talep edilmelidir.
Bu şikâyet, hem failin cezalandırılması hem de benzer mağduriyetlerin önlenmesi açısından önemlidir.
9. İşletmeler ve Satıcılar İçin Riskler ve Uyum Önerileri
Sahte ürün satışı çoğu zaman “bilinçli sahteci”lerle ilişkilendirilir. Ancak tedarik zincirini yeterince denetlemeyen, “fiyatı uygun” diyerek kaynağını sorgulamadan mal alan işletmeler de ciddi hukuki risk altındadır.
9.1. Satıcıların Karşılaşabileceği Riskler
-
Marka hakkına tecavüz nedeniyle açılacak tazminat davaları
-
Tüketici şikâyetleri ve hakem heyeti/mahkeme kararları
-
Ticari itibar ve müşteri güveninin kaybı
-
Haksız rekabet ve tazminat davaları
-
Marka sahibi ile yapılan bayilik/lisans sözleşmelerinin feshi
-
Ceza soruşturması ve mahkûmiyet kararları
Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için bu riskler, şirketin kapanmasına kadar gidebilen ağır sonuçlar doğurabilir.
9.2. Uyum (Compliance) ve Önleyici Tedbirler
İşletmelerin kendilerini korumak ve hukuka uygun hareket etmek için atabileceği adımlar:
-
Güvenilir Tedarikçi Seçimi
-
Sadece resmî distribütör ve yetkili toptancılarla çalışmak,
-
Aşırı ucuz, belge sunmayan tedarikçilerden kaçınmak.
-
-
Sözleşmesel Güvenceler
-
Tedarikçi sözleşmelerine orijinallik garantisi, tazminat ve sorumluluk maddeleri koymak,
-
Şüpheli durumlarda tedarikçiden yazılı beyan almak.
-
-
Stok ve Ürün Denetimi
-
Düzenli aralıklarla ürünlerin orijinalliğini kontrol etmek,
-
Müşteriden gelen “sahte olabilir” şikâyetlerini ciddiye alıp, ürünü incelemek.
-
-
Personel Eğitimi
-
Satış personeline taklit ürün belirtileri, marka ve tüketici hukuku konusunda temel eğitimler vermek,
-
Müşteriye beyanlarda bulunurken hukuka uygun, şeffaf ve dürüst davranılmasını sağlamak.
-
-
Reklam ve Tanıtımda Dikkat
-
Web sitesi, sosyal medya ve mağaza içi tabelalarda “orijinal” ibaresini yalnızca gerçekten orijinal ürünler için kullanmak,
-
Yetkili satıcı olunmadığı halde bu izlenimi verecek ifadelerden kaçınmak.
-
10. Sonuç: Sahte Ürünle Mücadele Ortak Sorumluluktur
Orijinal ürün sahteciliği, yalnızca “taklit ayakkabı” ya da “ucuz parfüm” sorunu değildir. Bu alan;
-
Marka sahiplerinin sınai mülkiyet haklarının,
-
Tüketicinin sağlık ve güvenliğinin,
-
Dürüst işletmelerin rekabet hakkının,
-
Piyasanın sağlıklı işleyişinin
tamamını ilgilendiren ciddi bir hukuki sorun alanıdır.
Tüketici açısından bakıldığında:
-
“Normalden çok ucuz”,
-
“Faturası sonra gönderilecek”,
-
“Kutusu orijinal değil ama ürün orijinal”,
-
“Yetkili servis garantili, ama belge yok”
gibi söylemler, çoğu zaman bir risk işaretidir. Böyle bir durumda, alışverişten önce bir kez daha düşünmek, satıcıyı ve ürünü sorgulamak gerekir.
Satıcı ve işletmeler açısından ise:
-
Kısa vadeli kazanç uğruna sahte veya kaynağı belirsiz ürün satmak,
-
Uzun vadede hem hukuki yaptırımlar hem de itibar kaybı anlamına gelir.
Sonuç olarak;
-
Tüketicinin bilinçli hareket etmesi,
-
İşletmelerin mevzuata uygun davranması,
-
Marka sahiplerinin haklarını aktif biçimde koruması,
-
Kamu otoritelerinin etkin denetimi
ile orijinal ürün sahteciliği ile mücadele mümkün olacaktır.