Single Blog Title

This is a single blog caption

Ticari Defterlerin Delil Niteliği

Ticari Defterlerin Delil Niteliği: Mahkemede Tacirin Lehine ve Aleyhine Sonuçları


Giriş: Ticari Defter Sadece Vergi İçin Değildir, Mahkeme İçin de Konuşur

Ticari hayatta pek çok tacir, defter tutmayı çoğu zaman sadece vergi dairesi veya mali müşavir için yerine getirilen bir formalite olarak görür. Oysa Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu (“HMK”) uyarınca ticari defterler; bir uyuşmazlık yargıya taşındığında, tacirin lehine de aleyhine de güçlü bir delil haline gelebilen son derece önemli belgelerdir.

Doğru, eksiksiz ve usulüne uygun tutulan ticari defterler, tacirin iddialarını ispat etmesini kolaylaştırabilir; alacaklarını tahsil etmesinde, karşı tarafın savunmalarını çürütmesinde kritik rol oynar. Buna karşılık, eksik ve usulsüz defterler ya da hiç tutulmayan defterler, taciri hem ispat bakımından zayıf düşürür hem de defterlerde yer alan kayıtlar belirli şartlarda tacirin aleyhine delil olarak değerlendirilebilir.

Bu makalede, “Ticari Defterlerin Delil Niteliği” konusunu, mahkemede tacirin lehine ve aleyhine doğurduğu sonuçlar bakımından detaylı şekilde ele alacağız. Makale, hem tacirler hem muhasebe birimleri hem de ticari uyuşmazlıklarda hak aramak isteyen kişilere yol gösterici nitelikte hazırlanmıştır.


1. Ticari Defter Nedir? Hangi Defterler Ticari Defter Sayılır?

Ticari defterlerin delil niteliğini anlamak için öncelikle hangi defterlerin “ticari defter” olarak kabul edildiğini açıklamak gerekir.

TTK’ya göre her tacir, işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini, her iş yılı içinde elde ettiği sonucu açıkça ortaya koyacak şekilde bazı zorunlu defterleri tutmakla yükümlüdür. Uygulamada en çok bilinen ve kullanılan temel ticari defterler şunlardır:

  • Yevmiye defteri (Günlük defter): İşletmenin yaptığı her işleme kronolojik sırayla yer verilen, muhasebenin temel defteridir.
  • Defter-i kebir (Büyük defter): Yevmiye defterine kaydedilen işlemlerin hesap bazlı toplulaştırıldığı defterdir.
  • Envanter defteri: İşletmenin taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve borçları, stokları vb. unsurların ayrıntılı şekilde sayım ve değerlemesinin yapıldığı defterdir.
  • Pay defteri, genel kurul toplantı ve müzakere defteri, yönetim kurulu karar defteri (şirketler için): Sermaye şirketlerinde ortaklık yapısını ve şirket içi karar süreçlerini gösteren defterlerdir.

Bunlara ek olarak işletme büyüklüğüne, faaliyet konusuna veya tercih edilen muhasebe sistemine göre yardımcı defterler (stok defteri, kasa defteri, cari hesap yardımcı defterleri vb.) de kullanılabilir. Ancak her yardımcı defter, tek başına “kanunen tutulması zorunlu ticari defter” olmayabilir. Delil niteliği değerlendirilirken özellikle kanunen tutulması zorunlu defterler ön plana çıkar.


2. Tacirin Ticari Defter Tutma Yükümlülüğü ve Hukuki Temeli

Türk hukukunda tacirin defter tutma yükümlülüğünün dayanak noktaları başta TTK olmak üzere ilgili vergi mevzuatıdır. Özetle:

  • Her tacir, ticari işletmesinin faaliyetlerini, malvarlığını ve finansal durumunu isabetli biçimde ortaya koyacak ticari defterleri tutmak zorundadır.
  • Defterler; Türkçe, düzenli, gerçeği yansıtan, zamanında ve değiştirilmesi mümkün olmayacak şekilde tutulmalıdır.
  • Defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri yapılmalı, belirli sürelerle saklanmalı ve talep halinde mahkemeye veya bilirkişiye ibraz edilebilmelidir.

Bu yükümlülük, sadece vergi açısından değil; yargısal süreçte delil açısından da önem taşır. Zira mahkemeler, tacirin iddialarının doğruluğunu değerlendirirken, usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerden yoğun şekilde yararlanır.


3. Ticari Defterlerin Delil Niteliğinin Hukuki Çerçevesi

Ticari defterlerin delil niteliğine ilişkin temel düzenleme HMK’da yer alır. Ticari defterler, kanunda öngörülen şartlar altında:

  • Tacirin lehine delil,
  • Tacirin aleyhine delil,
  • Bazen de karşı tarafın iddiasını destekleyen takdiri delil

olarak değerlendirilebilir.

3.1. Ticari Defterlerin Delil Olarak Kullanılabilmesi İçin Genel Şartlar

Bir ticari defterin mahkemede delil olarak kullanılabilmesi için kural olarak şu kriterler aranır:

  1. Tacir tarafından tutuluyor olması: Defteri tutan kişi veya şirketin tacir sıfatına sahip olması gerekir. Tacir olmayan bir kişinin tuttuğu kayıtlar, ticari defter değil, en fazla özel not veya adi belge niteliği taşıyabilir.
  2. Usulüne uygun tutulmuş olması:
    • Defterler kanunen zorunlu olan türde olmalı,
    • Açılış ve kapanış tasdikleri süresinde yapılmış olmalı,
    • Kayıtlar gerçeği yansıtmalı,
    • Kayıtlar arasında kopukluk, silinti, kazıntı veya tahrifat bulunmamalıdır.
  3. Taraflar arasında ticari iş veya ticari ilişki bulunması: Ticari defterlerin özellikle ticari uyuşmazlıklar bakımından delil değeri yüksektir. Tamamen kişisel bir hukuki ilişkide, ticari defterlerin rolü daha sınırlı olabilir.
  4. Defterlerin birbirini doğrulaması: Yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defteri gibi temel defterlerin birbirini destekler nitelikte kayıtlar içermesi beklenir.

Bu şartları taşıyan ticari defterler, hem tacirin lehine hem de aleyhine belirli ölçüde bağlayıcılık kazanır.


4. Ticari Defterlerin Tacirin Lehine Delil Niteliği

4.1. Usulüne Uygun Ticari Defterler Tacir Lehine Güçlü Delildir

Hukuk Muhakemeleri sistemimize göre usulüne uygun tutulmuş ve taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan işlemle ilgili kayıtlar içeren ticari defterler, tacirin lehine delil oluşturabilir. Özellikle:

  • Alacak davalarında,
  • Cari hesap uyuşmazlıklarında,
  • Mal teslimi, hizmet ifası, komisyon, acentelik, bayilik sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda,
  • Şirket ortaklarının alacak-borç ilişkilerinde

ticari defter kayıtları çoğu kez alacağın varlığını, miktarını ve tarihini ispat bakımından belirleyici rol oynar.

Örneğin; bir toptancı tacir, bayisine sattığı mallara ilişkin faturaların büyük kısmı için bayinin imzasını alamamış veya ihtilaf çıkmış olsun. Ancak yevmiye defterinde, defter-i kebirde ve stok hesabında bu satışların düzenli ve uyumlu biçimde kayıtlı olduğu; ayrıca banka hesap hareketleriyle de desteklendiği durumda, bu defterler tacirin alacağını ispat için önemli bir delil haline gelir.

4.2. Lehine Delil Olabilmesi İçin Aranan Özel Şartlar

Tacirin ticari defterlerinden lehine delil olarak yararlanabilmesi için genel şartların yanında bazı ek koşullar da aranır:

  1. Defterlerin düzenli ve birbirini doğrulayıcı olması:
    • Yevmiye defterinde görünen kayıt ile defter-i kebir ve envanter defterinde yer alan kayıtların birbiriyle uyumlu olması gerekir.
  2. Defterlerin kapanış tasdiklerinin yapılmış olması:
    • Sadece açılış tasdikinin yapılmış olması yetmez; kapanış onayı olmayan defterlerde delil değeri zayıflayabilir.
  3. Uyuşmazlığın taraflarının tacir olması (kural olarak):
    • İki taraf da tacir ve işlem ticari nitelikte ise defterler “karşılıklı” incelenir; uyumlu olan kayıtlar, iddia sahibinin lehine delil oluşturur.
  4. Karşı tarafın defterlerinin ibraz edilmiş olması ve aralarında çelişki bulunmaması:
    • Her iki tarafın ticari defterleri uyuşmazlık konusu işlem hakkında uyumlu kayıtlar içeriyorsa, bu kayıtlar hakimi ciddi ölçüde bağlar.

4.3. Mahkemenin Defterleri İnceleme Yöntemi

Mahkeme, ticari defterleri genellikle doğrudan incelemez; defterleri bilirkişiye gönderir. Bilirkişi, defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığını, kayıtların birbirini doğrulayıp doğrulamadığını ve uyuşmazlık konusu işlemle ilgili kayıtların durumunu tespit eder. Bilirkişi raporu, hakimin kararında belirleyici rol oynar.

Örneğin; bir cari hesap alacağı davasında, tacirin yevmiye ve defter-i kebir kayıtlarında bayinin borç bakiyesi açıkça görülüyorsa ve bu kayıtlar, banka ekstresi ve sevk irsaliyeleriyle destekleniyorsa, mahkeme genellikle tacirin iddiasını ispatlanmış kabul etme eğilimindedir.


5. Ticari Defterlerin Tacirin Aleyhine Delil Niteliği

Ticari defterler, sadece tacirin lehine değil, bazı durumlarda tacirin aleyhine de delil olarak kabul edilir. Burada temel mantık şudur: Tacir, defterlerini kendisi tutmuş, kayıtları kendi serbest iradesiyle oluşturmuştur. Bu nedenle defterde yer alan kayıtlar, tacirin belirli vakıaları ikrar ettiğinin göstergesi sayılabilir.

5.1. Tacirin Defterlerinin Karşı Taraf Lehine Delil Olması

Şu durumlarda ticari defterler tacirin aleyhine sonuç doğurabilir:

  • Tacirin defterlerinde bir borç kaydı yer alıyorsa ve bu kayıt usulüne uygun tutulmuşsa, bu durum tacirin borçlu olduğunu gösteren önemli bir delil olabilir.
  • Tacir, aleyhine olan bu kaydı hata, hile, sahtecilik veya muhasebe yanlışı gibi ciddi gerekçelerle çürütemezse, mahkeme bu kaydı onun aleyhine delil olarak değerlendirir.
  • Karşı taraf tacir olmasa dahi, tacirin ticari defterlerindeki kayıtlar belirli şartlarda karşı taraf lehine delil teşkil edebilir. Bu durumda mahkeme, defterleri “ikrar niteliğinde beyan” gibi ele alabilir.

Örneğin; tacirin kendi defterlerinde, mal teslim ettiği bir kişinin borcunun kapandığına dair açık bir kayıt varsa –örneğin “X müşterisinin borcu kapandı” şeklinde muhasebe işlemi yapılmışsa–, daha sonra bu borcun hâlâ devam ettiğini iddia etmesi oldukça güçleşir. Zira kendi defterindeki kayıt, onun aleyhine güçlü bir delil olarak değerlendirilir.

5.2. Defterlerin İbrazından Kaçınmanın Aleyhe Sonuçları

Ticari defterlerin aleyhe sonuç doğurduğu bir diğer önemli alan da defterlerin ibrazından kaçınılması durumudur. HMK sistemine göre:

  • Mahkeme, taraflardan birine ticari defterlerini ibraz etmesini emredebilir.
  • Tacir, “gizli kalması gereken ticari sırlar” veya makul diğer gerekçeler dışında defterlerini ibraz etmekten haklı bir sebep olmaksızın kaçınırsa, bu durum aleyhine değerlendirilir.
  • Haklı sebep olmadan ibrazdan kaçınan tacir hakkında, karşı tarafın iddiaları ve diğer deliller daha güçlü kabul edilebilir; hatta bazı durumlarda defterlerin içeriği, karşı tarafın iddiasına uygun tutulmuş gibi varsayılabilir.

Örneğin; bir alacak davasında borçlu tacirin defterlerinin incelenmesi talep edilmiş, mahkeme ibraz kararı vermiş, tacir ise herhangi makul gerekçe olmadan defterleri ibraz etmemiş olsun. Bu durumda mahkeme; “eğer defterler ibraz edilseydi, alacağın varlığını gösterecekti” yönünde kanaat oluşturabilir ve bu durum tacirin aleyhine ciddi ispat sonuçları doğurur.


6. Tarafların Tacir Olup Olmamasına Göre Ticari Defterlerin Delil Gücü

Ticari defterlerin delil niteliği değerlendirilirken, uyuşmazlığın taraflarının tacir olup olmaması önem taşır. Genel çerçevede üç senaryo karşımıza çıkar:

6.1. Her İki Tarafın Tacir Olduğu Haller

  • Uyuşmazlığın tarafı olan iki kişi de tacirse ve uyuşmazlık ticari işten kaynaklanıyorsa, her iki tarafın ticari defterleri de incelenir.
  • Defterlerin her ikisi de usulüne uygunsa ve kayıtlar birbiriyle uyumlu ise, bu kayıtlar güçlü bir delil oluşturur.
  • Kayıtlar arasında farklılık varsa, mahkeme bu çelişkiyi diğer delillerle birlikte değerlendirir; kimi zaman defterlerden birini, usulsüzlük veya tutarsızlık nedeniyle daha az güvenilir sayabilir.

6.2. Sadece Bir Tarafın Tacir Olduğu Haller

  • Taraflardan yalnızca biri tacir ise, tacir olmayan tarafın ticari defter tutma yükümlülüğü yoktur.
  • Bu durumda tacirin defterleri, çoğunlukla tacirin aleyhine daha güçlü etkiye sahiptir. Tacirin kendi defterlerinde aleyhine olan kayıtların bulunduğu durumlarda, mahkeme bu kayıtları göz önünde bulundurur.
  • Tacirin lehine olan kayıtlar ise tek başına bağlayıcı olmayabilir; mahkeme bunları takdiri delil gibi değerlendirir ve diğer delillerle birlikte tartar.

6.3. Her İki Tarafın Tacir Olmadığı Haller

  • Her iki taraf tacir değilse, ortada ticari defterden söz etmek zaten mümkün değildir.
  • Bu durumda dosyada yer alan belgeler, sözleşmeler, banka kayıtları, yazışmalar gibi diğer deliller ön plandadır.

7. Ticari Defterlerin Diğer Delillerle İlişkisi ve Hakimin Takdir Yetkisi

Ticari defterler, çoğu zaman tek başına değil; fatura, sevk irsaliyesi, sözleşme, banka dekontu, e-posta yazışmaları, SMS kayıtları, tanık beyanları gibi diğer delillerle birlikte değerlendirilir. Mahkeme:

  • Ticari defterlerde yer alan kayıtların bu belgelerle tutarlı olup olmadığını,
  • Uyuşmazlık konusu işlemle ilgili kaydın sistematik ve düzenli şekilde tutulup tutulmadığını,
  • Kayıtların hayatın olağan akışına uygunluğunu

dikkatle inceler.

Hakim; ticari defterlere kesin delil değil, çoğu durumda takdiri delil gözüyle bakar. Yani defterlerdeki kayıtlar, başka delillerle birlikte değerlendirilerek sonuca ulaşılır. Ancak şartları tam anlamıyla taşıyan, tastamam ve güvenilir görülen ticari defterler, uygulamada fiilen oldukça güçlü bir delil etkisi yaratır.


8. Ticari Defterlerin Usulsüz Tutulmasının ve Hiç Tutulmamasının Delil Bakımından Sonuçları

Ticari defter tutma yükümlülüğünün ihlali, sadece vergi ve idari yaptırımlara neden olmaz; aynı zamanda ispat gücünü ciddi biçimde zayıflatır.

8.1. Defterlerin Usulsüz Tutulmasının Sonuçları

Defterlerin usulsüz tutulması; örneğin:

  • Açılış veya kapanış tasdiklerinin zamanında yaptırılmamış olması,
  • Kayıtların gerçeği yansıtmaması,
  • Kayıtlar arasında kopukluk, sıralama hatası, silinti, kazıntı, boş sayfalar bulunması,
  • Aynı işlemle ilgili farklı defterlerde çelişkili kayıtlar olması

gibi hallerde, mahkeme bu defterlere şüpheyle yaklaşır ve delil değerini düşürür.

Tacir, bu defterlere dayanarak iddiasını ispat etmekte zorlanır; çoğu zaman başka delillerle destekleme zorunluluğu ortaya çıkar. Hatta bazı uyuşmazlıklarda, defterler neredeyse hiç dikkate alınmayabilir.

8.2. Hiç Defter Tutulmamasının veya İbraz Edilememesinin Sonuçları

Hiç defter tutulmaması veya defterlerin kaybolması, zayi olması ve zayi belgesi alınmamış olması halinde:

  • Tacir, defterlerinden lehine yararlanamaz.
  • İspat gücü zayıflar ve çoğu zaman davada zayıf konuma düşer.
  • Mahkeme, tacirin bu durumu aleyhine yorumlayabilir; özellikle iddialarıyla uyumlu başka deliller de sunulamıyorsa dava kaybedilebilir.

Defterlerin zayi olduğu iddia ediliyorsa, tacirin mahkemeden veya yetkili merciden zayi belgesi alması gerekir. Aksi halde “defterler kayboldu” beyanı, tek başına kabul görmez.


9. Elektronik Ticari Defterler (e-Defter) ve Delil Niteliği

Günümüzde pek çok işletme, e-defter ve e-fatura gibi dijital sistemlere geçmiş durumdadır. Türk hukukunda elektronik ortamda tutulan ticari defterler, gerekli teknik ve hukuki koşulları sağladığı sürece kağıt defterlerle aynı hukuki değere sahiptir.

Elektronik defterlerin delil niteliği bakımından dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:

  • e-Defter, ilgili mevzuata uygun formatta tutulmalı ve zamanaşımı korumalı bir şekilde saklanmalıdır.
  • Elektronik imza ve mali mühür gibi araçlar kullanılarak defterlerin değiştirilemezliği ve güvenilirliği sağlanmalıdır.
  • Yargılama sırasında e-defterler, elektronik ortamda bilirkişiye sunulur, gerekirse çıktıları alınarak dosyaya eklenir.

Teknik şartları sağlanmış, düzenli ve gerçeği yansıtan elektronik defterler, mahkemede klasik kâğıt defterlerle aynı derecede delil niteliği taşır. Hatta zaman damgası ve değiştirilemezlik özellikleri nedeniyle çoğu kez daha güvenilir kabul edilmektedir.


10. Uygulamada Sık Karşılaşılan Senaryolar ve Ticari Defterlerin Rolü

10.1. Tedarikçi–Alıcı Arasındaki Alacak Uyuşmazlıkları

Bir toptancı tacir ile bayisi arasındaki uyuşmazlıkta; bayinin, “Bu miktarda mal almadım” veya “Borç miktarı bu kadar değil” şeklindeki savunmalarına karşı, toptancının ticari defterlerinde:

  • Düzenli satış kayıtları,
  • Cari hesap bakiyeleri,
  • Banka tahsilat kayıtları

mevcutsa ve bunlar faturalar ve sevk irsaliyeleriyle de destekleniyorsa, mahkemede tacirin lehine güçlü delil oluşur.

10.2. Cari Hesap ve Ortaklık Alacakları

Ortaklık ilişkilerinde veya uzun süreli ticari iş ilişkilerinde cari hesap önemli bir kurumdur. Taraflar, aylar veya yıllar boyunca süren işlemleri cari hesap üzerinden yürütür. Ticari defterlerdeki cari hesap kayıtları:

  • Hesabın hangi tarihte borçlu/bakiyeli olduğunu,
  • Kim lehine bakiyenin bulunduğunu,
  • Hangi işlemlerle ilgili olduğunu

ortaya koyar. Bu nedenle, cari hesap davasında ticari defterler çoğu kez davanın kaderini belirler.

10.3. Komisyon, Acente ve Bayilik Sözleşmelerindeki Komisyon İhtilafları

Acente veya bayinin, aldığı komisyonların eksik ödendiğini iddia ettiği hallerde; komisyon ödemelerine ilişkin kayıtlar bazen sadece müvekkil teşebbüsün defterlerinde görülür. Tacirin defterlerinde komisyon ödemelerinin eksiksiz yapıldığına dair kayıtlar varsa, acentenin iddiası zayıflar. Tersi durumda ise defterler, acente lehine dolaylı delil oluşturabilir.


11. Tacirler İçin Pratik Öneriler: Ticari Defterlerinizi Delil Gücünüz Olarak Görün

Ticari defterlerin mahkemede delil niteliği dikkate alındığında, tacir ve şirketlerin defter tutma alışkanlıklarını “sadece vergi yükümlülüğünü yerine getirme” perspektifinden çıkarıp, “yargısal süreçte stratejik delil yönetimi” bakışıyla ele alması gerekir. Bu kapsamda:

  1. Defterlerinizi mutlaka usule uygun tutun.
    • Açılış ve kapanış tasdiklerinizi süresinde yaptırın.
    • Silinti, kazıntı, boş sayfa bırakma gibi işlemlerden kaçının.
    • Kayıtlarınızı işlemin gerçekleştiği tarihe yakın zamanda girin; geriden toplu kayıt, ispat gücünü zayıflatır.
  2. Her ticari işlemi belgeleyin ve defter kaydıyla ilişkilendirin.
    • Fatura, sevk irsaliyesi, sözleşme, banka dekontu ve yazışmalar defterdeki kayıtları desteklesin.
    • Böylece uyuşmazlık halinde, ticari defterlerin yanında destekleyici delilleriniz de olur.
  3. Defterlerinizi ve elektronik kayıtlarınızı güvenli şekilde saklayın.
    • Fiziksel defterlerde yangın, su baskını gibi risklere karşı tedbir alın.
    • e-Defter ve dijital kayıtlar için yedekleme ve siber güvenlik önlemleri alın.
    • Kayıp, zayi gibi durumlarda zaman kaybetmeden zayi belgesi için başvurun.
  4. Defter ibrazı konusunda profesyonel hukuki destek alın.
    • Mahkemenin defter ibrazı taleplerinde, ticari sırların korunması ve sadece uyuşmazlıkla ilgili kısımların ibrazı gibi konularda avukatınızla birlikte hareket edin.
    • Haklı bir sebep olmadan defter ibrazından kaçınmanın aleyhinize sonuç doğuracağını unutmayın.
  5. Düzenli iç denetim ve muhasebe kontrolü yapın.
    • Özellikle büyük ölçekli işletmelerde iç denetim birimleri veya bağımsız denetim şirketleriyle çalışmak, defterlerinizin hem vergi hem de delil bakımından sağlam olmasını sağlar.

12. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Soru 1: Ticari defterler her zaman kesin delil midir?

Hayır. Ticari defterler, belirli şartlar sağlandığında tacir lehine güçlü bir delil niteliğine kavuşur; ancak çoğu durumda takdiri delil olarak değerlendirilir. Yani hakim, defterlerdeki kayıtları diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.


Soru 2: Tacir olmayan kişi, karşı tarafın ticari defterlerinden lehine yararlanabilir mi?

Evet, bazı hallerde mümkündür. Tacirin defterlerindeki kayıtlar, özellikle tacirin borç ikrarı niteliğinde ise, tacir olmayan karşı taraf lehine güçlü delil oluşturabilir. Mahkeme, tacirin kendi defterlerinde aleyhine olan kayıtlara önem verir.


Soru 3: Ticari defterlerimi ibraz etmek zorunda mıyım?

Mahkeme, ticari defterlerin incelenmesine karar vermişse, kural olarak tacir defterlerini ibraz etmek zorundadır. Sadece ciddi ticari sırların korunması veya hukuken geçerli başka engellerin bulunması halinde ibraza sınırlama getirilebilir. Haklı sebep olmadan ibrazdan kaçınmak, genellikle tacirin aleyhine yorumlanır.


Soru 4: Defterlerimi kaybettim. Ne yapmalıyım?

Defterlerin yangın, sel, hırsızlık gibi nedenlerle zayi olması halinde, tacir gecikmeden zayi belgesi almak için yetkili mahkemeye başvurmalıdır. Aksi halde sırf “kaybettim” beyanı, mahkeme nezdinde ikna edici olmaz ve tacir defterlerinden lehine yararlanamaz.


Soru 5: Elektronik defterler kağıt defterlerle aynı delil gücüne sahip mi?

Teknik ve hukuki şartlara uygun tutulan elektronik ticari defterler (e-defter) kağıt defterler gibi delil niteliğine sahiptir. Hatta zaman damgası, değiştirilemezlik ve kolay arşivlenebilirlik gibi özellikleri nedeniyle çoğu zaman daha güvenilir kabul edilir. Ancak burada önemli olan, e-defterlerin mevzuata uygun şekilde tutulması ve saklanmasıdır.


Sonuç: Ticari Defterler, Doğru Kullanıldığında Tacirin En Güçlü Delillerinden Biridir

“Ticari Defterlerin Delil Niteliği: Mahkemede Tacirin Lehine ve Aleyhine Sonuçları” başlığı altında gördüğümüz üzere, ticari defterler sadece bir muhasebe zorunluluğu değil, aynı zamanda tacirin ticari uyuşmazlıklarda en önemli ispat araçlarından biridir. Usulüne uygun, düzenli ve gerçeği yansıtan defterler:

  • Tacirin alacaklarını daha kolay ispat etmesini sağlar,
  • Haksız iddialara karşı güçlü korunma sağlar,
  • Cari hesap, bayilik, acentelik, tedarik ilişkileri gibi karmaşık ticari ilişkilerde haklı tarafın belirlenmesinde kritik rol oynar.

Buna karşılık; usulsüz tutulan, hiç tutulmayan veya mahkeme önünde makul gerekçe olmaksızın ibraz edilmeyen ticari defterler, tacirin aleyhine sonuçlar doğurur, ispat yükünü ağırlaştırır ve çoğu zaman davanın kaybedilmesine yol açabilir.

Bu nedenle her tacir, defter tutma yükümlülüğünü ciddi ve stratejik bir bakış açısıyla ele almalı; muhasebe ve hukuk profesyonelleriyle birlikte çalışarak ticari defterlerini hem vergi mevzuatına hem de yargısal süreçlerde ispat ihtiyacına uygun şekilde düzenlemelidir. Böylece ticari defterler, olası bir davada tacirin karşısına sürülen bir risk değil, yanında duran güçlü bir delil haline gelebilir.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button