Single Blog Title

This is a single blog caption

Ceza Davasında Avukat Tutmak Zorunlu mu?

1. Ceza Davasında Avukatın Rolü ve Önemi

Ceza yargılaması, bireyin özgürlüğünü, itibarını ve geleceğini doğrudan etkileyen son derece ağır sonuçlar doğurabilir. Basit görünen bir suçlama bile:

  • Adli sicil kaydının oluşmasına,

  • HAGB (hükmün açıklanmasının geri bırakılması) kararının ileride sorun yaratmasına,

  • Seçme-seçilme hakkı, kamu görevine girme gibi hakların sınırlanmasına,

  • Hatta fiilen özgürlüğün kısıtlanmasına (hapis cezası, tutukluluk) neden olabilir.

Bu nedenle, ceza davasında avukat; sadece “kanun bilen kişi” değil, savunma stratejisini kuran, delilleri toplayan, süreci yöneten, hak ihlallerini tespit eden ve itiraz yollarını kullanan profesyoneldir.

Ceza muhakemesinde avukatın temel işlevleri:

  • Şüpheli/sanığın susma hakkı, ifade verme hakkı, müdafi seçme hakkı gibi temel haklarının korunması,

  • İfade veya sorgu sırasında yöneltilen soruların hukuka uygunluğunun denetlenmesi,

  • Usule aykırı şekilde elde edilen delillere karşı gerekli itirazların yapılması,

  • Tutuklama, adli kontrol, arama, elkoyma gibi koruma tedbirlerinin ölçülü kullanılıp kullanılmadığının incelenmesi,

  • Dava aşamasında leh ve aleyhe delillerin tartışılması, tanıkların sorgulanması,

  • İstinaf ve temyiz gibi kanun yollarının süresinde ve doğru şekilde kullanılmasıdır.

Dolayısıyla, “Ceza davasında avukat zorunlu mu?” sorusunun cevabı sadece kanundaki “zorunlu müdafilik” hallerine indirgenemez; pratikte avukatın bulunup bulunmaması, davanın sonucunu ve kişinin hayatını ciddi şekilde etkileyebilir.


2. Ceza Yargılamasında “Müdafi” Nedir?

Ceza yargılamasında sanık veya şüpheliyi temsil eden avukata “müdafi” denir. Hukuk davalarındaki “vekil” kavramının ceza muhakemesi karşılığıdır.

  • Şüpheli: Hakkında henüz iddianame düzenlenmemiş, soruşturma aşamasındaki kişi,

  • Sanık: Hakkında iddianame kabul edilmiş ve kovuşturma (dava) aşamasına geçilmiş kişi,

  • Müdafi: Soruşturma ve kovuşturma aşamasında, şüpheli veya sanığın savunmasını üstlenen avukattır.

Müdafi;

  • Şüpheli/sanığın hukuki temsilcisidir,

  • Yalnızca “duruşmaya gelen” bir figür değil, dosyanın başından sonuna stratejisini kuran kişidir,

  • Soruşturma dosyasını inceleme, örnek alma, delil sunma, itiraz ve şikâyette bulunma gibi geniş yetkilere sahiptir.


3. Ceza Davasında Avukat Tutmak Zorunlu mu?

Şimdi temel soruya gelelim:
“Ceza davasında herkes için avukat zorunlu mu?”

Hayır. Türk Ceza Muhakemesi sisteminde her ceza davası için avukat tutmak zorunlu değildir. Fakat kanun, belirli hallerde “zorunlu müdafilik” öngörmüş ve bu durumlarda şüpheli veya sanık avukat istemese bile baro tarafından bir müdafi atanmasını kabul etmiştir.

3.1. Genel Kural

Genel kural şudur:

  • Şüpheli veya sanık, kendi seçtiği bir avukatı tutmakta serbesttir.

  • Zorunlu müdafilik kapsamına girmeyen suçlarda, kişi avukat tutmadan da duruşmaya katılabilir, ifade verebilir.

  • Ancak avukat tutmaması, savunma hakkını fiilen zayıflatır; bu nedenle hukuken zorunlu olmasa da fiilen çoğu durumda avukatla hareket etmek hayati önemdedir.

3.2. Zorunlu Müdafilik (Her Durumda Avukat)

CMK’ya göre bazı durumlarda avukat bulunması zorunludur. Bu hallerde:

  • Kişinin avukat tutacak maddi gücü olmasa bile,

  • Avukat istemese bile,

  • Baro tarafından “CMK müdafii” atanır ve ücreti kural olarak devlet tarafından karşılanır.


4. Hangi Hallerde Avukat Zorunludur? (Zorunlu Müdafi Kapsamı)

Ceza davasında avukatın zorunlu olduğu haller, kabaca şu başlıklar altında toplanabilir:

4.1. Çocuklar İçin Avukat Zorunluluğu

Ceza yargılamasında 18 yaşından küçük olan kişiler çocuk sayılır ve çocuklar bakımından savunma çok daha hassas değerlendirilir.

  • Çocuk şüpheli veya sanığın ifadesi alınırken,

  • Çocuk sanığın yargılandığı duruşmalarda,

  • Çocuğun kendi avukatı yoksa dahi,
    Zorunlu olarak bir müdafi atanır.

Bu durumda:

  • Çocuğun velisi veya vasisi avukat istemese bile,

  • Çocuk avukat istemiyorum dese bile,
    baro tarafından atanan zorunlu müdafi sürece katılır.

Amaç, çocuğun korunması ve savunma hakkının etkin şekilde kullanılmasını sağlamaktır.

4.2. Kendini Savunamayacak Derecede Malul, Sağır veya Dilsiz Olanlar

Şüpheli veya sanık:

  • Akli veya bedensel engel sebebiyle,

  • Sağır, dilsiz veya kendini savunamayacak ölçüde malul ise,

ve kendisinin seçtiği bir avukat yoksa, zorunlu olarak müdafi atanır.

Burada kritik nokta, kişinin gerçek anlamda savunmasını yapamayacak durumda olmasıdır. Amaç, zayıf durumda olan bireyi ceza yargılamasında korumaktır.

4.3. Alt Sınırı 5 Yıldan Fazla Hapis Cezası Gerektiren Suçlar

Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçlarda, şüpheli veya sanığın bir avukatı yoksa zorunlu müdafi atanır.

Bu, özellikle:

  • Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren birçok suç,

  • Bazı nitelikli hırsızlık, yağma, uyuşturucu, cinsel suçlar, ağır yaralama, örgütlü suçlar vs. için gündeme gelir.

Yani:

  • Sanık “Ben avukat istemiyorum” dese bile,

  • Suçun alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezası gerektiriyorsa,
    baro tarafından atanan bir avukat dosyaya zorunlu olarak girer.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken:

  • Zorunlu müdafi atanması, sanığın kendi seçeceği avukat tutmasına engel değildir.

  • Kişi isterse ayrıca kendi ücretli avukatını da seçebilir, zorunlu müdafi dosyada kalmaya devam eder veya dosyadan çekilebilir.

4.4. Bazı Soruşturma İşlemlerinde Avukatın Fiilen Zorunlu Hale Gelmesi

Örneğin:

  • Çocukların ifadelerinde,

  • Bazı özel suçlarda,

  • Kişinin açıkça müdafi istediği hallerde, ancak avukat bulunmadan ifade alındığında,

savunma hakkı ciddi şekilde zedelenebileceğinden, uygulamada avukat varlığı fiilen zorunlu hale gelir. Avukat olmadan yapılan bazı kritik işlemler, ileride delil yasaklılığı tartışmalarına konu olabilir.


5. Hangi Hallerde Avukat Tutmak Zorunlu Değil Ama Çok Önemli?

Her suç zorunlu müdafilik kapsamında değildir. Örneğin:

  • Hakaret, basit yaralama, basit tehdit, mala zarar verme, konut dokunulmazlığının ihlali gibi nispeten daha düşük cezalı suçlarda,

  • Adli para cezası veya kısa süreli hapis cezaları öngörülen suçlarda,

  • Asliye ceza mahkemelerinde görülen pek çok davada,

Avukat bulunması kanunen zorunlu değildir.

Ancak bu, “Avukat gereksizdir” anlamına gelmez. Çünkü:

  • Basit görünen bir dava bile adli sicil kaydı doğurabilir,

  • HAGB kararı ileride memuriyet, güvenlik soruşturması, yurtdışı vize gibi alanlarda karşınıza çıkabilir,

  • Yanlış yapılan bir savunma, gereğinden ağır ceza alınmasına veya beraat şansının kaybedilmesine neden olabilir,

  • Uzlaşma, önödeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi kurumların doğru kullanılması çoğu zaman avukat desteği gerektirir.

Bu nedenle, zorunlu olsun olmasın, ceza davasına avukatla girilmesi her zaman en güvenli yoldur.


6. Zorunlu Müdafi İle Kendi Seçtiğiniz Avukat Arasındaki Farklar

“Devlet bana ücretsiz avukat veriyorsa neden ayrıca avukat tutayım?” sorusu da çok sorulur. Burada önemli bazı farklar vardır:

6.1. Zorunlu Müdafi (CMK Avukatı)

  • Baro tarafından sistem üzerinden görevlendirilir.

  • Ücreti, CMK tarifesine göre devlet tarafından ödenir.

  • Şüpheli/sanığın özel ücret ödeme yükümlülüğü yoktur (istisnai haller hariç).

  • Görevlendirme genellikle o soruşturma veya kovuşturma için sınırlıdır.

  • Aynı kişiyle uzun süreli, her dosyaya yayılan bir vekâlet ilişkisi zorunlu değildir.

Zorunlu müdafiler de elbette işini ciddiyetle yapan, profesyonel avukatlardır; ancak sistemin doğası gereği:

  • Dosyaya sonradan, hızlıca dahil olunabilir,

  • Müvekkil ile uzun uzun görüşme imkânı her zaman olmayabilir,

  • Kişi avukat seçme özgürlüğünü fiilen sınırlı kullanmış olur.

6.2. Kendi Seçtiğiniz (Ücretli) Avukat

  • Avukatı siz seçersiniz; birlikte çalışma kararı karşılıklı güvene dayanır.

  • Avukatla uzun vadeli bir hukuki ilişki kurabilirsiniz; aynı avukat farklı dosyalarınıza da bakabilir.

  • Dosyanın başından itibaren strateji birlikte belirlenir, hazırlık ifadeleri, şikâyet/şikâyetten vazgeçme, uzlaşma süreçleri hep beraber yürütülür.

  • İletişim daha süreklidir; dava süreci hakkında düzenli bilgilendirme yapılması beklenir.

Bu nedenle, özellikle ciddi sonuç doğurabilecek ceza davalarında, kişinin kendi seçtiği avukatla çalışması pratikte çok daha sağlıklı bir yoldur.


7. Soruşturma Aşamasında Avukat Zorunluluğu ve Önemi

Ceza yargılaması her zaman mahkeme aşamasında başlamaz; esas kritik süreç çoğu zaman soruşturma aşamasıdır.

Soruşturma aşamasında:

  • Polis veya jandarma tarafından ifade alma,

  • Savcılıkta ifade,

  • Gözaltı, tutuklama talebi,

  • Arama, elkoyma, telefon kayıtlarının dinlenmesi, iletişimin tespiti gibi tedbirler,

gibi işlemler yapılır. Bu aşama, dosyanın kaderini önemli ölçüde belirler.

7.1. İfade Alma Sırasında Avukat

Şüpheli sıfatıyla ifade verirken:

  • Avukat çağırma hakkınız vardır.

  • Avukatınız olmadan ifade vermek zorunda değilsiniz; ifade öncesi avukat talep edebilirsiniz.

  • Zorunlu müdafilik kapsamına giriyorsanız ve avukatınız yoksa, baro tarafından müdafi atanır.

İfade sırasında avukat:

  • Size yöneltilen soruları takip eder,

  • Hukuka aykırı, yönlendirici veya baskı içeren sorulara itiraz eder,

  • Susma hakkınızı, kendinizi suçlamama hakkınızı hatırlatır,

  • İfadeye eklenmek üzere açıklama talep edebilir.

Yanlış veya eksik verilmiş bir ifade, ileride aleyhinize delil olarak kullanılabilir. Bu yüzden soruşturma aşamasında avukatın önemi, çoğu zaman duruşma aşamasından bile daha fazladır.


8. Kovuşturma (Dava) Aşamasında Avukat Zorunluluğu

İddianamenin kabulü ile birlikte kovuşturma aşaması başlar ve dosya mahkeme önüne gelir.

  • Asliye ceza mahkemelerinde pek çok dava avukatsız da görülebilir; avukat bulunması zorunlu değildir.

  • Ancak ağır ceza mahkemelerinde görülen ve alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçlarda, sanığın müdafisi yoksa mahkeme tarafından zorunlu müdafi atanır.

8.1. Savunma Hakkının Kısıtlanması Sorunu

Mahkeme, zorunlu müdafilik kapsamına giren bir suçta:

  • Sanığa müdafi atamadan duruşma yapar,

  • Sanığın avukat olmadan savunma yapmasını kabul eder ve hüküm kurarsa,

bu durum ileride istinaf veya temyizde “savunma hakkının kısıtlanması” olarak ileri sürülebilir ve bozma sebebi olabilir.

Bu nedenle mahkemeler, zorunlu müdafilik kapsamındaki suçlarda savunmanın avukatla yapılmasına çok daha fazla önem verir.


9. Yabancı Sanıklar Bakımından Avukat Zorunluluğu

Türkiye’de ceza yargılamasına konu olan yabancı uyruklu sanıklar açısından da durum benzerdir:

  • Zorunlu müdafilik şartları, vatandaş-yabancı ayrımı gözetmeden geçerlidir.

  • Yabancı sanık, Türkçe bilmiyorsa tercüman hakkına sahiptir.

  • Ayrıca müdafi hakkı vardır; zorunlu müdafilik kapsamında ise baro tarafından avukat atanır.

Yabancıların:

  • İfadeyi anlaması,

  • Haklarını bilmesi,

  • Verilecek kararın sonuçlarını kavraması çoğu zaman güç olduğundan,
    hem tercüman hem avukat varlığı pratikte çok daha kritik hale gelir.


10. Ekonomik Durumu Yetersiz Olanlar İçin Ücretsiz Avukat (CMK Avukatı)

Herkesin kendi imkânlarıyla avukat tutması lehetli değildir. Bu durumda devreye, zorunlu müdafilikten bağımsız olarak:

  • “Maddi durumu yetersiz olan kişiye baro tarafından avukat atanması” kurumu girer.

Bu iki durumu karıştırmamak gerekir:

  1. Zorunlu müdafilik:

    • Kanunun saydığı hallerde (çocuk, alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezası, malullük vs.)

    • Kişi istemese bile avukat atanır.

  2. Maddi durum yetersizliği sebebiyle avukat talebi:

    • Kişi, suçun niteliğinden bağımsız olarak, avukata ihtiyaç duyduğunu ve maddi durumunun bunu karşılamadığını belirtir.

    • Baro, şartlar oluşuyorsa kişiye avukat görevlendirebilir.

Her iki halde de CMK kapsamında görevlendirilen avukatın ücreti belirli sınırlar dahilinde devletten karşılanır. Bu, kişinin ceza davasında avukatsız kalmasını, savunma hakkının tamamen başıboş bırakılmasını engellemek için getirilmiş bir güvencedir.


11. Ceza Davasında Avukat Tutulmamasının Riskleri Nelerdir?

“Ceza davasında avukat zorunlu mu?” sorusuna hukuken “her zaman değil” diye cevap versek bile, avukatsız ceza davasına girmenin ciddi riskleri vardır:

  • Usul haklarının bilinmemesi:
    Susma hakkı, lehe delil sunma hakkı, tanık dinletme, itiraz süreleri gibi teknik konular bilinmediğinde hak kayıpları yaşanır.

  • Delillerin doğru tartışılmaması:
    Aleyhe delillerin hukuka uygun elde edilip edilmediği, lehine delillerin nasıl sunulacağı uzmanlık gerektirir.

  • HAGB, erteleme, seçenek yaptırımların yanlış değerlendirilmesi:
    İlk bakışta “iyi” görünen bir karar, uzun vadede kişi için ağır sonuçlar doğurabilir. Örneğin HAGB kararının ileride yeni suç işlendiğinde ağır etkileri olabilir.

  • İstinaf ve temyiz haklarının kaybedilmesi:
    Karara karşı hangi sürede nereye başvurulacağı, hangi gerekçeler ileri sürüleceği bilinmezse, yanlış veya eksik bir başvuru nedeniyle karar kesinleşebilir.

  • Adli sicil yükü:
    Ceza davası “nasıl olsa küçük bir şey” gibi görülüp savunmaya gereken önem verilmediğinde, kişiyi yıllarca takip eden bir sabıka kaydı ortaya çıkabilir.

Kısacası, kanun “avukat mecbur değil” dese bile, hayatın gerçekleri çoğu zaman “avukatsız bu sürece girmek çok ciddi bir risk” demektedir.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button