Single Blog Title

This is a single blog caption

Hacizde Üçüncü Kişilerin Korunması

Aile yaşamının merkezi çoğu zaman bir konut etrafında şekillenir. Eşlerin birlikte yaşadığı, çocukların büyüdüğü, günlük hayatın sürdüğü bu yer, hukuk dilinde “aile konutu” olarak adlandırılır. İşte tam da bu nedenle, aile konutu üzerinde yapılacak her işlem –satış, ipotek, haciz, tahliye– sıradan bir taşınmaz işleminden çok daha fazlasını ifade eder.

Bir yanda alacağını tahsil etmek isteyen alacaklı, diğer yanda barınma hakkını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalan eş ve çocuklar… Bu makalede, aile konutu kavramını, eşin ve çocukların haklarını, icra takibinde ve haciz aşamasında üçüncü kişilerin (borçlu olmayan eş ve çocuklar) hangi hukuki yollara başvurabileceğini ayrıntılı şekilde ele alacağız.


1. Aile Konutu Nedir?

1.1. Aile Konutunun Hukuki Niteliği

Aile konutu; evli eşlerin ortak yaşamlarını fiilen sürdürdükleri, barınma ihtiyaçlarını karşıladıkları, günlük hayatın ve anıların toplandığı tek ve esas konut olarak tarif edilir.

Aile konutunu, diğer taşınmazlardan ayıran temel özellikler şunlardır:

  • Eşlerin birlikte yaşaması için fiilen kullanılan yer olması,

  • Yaşamın merkezi olması (işe, okula, sosyal hayata bu konuttan gidilip gelmesi),

  • Eşlerin ortak iradeleriyle “yuva” olarak seçilmiş olması,

  • Genellikle tek olması; yazlık, dağ evi, kiraya verilen ikinci ev gibi yerlerden farklılığı.

Dolayısıyla, bir kişinin üzerine kayıtlı birçok taşınmaz bulunabilir; ancak eşlerin birlikte yaşadığı ve aile hayatının merkezini oluşturan yer, aile konutu statüsüne sahip olur.

1.2. Aile Konutu Olup Olmadığı Nasıl Anlaşılır?

Uygulamada aile konutu olup olmadığına karar verilirken şu kriterler dikkate alınır:

  • Eşlerin ve çocukların ikamet adresi,

  • Elektrik, su, doğalgaz, internet gibi aboneliklerin hangi adrese kayıtlı olduğu,

  • Çocukların okula gittiği bölge ve servis güzergâhı,

  • Komşu beyanları, apartman yönetimi kayıtları,

  • Eşlerin beyanları ve önceki yaşam düzenleri.

Özetle; hayatın fiilen nerede yaşandığına bakılır. Tapuda konut olarak kayıtlı olması tek başına yeterli değildir; kâğıt üzerindeki kayıt değil, fiili yaşam belirleyicidir.


2. Aile Konutu Şerhi ve Önemi

2.1. Aile Konutu Şerhi Nedir?

Kanun, aile konutunu korumak için eşlere “aile konutu şerhi” mekanizmasını tanımıştır. Bu şerh, tapu siciline işlendiğinde, taşınmazın aile konutu olduğu herkese açıkça duyurulmuş olur.

Aile konutu şerhinin başlıca sonuçları:

  • Malik olan eş, diğer eşin açık rızası olmadan satış, ipotek, kira feshi gibi işlemleri yapamaz.

  • Tapu müdürlüğü, işlem sırasında aile konutu şerhini görerek diğer eşin rızasını arar.

  • Üçüncü kişiler, tapuda şerhi gördükleri hâlde “bilmiyordum” diyerek iyiniyet iddiasına sığınamaz.

Bu şerh, gelecekteki uyuşmazlıkları büyük ölçüde önleyen basit ama son derece etkili bir koruma aracıdır.

2.2. Aile Konutu Şerhi Nasıl Konulur?

Aile konutu şerhi koydurmak oldukça pratik bir işlemdir:

  1. Aile konutunda oturan ancak malik olmayan eş, tapu müdürlüğüne başvurur.

  2. Nüfus kayıt örneği ve evlilik belgesi ile birlikte aile konutu olarak kullanılan taşınmaz belirtilir.

  3. Tapu müdürlüğü, gerekli incelemeyi yaparak tapu kaydına “aile konutu” şerhini işler.

Bu işlem için malik eşin onayı kural olarak aranmaz; çünkü korunan, malik eşin menfaati değil, aile birliğinin barınma hakkıdır.

2.3. Şerh Olmasa da Aile Konutu Korunur mu?

Evet. Aile konutu şerhi bulunsa da bulunmasa da, bir taşınmaz fiilen aile konutu ise, hukuk düzeni belli ölçüde koruma sağlar.

Ancak şu fark önemlidir:

  • Şerh varsa: Üçüncü kişi tapudan durumu görebildiği için “ben bilmiyordum” savunması zayıflar; eşin rızası olmadan yapılan tasarruflara karşı dava açmak kolaylaşır.

  • Şerh yoksa: Eş, aile konutu olduğunu ve rızasının alınmadığını ispat etmek zorunda kalır; bu da daha zahmetli ve riskli bir süreçtir.

Bu nedenle, uygulamada en pratik tavsiye şudur:

Aile konutunda yaşamaya başladıktan sonra, vakit kaybetmeden tapuya aile konutu şerhi koydurmak.


3. Eşin Hakları: Malik Olmayan Eş Ne Yapabilir?

3.1. Eşin Rızası Olmadan Aile Konutuna Tasarruf

Aile konutunun maliki eş olabilir; ancak malik olmayan eş de bu konut üzerinde hukuken korunmuş bir aile hakkına sahiptir.

Malik olan eş:

  • Diğer eşin açık rızası olmadan aile konutunu satamaz,

  • İpotek veremez,

  • Kira sözleşmesini feshedemez,

  • Konutu devrederek aileyi fiilen sokağa bırakamaz.

Eğer malik eş, diğer eşin rızasını almadan bu işlemleri yaparsa, malik olmayan eş dava açarak:

  • Yapılan satışın veya devrin iptalini,

  • İpotek işleminin kaldırılmasını,

  • Tapu kaydının eski hâline getirilmesini
    talep edebilir.

Burada esas amaç, aile konutunun kaybını önlemek ve barınma hakkını korumaktır.

3.2. Eşin Rızası Nasıl Olmalıdır?

Uygulamada ispat açısından en güvenli yöntem, eşin rızasının:

  • Yazılı olması,

  • Mümkünse noterden onaylı şekilde verilmesidir.

Bazen bankalar veya üçüncü kişiler, “eş rıza beyanı” başlıklı ek belge imzalatır. Eş, neye rıza verdiğini anlamadan imza atarsa, sonradan bu rızanın irade sakatlığı (hata, hile, korkutma) nedeniyle geçersizliğini ileri sürme imkanı doğabilir.

Bu nedenle, rıza verirken:

  • Hangi taşınmaza,

  • Hangi işlem için (ipotek, satış, vs.),

  • Hangi miktar ve hangi riskler için

onay verildiği açıkça anlaşılmalıdır.


4. Çocukların Barınma Hakkı ve Aile Konutu

4.1. Çocukların Üstün Yarar İlkesi

Aile konutu yalnızca eşleri değil, özellikle çocukları ilgilendirir. Çocuğun okulu, sosyal çevresi, psikolojik gelişimi, güven duygusu büyük ölçüde ev ortamına bağlıdır.

Bu nedenle, aile konutunu ortadan kaldıracak haciz ve satış işlemleri yapılırken:

  • Çocuğun üstün yararı,

  • Barınma hakkı,

  • Eğitiminin ve düzeninin bozulmaması

dikkate alınmalıdır. Mahkemeler, karar verirken bu hususları gözetmek zorundadır.

4.2. Boşanma Davalarında Aile Konutu

Boşanma süreçlerinde, aile konutu ve çocukların barınması en önemli ihtilaf konularından biridir. Aile mahkemesi:

  • Hangi eşin çocuklarla birlikte aile konutunda oturacağına,

  • Diğer eşin konutu boşaltmasına,

  • Gerekirse tapuya aile konutu şerhi konulmasına

karar verebilir.

Bu kararlar, ileride aile konutu hakkında yapılacak icra işlemlerinde, “burada çocukların barındığı ve mahkemece korunmasının istendiği” yönünde önemli bir veri oluşturur.


5. Aile Konutunun Haczi: Nereye Kadar Mümkün?

5.1. Meskeniyet (Haline Münasip Ev) Koruması

İcra hukukunda “haline münasip mesken” kavramı, borçlunun ve ailesinin insanca yaşayabileceği tek ev üzerinde sınırlı bir koruma sağlar. Bu koruma, aile konutu açısından da son derece kritiktir.

Eğer borçlunun:

  • Haline uygun tek bir evi varsa,

  • Bu ev aile konutu olarak kullanılıyorsa,

  • Ailenin ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığında başka bir eve taşınması ciddi mağduriyet doğuracaksa,

borçlu veya bazı durumlarda borçlu olmayan eş, “meskeniyet” iddiasıyla hacze karşı çıkabilir.

5.2. Aile Konutu Her Zaman Haczedilemez mi?

Önemli bir yanlış kanaat şudur:

“Aile konutu asla haczedilemez.”

Bu doğru değildir. Aile konutu:

  • Sadece aile konutu olduğu için otomatik olarak haczedilemez sayılmaz,

  • Ancak meskeniyet koruması ve aile birliğinin korunmasına ilişkin hükümler nedeniyle, diğer taşınmazlara kıyasla çok daha sıkı bir değerlendirmeye tabi tutulur.

Örneğin:

  • Borçlunun birden fazla konutu varsa ve biri lüks, diğeri mütevazı ise, aile konutu dışındaki taşınmazların haczi öncelikle gündeme gelebilir.

  • Aile konutu aşırı lüksse, mahkeme, satıştan elde edilecek bedelin bir kısmının borçluya yeni bir konut edinmesi için bırakılması yoluna gidebilir.

Kısacası, aile konutu özel bir korumaya sahip, ancak tam anlamıyla dokunulmaz olmayan bir taşınmazdır.


6. Hacizde Üçüncü Kişilerin Korunması: Borçlu Olmayan Eş ve Çocuklar

6.1. “Üçüncü Kişi” Kimdir?

İcra takibinin tarafları alacaklı ve borçludur. Bu ikisi dışındaki herkes, icra hukuku bakımından “üçüncü kişi” sayılır. Aile konutu bakımından tipik üçüncü kişiler:

  • Borçlu olmayan eş,

  • Çocuklar,

  • Bazen evde birlikte yaşayan anne-baba, kardeş gibi aile bireyleri,

  • Aile konutunun maliki olan kayınvalide, kayınpeder vb.

Bu kişilerin, haczedilen konut üzerinde mülkiyet, intifa, oturma hakkı (sükna), kira sözleşmesine dayalı zilyetlik gibi hakları varsa, icra takibinde korunma imkânları bulunur.

6.2. İstihkak İddiası ve İstihkak Davası

Haczedilen bir mal üzerinde hak iddia eden üçüncü kişi, icra müdürlüğüne başvurarak istihkak iddiasında bulunabilir.

Aile konutu bakımından bu şu şekillerde karşımıza çıkar:

  • Aile konutunun maliki aslında borçlu olmayan eştir; ancak icra, diğer eş adına başlatılmıştır. Haciz geldiğinde maliki olan eş, taşınmazın kendi mülkiyetinde olduğunu ileri sürerek istihkak iddiası yapabilir.

  • Aile konutunda oturan eşin, konut üzerinde oturma hakkı (sükna) veya intifa hakkı gibi sınırlı ayni hakları varsa, haczin bu hakları ortadan kaldırmaması gerektiğini savunabilir.

İcra müdürlüğü bu iddiayı kabul etmezse, üçüncü kişinin önüne istihkak davası açma yolu açılır. Bu davada mahkeme, gerçekten kimin hak sahibi olduğunu tespit eder.


7. Borçlu Olmayan Eşin Meskeniyet Şikâyeti Hakkı

7.1. Sadece Borçlu mu Başvurabilir?

Klasik icra hukukunda meskeniyet şikâyeti, daha çok borçlunun şahsi hakkı olarak görülmekteydi. Ancak aile konutu söz konusu olduğunda:

  • Borçlu olmayan eş de fiilen o konutta yaşıyorsa,

  • Çocukların barınma hakkı bu konuta bağlıysa,

yalnızca borçlunun değil, borçlu olmayan eşin de haczedilmezlik/meskeniyet iddiasında bulunması gerektiği yönünde güçlü bir yaklaşım gelişmiştir.

Pratikte, borçlu adına açılacak şikâyet dilekçesinde, eş ve çocukların durumunun ayrıntılı şekilde anlatılması; hatta mümkünse eşin de şikâyete katılması, koruma olasılığını artırmaktadır.

7.2. Meskeniyet Şikâyetinde Süre ve Usul

Meskeniyet şikâyeti:

  • Haciz işlemini öğrenme tarihinden itibaren kısa bir süre içinde (örneğin 7 gün gibi) icra mahkemesine yöneltilmelidir.

  • Şikâyet dilekçesinde şu hususlar ayrıntılı anlatılmalıdır:

    • Taşınmazın aile konutu olduğu,

    • Ailenin başka konutunun bulunmadığı,

    • Gelir durumu, kira piyasası, taşınmanın yaratacağı mağduriyet,

    • Çocukların durumu (yaşları, okulları, sağlık durumları vb.).

Mahkeme genellikle keşif yapar, bilirkişi raporu alır, hem alacaklının tahsil hakkını hem de ailenin barınma hakkını birlikte değerlendirir.


8. Örnek Senaryolar ve Uygulama

8.1. Senaryo 1: Borçlu Koca, Aile Konutu Eşin Üzerine

  • Aile konutu, ev hanımı olan eş adına kayıtlı.

  • Koca ticari faaliyeti nedeniyle borçlanmış, alacaklı koca hakkında icra takibi başlatmış.

  • Alacaklı, adres bilinen tek taşınmaz olduğu için aile konutu üzerine haciz koydurmak istiyor.

Bu durumda:

  • Taşınmazın maliki borçlu değil; borçlu olmayan eş.

  • Borçlu olmayan eş, taşınmazın kendi mülkiyetinde olduğunu belirterek istihkak iddiasında bulunabilir.

  • Aile konutu olması, ek bir argüman olarak dilekçede yer alır; ancak temel koruma, mülkiyet hakkından kaynaklanır.

8.2. Senaryo 2: Aile Konutu Kayınvalideye Ait

  • Eşler, kayınvalideye ait evde oturuyor.

  • Kayınvalide borçlu, alacaklı onun taşınmazına haciz koyuyor.

Bu durumda:

  • Eşler ve çocuklar açısından bu yer aile konutudur; ancak mülkiyet hakkı kayınvalideye aittir.

  • Haciz işlemi kayınvalidenin borcuna karşı yapıldığı için, istihkak iddiası bakımından eşlerin güçlü bir mülkiyet hakkı yoktur.

  • Yine de, barınma hakkı ve çocukların üstün yararı dikkate alınarak, kayınvalide ile alacaklı arasında ödeme planı, taşınma için makul süre tanınması gibi daha yumuşak çözümler üretilmesi mümkün olabilir.

Bu örnek, aile konutu korumasının her zaman mülkiyeti elinde bulundurmayanlar için yeterli olmadığını; hukuki statü ile fiili kullanım arasındaki gerilimi somut şekilde gösterir.

8.3. Senaryo 3: Konut Kredisi ve Aile Konutu

  • Aile konutu, banka kredisiyle alınmış, taşınmaz üzerinde ipotek var.

  • Borç ödenmeyince banka takibe geçmiş, konutun satışını istiyor.

Burada;

  • Banka, çoğu zaman eş rızasını da alarak ipotek kurmuştur.

  • Aile konutu olsa bile, ipotekli alacak söz konusu olduğunda bankanın belirli güvenceleri vardır.

  • Yine de, satış öncesinde borçlu ve eşi, yapılandırma, ödeme planı, konutun satılmadan önce refinansmanı gibi alternatifleri değerlendirebilir.

Eğer ipotek tesis edilirken eş rızası hiç alınmamışsa veya usulsüz alınmışsa, ipoteğin geçerliliği tartışma konusu olabilir ve bunun üzerinden aile konutu korunmaya çalışılabilir.


9. Aile Konutunu Korumak İçin Pratik Öneriler

9.1. Erken Davranmak Her Şeyden Önemli

İcra takibi başlamış, haciz gelmiş, satış ilanı yayımlanmış bir dosyada zaman aleyhe işler. Bu nedenle:

  • İcra tebligatı gelir gelmez dosya incelenmeli,

  • Aile konutu olup olmadığı netleştirilmeli,

  • Gecikmeden meskeniyet şikâyeti veya istihkak iddiası gündeme getirilmelidir.

Ne kadar erken hareket edilirse, aile konutunu koruma ihtimali o kadar artar.

9.2. Aile Konutu Şerhini İhmal Etmeyin

Aile konutunda fiilen oturuluyorsa:

  • Tapuya aile konutu şerhi koydurmak,

  • Bu şerhi özellikle kredi çekilmeden, ipotek verilmeden, satış vaadi sözleşmesi yapılmadan önce işlemek,

ileride çıkabilecek pek çok uyuşmazlığın önünü keser.

9.3. Sözleşme İmzalamadan Önce Okuyun ve Gerekirse Hukuki Destek Alın

Bankalar, finans kuruluşları, üçüncü kişilerle yapılan sözleşmelerde:

  • “Taşınmaz aile konutu değildir” gibi hazır metinlere dikkat edilmeli,

  • Gerçekte aile konutuysa, bunun aksi yönündeki ibareler imzalanmamalı,

  • Ne tür bir risk alındığı, ileride haciz ve satış ihtimali doğup doğmayacağı konusunda profesyonel hukuki görüş alınmalıdır.

9.4. Haciz Geldiğinde Sessiz Kalmayın

Haciz işlemi uygulandığında:

  • “Zaten borçlu eş, bana ne” demek yerine,

  • Eğer aile konutu söz konusuysa, borçlu olmayan eş de sürece aktif şekilde katılmalı,

  • Gerekli şikâyet ve dava yolları birlikte kullanılmalıdır.


10. Sık Sorulan Sorular

10.1. Aile Konutu Üzerine Konulan Haczi Tek Başına Eş Kaldırabilir mi?

Eş, tek başına haczi kaldırmaz; ancak:

  • Meskeniyet şikâyeti,

  • İstihkak iddiası,

  • Tapu iptali ve tescil davası,
    gibi yollarla haczi hükümsüz kılmaya veya etkisini azaltmaya yönelik başvurular yapabilir.

10.2. Aile Konutu Şerhim Yokken Eşim Evi Satmış, Ne Yapabilirim?

Şerh yoksa bile:

  • Taşınmaz satış tarihinde aile konutu ise,

  • Evlilik birliği devam ediyorsa,

  • Rızanız alınmamışsa,

satışa karşı tapu iptal ve tescil davası açma imkânınız vardır. Ancak bu davanın başarı şansı, somut olaydaki delillerle (ikamet, fiili kullanım, alıcının iyi niyeti vb.) yakından ilgilidir.

10.3. Aile Konutu Kira İse, Haciz Durumunda Haklarım Ne?

Kiracı olarak oturduğunuz aile konutu, malikin borcu nedeniyle haczedilebilir ve satılabilir. Ancak:

  • Kira sözleşmeniz, belirli bir süre için geçerliyse,

  • Yeni malik, belli şartlarla bu sözleşmeye katlanmak zorunda kalabilir,

  • Tahliye için kanundaki süreler ve şartlar geçerlidir.

Burada da çocukların durumu, kira sözleşmesinin süresi, iyi niyet gibi unsurlar önem taşır.


11. Sonuç: Aile Konutu – Alacaklı Hakkı Dengesi

Aile konutu, yalnızca bir taşınmaz değil, eşlerin ve çocukların hayatlarının merkezidir. Bu nedenle hukuk düzeni;
bir yandan alacaklının alacağına kavuşma hakkını,
diğer yandan aile birliğinin ve barınma hakkının korunmasını dengelemeye çalışır.

Bu dengeyi kurarken devreye giren başlıca kurumlar:

  • Aile konutu şerhi,

  • Eşin rızası olmadan tasarruf yasağı,

  • Meskeniyet (haline münasip mesken) koruması,

  • İstihkak davası ve üçüncü kişilerin korunmasına ilişkin hükümler,

  • Çocukların üstün yararı ve aile hayatının korunması ilkesi.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button