Single Blog Title

This is a single blog caption

Yetki Kavramı: Genel, Özel ve Kesin Yetki Ayrımı

Giriş

Türk Medeni Usul Hukukunda yetki kavramı, bir davanın hangi yer mahkemesinde açılacağını belirleyen temel unsurdur.
Görev, mahkemenin türünü; yetki ise mahkemenin coğrafi sınırını ifade eder.

Yetki kuralları, yargılamanın daha kolay, ekonomik ve adil yürütülmesini sağlar.
Ancak bazı hallerde tarafların iradesine bırakılabilirken, bazı durumlarda kesin ve değiştirilemez niteliktedir.

Bu makalede genel, özel ve kesin yetki kavramları; aralarındaki farklar, kanuni düzenlemeler ve uygulamadaki önemleriyle birlikte incelenecektir.


Yetki Kavramının Tanımı

Yetki, bir davanın coğrafi olarak hangi mahkemede açılacağını belirleyen usul kuralıdır.
HMK m.6’ya göre genel kural şudur:

“Genel yetkili mahkeme, davalının dava açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”

Bu hüküm, genel yetki ilkesini ifade eder.
Yani kişi neredeyse, aleyhine açılacak dava orada görülür.

Yetki, tarafların ve delillerin bulunduğu yere göre belirlenir; böylece usul ekonomisi ve adil yargılanma hakkı korunur.


Yetki Kurallarının Niteliği

Görev kuralları kamu düzenine ilişkindir, taraflarca değiştirilemez.
Ancak yetki kuralları, kural olarak taraf iradesine bağlıdır.
Yani taraflar, kanunda aksine bir hüküm olmadıkça, aralarında yetki sözleşmesi yapabilirler.

Ancak bazı hallerde yetki kesindir ve taraflar bunu değiştiremez.
İşte bu noktada genel, özel ve kesin yetki ayrımı ortaya çıkar.


1. Genel Yetki

Genel yetki, kanunda özel bir düzenleme bulunmadığında uygulanır.
HMK m.6’ya göre genel yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir.

🔹 Amaç:

Davalının kendisini savunmasını kolaylaştırmak.
Zira kişi, ikamet ettiği yerde yargılamaya katılabilir, delillerini kolayca sunabilir.

🔹 Örnek:

…. İstanbul’da ikamet ediyorsa ve hakkında alacak davası açılacaksa, dava İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmalıdır.

🔹 Uygulamada:

Genel yetki kuralı, istisnalar saklı kalmak kaydıyla tüm davalarda geçerlidir.


2. Özel Yetki

Bazı durumlarda davanın belirli bir yerde açılması daha uygundur.
Kanun koyucu, bu haller için özel yetki kuralları öngörmüştür.
Özel yetki, genel yetkinin alternatifi olup, davacı bu yetkilerden birini tercih edebilir.

🔹 Bazı Özel Yetki Hallerine Örnekler:

Dava Türü Yetkili Mahkeme Kanun Maddesi
Sözleşmeden doğan davalar Sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi HMK m.10
Haksız fiil davaları Fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yer mahkemesi HMK m.16
Miras davaları Miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesi HMK m.11
Taşınmaz davaları Taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi HMK m.12
Nafaka davaları Davacının yerleşim yeri mahkemesi HMK m.13

🔹 Örnek Uygulama:

Bir trafik kazasında zarar gören kişi, davasını hem davalının yerleşim yerinde (genel yetki) hem de kazanın meydana geldiği yerde (özel yetki) açabilir.


3. Kesin Yetki

Bazı davalarda kanun, yalnızca tek bir mahkemeyi yetkili kılmıştır.
Bu durumda taraflar ne sözleşme ile yetkiyi değiştirebilir ne de alternatif bir yer seçebilir.
Kesin yetki, emredici niteliktedir ve kamu düzenine ilişkindir.

🔹 Kesin Yetki Örnekleri:

Dava Türü Kesin Yetkili Mahkeme Kanun Maddesi
Taşınmaz üzerindeki ayni hak davaları Taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi HMK m.12
İflas davaları Borçlunun muamele merkezi mahkemesi İİK m.154
Vesayet işleri Vesayet altındaki kişinin yerleşim yeri mahkemesi HMK m.382
Çekişmesiz yargı işleri İlgilinin yerleşim yeri mahkemesi HMK m.384
Şirket merkezine ilişkin davalar Şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesi TTK m.5

🔹 Sonuçları:

  • Kesin yetki, hâkim tarafından re’sen gözetilir.

  • Taraflar arasında yetki sözleşmesi yapılamaz.

  • Aykırılık hâlinde verilen karar bozulur; çünkü kesin yetki kamu düzenine ilişkindir.


Yetki Sözleşmesi

Taraflar, kanunda yasaklanmadıkça aralarında yetki sözleşmesi yapabilirler (HMK m.17).
Bu sözleşme yazılı olmalı ve belirli bir hukuki ilişkiyle sınırlı olmalıdır.

🔹 Örnek:

İki şirket aralarında sözleşme yaparken “Uyuşmazlık halinde İstanbul Mahkemeleri yetkilidir.” diyebilir.
Bu durumda dava, yalnız İstanbul’da açılabilir.

🔹 Ancak:

  • Kesin yetkinin söz konusu olduğu davalarda bu sözleşme geçersizdir.

  • Tüketici, işçi, kiracı gibi zayıf tarafı koruyan alanlarda yetki sözleşmesi yasaktır.


Yetki İtirazı

Yetki, dava şartı değil; ilk itiraz konusudur.
Yani davalı, ilk cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmak zorundadır.
Aksi hâlde yetki itirazı süresinde yapılmamış sayılır ve dava mevcut mahkemede görülmeye devam eder (HMK m.19).

🔹 Uygulamada Dikkat Edilmesi Gerekenler:

  • Yetki itirazı, sadece yetkisiz mahkemede açılan davalarda yapılabilir.

  • Kesin yetki söz konusuysa, mahkeme re’sen görevsizlik kararı verir.


Yargıtay İçtihatlarından Örnekler

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, 2021/3184 E., 2022/7124 K.
“Kesin yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olup, tarafların anlaşmasıyla değiştirilemez.”

Yargıtay 3. HD, 2020/2212 E., 2021/4983 K.
“Haksız fiil sonucu doğan zararlarda davacı, fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yerde dava açabilir.”

Bu kararlar, genel-özel-kesin yetki ayrımının uygulamada doğrudan davanın kaderini belirlediğini göstermektedir.


Yetki Kurallarının Kamu Düzeniyle İlişkisi

Her yetki kuralı kamu düzenine ait değildir.
Sadece kesin yetki halleri kamu düzenine ilişkindir.
Bu durumda hâkim, tarafların itirazı olmasa dahi yetkiyi re’sen dikkate almak zorundadır.

Bu durum, özellikle taşınmaz, iflas ve vesayet davalarında büyük önem taşır.


Sonuç

Yetki kuralları, adaletin yerinde ve dengeli dağıtılmasını sağlar.
Genel yetki, adalete erişimi kolaylaştırır; özel yetki, davacıya seçenek tanır; kesin yetki ise hukuki güvenliği korur.

Bu üçlü yapı sayesinde hem taraf menfaatleri hem de kamu düzeni dengelenir.
Unutulmamalıdır ki;

“Adaletin yeri doğru seçilmezse, hükmü de doğru verilemez.”

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button