Aile Mahkemelerinin Görev Alanı ve Özellikleri
Giriş
Aile, toplumun temel taşıdır. Bu nedenle aile içindeki hukuki ilişkilerin düzenlenmesi, yalnızca bireylerin değil, toplumun bütününün huzurunu ilgilendirir.
Türk hukukunda bu hassasiyetin bir sonucu olarak Aile Mahkemeleri, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun ile 2003 yılında yargı sistemine kazandırılmıştır.
Aile Mahkemeleri, aile hukukundan doğan tüm uyuşmazlıkların çözümünde uzmanlaşmış mahkemelerdir.
Bu mahkemelerin amacı, yalnızca hukuki uyuşmazlığı çözmek değil, aynı zamanda aile birliğini korumak, çocukların menfaatini gözetmek ve toplumsal barışı güçlendirmektir.
Aile Mahkemelerinin Kuruluş Amacı
Aile Mahkemeleri, klasik mahkemelerden farklı olarak toplumsal bir misyon taşır.
Bu mahkemeler, özellikle:
-
Boşanma, velayet, nafaka, mal rejimi, soybağı gibi konularda karar verir.
-
Tarafların yalnızca hukukî haklarını değil, psikolojik ve sosyal durumlarını da dikkate alır.
Kanun koyucu, aile ilişkilerinin karmaşık ve duygusal niteliği nedeniyle, hâkimlerin yanında psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı gibi uzmanların da görev almasını öngörmüştür.
Bu yaklaşım, aile hukukunda koruyucu yargı anlayışının bir tezahürüdür.
Aile Mahkemelerinin Yasal Dayanağı
Aile Mahkemelerinin kuruluşu ve görevleri,
-
4787 sayılı Aile Mahkemeleri Kanunu,
-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) ve
-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine dayanır.
Bu kanunlar birlikte değerlendirildiğinde, Aile Mahkemelerinin görev alanı hem özel nitelikli hem de kamu düzenine ilişkin bir yargı alanı oluşturur.
Aile Mahkemelerinin Görev Alanı
Aile Mahkemeleri, aile hukukundan doğan çekişmeli ve çekişmesiz yargı işlerine bakar.
Görev alanı oldukça geniştir ve TMK hükümleriyle doğrudan bağlantılıdır.
Aşağıda Aile Mahkemelerinin görevli olduğu başlıca dava türleri yer almaktadır:
1. Boşanma ve Ayrılık Davaları (TMK m.161–184)
-
Zina, hayata kast, kötü muamele, terk, akıl hastalığı veya evlilik birliğinin temelinden sarsılması gibi nedenlerle açılan boşanma davaları.
-
Ayrılık kararı verilmesi talepleri.
2. Velayet, Nafaka ve Kişisel İlişki Davaları
-
Boşanma sonrası çocukların velayetinin kimde olacağı.
-
Tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası.
-
Anne veya babayla kişisel ilişki kurulması.
3. Mal Rejimi ve Mal Paylaşımı Davaları (TMK m.202–281)
-
Edinilmiş mallara katılma rejimi, mal ayrılığı veya mal ortaklığına ilişkin uyuşmazlıklar.
-
Eşler arasındaki mal rejimi sözleşmelerinin iptali.
4. Soybağı Davaları
-
Babalık davası, soybağının reddi, evlat edinme işlemleri.
5. Evlenme ve Nişanlanmadan Doğan Uyuşmazlıklar
-
Nişanın bozulması nedeniyle maddi/manevi tazminat davaları.
-
Evlenmenin iptali davaları.
6. Koruyucu ve Önleyici Tedbirler (6284 sayılı Kanun)
-
Aile içi şiddet durumlarında uzaklaştırma, koruma kararı, gizlilik tedbiri.
7. Çekişmesiz Yargı İşleri
-
Vesayet altına alma, gaiplik, ergin kılınma, ad-soyad değişikliği gibi aile bağlarını ilgilendiren çekişmesiz işler.
Aile Mahkemesinin Özellikleri
Aile Mahkemeleri, diğer mahkemelerden farklı bazı niteliklere sahiptir:
1. Uzman Kadro ile Çalışma
Mahkemede, aile sorunlarının sadece hukukî değil, psikolojik ve sosyal yönleri de değerlendirilebilsin diye:
-
En az bir psikolog,
-
Bir sosyal çalışmacı veya pedagog görev yapar.
Bu uzmanlar, hâkimin kararına yön verir, özellikle çocuk ve aile ilişkilerinde bilirkişi niteliğinde raporlar sunar.
2. Kamu Yararı Ağırlıklıdır
Aile mahkemesi kararları sadece tarafların değil, çocukların, aile birliğinin ve toplumun menfaatini de gözetir.
Örneğin hâkim, tarafların talepleriyle bağlı olmaksızın çocuk için velayet tedbiri alabilir.
3. Re’sen Araştırma Yetkisi
Aile Mahkemesi hâkimi, kamu düzenine ilişkin davalarda (örneğin velayet, soybağı, evlat edinme) resen araştırma ilkesini uygular.
Yani delilleri kendiliğinden toplayabilir, gerektiğinde tarafları uzlaştırmaya çalışabilir.
4. Uzlaştırma ve Arabuluculuk Yaklaşımı
Aile Mahkemeleri, davanın her aşamasında tarafları uzlaştırmaya teşvik eder.
Hâkim, özellikle boşanma davalarında tarafları sulha davet eder ve uzlaşma yollarını araştırır.
5. Gizlilik Esası
Aile hukukunun mahremiyeti gereği, duruşmalar çoğu zaman kapalı yapılır.
Tarafların özel yaşamı, çocukların psikolojisi ve sosyal çevre dikkate alınarak kamuya açık yargılama kuralı esnetilebilir.
Aile Mahkemelerinde Yargılama Usulü
Aile Mahkemelerinde, davanın niteliğine göre yazılı veya basit yargılama usulü uygulanır.
-
Boşanma ve mal paylaşımı gibi kapsamlı davalarda yazılı yargılama,
-
Nafaka, velayet veya koruma tedbiri gibi acil işlerde basit yargılama usulü geçerlidir.
Ayrıca 6284 sayılı Kanun kapsamındaki koruma kararları ivedilikle alınır ve duruşma yapılmaksızın da karara bağlanabilir.
Aile Mahkemelerinde Hâkimin Rolü
Aile Mahkemesi hâkimi klasik yargılamadaki “tarafsız gözlemci” rolünün ötesindedir.
Burada hâkim, hem hukukî hem de sosyal açıdan aktif bir karar verici konumundadır.
Hâkim, şu yetkilere sahiptir:
-
Tarafları uzlaştırmak,
-
Çocuğun yararına aykırı durumlarda re’sen tedbir almak,
-
Sosyal inceleme raporu istemek,
-
Koruma tedbirlerini uygulamak.
Bu yönüyle Aile Mahkemesi hâkimi, adeta “sosyal yargıç” niteliği taşır.
Yargıtay Kararları Işığında Aile Mahkemesi Görevi
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2019/4512 E., 2020/3799 K.
“Eşler arasındaki mal rejiminden doğan uyuşmazlıklar, aile hukukuna ilişkin olup Aile Mahkemelerinin görev alanına girer.”
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2018/3321 E., 2019/4465 K.
“Velayet ve kişisel ilişki düzenlenmesine dair talepler, kamu düzenine ilişkin olup hâkim tarafından re’sen değerlendirilmelidir.”
Bu içtihatlar, Aile Mahkemelerinin görev alanının hem geniş hem de koruyucu nitelikte olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Aile Mahkemesinin Toplumsal Önemi
Aile Mahkemeleri, yalnızca hukuki değil, sosyal adaletin sağlanmasında da öncüdür.
Boşanma, velayet, nafaka gibi davalarda sadece tarafların değil, çocukların psikolojik sağlığı, aile birliğinin geleceği ve toplumsal huzur gözetilir.
Bu mahkemeler, devletin aileye olan yaklaşımını somutlaştırır:
“Devlet, ailenin huzur ve refahını sağlamakla yükümlüdür.” (Anayasa m.41)
Sonuç
Aile Mahkemeleri, modern Türk hukukunda insan merkezli yargının en önemli örneğidir.
Hukuk, burada sadece normlar bütünü değil, aynı zamanda aileyi koruyan bir sosyal araçtır.
Bu mahkemeler, hem kadın ve çocuk haklarını korur, hem de aile birliğini sürdürmeye çalışır.
Dolayısıyla Aile Mahkemeleri, yalnız bireyler arasındaki uyuşmazlıkları değil, toplumun geleceğini ilgilendiren kararlar verir.
Aile Mahkemesi, “adaletle merhametin kesiştiği yer”dir.