Single Blog Title

This is a single blog caption

Çekişmesiz Yargıda Resen Araştırma İlkesi

Giriş

Medeni usul hukukunda resen araştırma ilkesi, özellikle çekişmesiz yargı alanında adaletin temel dayanaklarından biridir.
Bu ilke, hâkimin tarafların beyanlarıyla bağlı kalmaksızın, uyuşmazlığa konu olay hakkında kendiliğinden araştırma yapabilmesini ifade eder.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), çekişmesiz yargıyı sistematik biçimde düzenleyerek, resen araştırma ilkesini yargı pratiğinde belirginleştirmiştir.
Çünkü çekişmesiz yargı işlerinde çoğu zaman kamu yararı, aile düzeni, vesayet, miras gibi toplumun temel değerlerini ilgilendiren konular yer alır.

Bu nedenle hâkim, sadece tarafların sunduğu bilgilerle yetinemez; gerçeği bizzat araştırmakla yükümlüdür.


Resen Araştırma İlkesinin Tanımı

Resen araştırma ilkesi, hâkimin tarafların sunduğu delil ve açıklamalarla bağlı olmaksızın, uyuşmazlığı çözmek için gerekli gördüğü her türlü araştırmayı kendiliğinden yapabilme yetkisini ifade eder.
HMK açısından bu ilke özellikle çekişmesiz yargı işlerinde uygulanır.

Bu durum, taraflarca getirilme ilkesine karşıt bir anlayıştır.
Çekişmeli yargıda hâkim, tarafların getirdiği delillerle sınırlıdır; ancak çekişmesiz yargıda hâkim, olayın tüm yönlerini kendisi ortaya çıkarmaya çalışır.


İlkenin Dayanağı

Resen araştırma ilkesi, hem kanundan hem de adalet ve kamu düzeni anlayışından doğar.
Kanuni dayanağı, 6100 sayılı HMK’nın çekişmesiz yargıya ilişkin hükümlerinde açıkça görülür:

“Çekişmesiz yargı işlerinde hâkim, gerekli gördüğü her türlü incelemeyi kendiliğinden yapabilir.”

Ayrıca bu ilkenin kökeni, Anayasa’nın 36. maddesinde yer alan “adil yargılanma hakkı” ile m.2’deki hukuk devleti ilkesine dayanır.
Çünkü devlet, bireylerin yalnızca beyanlarına göre değil, gerçek durumlarına göre karar vermekle yükümlüdür.


İlkenin Amacı

Resen araştırma ilkesinin temel amacı, maddi gerçeğe ulaşmaktır.
Tarafların bilgi eksikliği, hukuki tecrübesizliği veya kötü niyeti nedeniyle gerçeğin gizlenmesi ihtimaline karşı, hâkimin aktif rol üstlenmesi sağlanır.

Bu ilkenin uygulanmasıyla:

  • Hatalı kararların önüne geçilir,

  • Kamu düzenine uygun kararlar verilir,

  • Zayıf taraflar (örneğin vesayet altındaki kişiler, küçükler) korunur.

Sonuç olarak, ilke bireysel hakkın ötesinde toplumsal adaletin gerçekleştirilmesine hizmet eder.


Resen Araştırma İlkesinin Uygulama Alanları

Resen araştırma ilkesi her davada uygulanmaz.
HMK’ya göre bu ilke sadece çekişmesiz yargı işlerinde ve bazı kamu düzenini ilgilendiren özel davalarda geçerlidir.

Aşağıda başlıca uygulama alanları sıralanmıştır:

  1. Vesayet İşleri

    • Hâkim, vesayet altına alınacak kişinin akıl ve beden sağlığını re’sen inceletir.

    • Gerekirse tıbbi rapor veya sosyal inceleme talep eder.

  2. Mirasçılık Belgesi (Veraset İlamı)

    • Talepte bulunanın gerçekten mirasçı olup olmadığını kendisi araştırır.

    • Nüfus kayıtları, ölüm belgeleri gibi resmi kayıtları re’sen getirir.

  3. Gaiplik ve Ölüm Karinesi

    • Kayıp kişilerin yaşayıp yaşamadığı, ölüm tehlikesinin varlığı gibi hususlar hâkimce incelenir.

  4. Ergin Kılınma (Kaza-i Rüşt)

    • Küçüğün yaşı, ekonomik ve zihinsel yeterliliği araştırılır.

    • Aile görüşleri ve sosyal raporlar dikkate alınır.

  5. Ad ve Soyad Değişikliği

    • Kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hâkim tarafından re’sen araştırılır.

    • Gerekirse savcılık görüşü alınır.

  6. Aile Hukukuna İlişkin İşler

    • Velayet, nafaka ve soybağı gibi konularda çocuk yararı gözetilerek hâkim aktif rol üstlenir.

Bu örnekler, ilkenin yalnız bireylerin menfaatini değil, toplumsal dengeyi koruma amacını taşıdığını gösterir.


Resen Araştırma İlkesinin Hâkim Üzerindeki Etkisi

Bu ilke, hâkimin yargılama sürecindeki konumunu pasif hakemden aktif karar vericiye dönüştürür.
Hâkim artık yalnızca tarafların iddialarını dinleyen değil, gerçeği ortaya çıkaran bir otoritedir.

Ancak hâkimin bu yetkisi sınırsız değildir.
Araştırma yetkisini kullanırken şu prensiplere uymalıdır:

  • Tarafsızlık: Hâkim, araştırmayı taraflardan biri lehine yapamaz.

  • Eşitlik: Her iki tarafın da beyan ve delil sunma hakkını korumalıdır.

  • Gerekçe: Karar, yapılan araştırmalara dayandırılarak açıkça gerekçelendirilmelidir.

Aksi durumda, hâkimin “taraflardan birine yardım ettiği” iddiasıyla kararlar adil yargılanma hakkını ihlal edebilir.


Resen Araştırma İlkesinin Sınırları

Her ne kadar ilke hâkime geniş yetki tanısa da, bu yetki keyfî biçimde kullanılmaz.
İlkenin sınırlarını belirleyen bazı esaslar şunlardır:

  1. Kamu Düzeniyle Sınırlı Uygulama:
    İlke, yalnızca kamu yararının söz konusu olduğu alanlarda uygulanır.
    Taraf menfaatlerinin öne çıktığı çekişmeli davalarda uygulanmaz.

  2. Delil Değerlendirmesi Sınırı:
    Hâkim, delil toplayabilir; ancak taraflarca sunulmayan özel beyanları zorla getiremez.

  3. Yargılamanın Hızını Engellememesi:
    Resen araştırma, usul ekonomisi ilkesine aykırı biçimde yargılamayı uzatmamalıdır.


Resen Araştırma İlkesinin Taraflara Etkisi

Taraflar açısından bu ilke, hem avantaj hem de dezavantaj içerebilir:

  • Avantaj: Bilgi veya belge eksikliği olan tarafın hakkı korunabilir.

  • Dezavantaj: Tarafların dava üzerindeki kontrolü azalır, hâkimin yönlendirmesi artar.

Bu nedenle uygulamada bazı hukukçular, çekişmesiz yargının aslında “yarı idari nitelik taşıdığı” görüşündedir.
Çünkü hâkim, adeta kamu otoritesi gibi hareket ederek durumu resen düzenler.


Resen Araştırma İlkesinin Kamu Yararıyla Bağlantısı

Çekişmesiz yargı işlerinin çoğunda, taraf menfaati değil kamu düzeni ön plandadır.
Örneğin, vesayet altındaki bir kişinin malvarlığı yalnız onu değil, toplumun güvenliğini de ilgilendirir.
Aynı şekilde, ad ve soyad değişikliği yalnız bireysel kimlik değil, nüfus kayıtlarının güvenilirliği açısından da önem taşır.

Bu nedenle resen araştırma ilkesi, kamu düzeninin korunmasına yönelik bir garanti mekanizması işlevi görür.


Yargıtay İçtihatlarında Resen Araştırma İlkesi

Yargıtay, özellikle çekişmesiz yargı işlerinde hâkimin aktif araştırma yükümlülüğünü birçok kararında vurgulamıştır.
Örnek:

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, E.2015/2456, K.2015/9678:
“Mirasçılık belgesi verilmesi isteminde hâkim, nüfus kayıtlarını re’sen araştırmalı, yalnızca taraf beyanına dayanarak karar vermemelidir.”

Bu ve benzeri içtihatlar, uygulamada hâkimlerin pasif kalmasının adil yargılama ilkesini ihlal edebileceğini göstermektedir.


Sonuç

Resen araştırma ilkesi, çekişmesiz yargının kalbidir.
Bu ilke sayesinde, bireylerin bilgi eksikliğinden veya yetersizliğinden kaynaklanabilecek adalet boşlukları önlenir.
Hâkim, yalnız taraf beyanlarına değil, gerçeğe göre karar verir.

Kısacası, çekişmesiz yargıda adalet, yalnız kanunla değil, hâkimin vicdanı ve araştırma özeniyle gerçekleşir.
Bu nedenle resen araştırma ilkesi, yalnız bir usul kuralı değil; adalet duygusunun kurumsal biçimidir.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button