Ekonomik Kriz ve Sözleşmeler Hukuku
1. Giriş
Son yıllarda Türkiye’de yaşanan yüksek enflasyon, döviz dalgalanmaları ve ekonomik istikrarsızlık, borç ilişkilerini derinden etkilemiştir.
Piyasadaki fiyat artışları, kira bedellerinden mal tedarik sözleşmelerine kadar birçok akdi ilişkiyi sarsmış, sözleşmelerin başlangıçta öngörülen denge ve edim–karşı edim ilişkisi bozulmuştur.
Bu durum, hukukta aşırı ifa güçlüğü (clausula rebus sic stantibus) olarak bilinen ilkenin yeniden gündeme gelmesine yol açmıştır.
Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 138. maddesi, ekonomik kriz veya olağanüstü enflasyon gibi koşullarda sözleşmelerin uyarlanmasına veya feshedilmesine imkân tanır.
Bu makalede, ekonomik krizlerin sözleşme hukukuna etkisi, aşırı ifa güçlüğünün koşulları, güncel Yargıtay uygulamaları ve hakkaniyet temelli çözüm önerileri ayrıntılı biçimde incelenecektir.
2. Hukuki Dayanak: TBK m.138
2.1. Kanun Maddesi
TBK m.138:
“Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan nedenlerle ortaya çıkar ve borcun ifasını dürüstlük kuralına aykırı düşecek derecede güçleştirirse, borçlu hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteyebilir.”
Bu hüküm, “beklenmedik hal teorisi”nin kanunlaşmış hâlidir.
2.2. Unsurları
Aşırı ifa güçlüğünün doğması için dört temel şart aranır:
-
Olağanüstü bir olayın ortaya çıkması,
-
Bu olayın taraflarca öngörülememesi,
-
Olayın ifayı borçlu açısından aşırı derecede güçleştirmesi,
-
Durumun borçludan kaynaklanmaması.
Bu şartlar bir arada gerçekleşmişse borçlu, sözleşmenin uyarlanmasını veya mümkün değilse feshedilmesini talep edebilir.
3. Ekonomik Kriz ve Enflasyon Olağanüstü Durum Sayılır mı?
Yargıtay’a göre ekonomik dalgalanmalar, olağan sınırları aşmış ve toplum genelini etkileyen nitelikteyse TBK 138 kapsamında değerlendirilir.
📌 Yargıtay 3. HD 2022/3347 E., 2022/7815 K.
“Ekonomik kriz ve aşırı enflasyon, olağanüstü durum sayılabilir; bu durumda mahkeme, edimler arasındaki dengesizliği gidermek amacıyla sözleşmeyi uyarlayabilir.”
Bu içtihat, yüksek enflasyon dönemlerinde kira sözleşmeleri, tedarik anlaşmaları ve kredi ilişkilerinde dengeyi koruma yönünde önemli bir örnektir.
4. Aşırı İfa Güçlüğü ile Mücbir Sebep Arasındaki Fark
Her iki kavram karıştırılmamalıdır:
| Unsur | Aşırı İfa Güçlüğü | Mücbir Sebep |
|---|---|---|
| Etkisi | İfayı aşırı zorlaştırır | İfayı tamamen imkânsız kılar |
| Sonuç | Uyarlama veya fesih | Borcun sona ermesi |
| Örnek | %200 enflasyon, döviz şoku | Deprem, savaş, salgın |
Bu fark, davalarda uygulanacak çözüm bakımından belirleyicidir.
5. Enflasyon Nedeniyle Sözleşmelerin Uyarlanması
5.1. Kira Sözleşmeleri
Son dönemde en çok tartışılan alan kira sözleşmeleridir.
Kira artış oranları TÜFE ile sınırlandırılsa da, piyasa değerinin altında kalan kira bedelleri dengenin bozulmasına yol açmıştır.
Yargıtay 6. HD 2023/1285 K.:
“Aşırı enflasyon nedeniyle kira bedelinin reel değerini kaybetmesi, sözleşmenin uyarlanması sebebidir.”
Mahkeme, TBK 138 uyarınca kira bedelini hakkaniyete uygun biçimde artırabilir.
5.2. Ticari Sözleşmeler
İnşaat, tedarik, enerji, ithalat–ihracat gibi uzun süreli sözleşmelerde maliyetlerin olağanüstü artması ifayı güçleştirir.
Yargıtay, bu durumda da “ekonomik dengenin bozulduğu” gerekçesiyle uyarlama talebini kabul etmektedir.
Yargıtay 15. HD 2022/2461 E., 2023/1327 K.:
“Ekonomik kriz sonucu malzeme ve döviz fiyatlarının aşırı yükselmesi, sözleşmenin başlangıçtaki dengeyi bozması nedeniyle TBK 138 kapsamında uyarlama sebebidir.”
6. Uyarlama Davasında Hakimin Takdir Yetkisi
Uyarlama talebi, borçlunun başvurusu üzerine hâkim tarafından değerlendirilir.
Hâkim, edimler arasındaki dengesizliği hakkaniyet ve dürüstlük kuralları (TBK m. 2) çerçevesinde yeniden düzenler.
Hâkimin uygulayabileceği yöntemler:
-
Bedelin uyarlanması (örneğin kira bedelinin artırılması),
-
Sözleşme süresinin veya ödeme planının değiştirilmesi,
-
Uygun görülürse sözleşmenin feshi.
Yargıtay 11. HD 2021/884 K.:
“Uyarlama kararı verilirken sözleşmenin süresi, ekonomik dengenin bozulma oranı ve tarafların ekonomik gücü birlikte değerlendirilmelidir.”
7. Sözleşmede Uyarlama Hükmü (Hardship Clause)
Taraflar, TBK 138’e gitmeden önce sözleşmeye “aşırı ifa güçlüğü (hardship) maddesi” koyabilir.
Bu madde, kriz veya enflasyon halinde bedelin otomatik olarak güncellenmesini sağlar.
Uygulamada büyük şirketler, döviz bazlı sözleşmelere “CPI/TÜFE endeks uyarlaması” veya “cost plus” formülleri eklemektedir.
Ancak KOBİ ve bireysel kira sözleşmelerinde bu tür hükümler genellikle yer almadığından, mahkeme müdahalesi kaçınılmaz hale gelir.
8. Uyarlama Davasında İspat ve Deliller
Borçlu, ekonomik şartların ifayı olağanüstü güçleştirdiğini somut verilerle ispatlamalıdır.
Mahkemeler genellikle şu delilleri değerlendirir:
-
TÜİK enflasyon oranları,
-
Döviz kuru değişimleri,
-
Sektörel maliyet endeksleri,
-
Tarafların gelir-gider tabloları,
-
Uzman bilirkişi raporları.
Yargıtay 3. HD 2023/2554 K.:
“Uyarlama talebinde bulunan taraf, ekonomik kriz nedeniyle edimini dürüstlük kuralına uygun olarak ifa edemeyeceğini objektif delillerle kanıtlamalıdır.”
9. Yargıtay ve İlk Derece Mahkemesi Uygulamaları
9.1. Yargıtay’ın Temel Yaklaşımı
Yargıtay, ekonomik dengenin bozulduğunu kabul etmekte ancak her enflasyon artışını uyarlama sebebi saymamaktadır.
“Enflasyon olağanüstü nitelik kazandığında, uyarlama mümkündür; olağan artışlar için taraflar risk üstlenmiştir.”
(Yarg. 11. HD 2020/3211 E., 2021/4490 K.)
9.2. Yerel Mahkeme Uygulamaları
Özellikle 2022–2024 arası İstanbul, Ankara ve İzmir mahkemeleri,
%200–%300 enflasyon ortamında, “sözleşmenin artık aynı şartlarda sürdürülmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu” gerekçesiyle uyarlama kararları vermektedir.
Bazı mahkemeler, dövizli sözleşmelerde bile uyarlama yapmış, bu da klasik “sözleşme serbestisi” ilkesine karşı önemli bir yumuşama olmuştur.
10. Uyarlama Davasının Usulü
Uyarlama talebi, tespit veya eda davası şeklinde açılabilir.
Yetkili mahkeme, sözleşmenin ifa yeri mahkemesidir (HMK m. 10).
Dava açmadan önce tarafların müzakere ve uyarlama görüşmeleri yapması, TBK 2 (dürüstlük) gereği beklenir.
Aksi takdirde mahkeme, doğrudan fesih yerine sözleşmeyi kısmen uyarlama yoluna gidebilir.
11. Aşırı İfa Güçlüğü ve Hakkaniyet Dengesi
Hakkaniyet ilkesi, uyarlama davalarının temelidir.
Zira borçlu tamamen korunduğunda alacaklı mağdur olabilir; alacaklı korunursa borçlu iflas riskiyle karşılaşabilir.
Bu nedenle hâkim, iki tarafın da menfaat dengesini gözetir.
Yargıtay 3. HD 2022/6871 K.:
“Sözleşmenin ekonomik dengesi bozulmuşsa hâkim, hakkaniyet gereği dengeyi yeniden kurar; ancak taraflardan birini tamamen koruyacak aşırılıktan kaçınır.”
12. Enflasyon ve Döviz Kuru Uyarlamaları
Dövizdeki ani artışlar da ifa güçlüğüne yol açabilir.
Yargıtay, “döviz riskinin taraflarca bilinerek üstlenilmesi” halinde uyarlamayı sınırlı kabul eder.
Ancak olağanüstü kur şoklarında farklı kararlar verilmiştir:
Yargıtay 11. HD 2022/4314 K.:
“Döviz kurunun öngörülemez biçimde yükselmesi ve tarafın ifa gücünü aşması durumunda, uyarlama talebi TBK 138 kapsamında incelenmelidir.”
13. Kamu Düzeni ve Uyarlama
Ekonomik kriz, sadece bireysel değil, kamu düzenini etkileyen bir olgudur.
Bu nedenle mahkemeler, kamu menfaatini koruma adına uyarlama taleplerini geniş yorumlayabilir.
Özellikle enerji, kira ve sağlık sektörü sözleşmelerinde bu yaklaşım görülmektedir.
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/1012 E.:
“Kriz ortamında sözleşmenin aynı şartlarda sürdürülmesi kamu düzenine aykırıdır.”
14. Reform Önerileri
-
TBK 138’in uygulama rehberi niteliğinde tebliğ yayımlanmalı.
-
Uzun süreli sözleşmelere zorunlu uyarlama maddesi eklenmesi düzenlenmeli.
-
Enflasyon oranları için otomatik güncelleme sistemi (CPI endeks) yasal hale getirilmeli.
-
Uyarlama davalarında bilirkişi listeleri uzmanlık alanına göre belirlenmeli.
-
Yargıtay’ın içtihatları birleştirilerek ekonomik kriz durumları için standart ölçütler oluşturulmalı.
15. Sonuç ve Değerlendirme
Ekonomik krizler ve yüksek enflasyon, sözleşmelerin statik yapısını zorlayan dinamik faktörlerdir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 138. maddesi, bu değişkenliğe karşı hukuki bir “denge mekanizması” oluşturmuştur.
Sonuç olarak:
Aşırı ifa güçlüğü, ekonomik istikrarsızlık dönemlerinde tarafları koruyan bir güvenlik valfidir.
Enflasyon olağanüstü nitelik kazandığında, sözleşme uyarlaması hakkaniyete uygundur.
Uyarlama talebi hâkim takdirine bağlıdır; ispat somut verilerle yapılmalıdır.
Yargıtay, son yıllarda ekonomik kriz gerekçeli davalarda dengeleyici ve hakkaniyet temelli kararlar vermektedir.
Ekonomik kriz dönemlerinde hukuk, adalet ile ekonomik gerçeklik arasında köprü kurmalıdır.
Bu bağlamda aşırı ifa güçlüğü kurumu, Türk sözleşme hukukunun en önemli esneklik araçlarından biri haline gelmiştir.