Şike ve Teşvik Priminde Suç Tipleri
Giriş
Sporun fair-play ruhuna ve toplumdaki sportif değerlere yönelik en ciddi tehditlerden biri olan şike ve teşvik primi, 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’un 11. maddesinde suç olarak tanımlanmıştır . Bu suç tipleri, sadece sahada oynanan oyunun değil, sporun ekonomik, sosyal ve hukuki temellerini de sarsmaktadır. Kanun koyucu, bu eylemleri sıradan bir hile olmaktan çıkarıp, ceza hukukunun en sert yaptırımlarına tabi tutmuştur. Bu makale, şike ve teşvik primi suçlarının unsurlarını, fail profillerini, kastın rolünü ve uygulamadaki ispat sorunlarını, Yargıtay içtihatları ışığında detaylı bir şekilde incelemeyi amaçlamaktadır.
1. Şike ve Teşvik Primi Suçlarının Tanımı ve Hukuki Niteliği
Kanun, şikeyi “belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin edilmesi” olarak tanımlamaktadır . Bu tanımın en çarpıcı yanı, suçun oluşması için menfaatin fiilen temin edilmiş olmasının şart olmamasıdır. Taraflar arasında kazanç veya menfaat temini hususunda sadece anlaşmaya varılmış olması, suçun tamamlanması için yeterli görülmüştür . Bu durum, kanun koyucunun şikeyi “sonuç suçu” olmaktan çıkarıp “tehlike suçu” olarak düzenlediğini göstermektedir. Müsabakanın anlaşma doğrultusunda sonuçlanmaması, sorumluluğu ortadan kaldırmamaktadır.
Teşvik primi ise, bir müsabakada bir takımın başarılı olmasını sağlamak amacıyla verilmesi veya vaat edilmesi olarak tanımlanır . Şikeden temel farkı, teşvik priminde amaçlananın genellikle bir maçın sonucunu değil, bir takımın performansını doğrudan motive etmek olmasıdır. Kanun, teşvik primi suçu için şikeye kıyasla yarı oranında daha az ceza öngörmüştür . Her iki suç tipi de kasten işlenebilen suçlar olup, taksirle işlenmeleri mümkün değildir .
2. Suçun Maddi Unsurları ve Fail Profili
Şike ve teşvik primi suçunun maddi unsuru, kazanç veya menfaatin temini veya bu konuda anlaşmaya varılmasıdır. Menfaatin maddi (nakit para, hediye) veya manevi (transfer vaadi, makam vaadi) nitelikte olması suçun oluşumunu etkilememektedir .
Fail profili isyse son derece geniştir. Kanun, fail açısından herhangi bir özellik aramadığından, herkes bu suçun faili olabilir . Ancak, bazı kişilerin suçu işlemesi halinde cezada artırım öngörülmüştür. Aşağıdaki tablo, bu nitelikli halleri ve cezai sonuçlarını özetlemektedir.
Tablo: Şike ve Teşvik Primi Suçunda Nitelikli Haller ve Cezai Etkileri
Nitelikli Hal | Örnek Fail Profilleri | Cezai Sonuç |
---|---|---|
Kamu Görevinin Nüfuzunun Kötüye Kullanılması | Federasyon başkanı veya üyesi, kamu bankası yöneticisi | Verilecek cezanın yarı oranında artırılması |
Spor Sektöründe Üst Düzey Görev | Kulüp başkanı, yönetici, teknik direktör, menajer | Verilecek cezanın yarı oranında artırılması |
Örgütlü Suç Yapısı İçinde İşlenmesi | Suç örgütü üyeleri, organize şike çeteleri | Verilecek cezanın yarı oranında artırılması |
Bahis Oyunlarının Sonuçlarını Etkileme Amacı | Bahis şirketi çalışanı, organize bahis grupları | Verilecek cezanın yarı oranında artırılması |
Ayrıca, kendisine menfaat temin edilen kişi ve şike anlaşmasının varlığını bilerek müsabakanın bu doğrultuda sonuçlanmasına katkıda bulunan kişiler de (örneğin, menfaati alıp maçta rol alan futbolcu) müşterek fail olarak cezalandırılır .
3. Kast ve İspat Sorunları
Şike ve teşvik primi davalarının en zorlayıcı boyutu, kastın ve anlaşmanın ispatıdır. Suç genellikle kapalı kapılar ardında, üçüncü şahitlerin olmadığı ortamlarda işlendiğinden, doğrudan delil (yazılı anlaşma, kayıt) elde etmek neredeyse imkansızdır. Bu nedenle, yargılama makamları çoğu zaman dolaylı deliller (emareler) üzerinden kanaat oluşturmaktadır.
-
Olağan Dışı Para Hareketleri: Şüpheliler arasında maç öncesi gerçekleşen ve normal olmayan nakit transferleri.
-
Telekomünikasyon Verileri: Şüphelilerin maç öncesi yoğun ve gizli iletişimi. 6222 sayılı Kanun, bu suçlarda iletişimin tespiti, dinlenmesi ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine olanak tanımaktadır .
-
Maçın Oyun Akışı: Tarafların sportif kapasiteleri ve maçın gidişatıyla bağdaşmayan, açıklanamayan hatalar, tavırlar ve olağan dışı performans düşüklükleri.
-
Tanık Beyanları: Olaya doğrudan veya dolaylı şahit olan kişilerin ifadeleri.
Yargıtay, şike davalarında “suçüstü” veya “yazılı delil” aramamakta, delillerin bütünüyle oluşan hakimin kanaati ile hüküm kurulabileceğini kabul etmektedir. Bu, ispat yükünü hafifleten ancak aynı zamanda titiz bir delil değerlendirmesi gerektiren bir yaklaşımdır.
4. Yaptırımlar ve Yargılama Usulü
Şike ve teşvik primi suçlarından hüküm giyen kişiler için öngörülen yaptırımlar oldukça ağırdır ve kanun bu konuda ceza hukukunun genel kurallarından ayrılmıştır.
-
Hapis Cezası: Şike suçunun cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 20.000 güne kadar adli para cezasıdır . Yukarıdaki tabloda belirtilen nitelikli hallerin varlığında bu ceza yarı oranında artırılır.
-
Cezanın Ertelenememesi: Verilen hapis cezalarına hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilemez, ceza ertelenemez ve seçenek yaptırımlara çevrilemez . Bu, suçun toplumsal etkisi göz önüne alındığında kanun koyucunun ortaya koyduğu en kesin tavırdır.
-
Spor Alanlarından Yasaklanma: Hüküm giyen kişiler, spor kulübü ve federasyonların yönetim ve denetim organlarında görev almaktan yasaklanır .
-
İdari Para Cezası: Suçun bir kulübün yararına işlenmesi halinde, kulübe 100.000 TL’den az olmamak üzere şike miktarı kadar idari para cezası verilir .
Yargılama usulüne ilişkin olarak, şike ve teşvik primi suçlarına bakmakla görevli mahkemeler, Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından ihtisas mahkemesi olarak görevlendirilen Asliye Ceza Mahkemeleridir .
Sonuç ve Değerlendirme
6222 sayılı Kanun, şike ve teşvik primi ile mücadelede oldukça kapsamlı, caydırıcı ve geniş bir koruma alanı öngören bir düzenleme getirmiştir. Suçun oluşumunu anlaşma aşamasına kadar indirgemesi, cezaları ertelemeye imkan tanımaması ve iletişimin dinlenmesi gibi özel delil elde etme yöntemlerine izin vermesi, bu mücadelenin ciddiyetini göstermektedir. Ancak, uygulamadaki en büyük zorluk, ispat aşamasında yaşanmaktadır. Dolaylı delillerin titizlikle değerlendirilmesi, masum sporcuların ve yöneticilerin mağdur olmaması adına hayati önem taşımaktadır. Spor hukukunun bu en çetrefilli alanında, hem spor kulüplerinin hem de bireylerin, süreç boyunca bu alanda uzmanlaşmış hukuki danışmanlık almaları kaçınılmazdır.