Single Blog Title

This is a single blog caption

Cinsel İstismar Suçu ile Çocuk Pornografisi Suçu Arasındaki Fark

Türk Ceza Kanunu’nda çocukların korunmasına yönelik iki farklı ama birbiriyle bağlantılı suç tipi bulunmaktadır: cinsel istismar (TCK m.103) ve çocuk pornografisi (TCK m.226/3). Her ikisi de çocukların cinsel dokunulmazlığını koruma amacını taşısa da, konu, failin davranışı, korunan hukuki değer ve yaptırım bakımından önemli farklılıklar vardır.


1. Korunan Hukuki Değer

  • Cinsel istismar suçu, çocuğun bedensel ve ruhsal bütünlüğünü, doğrudan cinsel saldırı veya sarkıntılık fiillerine karşı korur. Çocuğun bizzat cinsel eyleme maruz kalması söz konusudur.

  • Çocuk pornografisi suçu ise çocuğun bizzat cinsel fiile maruz kalıp kalmamasından bağımsız olarak, çocuğun müstehcen ürünlerde kullanılmasını ve bu içeriklerin üretilmesini, bulundurulmasını veya yayılmasını cezalandırır. Burada amaç, çocuğun istismara sürüklenmesini önlemek ve çocukların cinsel nesne haline getirilmesini engellemektir.


2. Failin Davranış Biçimi

  • Cinsel istismar doğrudan çocuğa yönelik bir cinsel davranıştır (sarkıntılık, cinsel ilişkiye zorlama, vücuda organ veya cisim sokma vb.). Fail ile mağdur arasında doğrudan temas vardır.

  • Çocuk pornografisinde ise fiil, çocuğun cinsel içerikte görüntülenmesi, bu görüntünün üretilmesi veya paylaşılması şeklinde ortaya çıkar. Failin çocukla temas kurması şart değildir; kimi zaman sanal veya dijital içeriklerde dahi çocuk figürünün kullanılması suçun oluşmasına yeterlidir.


3. Suçun Niteliği ve İşleniş Şekli

  • Cinsel istismar mağdurun vücudu üzerinde icra edilen bir eylemdir. Ani bir fiil olabileceği gibi, süreklilik arz eden bir istismar da söz konusu olabilir.

  • Çocuk pornografisi ise çoğunlukla mütemadî (süren) suç niteliği taşır. Örneğin, bilgisayarında çocuk pornografisi içerikli dosyaları bulundurmak, içerikler silinene veya ele geçirilene kadar devam eden bir suçtur.


4. Yaptırımlar

  • Cinsel istismar suçunun cezası oldukça ağırdır:

    • Çocuğun yaşına, fiilin niteliğine ve mağdurun durumuna göre 8 yıldan başlayıp müebbet hapis cezasına kadar değişen yaptırımlar öngörülmüştür.

  • Çocuk pornografisi suçunda ise:

    • Üretim fiili için 5–10 yıl hapis + adlî para cezası,

    • Bulundurma, dağıtma, çoğaltma için 2–5 yıl hapis + adlî para cezası uygulanır.


5. Şikâyet ve Zamanaşımı

  • Cinsel istismar şikâyete bağlı değildir; savcılık re’sen soruşturur. Zamanaşımı süresi fiilin ağırlığına göre 15–20 yıl hatta bazı nitelikli hallerde daha fazladır.

  • Çocuk pornografisi de şikâyete bağlı değildir. Zamanaşımı süresi ise fiilin türüne göre değişir: Üretimde 15 yıl, bulundurma gibi fiillerde 8 yıldır.


6. Uluslararası Boyut

  • Cinsel istismar, hem BM Çocuk Hakları Sözleşmesi hem de Lanzarote Sözleşmesi kapsamında çocukların bizzat cinsel eylemlerden korunmasını hedefler.

  • Çocuk pornografisi ise daha çok dijital çağda ortaya çıkan risklere karşı küresel işbirliğini gerektirir. INTERPOL, Europol ve InHope gibi ağlar üzerinden erişim engelleme ve içerik kaldırma uygulamaları yapılmaktadır.


7. Uygulamadaki Stratejik Farklar

  • Savunma açısından, cinsel istismarda en kritik nokta mağdurun beyanının güvenilirliği ve fiilin ispatıdır. Çocuk pornografisinde ise dijital delillerin kaynağı, failin kastı ve içeriklerin gerçekten “çocuk” olup olmadığı tartışma alanı olur.

  • Katılan vekilliği açısından, cinsel istismar doğrudan mağdurun beden bütünlüğünü hedef aldığı için tazminat talepleri ve mağdur destek mekanizmaları öne çıkar. Çocuk pornografisinde ise içeriklerin yayılmasının önlenmesi, erişim engelleme ve uluslararası işbirliği konuları daha önceliklidir.


Sonuç

Kısaca; cinsel istismar suçu çocuğa yönelik doğrudan cinsel fiilleri, çocuk pornografisi suçu ise çocuğun cinsel içerikte kullanılmasını ve bu içeriklerin dolaşımını hedef alır. Her iki suç da çocukların cinsel dokunulmazlığını koruma amacı güder; ancak biri doğrudan eylemi cezalandırırken diğeri dolaylı yoldan istismara zemin hazırlayan içeriklerin üretilmesini ve yayılmasını engellemeye yöneliktir.

Yargıtay Kararı

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 24.03.2015 tarihli, E.2014/14-603, K.2015/66 sayılı kararında önemli bir ayrım yapılmıştır.

Olay:
Sanık, 15 yaşından küçük mağdurenin çıplak görüntülerini cep telefonuyla kaydetmiş ve bu kayıtları kendi cihazında saklamıştır. Dosya, ilk derece mahkemesinde “özel hayatın gizliliğini ihlal” kapsamında değerlendirilmiş, sanık bu suçtan hüküm giymiştir.

Hukuki Tartışma:
Dosya Yargıtay’a taşındığında şu soru gündeme gelmiştir: “Çocuğun çıplak görüntülerinin kaydedilmesi ve saklanması, yalnızca özel hayatın gizliliğini ihlal midir, yoksa çocuk pornografisinin üretilmesi suçu mu oluşur?”

Karar:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, fiilin esasen TCK m.226/3 kapsamında çocuk pornografisi üretilmesi suçunu oluşturduğuna hükmetmiştir. Zira burada yalnızca özel hayata müdahale değil, çocuğun cinsel içerikte kullanılması söz konusudur. TCK m.44’teki fikrî içtima kuralı gereği, daha ağır cezayı öngören hüküm uygulanmalıdır.

Önemi:
Bu karar, cinsel istismar suçu ile çocuk pornografisi suçunun ayrımını netleştirmiştir. Eğer fail çocuğa doğrudan dokunarak cinsel fiil icra etmişse TCK m.103 (cinsel istismar) gündeme gelir. Ancak çocuk, pornografik bir görüntünün parçası haline getirilmişse –çocuk rıza gösterse bile– bu durum TCK m.226/3 kapsamında “çocuk pornografisinin üretilmesi”dir.

Bu içtihat, uygulamada iki önemli sonucu beraberinde getirir:

  1. Doğrudan temasın olmadığı, fakat çocuğun cinsel içerikte kayda alındığı durumlar artık “cinsel istismar” değil, “çocuk pornografisi” olarak cezalandırılmaktadır.

  2. Sanığın kastı yalnızca “özel kayıt” almak olsa bile, çocuk pornografisi üretme suçunun unsurları oluşmuş kabul edilmektedir.

                                                                                                                                                      Ada Ceren KENDİGELEN

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button