Single Blog Title

This is a single blog caption

Çocuk Pornografisinin Üretilmesi Suçu (TCK m. 226/3)

Türk Ceza Kanunu’nun 226. maddesinde düzenlenen müstehcenlik suçları arasında en ağır yaptırımları öngören düzenleme, hiç kuşkusuz çocuk pornografisinin üretilmesi ve bulundurulması ile ilgilidir. Kanunun 3. fıkrasında, “çocukların kullanıldığı müstehcen ürünlerin üretimi, yayılması, satılması, kiralanması, nakledilmesi, ihracı veya ithali” açıkça suç olarak düzenlenmiştir. Burada korunan temel hukuki değer, yalnızca çocuğun fiziksel bütünlüğü değil; aynı zamanda onun ruhsal, psikolojik ve ahlaki gelişim hakkıdır.

Kanun koyucu, çocuk pornografisini yalnızca bir ahlak sorunu olarak değil, doğrudan çocuğun cinsel istismarının bir parçası olarak görmektedir. Bu nedenle, failin amacı veya görüntünün çekilme koşulları önem arz etmez; çocuk herhangi bir şekilde müstehcen ürünün parçası haline getirildiğinde suçun unsurları tamamlanmış olur. Bu yönüyle çocuk pornografisinin üretilmesi, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarla yakın ilişki içindedir.

Suçun Unsurları

Çocuk pornografisinin üretilmesi suçunun oluşabilmesi için öncelikle mağdurun çocuk olması gerekir. TCK m. 6/1-c’ye göre çocuk, “henüz 18 yaşını doldurmamış kişi” olarak tanımlanır. Dolayısıyla 18 yaşından küçük herkes, rızası olsun ya da olmasın, bu suçun mağduru olabilir. Burada önemli bir husus, mağdurun rızasının hukuken hiçbir değerinin bulunmamasıdır. Zira kanun koyucu, çocuğu kendi karar yetkisini aşan bir durumdan korumak istemektedir.

Suçun maddi unsuru, çocuğun cinsel davranışların konu edildiği görüntü, film, resim veya benzeri ürünlerin üretilmesidir. Üretim kavramı oldukça geniş yorumlanır. Çocuğun pornografik pozisyonlarda fotoğrafının çekilmesi, video kaydının alınması, bilgisayar ortamında grafik veya montaj yoluyla sahte görüntüler oluşturulması bile bu kapsamda değerlendirilir. Yargıtay, sanal ortamda oluşturulmuş olsa dahi çocuğu pornografik içerik parçası haline getiren görsellerin de suçun konusunu oluşturduğunu kabul etmiştir.

Fail ve Kast

Çocuk pornografisinin üretilmesi suçunu herkes işleyebilir; fail bakımından özel bir şart aranmaz. Ancak suç yalnızca kasten işlenebilir. Failin kastı, çocuğun pornografik bir ürünün üretiminde kullanıldığını bilmesi ve istemesidir. Burada “amaç” unsuru aranmaz; yani failin ticari kazanç sağlamak, paylaşmak ya da yalnızca kişisel arşiv yapmak istemesi arasında fark yoktur.

Yargıtay Uygulamaları

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 24.03.2015 tarihli kararında (E. 2014/14-603, K. 2015/66) on beş yaşından küçük mağdurenin çıplak görüntülerinin telefonla kaydedilmesi fiili, doğrudan çocuk pornografisinin üretilmesi suçu olarak değerlendirilmiştir. Mahkeme, sanığın savunmasında ileri sürdüğü “kişisel kullanım” veya “özel hayatın gizliliği” argümanlarını reddetmiş; TCK m. 44 gereği daha ağır cezayı öngören 226/3 hükmünün uygulanmasına karar vermiştir. Bu karar, uygulamada sıkça atıf yapılan emsal bir içtihattır.

Benzer şekilde, Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 11.03.2021 tarihli kararında (E. 2020/15644, K. 2021/9009) çocuk pornografisi içeriklerinin internet ortamında paylaşılması, yayma ve bulundurma fiilleri arasındaki farklar değerlendirilmiş; internet ortamında belirsiz sayıda kişiye erişim imkânı sağlanmışsa 226/5, aksi halde 226/3 kapsamında cezalandırma yapılacağı belirtilmiştir.

Uluslararası Hukuk Boyutu

Çocuk pornografisinin üretilmesi, yalnızca ulusal düzeyde değil, uluslararası hukukun da en sıkı biçimde yasakladığı fiillerden biridir. Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve Lanzarote Sözleşmesi, devletlere çocuk pornografisinin önlenmesi için ceza hukuku tedbirlerini alma yükümlülüğü yüklemektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de, çocukların cinsel istismara karşı korunmasını devletlerin pozitif yükümlülüğü olarak görmektedir.

Yaptırımlar ve Sonuçlar

TCK m. 226/3 uyarınca çocukların kullanıldığı müstehcen ürünlerin üretilmesi, satılması veya yayılması fiilleri beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Eğer bu fiiller örgütlü şekilde veya ticari amaçla işlenmişse cezalar artırılır. Ayrıca mahkûmiyet halinde TCK m. 53 gereği belirli haklardan yoksun bırakılma, meslekten men veya kamuya açık görevlerde çalışmaktan yasaklanma gibi güvenlik tedbirleri de uygulanır.

Bu düzenlemeler, çocuk pornografisinin yalnızca bireysel değil, toplumsal düzeyde de ağır sonuçlar doğuran bir suç olduğuna işaret etmektedir. Çocuğun korunması için hem ulusal hem de uluslararası hukukta en sert yaptırımların öngörülmesi, devletlerin bu konuda sıfır tolerans politikası benimsediğini göstermektedir.

                                                                                                                                                Ada Ceren KENDİGELEN

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button