FIFA (TMS) ve Uluslararası Sporcu Sözleşmelerinde Şeffaflık Sorunu
Uluslararası spor hukuku, özellikle futbol endüstrisinin milyarlarca dolarlık hacme ulaşmasıyla birlikte, yalnızca sportif kuralları değil aynı zamanda mali düzenlemeleri, sözleşme hukukunu ve şeffaflık ilkelerini de kapsayan karmaşık bir alan hâline gelmiştir. Futbolcuların kulüpler arasında transfer edilmesi süreci, bu alanın en kritik boyutlarından biridir. İşte tam da bu noktada, FIFA tarafından getirilen Transfer Matching System (TMS) uygulaması, uluslararası futbol transferlerinde şeffaflık ve denetim aracı olarak devreye girmiştir.
Ancak TMS her ne kadar şeffaflık sağlamayı amaçlasa da, uygulamada gizlilik, menfaat çatışmaları, üçüncü taraf müdahaleleri (Third-Party Ownership) ve mali şeffaflık eksiklikleri gibi sorunları beraberinde getirmiştir. Bu yazıda FIFA TMS sistemi hukuki açıdan incelenecek, uluslararası sporcu sözleşmelerindeki şeffaflık sorunları analiz edilecek ve Türk hukuku bakımından sonuçları değerlendirilecektir.
FIFA Transfer Matching System (TMS) Nedir?
FIFA TMS, futbolcuların uluslararası transferlerinde kullanılan dijital bir kayıt ve doğrulama sistemidir. 2010 yılından itibaren zorunlu hale gelen bu sistem, kulüplerin transfer işlemlerini elektronik ortamda belgelemelerini, finansal verileri kaydetmelerini ve FIFA’nın denetimine açmalarını sağlar.
TMS’nin amacı:
-
Uluslararası transferlerde şeffaflığı artırmak,
-
Üçüncü taraf müdahalelerini (Third-Party Ownership) önlemek,
-
Küçük yaşta futbolcuların transferinde uluslararası standartları korumak,
-
Kara para aklama ve mali suiistimallerin önüne geçmek.
Buna göre kulüpler, transfer sırasında şu bilgileri TMS’ye girmek zorundadır:
-
Futbolcunun sözleşme bilgileri,
-
Transfer bedeli, ödeme planı, banka bilgileri,
-
Taraf kulüplerin onayları,
-
FIFA talimatlarına uygunluk belgeleri.
Uluslararası Sporcu Sözleşmelerinde Şeffaflık İlkesi
Spor hukuku, özellikle futbol endüstrisinde, “şeffaflık” kavramını mali işlemlerin güvenilirliği açısından ön plana çıkarmıştır. Şeffaflık, sporcu sözleşmelerinin yalnızca taraf kulüpler arasında değil, aynı zamanda FIFA, konfederasyonlar ve ulusal federasyonlar nezdinde açık ve denetlenebilir olmasını ifade eder.
Ancak uluslararası transferlerde sıklıkla karşılaşılan sorunlar şunlardır:
-
Gizli ek protokoller: Futbolcunun sözleşme dışında menajerlik ücreti veya prim ödemesi.
-
Vergi kaçırma riski: Şeffaf olmayan ödeme planları nedeniyle bazı transferlerde vergi kaybı yaşanması.
-
Üçüncü taraf payları (TPO): Oyuncunun ekonomik haklarının kulüp dışındaki yatırımcılarca paylaşılması.
-
Mali şeffaflık eksikliği: Transfer ücretlerinin gerçekte ödenenden farklı gösterilmesi.
FIFA TMS bu sorunları ortadan kaldırmayı amaçlasa da, uygulamada bu sistemin “formalite”ye indirgenmesi, denetim eksiklikleri ve farklı hukuk sistemlerindeki boşluklar nedeniyle tartışmalar devam etmektedir.
TMS ile Türk Hukuku Arasındaki İlişki
Türkiye, FIFA’ya üye federasyonlardan biri olarak TMS sistemini uygulamak zorundadır. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), uluslararası transferlerde TMS’ye veri girmeyi zorunlu kılmıştır. Ayrıca Türk Borçlar Kanunu ve İş Kanunu hükümleri çerçevesinde sporcu sözleşmeleri yapılırken, uluslararası standartlara uyum sağlanması hedeflenmektedir.
Ancak Türk uygulamasında da şeffaflık sorunları yaşanmaktadır:
-
Transfer bedellerinin “resmi” ve “gayriresmi” olarak iki ayrı şekilde düzenlenmesi,
-
Menajerlik sözleşmelerinin eksik bildirilmesi,
-
Futbolcunun imaj hakları ve sponsorluk gelirlerinin ayrı protokollerle gizlenmesi.
Bu durum, hem vergisel açıdan kayıplara yol açmakta hem de FIFA nezdinde kulüplerin disiplin yaptırımlarıyla karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır.
Şeffaflık Sorununun Hukuki Boyutları
-
Sözleşme Özgürlüğü ile Kamu Düzeni Arasındaki Çatışma
Sporcu sözleşmeleri özel hukuk sözleşmesi niteliğinde olmakla birlikte, kamu düzenini ilgilendiren yönleri vardır. Vergi, mali şeffaflık ve transfer düzenlemeleri kamu yararı kapsamında korunur. -
Çifte Sözleşme Sorunu
Kulüp ile sporcu arasında resmi sözleşme dışında gizli ek sözleşmeler yapılması, FIFA tarafından “haksız avantaj” olarak kabul edilmekte ve kulüplere ağır yaptırımlar uygulanabilmektedir. -
Üçüncü Taraf Sahipliği (TPO)
FIFA 2015 yılında TPO’yu yasaklamış olsa da, bazı kulüpler ve yatırımcılar farklı hukuki araçlarla bu yasağı dolanabilmektedir. TMS sistemi, TPO’nun takibini kolaylaştırmak için kurulmuş olsa da, pratikte tüm ekonomik hakların izlenmesi mümkün olmamaktadır. -
Vergi Kaçakçılığı Riski
Transfer bedellerinin gerçek değerinin gizlenmesi, özellikle vergi hukuku bakımından suç teşkil edebilir. Bu noktada FIFA TMS ile ulusal vergi otoritelerinin iş birliği gündeme gelmektedir.
FIFA TMS’nin Etkinliği ve Sınırlılıkları
FIFA TMS sistemi hukuki açıdan önemli bir ilerleme olmakla birlikte bazı sınırlılıklarla karşı karşıyadır:
-
Ulusal hukuk farklılıkları: Her ülkenin vergi, iş hukuku ve spor mevzuatı farklıdır; TMS bu farklılıkları ortadan kaldıramaz.
-
Uygulama zafiyetleri: Kulüpler bazen verileri eksik veya yanlış girmekte, FIFA’nın denetim kapasitesi yetersiz kalmaktadır.
-
Gizlilik sorunu: Sporcuların mali haklarının detaylarının kamuya açıklanması kişisel verilerin korunması bakımından tartışmalıdır.
-
Menajerlik sözleşmeleri: FIFA, menajerlerin denetimini sınırlı şekilde yapabilmekte; birçok ödeme resmi kayıtlara girmemektedir.
CAS ve Yargı Kararlarında TMS
CAS (Court of Arbitration for Sport), sporcu sözleşmelerinde şeffaflık ilkesi bakımından önemli içtihatlar üretmiştir.
-
CAS 2016/A/4490 kararında, gizli ek sözleşme yoluyla futbolcuya yapılan ödemelerin FIFA kurallarını ihlal ettiğine hükmetmiştir.
-
CAS 2018/A/5645 kararında ise kulübün TMS’ye eksik veri girmesi, sportif düzenin ihlali sayılarak kulübe transfer yasağı uygulanmıştır.
Türk hukukunda da Yargıtay, futbolcu sözleşmelerinde resmi kayıt dışı ödemelerin geçersiz olduğunu belirtmiş; kulüplerin kamu düzenini dolanan işlemler yapamayacağını vurgulamıştır.
Çözüm Önerileri
-
FIFA–UEFA–Ulusal Federasyon İş Birliği: Transfer verilerinin yalnızca FIFA değil, ulusal vergi otoriteleri ve mali kurumlarla paylaşılması sağlanmalıdır.
-
Menajerlik Denetimi: FIFA’nın menajerlik lisanslarını daha sıkı denetlemesi ve tüm menajer ödemelerinin TMS’ye kaydedilmesi gerekir.
-
Ulusal Mevzuat Uyumu: Türkiye dahil tüm ülkelerin sporcu sözleşmelerini, hem FIFA kuralları hem de kendi iş hukuku sistemleriyle uyumlu hâle getirmesi önemlidir.
-
Şeffaflık Kültürü: Kulüplerin yalnızca hukuki yaptırımlardan kaçınmak için değil, kurumsal itibarı korumak amacıyla da şeffaf sözleşme politikası geliştirmesi gerekir.
-
CAS İçtihatlarının Yaygınlaştırılması: Kulüpler ve hukukçular, CAS kararlarını daha fazla takip ederek içtihat birliğine katkı sağlamalıdır.
Sonuç
FIFA Transfer Matching System (TMS), uluslararası futbol transferlerinde şeffaflığı sağlamak amacıyla geliştirilmiş önemli bir araçtır. Ancak sistemin getirdiği zorunluluklara rağmen, gizli ek sözleşmeler, menajerlik ödemeleri ve üçüncü taraf sahipliği gibi sorunlar devam etmektedir.
Şeffaflık ilkesinin tam anlamıyla hayata geçirilebilmesi için yalnızca FIFA TMS’nin teknik kapasitesi değil, aynı zamanda kulüplerin kurumsal kültürü, ulusal hukuk düzenlemelerinin etkinliği ve CAS içtihatlarının uygulanabilirliği de önem arz etmektedir.
Türkiye bakımından da sporcu sözleşmelerinde şeffaflık, hem vergi hukuku hem de uluslararası spor hukuku yükümlülükleri açısından kritik bir gerekliliktir. Aksi halde kulüpler, hem sportif yaptırımlarla hem de mali yaptırımlarla karşı karşıya kalabilmektedir