Single Blog Title

This is a single blog caption

Taraftar Gruplarında Teşkilat Suçu ve Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma

Spor müsabakaları, toplumsal bir heyecanın ve aidiyet duygusunun en güçlü yaşandığı alanlardır. Ancak bu alanlarda taraftar gruplarının zaman zaman sportif destek faaliyetlerini aşarak, organize bir şekilde şiddet, tehdit, mala zarar verme veya kamu düzenini bozma amaçlı hareket ettikleri görülmektedir. Bu tür eylemler, salt disiplinsizlikten öteye geçerek, Türk Ceza Kanunu kapsamında suç işlemek amacıyla örgüt kurma (TCK m.220) suçunu gündeme getirebilir.

Türkiye’de futbol başta olmak üzere pek çok branşta taraftar gruplarının kurumsallaşarak dernekler veya fiili birliktelikler şeklinde örgütlendiği bilinmektedir. Bu örgütlenmelerin meşru sınırlar içinde kalması doğal olmakla birlikte, suç işleme kastıyla hareket edilmesi hâlinde taraftar gruplarının hukuki statüsü farklı bir boyuta taşınır.


Taraftar Gruplarının Hukuki Statüsü

Taraftar grupları, çoğunlukla kulüplerden bağımsız, ancak kulüple sembolik bağlar taşıyan yapılardır. Bir kısmı dernek statüsünde resmi olarak kurulurken, büyük çoğunluğu fiili birliktelik biçiminde faaliyet gösterir. Bu grupların asıl amacı kulüplerini desteklemek olsa da, zaman zaman şiddeti meşrulaştıran bir kültür geliştirdikleri ve toplumsal güvenliği tehdit eden eylemler planladıkları görülmektedir.

Bu noktada, grupların hukuki statüsünü belirlemek önemlidir. Dernek statüsünde kurulan gruplar, Dernekler Kanunu hükümlerine tabi olup, faaliyetlerini demokratik esaslara uygun sürdürmek zorundadır. Ancak fiili gruplar hukuki kişilikten yoksundur; buna rağmen üyelerinin eylemleri üzerinden örgütlü suç kapsamında değerlendirilebilir.


TCK m.220 Çerçevesinde Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma

Türk Ceza Kanunu m.220’ye göre:

“Suç işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler dört yıldan sekiz yıla kadar, örgüte üye olanlar ise iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Maddenin uygulanabilmesi için:

  1. En az üç kişinin bir araya gelmesi,

  2. Suç işleme amacıyla süreklilik gösteren bir yapı oluşturulması,

  3. Örgütün hiyerarşik bir ilişki barındırması,

  4. Belirli suçları işlemeye elverişli bir organizasyonun bulunması gerekir.

Taraftar gruplarında bu unsurlar sıklıkla gözlemlenebilir. Özellikle lider kadrosu, örgütsel hiyerarşi ve tribün içi–dışı koordineli hareketler, örgüt niteliği için aranan şartları karşılayabilir.


6222 Sayılı Kanun ve Taraftar Grupları

6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun, taraftar şiddetine karşı özel hükümler içerir. Kanunun 17. ve devamı maddeleri, taraftarların yasa dışı eylemlerine yönelik ceza hükümleri düzenler. Ancak örgütlü hareketler bakımından 6222’nin sınırları vardır.

Bir taraftar grubunun münferit taşkınlıkları 6222 kapsamında cezalandırılabilirken, bu fiillerin organize ve süreklilik arz etmesi, TCK m.220’nin devreye girmesine neden olur. Dolayısıyla 6222, çoğu zaman “özel düzenleme” işlevi görürken, örgütsel yapılar açısından TCK hükümleri öncelikli uygulanır.


Taraftar Gruplarında Örgüt Unsurlarının Varlığı

Taraftar gruplarının suç örgütü sayılabilmesi için somut göstergeler aranır:

  • Lider figürü: Genellikle tribün lideri veya grup başkanı, hiyerarşinin merkezinde yer alır.

  • Süreklilik: Maçlardan bağımsız olarak toplantılar düzenlenmesi, grup içi aidat toplanması veya özel işaretler (arma, slogan, pankart) kullanılması.

  • Suç işleme kastı: Rakip taraftara yönelik organize saldırılar, bilet spekülasyonu, uyuşturucu ticareti veya şiddeti teşvik eden talimatlar.

  • Hiyerarşi: Grup içindeki kararların emir–talimat şeklinde uygulanması.

Yargıtay’ın birçok kararında (örn. Yarg. 16. CD, 2017/3456 E., 2019/2847 K.) bu unsurların varlığı hâlinde taraftar gruplarının suç örgütü olarak kabul edilebileceği belirtilmiştir.


Taraftar Gruplarının Eylem Biçimleri ve Suç Tipleri

Taraftar gruplarının örgütsel faaliyeti genellikle şu suç tipleri etrafında şekillenir:

  • Kamu malına zarar verme (TCK m.152),

  • Kasten yaralama (TCK m.86),

  • Tehdit ve hakaret (TCK m.106, m.125),

  • Mala zarar verme ve yağma (TCK m.141, m.148),

  • Uyuşturucu madde ticareti (TCK m.188),

  • Genel güvenliği tehlikeye sokma (TCK m.170).

Bu suçların organize bir şekilde işlenmesi, taraftar gruplarının artık yalnızca “spor kültürünün parçası” değil, suç örgütü olarak kabul edilmesine yol açar.


Taraftar Gruplarına Yönelik Yargı Kararları

Yargıtay uygulamasında, taraftar gruplarının suç örgütü olarak kabul edildiği örnekler mevcuttur. Özellikle İstanbul’da bazı tribün grupları hakkında açılan davalarda, örgüt kurma ve yönetme suçundan mahkûmiyet kararları verilmiştir.

Kararlarda, taraftar gruplarının “örgütsel bağları, lider kadroları, finansman yöntemleri ve sürekli suç işleme eğilimleri” dikkate alınmıştır. Bu durum, taraftar örgütlenmelerinin sadece sportif bağlamda değil, ceza hukuku açısından da yakından izlenmesi gerektiğini göstermektedir.


Suç Örgütü–Dernek Ayrımı

Bazı taraftar grupları dernek statüsünde faaliyet göstermektedir. Bu noktada dernek statüsünün, örgüt suçunu bertaraf edip etmeyeceği tartışmalıdır.

Yargıtay’a göre, dernek statüsü örgüt suçunu ortadan kaldırmaz. Zira amaç ve fiili faaliyet suç işlemek üzereyse, tüzel kişilik yalnızca “örtü” niteliği taşır. Dolayısıyla taraftar derneği sıfatıyla kurulan bir yapı, suç örgütü olarak yargılanabilir.


Fail ve Sorumluluk Kapsamı

TCK m.220 bakımından sorumluluk yalnızca liderlere değil, örgüt üyelerine ve örgüte yardım edenlere de yöneliktir. Taraftar gruplarında:

  • Liderler: Örgüt kurma ve yönetme suçundan,

  • Üyeler: Örgüte üye olma suçundan,

  • Destekçiler: Yardım eden sıfatıyla cezalandırılabilir.

Bu durum, yalnızca tribün liderlerini değil, aktif katılım sağlayan üyeleri de cezai sorumluluk altına sokmaktadır.


Taraftar Gruplarında Örgüt Suçunun Önlenmesi

Bu tür örgütlü suçların önlenmesi için:

  1. Kulüplerle işbirliği: Taraftar gruplarının kulüple resmi ilişki içinde şeffaflaşması,

  2. Denetim: Dernekler Kanunu çerçevesinde taraftar derneklerinin mali ve idari denetiminin sıkılaştırılması,

  3. Güvenlik teknolojisi: Stadyumlarda kamera, elektronik bilet ve kimlik tespiti uygulamalarının geliştirilmesi,

  4. Eğitim ve kültürel dönüşüm: Şiddetsiz tribün kültürü, taraftar eğitim projeleri ve kulüp–taraftar diyalog mekanizmaları,

  5. Hızlı yargı: Taraftar şiddetine ilişkin davaların özel ihtisas mahkemelerinde görülmesi.


Sonuç

Taraftar grupları, sporun vazgeçilmez unsurlarıdır; ancak bu grupların meşru sınırların dışına çıkarak organize suç yapısına dönüşmesi, spor hukukunun ötesinde doğrudan ceza hukuku sorunu hâline gelir.

TCK m.220, taraftar gruplarının “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” faaliyetlerini cezalandırırken, 6222 sayılı Kanun ise somut şiddet eylemlerini düzenler. İki norm arasındaki ilişki, hem taraftar şiddetiyle mücadelede hem de sporun güvenliği bakımından kritik öneme sahiptir.

Sonuç olarak, taraftar gruplarının suç örgütüne dönüşme riskini önlemek, yalnızca ceza hukuku yaptırımlarıyla değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve idari tedbirlerle mümkündür. Sporun ruhunu yaşatmak için tribünlerin güvenliği, hukuk ve adalet çerçevesinde korunmalıdır.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button