Stadyumlarda Sorumluluk Dağılımı
Giriş
Stadyumlar, binlerce kişinin duygusal yoğunluk yaşadığı, aidiyet hislerinin en üst düzeye çıktığı mekanlardır. Ancak bu kolektif enerji, zamanla tahammülsüzlüğe ve şiddete dönüşebilmekte, sporun estetik dilinin yerini fiziksel ve psikolojik zararlar alabilmektedir. Tribün şiddeti olgusu, basit bir disiplin sorununun ötesine geçerek, ciddi hukuki sonuçlar doğuran bir vakadır. Bu şiddet eylemlerinden zarar gören seyirciler, sporcular, teknik ekip üyeleri veya üçüncü kişiler, hukuk sistemimizde kendilerine yer bulan çeşitli tazminat taleplerinde bulunabilmektedir. Bu makale, tribün şiddetinden kaynaklanan zararların tazmin edilmesi sürecinde kimlerin, hangi hukuki dayanaklarla sorumlu tutulabileceğini, bu sorumluluğun sigorta sistemleri tarafından nasıl karşılandığını ve uygulamada karşılaşılan temel sorunları Türk Borçlar Kanunu (TBK), Spor Hizmet ve Spor Müsabakaları Güvenliği Yönetmeliği ve Yargıtay içtihatları ışığında detaylı bir şekilde analiz edecektir.
1. Hukuki Sorumluluğun Dayanakları ve Sorumlu Taraflar
Tribün şiddetinden doğan zararların tazmini için başvurulacak hukuki dayanaklar, zararın türüne ve failin niteliğine göre farklılık göstermektedir. Sorumluluk, genellikle birden fazla tarafı kapsayan bir zincir oluşturur.
-
Doğrudan Failin Haksız Fiil Sorumluluğu (TBK md. 49): Şiddet eylemini fiilen gerçekleştiren kişi veya kişiler, verdikleri zararı tazmin etmekle yükümlüdür. Bu, en temel sorumluluk türüdür. Ancak uygulamada, failin tespitindeki güçlükler veya failin maddi durumunun yetersiz olması, mağduru diğer sorumlu taraflara yönlendirmektedir.
-
Kulüp ve Stadyum İşletmecisinin Kusursuz Sorumluluğu (TBK md. 66): Spor müsabakalarının düzenlendiği stadyumlar, TBK md. 66 kapsamında “tehlike arz eden bir işletme” olarak değerlendirilebilir. Bu madde uyarınca, işleten (kulüp veya stadyum işletmecisi), kusuru olmasa bile, işletmenin faaliyetinden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Tribün şiddeti, bu faaliyetin doğurduğu bir “tehlike” olarak kabul edildiğinden, kulübün kusursuz sorumluluğu gündeme gelebilir. Yargıtay, bu maddenin spor müsabakalarına uygulanabileceği yönünde içtihatlar geliştirmiştir. Kulübün sorumluluğunun sınırları, “olağanüstü olay” ve “öldürücü tehlike” kavramları etrafında şekillenmektedir. Alınması gereken tüm güvenlik önlemlerine rağmen öngörülmesi mümkün olmayan ve engellenmesi olanaksız bir olay, kulübü sorumluluktan kurtarabilir.
-
Kulübün Özen Yükümlülüğünün İhlali (TBK md. 417): Kulüp, stadyumu seyirciye açmakla, onları olası tehlikelere karşı koruma yükümlülüğü altına girer. Spor Hizmet ve Spor Müsabakaları Güvenliği Yönetmeliği, bu yükümlülüğün somut gereklerini detaylandırmıştır:
-
Yeterli sayıda ve eğitimli güvenlik personeli bulundurma.
-
Seyirci kapasitesini aşmama.
-
Rakip takım taraftarlarını etkin bir şekilde ayırma.
-
Girişlerde arama yapma.
-
Yasaklı maddeleri (cam şişe, patlayıcı, ateşli silah) stadyuma sokmama.
-
Riskli maçlara yönelik ek tedbirler alma.
Bu yükümlülüklerden herhangi birinin ihmal edilmesi, kulübün “kusurlu” davrandığının göstergesi olacak ve TBK md. 49 kapsamında sorumluluğunu doğuracaktır.
-
-
Federasyonun (TFF) Sorumluluğu: Federasyon, düzenlediği müsabakaların genel güvenlik çerçevesini oluşturmak, kulüpleri denetlemek ve riskli maçlarda önlemleri artırmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüklerini ihmal etmesi halinde, kusuruna göre sorumluluğu gündeme gelebilir.
-
Kolluk Kuvvetlerinin Sorumluluğu: Güvenlik güçlerinin olayları önlemede veya müdahalede yetersiz kalması, orantısız güç kullanması (örneğin, gereksiz yere göz yaşartıcı gaz sıkması) veya pasif kalması durumunda, bu eylemler idarenin (İçişleri Bakanlığı) sorumluluğunu doğurabilir.
2. Zarar Türleri ve Tazminat Talepleri
Tribün şiddetinden doğan zararlar, maddi ve manevi olmak üzere ikiye ayrılır:
-
Maddi Zarar: Mağdurun uğradığı her türlü ekonomik kayıptır. Tedavi giderleri, ilaç masrafları, iş gücü kaybı, çalışma gücünün azalmasından doğan kayıplar ve diğer tüm olağanüstü giderler (takma diş, protez vb.) maddi zarar kapsamındadır.
-
Manevi Tazminat (TBK md. 56): Mağdurun yaşadığı fiziksel acı, ıstırap, ruhsal sıkıntı, korku, utanç ve sosyal yaşamdan geri kalma gibi manevi ıstıraplarının giderilmesi için talep edilen tazminattır. Manevi tazminat miktarının belirlenmesinde, olayın ağırlığı, mağdurun yaşı, sosyal konumu ve maruz kaldığı etkiler göz önünde bulundurulur.
3. Sigorta Rejimi ve Zorunlu Sorumluluk Sigortası
Spor Hizmet ve Spor Müsabakaları Güvenliği Yönetmeliği’nin 32. maddesi, kulüplere “seyirciye karşı sorumluluk sigortası” yaptırma zorunluluğu getirmiştir. Bu sigorta, tribün şiddeti de dahil olmak üzere, stadyumda meydana gelen ve kulübün sorumluluğunu doğuran olaylardan kaynaklanan zararları teminat altına almayı amaçlar.
-
Sigortanın Kapsamı: Sigorta, seyircilerin uğrayacağı bedensel zararları (yaralanma, sakatlanma, ölüm) teminat altına alır. Maddi zararların (cep telefonunun kırılması, cüzdanın çalınması vb.) bu sigorta kapsamına girip girmeyeceği, sigorta poliçesindeki şartlara bağlıdır.
-
Teminat Limitleri: Sigorta poliçesi, bir kişi başına ve bir olay için ödenecek azami teminat tutarlarını belirler. Zarar, bu tutarı aşarsa, aşan kısım için kulübe veya diğer sorumlu taraflara başvurulması gerekir.
-
Sigortanın İşleyişi: Mağdur, sigorta şirketine doğrudan başvurarak tazminat talebinde bulunabilir. Sigorta şirketi, kulübün sorumluluğunun bulunup bulunmadığını ve zararın miktarını araştırdıktan sonra, teminat limitleri dahilinde ödemeyi yapar. Sigorta şirketinin ödeme yapması, kulübün nihai sorumluluğunu ortadan kaldırmaz; sigorta şirketi, ödediği tutarı kulüpten rücu yoluyla talep edebilir.
4. İspat Yükü ve Deliller
Mağdur, genel kural olarak, zararı, hukuka aykırılığı ve nedensellik bağını ispatlamakla yükümlüdür. Ancak, TBK md. 66’daki kusursuz sorumluluk halinde, mağdur sadece zararı ve nedensellik bağını ispat etmekle yükümlü olup, kulübün kusurunu ispat etmek zorunda değildir. Delil olarak;
-
Stadyum kamera kayıtları,
-
Polis veya sağlık tutanakları,
-
Tanık ifadeleri,
-
Fotoğraf ve videolar,
-
Sosyal medya paylaşımları,
-
Tedavi ve hastane raporları kullanılabilir.
Sonuç
Tribün şiddeti, sporun ruhuna aykırı olduğu kadar, ciddi hukuki ve mali sonuçları olan bir olgudur. Kulüpler, sadece sportif başarıya odaklanmak yerine, seyirci güvenliğini sağlamaya yönelik yatırımlarını ve organizasyonlarını artırmalıdır. Zorunlu sorumluluk sigortası, mağdurlar için önemli bir güvence olsa da, asıl hedef şiddetin önlenmesi olmalıdır. Seyirci güvenliği, kulüpler, federasyonlar, güvenlik güçleri ve seyircilerin ortak sorumluluğunda, çok paydaşlı bir sistem yaklaşımı ile ele alınmalıdır. Hukuk sistemi, bu şiddetten zarar görenlere etkin bir başvuru yolu sunarken, caydırıcı yaptırımları ile de bu tür eylemlerin önüne geçmeyi amaçlamaktadır.