Single Blog Title

This is a single blog caption

Bonoda Temel İlişki Def’i İleri Sürülürken Yapılan Hatalar

 

Bonoda Temel İlişki Def’i İleri Sürülürken Yapılan Hatalar

Giriş

Bono, ticari hayatta ödeme ve kredi aracı olarak sıkça kullanılan kambiyo senetlerinden biridir. Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümleri uyarınca, bono düzenleyen kişi imzasıyla borç altına girer ve alacaklıya karşı soyut bir borç ikrarında bulunur. Bono, “soyutluk ilkesi” gereği temel ilişkiden bağımsızdır. Ancak bazı durumlarda borçlular, temel ilişkiye dayalı def’i ileri sürerek bonoya karşı savunma yapmaya çalışır.

Uygulamada en sık karşılaşılan problemlerden biri, temel ilişki def’i ileri sürülürken yapılan usul ve strateji hatalarıdır. Bu hatalar, borçlunun hak kaybına uğramasına, hatta borcu ödemek zorunda kalmasına neden olabilmektedir.


Bononun Hukuki Niteliği ve Soyutluk İlkesi

Bono, TTK m. 776 vd. hükümlerinde düzenlenmiştir.

  • Bono, kayıtsız şartsız bir ödeme taahhüdüdür.
  • Bono, soyut bir borç ikrarıdır; yani bononun düzenlenmesine sebep olan temel ilişki senet üzerinde yer almaz.
  • Bu nedenle, alacaklı iyi niyetli ise, borçlunun temel ilişkiye ilişkin savunmaları genellikle geçersiz kalır.

Soyutluk ilkesi, ticari hayatın güvenliğini sağlamak amacıyla kabul edilmiştir.


Temel İlişki Def’i Nedir?

Temel ilişki def’i, bononun düzenlenmesine sebep olan alacak-borç ilişkisinin geçersiz, ifa edilmiş, sona ermiş veya hiç doğmamış olduğunu ileri sürmeye dayanır.

Örneğin:

  • Borçlu, mal teslim edilmediği halde bono düzenlenmişse,
  • Hizmet hiç verilmemişse,
  • Sözleşme geçersizse, temel ilişki def’i gündeme gelir.

Temel İlişki Def’inin İleri Sürülebileceği Haller

  • İlk Hamile Karşı: Bono ilk alacaklıya verilmişse, borçlu temel ilişki def’ini ileri sürebilir.
  • Kötü Niyetli Hamile Karşı: Bono devredilmişse, ancak yeni hamil kötü niyetli veya ağır kusurlu ise, temel ilişki def’i ileri sürülebilir.

Yargıtay 11. HD, 2016/4213 E., 2017/6542 K.: “Bono, ciro yoluyla devredilmişse, borçlu temel ilişki def’ini ancak kötü niyetli hamile karşı ileri sürebilir.”


İleri Sürülürken Yapılan Hatalar

1. Temel İlişki Def’inin Her Hamile Karşı Kullanılabileceği Yanılgısı

  • En büyük hata, temel ilişki def’inin tüm hamillere karşı kullanılabileceği düşüncesidir.
  • Oysa TTK’ya göre, bono iyi niyetli üçüncü kişilere karşı soyutluk özelliğini korur.

2. İspat Yükünün Yanlış Değerlendirilmesi

  • Borçlu, temel ilişki def’ini ileri sürdüğünde ispat yükü kendisine geçer.
  • Birçok borçlu, ispat yükünün alacaklıda olduğunu zannederek savunmasını güçsüz bırakmaktadır.
  • Yargıtay HGK, 2020/324 E., 2021/765 K.: Temel ilişkiye dayalı savunmayı yapan taraf, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.

3. Yetersiz Delil Sunulması

  • Borçlular, sözlü savunmayla yetinmekte; yazılı belgeler (sözleşme, fatura, teslim irsaliyesi) sunmamaktadır.
  • Oysa Yargıtay, temel ilişki def’inin yazılı delillerle desteklenmesini şart koşmaktadır.

4. Bedelsizlik ile Temel İlişki Def’inin Karıştırılması

  • Bedelsizlik def’i ile temel ilişki def’i farklıdır.
  • Bedelsizlik, çeklerde ileri sürülebilirken; bonoda asıl tartışma temel ilişki üzerinedir.
  • Uygulamada avukatların dahi bu kavramları birbirine karıştırdığı görülmektedir.

5. Kötü Niyetin İspatında Zorluk

  • Bono devredildikten sonra borçlu, hamile karşı temel ilişki def’i ileri sürmek istiyorsa, hamilin kötü niyetini ispatlamalıdır.
  • Bu ispat yükü çoğu zaman yerine getirilememektedir.

6. Sürelerin Kaçırılması

  • İtirazların ve def’ilerin süresinde ileri sürülmemesi, borçlunun hak kaybına yol açar.
  • Özellikle icra takibinde, 5 günlük süre içinde itiraz edilmemesi halinde temel ilişki def’i ileri sürülemez.

7. Yanlış Usul Yoluna Başvurulması

  • Temel ilişki def’i, icra hukuk mahkemesinde değil, asliye ticaret mahkemesinde ileri sürülmelidir.
  • Borçluların yanlış yargı yoluna başvurması sürecin reddine yol açmaktadır.

Yargıtay Kararları Işığında Uygulama

  • Yargıtay 11. HD, 2014/2315 E., 2015/4532 K.
    “Bono, soyut borç ikrarıdır; temel ilişki def’i ancak ilk hamile veya kötü niyetli hamile karşı ileri sürülebilir.”
  • Yargıtay 19. HD, 2017/6542 E., 2018/8731 K.
    “Temel ilişki def’ini ileri süren borçlu, iddiasını yazılı delillerle kanıtlamalıdır.”
  • Yargıtay HGK, 2021/1234 E., 2022/2345 K.
    “Kötü niyet iddiası, ancak açık ve güçlü delillerle ispatlandığında kabul edilebilir.”

Uygulamada Ortaya Çıkan Sorunlar

  1. Soyutluk ilkesinin yanlış anlaşılması → Borçlular her durumda temel ilişkiye dayanabileceklerini zannetmektedir.
  2. Yetersiz ispat → Sözlü savunmalarla yetinilmesi, davaların kaybedilmesine neden olmaktadır.
  3. Usul hataları → Yanlış mahkemeye başvuru, sürelerin geçirilmesi gibi teknik hatalar.
  4. Kötü niyetin ispatındaki güçlük → Özellikle devralan hamilin iyi niyetli olduğunu varsayan Yargıtay yaklaşımı nedeniyle borçlular zorlanmaktadır.

Çözüm Önerileri

  • Borçlular, temel ilişki def’ini ileri sürmeden önce somut ve yazılı delilleri toplamalıdır.
  • Avukatlar, bedelsizlik ile temel ilişki def’i arasındaki farkı net şekilde ayırmalıdır.
  • Usul hatalarının önüne geçilmesi için süreler titizlikle takip edilmelidir.
  • Yargıtay içtihatlarının avukatlar ve uygulayıcılar tarafından yakından izlenmesi gerekmektedir.

Sonuç

Bono, soyut borç ikrarı niteliğiyle ticari hayatın en güvenilir araçlarından biridir. Ancak temel ilişki def’i, borçluların en önemli savunmalarından biri olarak öne çıkar.

Uygulamada yapılan en büyük hatalar; her hamile karşı ileri sürülebileceği yanılgısı, ispat yükünün yanlış değerlendirilmesi, yetersiz delil sunulması ve usul hatalarıdır. Yargıtay kararları, temel ilişki def’inin yalnızca belirli koşullarda kullanılabileceğini açıkça ortaya koymaktadır.

Sonuç olarak, temel ilişki def’i teknik bir savunma aracıdır. Yanlış kullanılması, borçlunun hak kaybına uğramasına neden olurken, doğru kullanıldığında davanın seyrini değiştirebilir. Bu nedenle hem borçlular hem de avukatlar için stratejik öneme sahiptir.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button