TFF Tahkim Kurulu ve Yargısal Denetim
Giriş: Futbol Hukukunun Otonom Yapısı ve Yargı Bağışıklığı
Uluslararası futbol düzeni, kendi içinde kapalı işleyen, kendine özgü normları ve yargı mekanizmaları olan otonom bir yapıdır. Bu yapının Türkiye’deki temel taşlarından biri de Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Tahkim Kurulu’dur. 6217 sayılı Türk Spor Federasyonları Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca kurulan bu kurul, futbolcular, kulüpler, teknik direktörler ve menajerler arasındaki uyuşmazlıkları çözümlemekle görevlidir. Ancak, Kurul kararlarının idari veya adli yargı denetimine kapalı olması, spor hukukunun otonomisi ile temel bir insan hakkı olan adil yargılanma hakkı arasında önemli bir gerilim alanı yaratmaktadır. Bu makale, TFF Tahkim Kurulu kararlarının yargı denetimine kapalı olmasının hukuki dayanaklarını, bu durumun yol açtığı sorunları ve olası çözüm önerilerini Anayasa, idare hukuku ve spor hukuku perspektifinden detaylı bir şekilde analiz etmeyi amaçlamaktadır.
1. TFF Tahkim Kurulu’nun Hukuki Niteliği ve Yargı Bağışıklığının Dayanakları
TFF Tahkim Kurulu, geleneksel anlamda bir mahkeme olmamakla birlikte, spor uyuşmazlıklarını çözmede kamu otoritesini andıran bir yetki kullanmaktadır. Kurul’un kararlarının yargı denetimine kapalı olmasının dayanakları şunlardır:
-
6217 Sayılı Kanun’un Açık Hükmü: Türk Spor Federasyonları Kanunu’nun 16. maddesinin 4. fıkrası, “Tahkim Kurulu kararlarına karşı idari ve adli yargı mercilerine başvurulamaz” hükmünü içermektedir. Bu açık yasak, yargı denetiminin önündeki en somut engeldir.
-
Spor Hukukunun Otonomisi ve Hız İhtiyacı: Futbol uyuşmazlıklarının hızlı ve etkin bir şekilde çözülmesi, sporun doğasının bir gereğidir. Transfer dönemleri, liglerin bitiş tarihleri ve müsabaka programları gibi zaman baskısı olan konularda, uzun yargılama süreçlerinin sporun işleyişini aksatacağı düşünülmektedir.
-
Uluslararası Uygulama ve FIFA Prensipleri: Uluslararası futbol federasyonu FIFA, üye federasyonların futbol uyuşmazlıklarını kendi iç mekanizmalarıyla çözmelerini ve devlet mahkemelerine başvurulmamasını temel prensip olarak benimsemiştir. Aksi takdirde, federasyonlara yönelik çeşitli yaptırımlar uygulanabilmektedir.
-
Tarafların Rızası: Profesyonel futbolcular ve kulüpler, federasyon lisansı alırken, uyuşmazlıkların TFF Tahkim Kurulu’nda çözüleceğini ve bu kararların kesin olacağını kabul etmektedir. Bu durum, hukukta “tahkim anlaşması” olarak değerlendirilebilir.
2. Anayasal ve İnsan Hakları Hukuku Açısından Sorunlar
TFF Tahkim Kurulu kararlarının yargı denetimine kapalı olması, Anayasa ve uluslararası insan hakları sözleşmeleri açısından ciddi sorunlar teşkil etmektedir:
-
Adil Yargılanma Hakkı (Anayasa md. 36): Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesi, herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğunu düzenler. TFF Tahkim Kurulu’nun yapısal olarak bağımsız ve tarafsız bir mahkeme sayılıp sayılamayacağı, kararlarının tamamen denetim dışı bırakılmasının bu hakkı ihlal edip etmediği tartışma konusudur.
-
Etkili Başvuru Hakkı (AY md. 40): Anayasa’nın 40. maddesi, herkesin kamu gücü karşısındaki hak ve hürriyetlerinin ihlal edilmesi durumunda yetkili bir mercie başvurma hakkını güvence altına alır. TFF’nin kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olduğu düşünüldüğünde, Tahkim Kurulu kararlarının tamamen denetim dışı bırakılmasının etkili başvuru hakkını zedelediği ileri sürülebilir.
-
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) md. 6: AİHS’in 6. maddesi, medeni hak ve yükümlülükler konusundaki uyuşmazlıklarda herkesin bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından adil ve aleni olarak yargılanma hakkını garanti eder. Sporcuların mesleki faaliyetlerinden doğan uyuşmazlıkların (ücret alacakları, sözleşme ihlalleri) “medeni hak ve yükümlülük” kapsamına girdiği ve TFF Tahkim Kurulu’nun AİHS anlamında bir “mahkeme” niteliği taşımadığı görüşü, yargı denetiminin kapalı olmasını insan hakları hukuku açısından sorunlu hale getirmektedir.
3. Somut Uyuşmazlık Örnekleri ve Yargıtay’ın Yaklaşımı
Uygulamada, TFF Tahkim Kurulu kararlarına ilişkin çeşitli istisnai durumlar Yargıtay tarafından değerlendirilmiştir:
-
Vesayet Denetimi İstisnası: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşik içtihadına göre, TFF Tahkim Kurulu kararlarına karşı doğrudan dava açılamaz. Ancak, TFF’nin bir kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olması nedeniyle, Tahkim Kurulu kararlarına karşı idari yargıda iptal davası açılabileceği, zira idarenin işlemlerinin vesayet makamı olan Danıştay denetimine tabi olduğu yönünde görüşler bulunmaktadır. Bu, önemli bir tartışma ve belirsizlik alanıdır.
-
Tahkim Sürecindeki Usulsüzlükler: Tahkim sürecinde temel usuli güvencelerin (sanık hakkının ihlali, dinlenilme hakkının tanınmaması, tarafsızlığı şüphe uyandıran üyelerin bulunması) çiğnenmesi durumunda, olağanüstü kanun yollarının açık olup olmadığı tartışmalıdır.
-
Kamu Düzeni İhlali: Tahkim Kurulu kararının açıkça kamu düzenine (örneğin, ayrımcılık yasağı, kamu ahlakı) aykırı olması durumunda, yargı denetiminin önünün açılması gerektiği doktrinde savunulmaktadır.
4. Spor Hukuku Otonomisi ve Adil Yargılanma Hakkı Arasında Bir Denge Mümkün mü?
Spor uyuşmazlıklarının hızlı çözülmesi ihtiyacı ile adil yargılanma hakkının güvence altına alınması arasında bir denge kurulması gerekmektedir. Bu bağlamda aşağıdaki çözüm önerileri değerlendirilebilir:
-
Sınırlı Yargı Denetimi Modeli: Tahkim Kurulu kararlarının, ancak çok istisnai hallerde (kamu düzenine açık aykırılık, temel usuli hak ihlalleri) ve sınırlı bir şekilde yargı denetimine açılması sağlanabilir. Bu denetim, kararın esastan yeniden incelenmesi şeklinde değil, sadece hukuka uygunluk denetimi şeklinde olmalıdır.
-
İç Hukuk Yollarının Etkinleştirilmesi: TFF Tahkim Kurulu’nun yapısal olarak bağımsızlığı ve tarafsızlığı güçlendirilebilir. Kararların gerekçelerinin daha ayrıntılı ve hukuki dayanaklarla desteklenmiş olması sağlanabilir. Ayrıca, Federasyon bünyesinde bir “Üst Tahkim Kurulu” veya “Temyiz Komisyonu” oluşturularak iç hukuk yolları genişletilebilir.
-
CAS (Court of Arbitration for Sport) Alternatifi: Taraflara, TFF Tahkim Kurulu kararlarına karşı İsviçre’de bulunan Spor Tahkim Mahkemesi’ne (CAS) başvurma imkanı tanınabilir. CAS, uluslararası düzeyde kabul görmüş, bağımsız bir spor yargı organıdır ve bu yönüyle AİHS md. 6’nın “mahkeme” kriterlerini karşılama potansiyeli daha yüksektir. Ancak, CAS sürecinin maliyetli ve zaman alıcı olması, bunu pratikte birçok uyuşmazlık için erişilemez kılabilir.
5. Sonuç ve Öneriler: Kapalı Kapılar Ardındaki Adalet Arayışı
TFF Tahkim Kurulu kararlarının yargı denetimine kapalı olması, futbol camiasına hız ve öngörülebilirlik sağlamakla birlikte, demokratik hukuk devleti ilkeleri ve temel hak ve özgürlüklerle ciddi bir çatışma içindedir. Mutlak bir yargı bağışıklığı yerine, “sınırlı ve istisnai yargı denetimi” modelinin benimsenmesi daha uygun bir çözüm olacaktır. Bu kapsamda:
-
6217 sayılı Kanun’da değişiklik yapılarak, TFF Tahkim Kurulu kararlarına karşı ancak kamu düzenine açık aykırılık ve temel usul haklarının ihlali hallerinde, sınırlı bir süre içinde idari yargıda iptal davası açılabilmesinin önü açılmalıdır.
-
TFF Tahkim Kurulu’nun yapısal bağımsızlığı ve şeffaflığı artırılmalı, kararlarının gerekçeli ve hukuki olarak sağlam olması sağlanmalıdır.
-
Özellikle sportif men cezalar ve disiplin uyuşmazlıklarında hızın korunması, buna karşılık mali ve sözleşmesel uyuşmazlıklarda ise adil yargılanma hakkının daha fazla gözetilmesi yönünde bir ayrım yapılabilir.
Unutulmamalıdır ki, hukuk devleti, kamusal nitelik arz eden her türlü yargısal işlemin nihayetinde yargı denetimine tabi olmasını gerektirir. Futbolun özerk yapısı, bireylerin anayasal haklarını tamamen ortadan kaldıran bir kalkan olarak kullanılmamalıdır. Adalet, sadece fiziki mahkeme salonlarında değil, spor camiasının dijital ve fiziki tüm arenlarında da tecelli etmelidir.