Single Blog Title

This is a single blog caption

EASA (Avrupa Havacılık Emniyet Ajansı) Düzenlemelerinin Türkiye’deki Etkileri

Giriş

Havacılık sektörü, uluslararası nitelikteki en stratejik ve en yüksek güvenlik hassasiyeti gerektiren alanlardan biridir. Bu alanda güvenlik, standardizasyon, sertifikasyon ve gözetim kuralları yalnızca ulusal sınırlar içinde değil, aynı zamanda küresel ölçekte belirlenir. Avrupa Birliği çatısı altında faaliyet gösteren Avrupa Havacılık Emniyet Ajansı (European Union Aviation Safety Agency – EASA), bu kapsamda en etkili kurumların başında gelir.

Türkiye, Avrupa Birliği üyesi olmamakla birlikte gerek Avrupa Sivil Havacılık Konferansı (ECAC) gerek Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) üyesi olması sebebiyle EASA standartlarının yönlendirdiği havacılık güvenlik rejiminden doğrudan etkilenmektedir. Bu bağlamda, Türkiye’nin iç hukuk sisteminde ve uygulamalarında EASA düzenlemelerinin giderek artan bir etkisi görülmektedir.

Bu makalede EASA’nın yapısı, düzenlemelerinin hukuki niteliği, Türkiye iç hukukuna etkileri, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) ve sektör açısından doğurduğu yükümlülükler, yargısal boyut ve geleceğe dönük stratejik değerlendirmeler ele alınacaktır.


I. EASA’nın Hukuki Statüsü ve Düzenleme Yetkisi

1. Kuruluş ve Yetkiler

EASA, Avrupa Birliği tarafından 2002 yılında kurulmuş ve 2008/2160 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü ile yetkileri genişletilmiştir. Ajansın temel görevi, AB ülkeleri için havacılık güvenliğine ilişkin kurallar koymak, sertifikasyon ve gözetim faaliyetleri yürütmek, emniyet araştırmalarını desteklemek ve risk yönetim mekanizmaları oluşturmaktır.

EASA düzenlemeleri, “Regulation” (Tüzük) formunda doğrudan bağlayıcıdır. Bu yönüyle AB üyesi devletlerde iç hukuka aktarıma gerek olmaksızın uygulanır.

2. Türkiye Açısından Hukuki Niteliği

Türkiye, AB üyesi olmadığı için EASA düzenlemelerine doğrudan tabi değildir. Ancak AB ile yürütülen uyum süreci, ikili iş birliği anlaşmaları ve ICAO yükümlülükleri nedeniyle bu düzenlemeler dolaylı bağlayıcılık taşır. Türk iç hukukunda EASA kuralları, çoğunlukla SHGM talimatları ve yönetmelikleri vasıtasıyla hayata geçirilmektedir.


II. Türkiye’de Sivil Havacılık Hukuku ve EASA Uyumu

1. Anayasal Çerçeve

Anayasa’nın 90. maddesine göre, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar kanun hükmündedir. Türkiye EASA üyesi olmadığı için doğrudan bir anayasal bağlayıcılık söz konusu değildir. Ancak Chicago Sözleşmesi, ECAC kararları ve AB ile imzalanan iş birliği anlaşmaları dolaylı etki doğurmaktadır.

2. Türk Sivil Havacılık Kanunu (2920 Sayılı Kanun)

2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu, Türkiye’de havacılığın genel çerçevesini belirler. Sertifikasyon, uçuş güvenliği, hava araçlarının tescili gibi konular Kanun’da özetle düzenlenmiş, ayrıntılar SHGM’ye bırakılmıştır. SHGM, bu yetkisini kullanarak EASA ile uyumlu ikincil düzenlemeler yapmaktadır.

3. SHGM Düzenlemelerinde EASA Etkisi

  • SHT-CAM (Sürekli Uçuşa Elverişlilik Talimatı): EASA’nın Part-M düzenlemesiyle uyumlu hazırlanmış olup, hava araçlarının sürekli uçuşa elverişliliğini düzenler.

  • SHT-145 (Bakım Kuruluşları Talimatı): EASA Part-145 esas alınarak Türkiye’de bakım kuruluşlarının yetkilendirilmesini düzenler.

  • SHY-SAFA (Yabancı Hava Araçları Emniyet Denetimleri Yönetmeliği): EASA’nın SAFA programıyla uyumlu şekilde ramp denetimlerini öngörür.


III. EASA Düzenlemelerinin Uygulamada Etkileri

1. Sertifikasyon ve Uçuşa Elverişlilik

Türkiye’de tescilli uçakların bakım ve uçuşa elverişlilik kontrolleri EASA standartlarına göre yapılmaktadır. Bu durum, özellikle uluslararası uçuş yapacak hava araçlarının yabancı otoriteler tarafından kabulü açısından zorunluluk haline gelmiştir.

2. Bakım Kuruluşları ve Personel Eğitimi

Bakım kuruluşları, EASA Part-145 standardına uygun şekilde onay almak zorundadır. Bu, hem kuruluşların organizasyon yapısını hem de personel eğitimini doğrudan etkilemektedir.

3. Ramp Denetimleri

Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı hava araçları SHY-SAFA kapsamında denetlenmekte, bu denetimler EASA sistemine raporlanmaktadır. Bu, Türkiye’nin EASA veri tabanına katkı sunmasını sağlamakta, aynı zamanda denetlenen şirketler üzerinde caydırıcı bir baskı oluşturmaktadır.

4. Hava Trafik Yönetimi

EASA’nın Tek Avrupa Hava Sahası (SES) politikaları, Türkiye’nin hava trafik kapasitesini artırma ve bölgesel entegrasyon süreçlerini doğrudan etkilemektedir. Türkiye, bu alanda uyum projeleri geliştirmektedir.


IV. Hukukî Riskler ve Yargısal Boyut

1. İdari Yaptırımlar

EASA uyumlu SHGM düzenlemelerinin ihlali halinde ruhsat iptali, para cezası veya faaliyet durdurma gibi yaptırımlar uygulanmaktadır. Bu işlemler aleyhine açılacak davalarda, EASA düzenlemelerinin bağlayıcılığı değil, iç hukuka aktarılmış şekli esas alınmaktadır.

2. Sözleşmesel Uyuşmazlıklar

Havayolu şirketleri ve bakım kuruluşları arasında yapılan sözleşmelerde EASA standartlarına atıf yapılması yaygındır. Uyumsuzluk halinde tazminat davaları gündeme gelebilir.

3. Uluslararası Yargı

Türk şirketleri ile yabancı havayolu/mühendislik şirketleri arasındaki uyuşmazlıklarda, EASA standartları genellikle “sözleşmeye dâhil edilmiş teknik norm” olarak uygulanır. Tahkim yargılamalarında da EASA kuralları bağlayıcı referans kabul edilmektedir.


V. Türkiye Açısından Fırsatlar ve Riskler

1. Fırsatlar

  • Türkiye’nin uluslararası bakım merkezi haline gelmesi,

  • Havacılık güvenliği standartlarının yükselmesi,

  • Uluslararası uçuşlarda kabul edilebilirlik ve itibar artışı,

  • Avrupa havacılık pazarına entegrasyon.

2. Riskler

  • Küçük ölçekli işletmeler için yüksek maliyetler,

  • İdari kapasitenin yetersizliği,

  • Yargısal belirsizlikler,

  • Ani uyum baskısının sektörde daralma yaratma riski.


VI. Geleceğe Dönük Stratejik Öneriler

  1. Aşamalı Uyum Stratejisi: EASA normlarının kademeli olarak iç hukuka aktarılması.

  2. Mali Teşvikler: Uyum maliyetlerinin devlet destekleri ve AB fonlarıyla karşılanması.

  3. Paydaş Katılımı: Sektör temsilcileri, havayolu şirketleri ve bakım kuruluşlarının mevzuat yapım süreçlerine dâhil edilmesi.

  4. Yargısal Uyum: İdari yargı ve tahkim mercilerinde EASA uyumlu içtihatların geliştirilmesi.

  5. Kapasite Geliştirme: SHGM’nin denetim kapasitesinin artırılması, personel eğitim programlarının güçlendirilmesi.


Sonuç

EASA düzenlemeleri, Türkiye için doğrudan bağlayıcı olmamakla birlikte, uluslararası uçuş güvenliği ve havacılık sektörünün rekabet gücü bakımından fiilî bağlayıcılık doğurmaktadır. Türk iç hukukunda SHGM tarafından çıkarılan yönetmelik ve talimatlarla bu düzenlemeler uyarlanmakta, sektör oyuncuları için yeni yükümlülükler ve maliyetler doğmaktadır.

Gelecekte Türkiye’nin AB üyeliği hedefi doğrultusunda, EASA uyumu daha da derinleşecek ve havacılık güvenliği, sertifikasyon ve denetim alanlarında Avrupa standartlarıyla tam entegrasyon sağlanacaktır. Bu süreç, hem hukuki hem de ekonomik açıdan dikkatle yönetilmesi gereken bir uyum politikasıdır.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button