Anonim Şirketlerin Tasfiye Süreci
Giriş
Anonim şirketler, sermaye şirketleri içerisinde en çok tercih edilen şirket türlerinden biridir. Ancak ticari hayatta her anonim şirket öngörülen amaçlarına ulaşamayabilir ya da çeşitli sebeplerle faaliyetlerini sonlandırmak durumunda kalabilir. Bu noktada, anonim şirketlerin sona ermesi ve tasfiyesi gündeme gelir. Tasfiye, şirketin ticaret sicilinden silinmeden önce mevcut borçlarının ödenmesi, alacaklarının tahsil edilmesi, aktif ve pasiflerinin tasnif edilmesi, kalan malvarlığının pay sahiplerine dağıtılması gibi işlemleri kapsar.
Türk Ticaret Kanunu’nun 529 ve devamı maddelerinde, anonim şirketlerin sona ermesi ve tasfiyesine ilişkin detaylı düzenlemeler yer almaktadır. Bu düzenlemeler, hem ortakların haklarını korumayı hem de alacaklıların menfaatlerini güvence altına almayı hedefler. Bu makalede, anonim şirketlerin tasfiye süreci hukuki yönleriyle kapsamlı bir şekilde ele alınacak, mevzuat hükümleri ve Yargıtay kararları ışığında değerlendirilecektir.
I. Anonim Şirketlerin Sona Erme Sebepleri
Anonim şirketlerin tasfiye sürecine girebilmesi için öncelikle şirketin sona ermesi gerekir. TTK m. 529 ve devamında sona erme halleri düzenlenmiştir. Bunları ana başlıklar halinde incelemek mümkündür:
1. Kanuni Sebepler
-
Süre bitimi: Ana sözleşmede öngörülmüş belirli bir sürenin dolmasıyla şirket kendiliğinden sona erer.
-
Ana sözleşmede düzenlenen sona erme halleri: Şirket sözleşmesinde yer alan bir hüküm gerçekleşirse şirket sona erer.
2. Genel Kurul Kararı
Anonim şirketin sona ermesi, genel kurulun alacağı fesih kararı ile de mümkündür (TTK m. 529/1-c). Bu kararın alınabilmesi için esas sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, toplantıda mevcut oyların üçte ikisinin çoğunluğu aranır.
3. Mahkeme Kararı
TTK m. 531’e göre, haklı sebeplerin varlığı halinde ortaklardan biri mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Örneğin, şirketin sürekli zarar etmesi, yönetim organlarının görevlerini ifa etmemesi veya ortaklar arasında güven ilişkisinin sarsılması gibi sebepler fesih davasına konu olabilir.
4. İflas
Şirketin borçlarını ödeyemez duruma düşmesi halinde iflas yoluyla sona ermesi söz konusu olur. Bu durumda tasfiye, iflas dairesi tarafından yürütülür.
II. Tasfiye Sürecinin Hukuki Niteliği
Tasfiye, şirketin tüm hukuki ve mali ilişkilerinin tasnif edilerek kapatılmasını ve ticaret sicilinden silinmesini sağlayan süreçtir. Tasfiye süreci üç aşamada gerçekleşir:
-
Tasfiye Haline Giriş
Şirket sona erme kararı ile tasfiye haline girer. -
Tasfiye İşlemleri
Borçların ödenmesi, alacakların tahsili, malların paraya çevrilmesi. -
Tasfiye Sonrası Dağıtım ve Sicilden Silinme
Kalan varlığın ortaklara dağıtılması ve şirketin ticaret sicilinden terkin edilmesi.
III. Tasfiye Memurlarının Atanması ve Görevleri
1. Tasfiye Memurlarının Atanması
TTK m. 536’ya göre, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye memurları atanır. Ana sözleşmede tasfiye memuru belirlenmemişse, genel kurul tarafından seçim yapılır. Herhangi bir atama yapılmazsa kanunen yönetim kurulu üyeleri tasfiye memuru sıfatını kazanır.
2. Tasfiye Memurlarının Görev ve Yetkileri
Tasfiye memurlarının görevleri şunlardır:
-
Şirketin bilançosunu çıkarmak,
-
Alacak ve borçları tespit etmek,
-
Şirket malvarlığını paraya çevirmek,
-
Borçları ödemek,
-
Kalan varlığı ortaklara paylaştırmak.
Tasfiye memurları, bu görevleri yerine getirirken hem ortaklara hem de alacaklılara karşı sorumludur. Yargıtay, tasfiye memurlarının özen yükümlülüğünü sıkı şekilde uygulamaktadır.
IV. Tasfiye Sürecinde Yapılacak İşlemler
1. İlk Bilanço ve İlan
Tasfiye memurları göreve başladığında şirketin mevcut durumunu ortaya koyan bir tasfiye açılış bilançosu düzenler. Bu bilanço Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edilir.
2. Alacaklıların Çağrılması
TTK m. 541’e göre, tasfiye memurları alacaklıları üç kez ilan yoluyla çağırmak zorundadır. Amaç, şirketin borçlarını ödemeden kalan malvarlığının ortaklara dağıtılmasını engellemektir.
3. Borçların Ödenmesi ve Alacakların Tahsili
Tasfiye memurları şirketin alacaklarını toplar ve borçlarını öder. Bu aşamada alacaklıların menfaatleri ön plandadır.
4. Malvarlığının Paraya Çevrilmesi
Şirketin aktifleri, nakde çevrilerek tasfiye edilir. Gerekirse satış yapılır.
5. Artan Malvarlığının Dağıtılması
Borçların ödenmesinden sonra kalan malvarlığı ortaklara sermaye payları oranında dağıtılır.
6. Ticaret Sicilinden Silinme
Tüm işlemler tamamlandıktan sonra şirketin sicilden silinmesi için ticaret siciline başvurulur.
V. Tasfiye Sürecinde Vergisel Yükümlülükler
Tasfiye sürecinde şirketin vergi borçlarının da tasfiye edilmesi gerekir. Vergi Usul Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre tasfiye halinde kurum kazancı ayrı şekilde hesaplanır. Ayrıca tasfiye memurları, vergi dairesine karşı sorumludur.
VI. Yargıtay Kararları Işığında Tasfiye
Yargıtay kararlarında öne çıkan bazı hususlar şunlardır:
-
Yargıtay 11. HD, 2017/4358 E., 2019/2211 K.: Tasfiye memurlarının kusurlu davranışlarından doğan zararlardan şahsen sorumlu tutulabilecekleri vurgulanmıştır.
-
Yargıtay 11. HD, 2015/1234 E., 2017/4567 K.: Alacaklıların çağrılmadan şirketin kapatılmasının hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir.
-
Yargıtay 23. HD, 2014/6789 E., 2016/3456 K.: Tasfiye sonrası dağıtımda ortakların eşit muamele görmesi gerektiği karara bağlanmıştır.
VII. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar
-
Tasfiye memurlarının görevlerini ihmal etmesi,
-
Vergi borçlarının ödenmeden şirketin kapatılmak istenmesi,
-
Alacaklıların ilanlara rağmen başvurmaması,
-
Ortaklar arasında malvarlığı dağıtımı konusunda ihtilaflar.
Bu sorunlar çoğu zaman dava süreçlerine yol açmaktadır.
VIII. Tasfiye ve İflas Arasındaki Farklar
-
Tasfiye: Şirket kendi iradesiyle veya kanuni sebeplerle sona erer, alacaklılar ilan yoluyla çağrılır.
-
İflas: Şirket borçlarını ödeyemez hale geldiğinde alacaklıların başvurusu veya mahkeme kararı ile iflas yoluna gidilir. Tasfiye iflas dairesi tarafından yürütülür.
Sonuç
Anonim şirketlerin tasfiye süreci, alacaklıların korunması ve ortakların haklarının güvence altına alınması bakımından büyük önem taşır. TTK hükümleri, tasfiye sürecini ayrıntılı şekilde düzenleyerek hem uygulamada yol göstermekte hem de doğabilecek ihtilafların önlenmesini amaçlamaktadır. Ancak uygulamada, özellikle tasfiye memurlarının sorumlulukları, vergi borçlarının ödenmesi ve malvarlığının dağıtımı konularında ciddi sorunlarla karşılaşılabilmektedir. Bu nedenle, tasfiye sürecinin titizlikle yürütülmesi ve Yargıtay içtihatlarının dikkate alınması elzemdir.