Single Blog Title

This is a single blog caption

Umut Hakkı İle İlgili AİHM Kararları

Umut hakkı, AİHM içtihatlarıyla ortaya çıkmış ve Avrupa insan hakları hukukunda kabul görmüş bir ilkedir. Özünde, mahkûmun işlediği suç ne kadar ağır olursa olsun, yaşamının geri kalanında özgürlüğüne kavuşma ihtimaline sahip olması gerektiğini vurgular. Bu hak doğrudan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer almaz; ancak AİHS m.3 (işkence ve insanlık dışı muamele yasağı) ile bağlantılı olarak yorumlanır.

Aşağıda, AİHM’in umut hakkını geliştirdiği ve pekiştirdiği önemli kararlar ayrıntılı olarak ele alınmaktadır:


1) Vinter ve Diğerleri / Birleşik Krallık (2013)

Olay

Başvurucular, İngiltere’de işledikleri suçlar nedeniyle tam ömür boyu hapis cezasına mahkûm edilmişlerdi. İngiliz hukukunda bu cezanın herhangi bir koşullu salıverme imkânı yoktu.

AİHM’in Değerlendirmesi

  • Tam ömür boyu hapis cezasının, mahkûmu hiçbir zaman özgürlük şansı tanımadan cezaevinde tutması, insan onuruna aykırı bulundu.

  • Mahkeme, cezanın yalnızca intikam amacı güden bir infaza dönüşeceğini, rehabilitasyon ve topluma kazandırma işlevinin ortadan kalkacağını vurguladı.

Sonuç

  • AİHM, AİHS m.3’ün ihlal edildiğine karar verdi.

  • Kararda, “Mahkûmun bir gün serbest kalabileceğine dair umut hakkı olmalıdır” ifadesiyle umut hakkı açıkça tanındı.

📌 Bu karar, umut hakkının AİHM içtihatlarında doğrudan kabul edildiği emsal karardır.


2) Kafkaris / Kıbrıs (2008)

Olay

Başvurucu ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Kıbrıs hukukunda koşullu salıverme teorik olarak vardı, fakat uygulamada oldukça belirsiz ve keyfî idi.

AİHM’in Değerlendirmesi

  • Mahkeme, koşullu salıverme mekanizmasının belirsizliğinin hukuki güvenlik ilkesini zedelediğini belirtti.

  • Mahkûmun, özgürlüğüne kavuşup kavuşamayacağını bilmemesi, yaşamını umutsuz bir şekilde sürdürmesine yol açar.

Sonuç

  • AİHM, AİHS m.3’ün ihlali sonucuna vardı.

  • Umut hakkı, sadece teorik değil, uygulanabilir ve öngörülebilir olmalıdır.

3) Murray / Hollanda (2016)

Olay

Başvurucu 1980’lerden beri cezaevinde tutulan bir mahkûmdu. Hollanda hukukunda müebbet hapis cezasının affa bağlı bir tahliye imkânı vardı; fakat bu af tamamen siyasi iradeye bağlıydı.

AİHM’in Değerlendirmesi

  • Tahliye imkânının yalnızca affa bağlı olması, yeterli görülmedi.

  • Umut hakkı, affın keyfî takdirine bırakılamaz; hukuken tanınmış, düzenli işleyen bir koşullu salıverme mekanizması olmalıdır.

Sonuç

  • Mahkeme, AİHS m.3 ihlali tespiti yaptı.

  • Ömür boyu hapis cezası, rehabilitasyon imkânı içermelidir.


4) Hutchinson / Birleşik Krallık (2017)

Olay

Vinter kararından sonra İngiltere, mevzuatını kısmen değiştirmişti. Bu kez AİHM, değişiklikleri yeterli görüp görmeyeceğini değerlendirdi.

AİHM’in Değerlendirmesi

  • Yeni sistemde ömür boyu hapis cezasına çarptırılan mahkûmların, belirli süreler sonunda cezalarının gözden geçirilmesi imkânı getirildi.

  • Bu mekanizma sayesinde mahkûmun umut hakkı korunmuş sayıldı.

Sonuç

  • AİHM, ihlal bulmadı.

  • Vinter sonrası yapılan düzenlemelerle umut hakkı koruma altına alınmıştır.


5) Türkiye ile İlgili Kararlar

AİHM, Türkiye hakkında doğrudan umut hakkı ihlali kararı vermemiştir. Çünkü Türk hukukunda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasında dahi 36 yıl sonra koşullu salıverme imkânı vardır. Bu süre uzun olsa da, “tam ömür boyu hapis” sistemine göre umut hakkı tanınmış kabul edilmektedir.

Ancak AİHM, Türkiye’deki bazı başvurularda (ör. uzun tutukluluk ve infaz koşulları) insan onuruna aykırılıklar yönünden eleştiriler yapmıştır.


6) AİHM’in Umut Hakkı Yaklaşımının Özellikleri

  • Umut hakkı, AİHS m.3 (işkence yasağı) üzerinden korunur.

  • Mahkûmun, cezasının belirli bir süre sonra gözden geçirileceğini bilmesi gerekir.

  • Affa veya siyasi takdire bağlı, belirsiz mekanizmalar umut hakkını korumaz.

  • Koşullu salıverme sistemi, hukuken tanınmış, öngörülebilir ve erişilebilir olmalıdır.


7) Sonuç ve Değerlendirme

  • Vinter kararı (2013) umut hakkının kilometre taşıdır.

  • Kafkaris ve Murray kararları, bu hakkın yalnızca teorik değil, pratikte de uygulanabilir olması gerektiğini vurgulamıştır.

  • Hutchinson kararı, umut hakkını koruyan düzenlemelerin yeterli olabileceğini göstermiştir.

  • Türkiye, 5275 sayılı Kanun’daki koşullu salıverme sistemi sayesinde umut hakkını tanımaktadır; ancak uzun süreler tartışmalı olabilir.

📌 Genel ilke: Hiçbir mahkûm, hayatının sonuna kadar özgürlüğünden mahrum bırakılacağı düşüncesiyle umutsuzluğa mahkûm edilmemelidir.

                                                                                                                                         Ada Ceren KENDİGELEN

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button