Single Blog Title

This is a single blog caption

Kulüplerin Yapısı ve Finansal Fair Play

I. Spor Kulüplerinin Hukuki Yapısı (Tarihsel ve Normatif Çerçeve)

1. Spor Kulüplerinin Hukuki Niteliği

Spor kulüpleri, hem sportif faaliyetleri organize eden hem de ekonomik ve sosyal boyutlarıyla geniş kitleleri etkileyen tüzel kişiliklerdir. Hukuki açıdan bakıldığında spor kulüplerinin niteliği, içinde bulundukları ülkenin hukuk sistemine göre değişmekte; ancak temel özellik, kamu yararı ve özel girişim unsurlarının birlikte bulunmasıdır.

Türk hukukunda spor kulüplerinin hukuki yapısı, uzun yıllar dernekler hukuku çerçevesinde düzenlenmiştir. 1980’li yıllara kadar amatör spor faaliyetleri ağırlıkta olduğundan dernek statüsü, kulüplerin organizasyonu için yeterli görülmekteydi. Ancak futbolun profesyonelleşmesi, yüksek maliyetli transferler, yayın gelirleri ve sponsorluk anlaşmaları kulüplerin salt dernek statüsü ile yönetilmesinin yetersiz hale gelmesine yol açmıştır.


2. Dernekler Hukuku Çerçevesinde Spor Kulüpleri

Cumhuriyet döneminde spor kulüpleri, 5253 sayılı Dernekler Kanunu çerçevesinde dernek olarak kurulmuş ve faaliyet göstermiştir. Bu dönemde kulüplerin mali disiplinleri dernekler mevzuatı ile sınırlı şekilde denetlenmekteydi.

Dernek statüsü, kulüplerin demokratik esaslara dayalı olarak yönetilmesini sağlamakta, ancak profesyonel futbol şubelerinin finansal büyüklüğü karşısında yetersiz kalmaktaydı. Özellikle 1990’lı yıllardan itibaren kulüplerin artan borç yükü, dernek statüsünün reforme edilmesi gerektiğini ortaya koymuştur.


3. 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun

2009 yılında yürürlüğe giren 5894 sayılı Kanun, Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) özerk yapısını tanımış, ancak kulüplerin hukuki statüsünü köklü biçimde değiştirmemiştir. Bu kanun, federasyonun lisanslama ve denetim mekanizmalarını güçlendirmiş, ancak kulüplerin borçluluk sorununa yapısal bir çözüm getirememiştir.


4. 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Anonim Şirketleri Kanunu

Spor kulüplerinin hukuki yapısındaki en önemli reform, 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Anonim Şirketleri Kanunu ile 2022 yılında yapılmıştır. Bu kanun, kulüplerin dernek statüsünü sürdürmelerine izin vermekle birlikte, profesyonel branşlarda faaliyet göstermek isteyen kulüpler için spor anonim şirketi kurulmasını zorunlu kılmıştır.

4.1. Kanunun Getirdiği Yenilikler

  • Profesyonel futbol şubeleri, artık dernek tarafından değil, kurulacak anonim şirket tarafından yönetilecektir.

  • Kulüp ile şirket arasında organik bir bağ kurulmuş, kulüp dernek olarak varlığını sürdürürken profesyonel şube şirket tarafından idare edilecektir.

  • Şirketleşme yoluyla kulüpler, Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümlerine tabi hale getirilmiştir.

4.2. Hukuki ve Mali Denetim

7405 sayılı Kanun’un getirdiği en önemli yenilik, kulüplerin ticaret hukuku standartlarına uygun şekilde denetlenmesidir.

  • Spor anonim şirketleri, TTK m. 397 vd. uyarınca bağımsız denetime tabidir.

  • Bu durum, kulüplerin mali tablolarının şeffaf şekilde hazırlanmasını ve kamuoyuyla paylaşılmasını zorunlu kılar.


5. Türk Ticaret Kanunu Çerçevesinde Spor Anonim Şirketleri

Spor anonim şirketleri, TTK’ya tabi oldukları için diğer ticari şirketlerle aynı sorumluluklara sahiptir. Bu bağlamda:

  • Sermaye yapısı,

  • Genel kurul ve yönetim kurulu işleyişi,

  • Pay sahiplerinin hakları,

  • İflas ve konkordato süreçleri,
    doğrudan TTK hükümleri çerçevesinde düzenlenmektedir.

Bu dönüşüm, spor kulüplerini yalnızca sportif değil, aynı zamanda ticari işletme olarak da tanımlanabilir hale getirmiştir.


6. Anayasal Çerçeve

Anayasa’nın 59. maddesi, sporun devlet tarafından korunacağını düzenlemiş; ayrıca spor federasyonlarının uyuşmazlıklarının tahkim yoluyla çözümleneceğini hükme bağlamıştır. Bu bağlamda spor kulüplerinin hukuki yapısı yalnızca özel hukukla değil, aynı zamanda anayasal güvencelerle de şekillenmektedir.


7. Değerlendirme

Spor kulüplerinin dernekten anonim şirkete dönüşümü, yalnızca bir statü değişikliği değil, aynı zamanda mali disiplin ve uluslararası standartlara uyum sürecidir. UEFA’nın kulüp lisanslama ve finansal fair play düzenlemeleri, kulüplerin şeffaf ve sürdürülebilir bir mali yapıya kavuşmasını zorunlu kılmaktadır. Türkiye’de 7405 sayılı Kanun’un kabulü, bu uluslararası düzenlemelere uyum sağlamak açısından kritik bir adımdır.

II. Ulusal Hukukta Spor Anonim Şirketleri (7405 ve TTK Hükümleri Detaylı Analiz)

1. Giriş

Spor kulüplerinin dernek statüsünden çıkarak anonim şirketleşmesi, yalnızca yapısal bir değişim değil, aynı zamanda kulüplerin mali ve idari disiplininin sağlanmasına yönelik bir zorunluluktur. Türkiye’de 2022 yılında yürürlüğe giren 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Anonim Şirketleri Kanunu, spor kulüplerinin hukuki statüsünü modernize eden ve uluslararası normlara uyumlu hale getiren bir düzenleme olarak dikkat çekmektedir.

Bu bölümde, spor anonim şirketlerinin kuruluş, yönetim, denetim ve sorumluluk mekanizmaları Türk hukukunun temel düzenlemeleri (7405 sayılı Kanun ve Türk Ticaret Kanunu) ışığında incelenecektir.


2. 7405 Sayılı Kanun’un Temel Düzenlemeleri

2.1. Kuruluş Şartları

Kanuna göre, spor kulüpleri profesyonel faaliyet göstermek istediklerinde, ilgili şubelerini yönetmek üzere bir spor anonim şirketi kurmak zorundadır. Bu şirketin en önemli özelliği, kulüp ile organik bir bağa sahip olmasıdır.

  • Spor kulübü, kurulan anonim şirkette hâkim ortak sıfatıyla yer alır.

  • Kulüp dernek olarak varlığını sürdürmeye devam eder, ancak profesyonel şube yönetimi şirket üzerinden yürütülür.

2.2. Organlar ve Yönetim

Spor anonim şirketlerinin organları, klasik anonim şirket yapısıyla paralel düzenlenmiştir:

  • Genel Kurul: Pay sahiplerinin oluşturduğu en üst karar organıdır.

  • Yönetim Kurulu: Şirketi temsil ve idare eden organdır. Yönetim kurulu üyelerinin profesyonel yöneticilik kriterlerini sağlamaları gerekir.

  • Denetim Mekanizması: Şirketler, bağımsız denetime tabidir.

2.3. Mali Yükümlülükler

Spor anonim şirketleri, gelir-gider dengelerini düzenli olarak raporlamakla yükümlüdür. Bu yükümlülük, UEFA’nın Finansal Fair Play düzenlemeleriyle uyumludur.


3. Türk Ticaret Kanunu’na Tabiiyet

Spor anonim şirketleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümlerine tabidir. Bu kapsamda:

3.1. Sermaye Yapısı

  • Spor anonim şirketleri için asgari sermaye şartı 50.000 TL’dir (TTK m. 332).

  • Ancak halka açık şirketlerde bu sermaye daha yüksek olabilir.

3.2. Yönetim Kurulu Sorumluluğu

Yönetim kurulu üyeleri, TTK m. 553 vd. uyarınca kusurlarıyla verdikleri zararlardan şahsen sorumludur.

  • Kulübün mali disiplinini ihlal eden yöneticiler, şahsi malvarlıklarıyla sorumlu tutulabilir.

  • Bu düzenleme, spor kulüplerinde geçmişte sıkça yaşanan “borç batağı” sorununu önlemeye yöneliktir.

3.3. Bağımsız Denetim

Spor anonim şirketleri, TTK m. 397 vd. hükümleri gereğince bağımsız denetime tabidir.

  • Denetim raporları, hem TFF Kulüp Lisans Kurulu’na hem de UEFA’ya sunulmak zorundadır.

  • Bu sayede mali tabloların şeffaflığı ve güvenilirliği sağlanmaktadır.

3.4. İflas ve Konkordato

Kulüplerin geçmişte yaşadığı mali sorunların çözümünde konkordato süreçleri gündeme gelmiştir. TTK m. 285 vd. hükümleri uyarınca spor anonim şirketleri de konkordato talep edebilir. Ancak, bu durum kulübün sportif faaliyetlerini doğrudan olumsuz etkileyebilir.


4. Vergisel Yükümlülükler

Spor anonim şirketleri, ticari işletmeler gibi Kurumlar Vergisi, KDV ve stopaj yükümlülüklerine tabidir. Bu durum, dernek statüsünde iken sahip oldukları bazı vergisel avantajların ortadan kalkmasına neden olmuştur.

  • Bu değişiklik, kulüplerin finansal fair play kurallarına uyumunu artırsa da mali yüklerini de artırmıştır.


5. Spor Hukuku ile TTK’nın Kesişim Noktaları

  • 7405 sayılı Kanun, spor kulüplerinin profesyonel faaliyetlerini TTK’ya tabi kılarak uluslararası normlara uyumu sağlamıştır.

  • Bu sayede kulüplerin mali tabloları ulusal hukuk ile uyumlu hale gelirken, aynı zamanda UEFA Kulüp Lisans Talimatı ile de örtüşmektedir.


6. Değerlendirme

Spor anonim şirketleri, kulüplerin mali disiplinini güçlendiren, yöneticilerin sorumluluklarını artıran ve şeffaflığı zorunlu kılan bir hukuki modeldir. Türkiye’de 7405 sayılı Kanun ile getirilen bu sistem, hem ulusal düzeyde denetimi artırmakta hem de UEFA’nın finansal fair play kurallarına uyumu kolaylaştırmaktadır.

II. Ulusal Hukukta Spor Anonim Şirketleri (7405 ve TTK Hükümleri Detaylı Analiz)

1. Giriş

Spor kulüplerinin dernek statüsünden çıkarak anonim şirketleşmesi, yalnızca yapısal bir değişim değil, aynı zamanda kulüplerin mali ve idari disiplininin sağlanmasına yönelik bir zorunluluktur. Türkiye’de 2022 yılında yürürlüğe giren 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Anonim Şirketleri Kanunu, spor kulüplerinin hukuki statüsünü modernize eden ve uluslararası normlara uyumlu hale getiren bir düzenleme olarak dikkat çekmektedir.

Bu bölümde, spor anonim şirketlerinin kuruluş, yönetim, denetim ve sorumluluk mekanizmaları Türk hukukunun temel düzenlemeleri (7405 sayılı Kanun ve Türk Ticaret Kanunu) ışığında incelenecektir.


2. 7405 Sayılı Kanun’un Temel Düzenlemeleri

2.1. Kuruluş Şartları

Kanuna göre, spor kulüpleri profesyonel faaliyet göstermek istediklerinde, ilgili şubelerini yönetmek üzere bir spor anonim şirketi kurmak zorundadır. Bu şirketin en önemli özelliği, kulüp ile organik bir bağa sahip olmasıdır.

  • Spor kulübü, kurulan anonim şirkette hâkim ortak sıfatıyla yer alır.

  • Kulüp dernek olarak varlığını sürdürmeye devam eder, ancak profesyonel şube yönetimi şirket üzerinden yürütülür.

2.2. Organlar ve Yönetim

Spor anonim şirketlerinin organları, klasik anonim şirket yapısıyla paralel düzenlenmiştir:

  • Genel Kurul: Pay sahiplerinin oluşturduğu en üst karar organıdır.

  • Yönetim Kurulu: Şirketi temsil ve idare eden organdır. Yönetim kurulu üyelerinin profesyonel yöneticilik kriterlerini sağlamaları gerekir.

  • Denetim Mekanizması: Şirketler, bağımsız denetime tabidir.

2.3. Mali Yükümlülükler

Spor anonim şirketleri, gelir-gider dengelerini düzenli olarak raporlamakla yükümlüdür. Bu yükümlülük, UEFA’nın Finansal Fair Play düzenlemeleriyle uyumludur.


3. Türk Ticaret Kanunu’na Tabiiyet

Spor anonim şirketleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümlerine tabidir. Bu kapsamda:

3.1. Sermaye Yapısı

  • Spor anonim şirketleri için asgari sermaye şartı 50.000 TL’dir (TTK m. 332).

  • Ancak halka açık şirketlerde bu sermaye daha yüksek olabilir.

3.2. Yönetim Kurulu Sorumluluğu

Yönetim kurulu üyeleri, TTK m. 553 vd. uyarınca kusurlarıyla verdikleri zararlardan şahsen sorumludur.

  • Kulübün mali disiplinini ihlal eden yöneticiler, şahsi malvarlıklarıyla sorumlu tutulabilir.

  • Bu düzenleme, spor kulüplerinde geçmişte sıkça yaşanan “borç batağı” sorununu önlemeye yöneliktir.

3.3. Bağımsız Denetim

Spor anonim şirketleri, TTK m. 397 vd. hükümleri gereğince bağımsız denetime tabidir.

  • Denetim raporları, hem TFF Kulüp Lisans Kurulu’na hem de UEFA’ya sunulmak zorundadır.

  • Bu sayede mali tabloların şeffaflığı ve güvenilirliği sağlanmaktadır.

3.4. İflas ve Konkordato

Kulüplerin geçmişte yaşadığı mali sorunların çözümünde konkordato süreçleri gündeme gelmiştir. TTK m. 285 vd. hükümleri uyarınca spor anonim şirketleri de konkordato talep edebilir. Ancak, bu durum kulübün sportif faaliyetlerini doğrudan olumsuz etkileyebilir.


4. Vergisel Yükümlülükler

Spor anonim şirketleri, ticari işletmeler gibi Kurumlar Vergisi, KDV ve stopaj yükümlülüklerine tabidir. Bu durum, dernek statüsünde iken sahip oldukları bazı vergisel avantajların ortadan kalkmasına neden olmuştur.

  • Bu değişiklik, kulüplerin finansal fair play kurallarına uyumunu artırsa da mali yüklerini de artırmıştır.


5. Spor Hukuku ile TTK’nın Kesişim Noktaları

  • 7405 sayılı Kanun, spor kulüplerinin profesyonel faaliyetlerini TTK’ya tabi kılarak uluslararası normlara uyumu sağlamıştır.

  • Bu sayede kulüplerin mali tabloları ulusal hukuk ile uyumlu hale gelirken, aynı zamanda UEFA Kulüp Lisans Talimatı ile de örtüşmektedir.


6. Değerlendirme

Spor anonim şirketleri, kulüplerin mali disiplinini güçlendiren, yöneticilerin sorumluluklarını artıran ve şeffaflığı zorunlu kılan bir hukuki modeldir. Türkiye’de 7405 sayılı Kanun ile getirilen bu sistem, hem ulusal düzeyde denetimi artırmakta hem de UEFA’nın finansal fair play kurallarına uyumu kolaylaştırmaktadır.

III. UEFA Finansal Fair Play Düzenlemeleri (Detaylı Yönerge Analizi ve Uygulama)

1. Finansal Fair Play Kavramının Ortaya Çıkışı

Avrupa futbolunda 2000’li yılların başından itibaren gözlemlenen mali sorunlar, kulüplerin borç yüklerinin artmasına ve birçok kulübün iflasın eşiğine gelmesine neden olmuştur. Bu dönemde UEFA, futbolun marka değerini korumak, kulüplerin sürdürülebilirliğini sağlamak ve rekabetin adil koşullarda yapılmasını teminat altına almak amacıyla Finansal Fair Play (FFP) kavramını gündeme getirmiştir.

2010 yılında kabul edilen UEFA Club Licensing and Financial Fair Play Regulations (Kulüp Lisanslama ve Finansal Fair Play Talimatı), 2011-2012 sezonundan itibaren yürürlüğe girmiştir. Bu düzenlemeler, kulüplerin mali disiplin altına alınması amacıyla hem lisanslama kriterlerini hem de harcama sınırlamalarını kapsamaktadır.


2. Finansal Fair Play’in Temel Amaçları

UEFA, FFP düzenlemelerinin gerekçesini şu başlıklarla açıklamaktadır:

  • Mali Sürdürülebilirlik: Kulüplerin gelir-gider dengelerini gözeterek uzun vadede varlıklarını sürdürebilmeleri.

  • Mali Şeffaflık: Kulüplerin finansal tablolarının denetime açık ve güvenilir olması.

  • Rekabet Eşitliği: Kulüpler arasında haksız rekabetin önlenmesi; özellikle yüksek borçlanma yoluyla sportif üstünlük sağlanmasının engellenmesi.

  • Yatırımcı Güveni: Kulüplerin finansal istikrarının yatırımcıların güvenini artırması.

Bu amaçlar, futbolun yalnızca sportif değil, aynı zamanda ekonomik bir değer olarak korunmasını hedeflemektedir.


3. UEFA Kulüp Lisanslama Sistemi

FFP düzenlemelerinin uygulanabilmesi için kulüplerin UEFA’dan lisans alması zorunludur. Lisanslama süreci, ulusal federasyonların (Türkiye’de TFF Kulüp Lisans Kurulu) aracılığıyla yürütülmektedir.

3.1. Lisanslama Kriterleri

UEFA, kulüplerin lisans alabilmesi için beş ana kriter öngörmüştür:

  • Sportif Kriterler: Altyapı yatırımları, genç futbolcuların geliştirilmesi.

  • Altyapı Kriterleri: Stadyum ve tesis standartlarının uygunluğu.

  • Personel ve İdari Kriterler: Profesyonel idari kadro bulundurulması.

  • Hukuki Kriterler: Kulüplerin tüzel kişiliği ve hukuki uygunluğu.

  • Mali Kriterler: Gelir-gider dengesinin sağlanması, borçların kontrol altında tutulması.

Bu kriterler arasında özellikle mali kriterler, FFP’nin omurgasını oluşturmaktadır.


4. Break-Even Requirement (Başabaş Kuralı)

FFP’nin en önemli düzenlemesi, kulüplerin başabaş kuralına (break-even requirement) uymasıdır.

4.1. Kuralın İçeriği

Kulüpler, belirli bir izleme döneminde (genellikle üç yıl) gelirlerinden fazla harcama yapamazlar.

  • Gelir kalemleri: maç günü gelirleri, yayın hakları, sponsorluk anlaşmaları, oyuncu satışları.

  • Harcama kalemleri: transfer ücretleri, oyuncu maaşları, menajerlik giderleri.

4.2. Kabul Edilen Toleranslar

UEFA, başabaş kuralına küçük sapmalara izin vermektedir:

  • Üç yıllık dönemde toplam 5 milyon avroya kadar zarar kabul edilebilir.

  • Bu zarar, kulüp sahipleri tarafından sermaye artırımı yoluyla karşılanırsa 30 milyon avroya kadar esneklik tanınabilir.

4.3. İstisnalar

Altyapı yatırımları, stadyum yapımı ve kadın futbolu gibi harcamalar break-even hesaplamasında dikkate alınmaz. Bu istisna, kulüplerin uzun vadeli yatırımlarını teşvik etmeyi amaçlamaktadır.


5. Finansal Fair Play Yaptırımları

FFP’ye aykırılık halinde UEFA’nın uygulayabileceği yaptırımlar, UEFA Club Financial Control Body (CFCB) tarafından karara bağlanır.

Yaptırımlar kademeli olarak düzenlenmiştir:

  1. Uyarı ve ihtar,

  2. Para cezaları,

  3. Transfer sınırlamaları,

  4. Kadrolara kısıtlama (örneğin 25 yerine 21 oyuncu kaydı),

  5. Avrupa kupalarından men edilme.

Bu yaptırımlar, kulübün ihlalin ağırlığına göre artırılabilmektedir.


6. CAS Kararları Işığında FFP

Finansal Fair Play düzenlemeleri, pek çok kez CAS önüne taşınmıştır.

  • Manchester City Davası (CAS 2020/A/6785): UEFA tarafından iki sezon Avrupa kupalarından men edilen kulüp, CAS kararıyla bu cezadan kurtulmuş, yalnızca para cezasına çarptırılmıştır. Bu karar, UEFA’nın delil toplama sürecindeki eksiklikleri tartışmaya açmıştır.

  • Galatasaray Davası (CAS 2016/A/4492): Türk kulübü, mali yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle UEFA tarafından men edilmiş, CAS bu kararı onamıştır.

Bu örnekler, CAS’ın UEFA kararlarını hem usul hem de esas yönünden denetlediğini göstermektedir.


7. Eleştiriler ve Akademik Tartışmalar

FFP düzenlemeleri, birçok açıdan eleştiriye maruz kalmıştır:

  • Büyük Kulüpler Lehine Etki: Gelirleri yüksek olan kulüplerin daha fazla harcama yapabilmesi, rekabet eşitliğini zedelemektedir.

  • Küçük Kulüplerin Gelişimi: Yatırım yapmak isteyen küçük kulüplerin borçlanma yoluyla büyümesinin engellenmesi eleştirilmektedir.

  • Şeffaflık Sorunu: Sponsorluk anlaşmalarının piyasa değerinden fazla gösterilmesi (örneğin devlet destekli sponsorluklar) FFP’nin etkinliğini azaltmaktadır.

Buna rağmen, FFP düzenlemeleri futbolun mali disiplinini sağlamak açısından vazgeçilmez kabul edilmektedir.


8. Değerlendirme

UEFA Finansal Fair Play düzenlemeleri, futbolun mali sürdürülebilirliğini sağlamak için getirilen en kapsamlı düzenlemelerdir. Türk kulüpleri açısından bakıldığında, geçmişte yaşanan mali disiplin eksiklikleri nedeniyle Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor gibi kulüpler, UEFA ile yapılandırma anlaşmaları imzalamak zorunda kalmışlardır.

Dolayısıyla FFP, yalnızca uluslararası bir norm değil, aynı zamanda ulusal spor hukukunun ve kulüplerin mali politikalarının doğrudan şekillenmesinde etkili bir araçtır.

IV. Uygulamadaki Etkiler (Türk Kulüpleri, Avrupa Kulüpleri, CAS İçtihatları)

1. Giriş

Finansal Fair Play (FFP) düzenlemeleri, teoride mali disiplin, şeffaflık ve sürdürülebilirliği sağlamak için geliştirilmiş olsa da, uygulamada farklı kulüpler üzerinde farklı sonuçlar doğurmuştur. Türk futbol kulüpleri, yıllardır süregelen borçluluk sorunları nedeniyle bu düzenlemelerden doğrudan etkilenmiş, Avrupa’daki güçlü kulüpler ise kimi zaman FFP’yi aşmak için farklı hukuki ve finansal yöntemler geliştirmiştir. Bu bölümde, hem Türk kulüpleri hem de Avrupa kulüpleri açısından FFP’nin etkileri somut örnekler ve CAS (Court of Arbitration for Sport) içtihatları ışığında incelenecektir.


2. Türk Kulüpleri Açısından Etkiler

2.1. Yapısal Sorunlar

Türk futbolunun kronik mali sorunları, kulüplerin sürekli olarak FFP denetimine takılmasına yol açmıştır. Bu sorunların başında:

  • Yüksek faizli banka borçları,

  • Kısa vadeli transfer politikaları,

  • Altyapı yatırımlarının yetersizliği,

  • Yönetimlerin sık sık değişmesi,
    gelmektedir.

2.2. Galatasaray Örneği

Galatasaray, 2016 yılında UEFA tarafından FFP ihlali gerekçesiyle Avrupa kupalarından 1 yıl men cezası almıştır. Kulüp, bu karara CAS nezdinde itiraz etmiş, ancak CAS 2016/A/4492 sayılı karar ile UEFA’nın cezası onanmıştır. Bu olay, Türk kulüplerinin FFP’ye uyumsuzluğunun somut bir örneğidir.

2.3. Fenerbahçe ve Beşiktaş

Her iki kulüp de UEFA ile uzlaşma anlaşmaları (settlement agreements) yapmak zorunda kalmıştır. Bu anlaşmalar kapsamında kulüpler:

  • Transfer harcamalarında sınırlamaya gitmiş,

  • Belirli mali hedeflere ulaşmayı taahhüt etmiş,

  • Kadro kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalmıştır.

2.4. Trabzonspor

Trabzonspor da 2019 yılında FFP ihlali sebebiyle Avrupa kupalarına katılım hakkını kaybetmiştir. Bu durum, kulübün sportif başarısını doğrudan etkilemiş ve ekonomik kayıplara yol açmıştır.


3. Avrupa Kulüpleri Açısından Etkiler

3.1. Manchester City Davası

Manchester City, 2020 yılında UEFA tarafından FFP ihlali gerekçesiyle iki sezon Avrupa kupalarından men cezası almıştır. Ancak kulüp, CAS 2020/A/6785 başvurusuyla bu cezayı kaldırmıştır. CAS, UEFA’nın delil toplama sürecindeki usul hatalarını ve zaman aşımı sorunlarını gerekçe göstererek kulübün lehine karar vermiştir.

Bu dava, FFP’nin uygulanabilirliği ve UEFA’nın yaptırım gücü açısından önemli tartışmalara yol açmıştır.

3.2. Paris Saint-Germain (PSG)

PSG, özellikle Katar devletine ait şirketlerden aldığı sponsorluk gelirleri nedeniyle sık sık FFP incelemelerine tabi tutulmuştur. Sponsorluk anlaşmalarının “piyasa değerinin üzerinde” olduğu iddiaları, UEFA tarafından soruşturulmuş, ancak çoğu kez yaptırımla sonuçlanmamıştır. Bu durum, FFP’nin büyük kulüpler karşısında eşit uygulanmadığı eleştirilerini doğurmuştur.

3.3. AC Milan Örneği

AC Milan, 2018 yılında FFP kriterlerini yerine getiremediği gerekçesiyle Avrupa kupalarından men edilmiştir. Ancak kulüp, CAS’a başvurarak bu kararı iptal ettirmiştir. CAS, UEFA’nın yaptırımının ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu belirterek cezayı orantısız bulmuştur.


4. CAS İçtihatları Işığında FFP

CAS kararları, FFP düzenlemelerinin uygulanmasında önemli bir yargısal denetim mekanizması işlevi görmektedir.

4.1. Usul Güvenceleri

CAS, kulüplerin adil yargılanma hakkı kapsamında savunma yapabilmelerini ve UEFA’nın delillerini şeffaf şekilde sunmasını zorunlu kılmaktadır.

4.2. Ölçülülük İlkesi

CAS, UEFA’nın yaptırımlarını değerlendirirken ölçülülük ilkesini gözetmektedir. Kulüplerin mali ihlalleri ile uygulanan yaptırım arasında makul bir denge kurulması gerektiğini vurgulamaktadır.

4.3. Orantısızlık Eleştirileri

Özellikle küçük kulüplerin daha sert yaptırımlara maruz kalması, büyük kulüplerin ise sponsorluk gelirleri üzerinden FFP’yi aşabilmeleri, CAS’ın da dikkat çektiği bir eşitsizlik problemidir.


5. Akademik Tartışmalar

Uygulamada görülen farklılıklar, akademik literatürde yoğun şekilde tartışılmaktadır:

  • Eşitlik İlkesi: FFP’nin büyük kulüpler lehine bir mekanizma haline geldiği iddia edilmektedir.

  • Hukuki Güvenlik: UEFA’nın delil toplama ve soruşturma süreçlerindeki eksiklikler, hukuki güvenlik ilkesine aykırı bulunabilmektedir.

  • Kulüplerin Hakları: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi kapsamında adil yargılanma hakkının UEFA disiplin süreçlerinde ne ölçüde korunduğu tartışma konusudur.


6. Değerlendirme

Türk kulüpleri açısından FFP, çoğu kez yaptırım ve kısıtlama mekanizması olarak tecrübe edilmiş; Avrupa kulüpleri açısından ise daha çok hukuki mücadele ve denetim süreci olarak gündeme gelmiştir.

  • Türk kulüpleri borçluluk ve mali disiplin eksikliği nedeniyle sık sık cezalarla karşılaşmış,

  • Avrupa’daki büyük kulüpler ise CAS nezdinde haklarını savunarak daha esnek sonuçlar elde etmiştir.

Bu durum, FFP’nin uygulanmasında çifte standart eleştirilerini güçlendirmekte, ancak yine de sistemin futbolun mali sürdürülebilirliği açısından vazgeçilmez olduğunu göstermektedir.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button