Bonoda Sebep İlişkisinin Varlığı ve İspat Yükü Tartışmaları
Bonoda Sebep İlişkisinin Varlığı ve İspat Yükü Tartışmaları
1) Giriş: Neden “sebep ilişkisi” bono hukukunda bu kadar kritik?
Bono, ekonomide likidite ve güven üreten bir enstrümandır. Bu işlev, hukuken mücerretlik sayesinde kurulur: Hamil, bonoyu devralırken alttaki sözleşmenin (satım, hizmet, ödünç vb.) ayrıntılarını araştırmak zorunda kalmasın diye, kambiyo borcu kural olarak sebebe bağlı olmaktan ayrılır. Böylece piyasada hız elde edilir. Ancak bu hız, tam sınırsız değildir. Sistemin ikinci bacağı dürüstlük kuralı ve iyi niyetli hamilin korunmasıdır. Biri olmadan diğeri fazla ağır basarsa denge bozulur.
Uygulamada uyuşmazlıkların iskeleti genellikle şudur: Hamil “bonoya dayanarak” kambiyo takibi başlatır; borçlu bedelsizlik, ifa, ayıp, feshin geriye etkisi, takas, teminat koşullarının oluşmaması gibi sebep (causa) temelli savunmalar yapar. Bu savunmaların iyi niyetli hamil karşısında dinlenebilmesi için belirli eşikler vardır; ayrıca ispat yükü de tartışmanın kaderini belirler. Bazı hâllerde borçlu, doğrudan menfi tespit ya da istirdat davasına yönelir; dosya usul arızaları (ör. yetki, süre, şekil) kadar delil mimarisi de sonucu değiştirir.
Sonuç: “Sebep ilişkisi” – “ispat yükü” ikilisi, bono davalarının omurgasıdır. Aşağıda bu omurgayı katman katman kuruyoruz.
2) Normatif Çerçeve: TTK ve TBK ekseninde bono, borç ve sebep
-
Bono (emre yazılı senet): Emre yazılı olarak düzenlenen ve düzenleyenin kayıtsız şartsız ödeme vaadini içerir. Zorunlu unsurlar (unvan, bedel, lehtar, düzenleme tarihi/yeri, imza…) eksikse kambiyo vasfı düşebilir.
-
TTK’nın kambiyo rejimi: Mücerretlik ve imzaların bağımsızlığı ilkeleri; iyi niyetli hamilin korunması; ciro–teslim üzerinden tedavül; kambiyo takibi gibi özel takip imkânları.
-
TBK ile bağ: Her bono bir temel borç ilişkisine yaslanır (satım, hizmet, ödünç, cari hesap, teminat). Bu ilişki iç ilişkidir. Kambiyo dışı ilişkide (TBK), genel ispat kuralları, sözleşme hükümleri, ayıp, fesih, takas, sebepsiz zenginleşme gündeme gelir.
-
Usul kanunları: İcra ve İflas Kanunu’ndaki kambiyo senetlerine özgü takip yolu; itiraz–şartlar–süreler; mahkemelerin “kısa yoldan denetim” mantığı.
Bu iskelet, mücerretlik–sebep geriliminin üzerinde yükselir.
3) Mücerretlik (Soyutluk) İlkesinin İnşası ve Sınırları
Mücerretlik; kambiyo borcunun, temel ilişkiden ayrı işlemesi demektir. Hamil, bonoyu devralırken alttaki sözleşmeyi didiklemek zorunda değildir. Bunun doğal sonucu: Kişisel def’iler (temel ilişkiden doğan savunmalar) iyi niyetli hamile karşı kural olarak ileri sürülemez. Buna karşılık mutlak def’iler (sahte imza, ehliyetsizlik, temsil yetkisinin yokluğu, senet metninin bozukluğu, konunun hukuka/ahlaka aykırılığı) herkese karşı ileri sürülebilir.
Sınırlar:
-
Hamil kötü niyetli ise veya ağır kusur içindeyse, soyutluk perdesi aralanır.
-
İlk lehtar ile düzenleyen arasındaki dava/münasebetlerde mücerretlik etkisi daralır; kişisel def’iler daha geniş yer bulur.
-
Teminat bonosu, çoğu kez sebebe bağ kurduğu için soyutluk etkisi pratikte zayıflar: teminatın şartları gerçekleşmeden bononun nakde çevrilmesi tartışmalı hâle gelir.
4) Sebep İlişkisinin Tipolojisi
4.1. Satım ilişkisi
Bononun bedeli mal bedeli olabilir. Ayıp, teslim eksikliği, fesih, bedelde indirim gibi savunmalar “sebep” alanındadır; iyi niyetli sonraki hamile karşı kural olarak ileri sürülemez, fakat ilk lehtara karşı ileri sürülebilir.
4.2. Hizmet/eser sözleşmesi
Proje teslimi, işçilik alacağı, alt yüklenici ilişkileri… Kısmi ifa veya ayıplı ifa savunmaları sebep niteliğindedir.
4.3. Ödünç/kredi ilişkisi
Bono, ödünç bedelinin teminatı veya geri ödeme aracı olabilir. Faiz miktarı, erken ödeme, vade uyuşmazlıkları sebep alanında tartışılır; fakat kambiyo borcu soyutluğunu korur.
4.4. Teminat bonosu
Sözleşmenin ifasını sağlamak, cezai şart, kira/tedarik güvenliği, cari hesap alacağı için düzenlenen bonolar. Koşul gerçekleşmeden takibe konu edilmesi sık uyuşmazlık doğurur.
4.5. Cari hesap – açık hesap
Periyodik mal/hizmet akışında bakiyeyi temsilen bono düzenlenmesi. Burada hesap mutabakatı, ihtar–itiraz kayıtları ve ticari defterler belirleyicidir.
4.6. Sözleşme dışı sebepler
Sevkiyat arası emanet/vedia, sebepsiz zenginleşme iddiaları… Bono form olarak geçerli olsa da haklı sebep tartışması gündeme gelir.
5) Def’i Rejimi: Mutlak – Kişisel – İyi Niyet Filtresi
-
Mutlak def’iler: Sahte imza, ehliyetsizlik, yetki yokluğu, metnin bozukluğu, hukuka/ahlaka aykırılık… Herkese karşı ileri sürülür.
-
Kişisel def’iler: Ayıp, bedelsizlik, takas, ifa, fesih, gabin, cari hesap itirazları… İyi niyetli hamile karşı ileri sürülemez; ilk lehtar veya kötü niyetli/ ağır kusurlu hamile karşı ileri sürülebilir.
-
İyi niyet filtresi: Hamilin iktisabı olağan dışı şartlarda (rayiç dışı bedel, bariz tahrifat, açık ihtilaf bilgisi) gerçekleşmişse, iyi niyet karinesi sarsılabilir.
6) İspat Yükü: Kural, İstisnalar ve Usulî Yansımalar
6.1. Kural
Bono ibraz edildiğinde, alacak karine kazanır: borçlu (davalı/itiraz eden), borcu söndüren veya doğmasını engelleyen olguları ispat etmekle yükümlüdür (ifa, takas, bedelsizlik, ayıp, fesih gibi sebep savunmaları).
6.2. İstisnalar / Dengeleyici hâller
-
Mutlak def’ilerde (sahte imza, yetkisizlik), başlangıç karinesi zayıflar; hamilin de ispat katkısı gerekir (özellikle imza aidiyeti).
-
Teminat bonosu iddiası somut delillerle (sözleşme, koşul listesi, ihtar) desteklenirse, ispat yükü pratikte denge kazanır: Hamil teminat koşulunun gerçekleştiğini somutlamadıkça talebi yetersiz kalabilir.
-
İlk lehtar vs. düzenleyen arasında, kişisel def’iler geniş dinlenir: ispat yükü davacı–davalı rollerine göre dağıtılır.
6.3. Usulî yansımalar
-
Kambiyo takibinde itirazlar sınırlı ve belgeli olmalıdır; genel nitelikli itirazlar dinlenmez.
-
Menfi tespit/istirdat davasında ispat serbestliği daha geniştir; fakat bononun soyutluk etkisi dikkate alınır.
-
Ticari yargı: Ticari defter ispatı (TTK m. 64) ve defterlerin lehe–aleyhe etkisi.
7) Kambiyo Takibi – Menfi Tespit – İstirdat: Yol ayrımları ve kanıt standardı
-
Kambiyo senetlerine özgü icra takibi: Hızlıdır. Borçlu, imzaya itiraz (mutlak alan) veya sebep ilişkisi itirazlarıyla (kişisel def’i) takipte kısıtlı bir alanda nefes bulur.
-
İtirazın kaldırılması/iptali süreçlerinde belgelilik şarttır; soyut iddialar sonuç vermez.
-
Menfi tespit davası: Borçlu, sebep savunmalarını genişçe ortaya koyabilir; teminat bonosu–bedelsizlik iddiaları için asıl sahne burasıdır.
-
İstirdat: Ödenmiş bedelin sebepsiz zenginleşme kapsamında iadesi. Genellikle kambiyo takibi sonrası ihtilaflarda gündeme gelir; sebep tartışması merkezîdir.
8) Teminat Bonosu / İleri Dönem Performans Bonosu: Uygulamanın “mayın tarlası”
Uygulamada bonoların önemli kısmı teminat amaçlıdır: Tedarik zinciri, kira, inşaat, bayilik, distribütörlük, cari hesap. Sorun: Koşul gerçekleşmeden bono takibe konulur. Borçlu, “bono teminat içindi; şu şartlar sağlanmadan tahsil edilemez” der. Hamil (çoğu kez sözleşmenin karşı tarafı) “koşullar gerçekleşti” iddiasındadır.
İspat kurgusu:
-
Borçlu: Teminat amacını gösteren sözleşme, fer’î protokol, cezai şart–teminat maddeleri, teminat mektupları, ihtar–iade talepleri, performans kayıtları.
-
Hamil: Koşulun gerçekleştiğini gösteren teslim–muayene tutanakları, eksiklik listeleri, noter ihtarları, yazışmalar, uzman raporları.
Denge: Mücerretlik bonoyu korur; fakat teminat bonolarında sebebe bağlılık etkisi uygulamada genişler. Mahkemeler çoğu kez “teminat kaydını” veya benzer bağlayıcı delilleri gördüğünde, sırf bono metnine kapanmaz; koşul ispatı arayabilir.
9) Bedelsizlik, Ayıp, İfa, Takas, Gabin: Sebep savunmalarının yapıtaşları
-
Bedelsizlik: Bono verildi, ama karşı edim yok. İlk lehtara karşı güçlü; sonraki iyi niyetli hamile karşı kural olarak dinlenmez.
-
Ayıp: Mal/hizmet kalitesiz. Fesih ve bedelden indirimle birlikte sebep savunmasıdır; iyi niyetli hamil korunur.
-
İfa: Borç ödendi; bono iade edilmedi. Ödeme belgeleri (havale/EFT/dekont/teslim tutanağı) kritik.
-
Takas: Aynı taraflar arasında muaccel/alacak. Bononun soyutluğu ve devre elverişliliği takas savunmasını zayıflatabilir; fakat ilk lehtara karşı mümkün.
-
Gabin/aşırı yararlanma: Aşırı dengesizlik. Kambiyo dışı ilişkide ileri sürülür; iyi niyetli üçüncüye karşı kural olarak etkisiz.
10) Delil Mimarı: Senet aslı, teslim–ödeme kayıtları, ticari defterler, e-postalar, TTK m. 64
Davacı/hamil için:
-
Senet aslı (ıslak imza), alonjlar.
-
Ciro zinciri şeması, meşru hamil ispatı.
-
Protesto–ihbar delilleri (varsa).
-
Faiz–masraf hesabı, takip talebiyle uyum.
Davalı/borçlu için:
-
Sebep sözleşmesi (satım, hizmet, tedarik), teminat protokolleri.
-
Teslim–muayene–iade tutanakları; eksiklik listeleri; kabul/ret yazıları.
-
Ödeme–takas belgeleri; banka hareketleri; cari hesap mutabakatları.
-
E-posta, WhatsApp, CRM kayıtları (zincir ve içerik bütünlüğü).
-
Ticari defterler (TTK m. 64): Usulüne uygun tutulmuş noter tasdikli defterler, aleyhe–lehe delil oluşturur.
Sunum tekniği: Deliller, sebep kurgusunu kronolojik hikâye olarak anlatmalı; karışık belge yığını yerine “zaman çizelgesi + delil referans” tekniği dosyayı okunur kılar.
11) İyi Niyetin Çürütülmesi: Ağır kusur ve bariz aykırılık
İyi niyetli hamil korunur. Ancak:
-
Ağır kusur: Rayiç dışı fiyattan iktisap, çekişmeyi bilerek alma, bariz tahrifat/silinme izleri, alonj–senet uyumsuzluğu.
-
Bariz aykırılık: Senette göze çarpan maddi hatalar, sıra dışı tarih akışı.
Bu göstergeler somutlanırsa, hamilin iyi niyeti sarsılabilir ve kişisel def’iler alanı açılabilir.
12) Sonuç ve Öneriler
Bono hukukunda mücerretlik, piyasaya hız ve güven verir; ancak sebep ilişkisi hiçbir zaman tümden görünmez değildir. İspat yükü kural olarak borçludadır; iddialar delille desteklenmelidir. Teminat bonoları, ilk lehtar uyuşmazlıkları ve iyi niyetin çürütülmesi dosyalarında sebep ilişkisi merkezî rol oynar. Uygulamacı için altı altın kural:
-
Şekil Disiplini: Senet aslı, ciro zinciri, alonj.
-
Sebep Haritası: Sözleşme–performans–ihtar kronolojisi.
-
Delil Mimarı: Teslim–ödeme–defter–yazışma bütünlüğü.
-
İyi Niyet Stratejisi: Ağır kusuru somutla/çürüt.
-
Usul Takvimi: Kambiyo takibi, itiraz, menfi tespit, istirdat akışı.
-
Teminat Dosyası: Koşullar ve gerçekleşme kanıtları, kısmi performans planı.
Bu yaklaşım, hem alacaklı hem borçlu taraf için öngörülebilir ve ikna edici bir dava stratejisi sunar.