HAGB Kanun Yararına Bozma Halinde Sonuçlar
Giriş
Ceza muhakemesinde Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmasına rağmen bu hükmün açıklanmasının ertelenmesi anlamına gelir. Sanık denetim süresini kasıtlı bir suç işlemeden ve yükümlülüklere uygun biçimde geçirirse dava düşer. Ancak uygulamada HAGB kararlarının hatalı verildiği, usul ve esas bakımından kanuna aykırılıklar içerdiği görülmektedir. İşte bu noktada, olağan kanun yolları tüketilmiş olsa bile, Kanun Yararına Bozma (CMK m.309) kurumu devreye girer.
HAGB’nin Hukuki Niteliği
HAGB, bir yönüyle mahkûmiyet hükmü kurulmuş olmasına rağmen, diğer yönüyle açıklanmamış olması nedeniyle kesin hüküm değildir. Bu nedenle, HAGB kararı verilmesi halinde sanığın siciline “mahkûmiyet” olarak işlenmez; yalnızca arşiv kaydına alınır.
Bu niteliği, HAGB’yi olağan kanun yolları bakımından özel bir statüye sokar. Zira sanığın kabulüyle verilen HAGB kararları temyiz edilemez; yalnızca itiraz edilebilir. Ancak bu itiraz da çoğu zaman sınırlı bir denetim imkânı sağlar.
Kanun Yararına Bozma (CMK m.309)
CMK m.309’a göre; kesinleşmiş veya olağan kanun yollarıyla denetlenemeyen kararlar, hukuka aykırılık içeriyorsa Kanun Yararına Bozma yoluyla bozulabilir. Bu başvuruyu yalnızca Adalet Bakanlığı yapabilir; taraflar doğrudan başvuruda bulunamaz. Ancak tarafların Bakanlığa dilekçe sunması mümkündür.
Bu olağanüstü kanun yolu, kamu düzeni ve hukukun bütünlüğünü korumak amacıyla geliştirilmiştir.
HAGB Kararlarının Kanun Yararına Bozma Konusu Yapılması
HAGB kararları, olağan kanun yolları ile sınırlı denetime tabi olduğundan, hukuka aykırılıklar çoğu zaman KYB yoluyla gündeme gelir. Örneğin:
-
Sanığın açık kabulü alınmadan HAGB kararı verilmesi,
-
Cezanın iki yılı aşmasına rağmen HAGB kararı kurulması,
-
Zararın giderilmediği halde HAGB uygulanması,
-
Denetim süresinin hatalı belirlenmesi,
-
Yükümlülüklerin belirsiz bırakılması.
Bu tür durumlarda HAGB kararı kanun yararına bozulabilir.
Kanun Yararına Bozma Sonrasında Ortaya Çıkabilecek Sonuçlar
1. Yargıtay’ın Doğrudan Düzeltme Yetkisi
Eğer hukuka aykırılık yalnızca hüküm fıkrasındaki bir hata veya denetim süresine ilişkin açık yanlışlık gibi durumlarla sınırlıysa, Yargıtay doğrudan düzeltme yapabilir. Bu durumda sanık açısından yeni bir yargılama yapılmaz.
2. Yerel Mahkemeye Geri Gönderme
Hukuka aykırılık, delil değerlendirmesi veya usul eksiklikleri içeriyorsa Yargıtay, dosyayı yerel mahkemeye gönderir. Yerel mahkeme Yargıtay’ın bozma gerekçesine bağlı kalarak yeniden karar verir. Bu durumda:
-
HAGB kararı devam ettirilebilir,
-
veya şartlar yoksa hüküm açıklanabilir.
3. Sanık Aleyhine Ağırlaştırma Yasağı
KYB sonucunda sanığın cezası ağırlaştırılamaz. Ama eğer HAGB şartları hiç oluşmamışsa, HAGB kararı kaldırılarak hüküm açıklanabilir. Bu durum, sanık açısından aleyhe sonuç doğurabilir fakat “hukukun üstünlüğü” adına kabul edilir.
Yargıtay İçtihatları
-
Yargıtay 7. Ceza Dairesi, 2016/2398 E., 2018/5249 K.: Zincirleme suç nedeniyle artırılmış ceza iki yılı aştığı halde HAGB verilmesi hukuka aykırıdır. KYB ile bozma yapılmış ve hüküm açıklanmıştır.
-
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 2019/2437 E., 2020/5678 K.: Sanığın HAGB’yi kabul beyanı alınmadan HAGB kararı verilmesi kanuna aykırıdır. KYB ile karar bozulmuş, dosya yeniden yargılama için mahkemeye gönderilmiştir.
-
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 2017/4512 E., 2019/1234 K.: Denetim süresi hatalı belirlenmiş; Yargıtay, KYB yoluyla süreyi düzeltmiştir.
Somut Olay Senaryoları
Senaryo 1 – Kabul Beyanı Eksikliği
Bir sanık hakkında 1 yıl hapis cezası verilmiş, mahkeme HAGB kararı kurmuştur. Ancak sanığın “kabul ediyorum” beyanı alınmamıştır. Dosya KYB ile Yargıtay’a gelmiş, karar bozulmuş ve yerel mahkeme sanığın beyanını aldıktan sonra yeniden değerlendirme yapmıştır.
Senaryo 2 – Cezanın İki Yılı Aşması
Sanık hakkında zincirleme suçtan 2 yıl 3 ay hapis cezası verilmiş; buna rağmen HAGB uygulanmıştır. KYB sonrası hüküm açıklanmış, sanık cezasını infaz etmek zorunda kalmıştır.
Senaryo 3 – Denetim Süresinin Hatalı Yazılması
Sanık için 3 yıl denetim süresi belirlenmiş; halbuki CMK m.231’e göre bu süre 5 yıl olmalıydı. KYB ile Yargıtay süreyi düzelterek kararın devamına hükmetmiştir.
Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar
-
Tarafların KYB’ye doğrudan başvuru yapamaması nedeniyle süreç uzamakta, Bakanlığın takdirine bağlı kalmaktadır.
-
Yargıtay daireleri arasında içtihat farklılıkları görülebilmektedir.
-
KYB yolunun fazla kullanılması, olağanüstü kanun yolunun olağanlaşması eleştirilerine yol açmaktadır.
HAGB, KYB ve Memuriyet İlişkisi
HAGB kararı tek başına memuriyete engel değildir. Ancak KYB sonucunda HAGB kaldırılıp hüküm açıklanırsa, sanık hakkında kesinleşmiş mahkûmiyet doğar ve bu durum 657 sayılı DMK m.48 kapsamında memuriyete engel olabilir.
Sonuç
HAGB kararlarının kanun yararına bozulması, Türk ceza muhakemesinde hem sanık hem de kamu düzeni açısından kritik sonuçlar doğurur. KYB, hukuka aykırı verilen HAGB kararlarını düzeltir; ancak bazı durumlarda sanığın aleyhine sonuç doğurabilir.
Bu nedenle, uygulamada mahkemelerin HAGB kararlarını verirken şartları titizlikle incelemesi, sanığın açık kabulünü alması ve denetim süresini doğru belirlemesi gerekir. Yargıtay içtihatları da bu hususlarda yol gösterici niteliktedir.