HAGB Kararından Sonra Suç İşlenmesi ve Dava Zamanaşımı
Giriş
Türk Ceza Hukuku’nda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanık için önemli bir ikinci şans mekanizmasıdır. Ancak bu kurumun işleyişi sanığın denetim süresi içinde tekrar suç işleyip işlememesine bağlıdır. Peki, sanık HAGB kararından sonra yeni bir suç işlerse ne olur? Ayrıca bu süreçte dava zamanaşımı nasıl işlemeye devam eder? Bu sorular uygulamada hem avukatlar hem de sanıklar açısından büyük önem taşımaktadır.
HAGB’nin Hukuki Çerçevesi
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 231. maddesinde düzenlenen HAGB, sanığa verilen mahkûmiyet hükmünün belirli şartlar altında açıklanmasının ertelenmesi anlamına gelir. Bu durumda hüküm sanık hakkında hukuki sonuç doğurmaz, ancak belirli bir süre denetim altında tutulur.
Sanığın denetim süresini kasıtlı bir suç işlemeksizin tamamlaması halinde dava düşer ve hüküm hiç doğmamış gibi kabul edilir. Buna karşılık sanık denetim süresinde kasıtlı bir suç işlerse, HAGB kararı bozulur ve hüküm açıklanır.
Denetim Süresinde Yeni Suç İşlenmesi
Sanığın HAGB kararından sonra kasıtlı bir suç işlemesi halinde, mahkeme önceden açıklamadığı mahkûmiyet hükmünü açıklar. Böylece sanık, HAGB sayesinde cezaevinden kurtulmuşken, tekrar suç işlediği için bu fırsatı kaybeder.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta, işlenen yeni suçun kasıtlı olmasıdır. Taksirli suçlar (örneğin trafik kazası sonucu yaralama) HAGB’nin bozulmasına yol açmaz.
Örneğin, hırsızlık suçundan HAGB kararı verilen bir sanık, denetim süresi içinde kavga edip kasten yaralama suçu işlerse, ilk dosyadaki HAGB bozulur ve açıklanmayan ceza infaz edilir.
Dava Zamanaşımıyla İlişki
HAGB kararının verilmesi, dava zamanaşımını durdurmaz. Çünkü hüküm kurulmuş, ancak açıklanmamıştır. CMK 231 gereğince bu süreçte hükmün hukuki sonuç doğurmaması, zamanaşımının da askıya alınması anlamına gelmez.
Sanığın denetim süresinde yeni suç işlemesi halinde, zamanaşımı süresi kaldığı yerden işlemeye devam eder. Dolayısıyla, HAGB bozulduğunda ve hüküm açıklandığında zamanaşımı dolmuşsa, sanığın cezası infaz edilemez.
Yargıtay kararlarında da, HAGB’nin dava zamanaşımını kesen bir işlem olmadığına vurgu yapılmıştır.
Yargıtay’ın Görüşü
-
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 2019/2437 E., 2020/5678 K. kararında, HAGB kararının dava zamanaşımını kesmediği açıkça ifade edilmiştir. Mahkeme, HAGB’nin “mahkûmiyet hükmü açıklanmadığı için kesinleşmiş bir sonuç doğurmadığını” ve bu nedenle zamanaşımı sürecinin işlemeye devam edeceğini vurgulamıştır.
-
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 2017/4512 E., 2019/1234 K. kararında ise, denetim süresinde işlenen kasıtlı suç nedeniyle HAGB’nin bozulmasına karar verilmiş, ancak dosyada zamanaşımı süresi dolduğu için cezanın infazı mümkün olmamıştır.
Bu kararlar, dava zamanaşımının HAGB kararına rağmen bağımsız olarak işlemeye devam ettiğini ve zamanaşımının dolması halinde hükmün açıklanamayacağını ortaya koymaktadır.
Somut Olaylar Açısından
Senaryo 1 – Yeni Suç İşlenmesi
Ahmet, hakaret suçundan HAGB kararı almış ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmuştur. Ancak 2. yılda kasten yaralama suçu işlemiştir. Bu durumda, mahkeme Ahmet’in hakaret dosyasındaki HAGB kararını bozar, hükmü açıklar ve cezanın infazına karar verir.
Senaryo 2 – Zamanaşımı Dolması
Ayşe, mala zarar verme suçundan HAGB kararı almıştır. Denetim süresi devam ederken kasıtlı bir suç işlemiştir. Ancak bu arada ilk dosya için dava zamanaşımı süresi dolmuştur. Mahkeme hükmü açıklamak istese de, zamanaşımı nedeniyle cezanın infazı mümkün olmayacaktır.
Senaryo 3 – Taksirli Suç
Mehmet, HAGB kararı aldıktan sonra trafik kazasında taksirle yaralamaya sebep olmuştur. Bu durumda HAGB bozulmaz, çünkü işlenen suç kasıtlı değildir. Mehmet denetim süresini tamamladığında dava düşecektir.
Uygulamada Tartışmalar
HAGB ile dava zamanaşımının ilişkisi uygulamada sıkça tartışılır. Bazı hukukçular, HAGB kararının hüküm niteliğinde olduğu ve zamanaşımını kesmesi gerektiğini savunur. Ancak Yargıtay ve ağırlıklı görüş, HAGB’nin hüküm açıklanmadığı için zamanaşımını kesmediği yönündedir.
Bir diğer tartışma konusu ise denetim süresinde işlenen suçun niteliğidir. Özellikle “kasten” ile “taksirli” suç ayrımı uygulamada farklı yorumlara yol açabilmektedir.
Sonuç
HAGB kararı, sanık için önemli bir fırsattır; ancak bu fırsatın devamı sanığın yeni suç işlememesine bağlıdır. Denetim süresinde kasıtlı bir suç işlendiğinde HAGB bozulur, hüküm açıklanır ve ceza infaz edilir. Taksirli suçlar ise HAGB’nin bozulmasına yol açmaz.
Dava zamanaşımı ise HAGB’den bağımsız olarak işlemeye devam eder. Bu nedenle, denetim süresinde suç işlenmesi halinde bile zamanaşımı dolmuşsa, açıklanacak hüküm infaz edilemez.
Yargıtay içtihatları da bu görüşü teyit ederek, HAGB’nin zamanaşımını kesmediğini vurgulamaktadır.
Dava Zamanaşımı Kavramı ve Hukuki Çerçevesi
Türk Ceza Kanunu’nda dava zamanaşımı, TCK m.66 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Zamanaşımı, devletin cezalandırma yetkisinin belli bir süre geçtikten sonra sona ermesi anlamına gelir. Suçun işlenmesinden itibaren belirlenen süreler içinde dava açılmaz ya da açılan dava sonuçlandırılmazsa, dava düşer.
TCK m.66’ya göre dava zamanaşımı süreleri:
-
Ağırlaştırılmış müebbet hapis gerektiren suçlarda: 30 yıl
-
Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda: 25 yıl
-
20 yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçlarda: 20 yıl
-
5 yıldan fazla ancak 20 yıldan az hapis cezası gerektiren suçlarda: 15 yıl
-
5 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezasını gerektiren suçlarda: 8 yıl
Ayrıca, TCK m.67 zamanaşımını kesen ve durduran nedenleri düzenler. Bir mahkûmiyet hükmünün verilmesi zamanaşımını keser; fakat HAGB kararı açıklanmadığı için “kesin hüküm” doğurmaz.
HAGB ve Dava Zamanaşımı İlişkisi
HAGB kararında hüküm kurulmuş, ancak açıklanmamıştır. Bu nedenle Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre HAGB kararı, dava zamanaşımını kesen bir işlem değildir.
-
Eğer sanık denetim süresi içinde yeni suç işlemezse, dava düşer. Bu süreçte dava zamanaşımı tartışması yapılmaz çünkü hüküm açıklanmamıştır.
-
Eğer sanık denetim süresi içinde kasıtlı suç işlerse, mahkeme hükmü açıklar. Ancak bu sırada dava zamanaşımı süresi dolmuşsa, hüküm açıklanamaz ve dava düşer.
Dolayısıyla HAGB kararı ile dava zamanaşımı arasındaki ilişki, sanığın yeni suç işleyip işlememesine bağlı olarak önem kazanır.
HAGB, Yeni Suç ve Memuriyet
HAGB’nin zamanaşımıyla bağlantısı dışında, memuriyet üzerinde de etkileri vardır. Daha önce ele aldığımız gibi, HAGB kararı kesinleşmiş bir mahkûmiyet olmadığından 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48. maddesindeki “mahkûm olmama” şartını ihlal etmez.
Ancak denetim süresinde yeni suç işlenirse:
-
HAGB bozulur, hüküm açıklanır ve bu kez kesinleşmiş bir mahkûmiyet doğar.
-
Bu durumda kişi hakkında 657 sayılı Kanun m.48 kapsamındaki memuriyete engel hükümler devreye girer.
Örneğin:
Bir öğretmen hakkında hakaret suçundan HAGB kararı verilmişse, bu durum görevine engel değildir. Ancak denetim süresinde kasten yaralama suçu işler ve HAGB bozulursa, artık hakaret suçuna ilişkin mahkûmiyet açıklanır ve bu durum memuriyetini tehlikeye atar.
Örneğin;
Olay:
Zeynep, mala zarar verme suçundan 10 ay hapis cezasına çarptırılmış ve HAGB kararı verilmiştir. Denetim süresi 5 yıldır. 3. yılda Zeynep kasten yaralama suçundan yargılanır ve mahkûmiyet alır.
-
Bu durumda HAGB kararı bozulur ve 10 aylık hapis cezası açıklanır.
-
Ancak açıklanmak istenen hükümde dava zamanaşımı süresi dolmuşsa (örneğin suçun üzerinden 8 yıldan fazla geçmişse), ceza infaz edilemez.
-
Zeynep memur ise, HAGB bozulmadan görevine devam edebilirken, HAGB bozulduğunda kesinleşmiş mahkûmiyet nedeniyle görevden çıkarılabilir.
Sonuç
HAGB kararı, sanığın ikinci bir şans elde etmesini sağlayan bir kurumdur. Ancak denetim süresi içinde yeni bir suç işlenmesi halinde bu fırsat kaybedilir, hüküm açıklanır ve ceza infaz edilir. Burada dava zamanaşımı devreye girer; zamanaşımı dolmuşsa hüküm açıklansa bile infaz edilemez.
Yargıtay kararları, HAGB’nin dava zamanaşımını kesen bir işlem olmadığını net biçimde ortaya koymaktadır. Ayrıca HAGB’nin bozulması halinde memuriyet ve kamu görevine etkisi de büyük önem taşır.