Single Blog Title

This is a single blog caption

“Uyuşturucu Madde Suçlarında Kullanıcı – Satıcı Ayrımı ve Yargıtay Uygulamaları (TCK 188 – TCK 191)”

Uyuşturucu veya uyarıcı madde suçları, Türk Ceza Kanunu’nda en ağır şekilde düzenlenmiş suç tiplerinden biridir. Toplum sağlığını tehdit eden bu suçlarda en önemli ayrım, failin satıcı mı yoksa kullanıcı mı olduğunun belirlenmesidir. Çünkü TCK m.188 kapsamında uyuşturucu madde ticareti yapan kişilere 10 yıldan az olmamak üzere hapis cezası öngörülmüşken, TCK m.191 kapsamında yalnızca kullanmak için uyuşturucu bulunduran kişilere 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve çoğunlukla tedavi–denetimli serbestlik uygulanmaktadır. Dolayısıyla bu ayrım, failin hayatını doğrudan etkileyen kritik bir noktadır.


TCK 188 ve TCK 191’in Karşılaştırılması

TCK 188 – Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Suçu

  • Uyuşturucu maddeyi satan, dağıtan, nakleden veya ticaretini yapan kişilere yöneliktir.

  • Cezası çok ağırdır (10 yıl + adli para cezası).

  • Failin ticaret kastıyla hareket etmesi gerekir.

TCK 191 – Kullanmak İçin Uyuşturucu Madde Bulundurma Suçu

  • Uyuşturucuyu yalnızca kendi kullanımı için satın alan, kabul eden veya bulunduran kişileri kapsar.

  • Cezası daha hafiftir (2 – 5 yıl).

  • Çoğunlukla tedavi ve denetimli serbestlik tedbirleri uygulanır.


Kullanıcı – Satıcı Ayrımında Ölçütler

Yargıtay’ın yerleşik kararlarında bu ayrım için şu kriterler esas alınmaktadır:

  1. Miktar: Kişisel kullanım sınırını aşan miktar, satıcılığa işaret eder.

  2. Paketleme şekli: Çok sayıda küçük paket halinde bulunması, ticaret kastına delildir.

  3. Yan deliller: Hassas terazi, yüklü nakit, müşteri listeleri, telefon kayıtları.

  4. Failin durumu: Bağımlılık raporları, tedavi geçmişi, sosyal hayatındaki göstergeler.

Örneğin; 2 gram tek paket halinde esrar bulundurmak çoğunlukla “kullanıcı” kabul edilirken, 10 paket halinde 15 gram esrar bulundurmak satıcılığa karine teşkil eder.


Yargıtay Uygulamaları

Yargıtay 10. CD, 2016/3121 E., 2017/4569 K.
Sanığın üzerinde 3 gram esrar bulunmuş, başka delil tespit edilmemiştir. Yargıtay, bu miktarın kişisel kullanım sınırları içinde olduğunu, sanığın satıcı sayılamayacağını belirterek TCK 191 uygulanması gerektiğine karar vermiştir.

Yargıtay 20. CD, 2019/4212 E., 2020/2451 K.
Sanığın evinde çok sayıda küçük paket esrar ve hassas terazi bulunmuştur. Yargıtay, bu durumda failin “satıcı” olduğuna hükmetmiş ve TCK 188 uygulanması gerektiğini belirtmiştir.

Yargıtay CGK, 2018/13-45 E., 2019/217 K.
Sanığın üzerinde tek paket uyuşturucu bulunmasına rağmen, telefon kayıtlarında çok sayıda müşteriyle görüşme yaptığı tespit edilmiştir. Yargıtay, yan delillerin önemini vurgulayarak failin satıcı olduğunu kabul etmiştir.


Savunma Stratejilerinde Ayrımın Önemi

Savunmada en önemli nokta, failin ticaret kastı bulunmadığını ortaya koymaktır. Bunun için:

  • Uyuşturucu miktarının düşük olduğu,

  • Paketleme yapılmadığı,

  • Terazi veya nakit para gibi delillerin olmadığı,

  • Failin bağımlı olduğuna dair raporların bulunduğu,

vurgulanmalıdır. Bu durumda sanığın TCK 191 kapsamında kullanıcı olduğu kabul edilerek, tedavi ve denetimli serbestlik hükümlerinden yararlanması sağlanabilir.


Örneğin;

Sanık Emre A., üzerinde 4 gram esrar ile yakalanmıştır. Esrar tek paket halindedir, yanında terazi veya para bulunmamaktadır. Emre’nin bağımlı olduğuna dair rapor dosyaya sunulmuştur. Savcılık, bu durumda Emre’nin eylemini TCK 191 kapsamında “kullanmak için bulundurma” olarak değerlendirmiş ve hakkında denetimli serbestlik kararı verilmiştir.

Buna karşılık, sanık Murat B.’nin evinde 20 paket halinde toplam 15 gram esrar ve hassas terazi bulunmuştur. Yargıtay, bu durumda Murat’ın satıcı olduğunu kabul etmiş ve TCK 188 kapsamında uyuşturucu ticareti suçundan cezalandırılmasına karar vermiştir.


Sonuç

Uyuşturucu madde suçlarında kullanıcı–satıcı ayrımı, yalnızca failin cezasını değil, hayatının seyrini belirleyen kritik bir konudur. Yargıtay uygulamalarında, bu ayrım yapılırken miktar, paketleme, yan deliller ve failin bağımlılığı titizlikle değerlendirilmektedir. Bu nedenle, savunma stratejileri geliştirilirken mutlaka sanığın “kullanıcı” olduğuna dair deliller öne çıkarılmalı ve tedavi–denetimli serbestlik imkanları kullanılmalıdır.

                                                                                                                     Hukuk Fakültesi Öğrencisi Ada Ceren KENDİGELEN

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button