Uyuşturucu Madde Suçlarında Ceza İndirimi, Teşebbüs ve İştirak Hükümleri
Giriş
Uyuşturucu ve uyarıcı madde suçları, Türk Ceza Kanunu’nda toplum sağlığına yönelik en ağır tehditlerden biri olarak kabul edilmiş ve bu nedenle sert cezalar öngörülmüştür. Özellikle TCK m.188 kapsamında uyuşturucu madde imal ve ticareti, TCK m.191 kapsamında kullanmak için uyuşturucu bulundurma suçları düzenlenmiştir. Ancak her somut olayda suçun tamamlanmadığı veya failin tek başına hareket etmediği durumlar ortaya çıkmaktadır. İşte bu noktada ceza indirimi, teşebbüs ve iştirak hükümleri devreye girer.
Uyuşturucu Suçlarında Ceza İndirimi
Uyuşturucu suçlarında ceza indirimi birkaç farklı sebeple gündeme gelebilir:
-
Takdiri İndirim (TCK m.62): Sanığın sabıkasız olması, yargılama sürecindeki tutum ve davranışları, pişmanlık göstermesi cezayı hafifletebilir.
-
Etkin Pişmanlık (TCK m.192): Fail, yakalanmadan önce uyuşturucu ve suç ortaklarını bildirirse ceza verilmez; yakalandıktan sonra soruşturmaya faydalı bilgiler verirse cezada indirim yapılır.
-
Teşebbüs (TCK m.35): Fail suçun icra hareketlerine başlamış ama suç tamamlanmamışsa ceza indirimi uygulanır.
-
İştirak Durumunda Rolün Hafifliği (TCK m.39): Yardım edenin cezası, asli faile göre daha düşük olur.
Teşebbüs Hükümleri
TCK m.35 uyarınca, fail işlemeyi kastettiği suça elverişli hareketlerle başlamış, fakat elinde olmayan nedenlerle suçu tamamlayamamışsa teşebbüsten sorumlu olur.
Uyuşturucu suçlarında teşebbüs genellikle şu şekillerde karşımıza çıkar:
-
Fail, uyuşturucu maddeyi satmak üzere alıcıyla buluşmaya giderken yakalanır.
-
Uyuşturucu, havaalanı veya sınır kapısında ele geçirilir; ülke dışına çıkarılamaz.
-
Fail, paketlenmiş uyuşturucuyu teslim edemeden operasyon yapılır.
Bu gibi durumlarda suç tamamlanmamış kabul edilir ve mahkeme cezayı teşebbüs hükümlerine göre indirir.
Yargıtay 10. CD, 2017/2719 E. kararında, sanığın eroini yurt dışına çıkarmadan havaalanında yakalanması, “ihraç etmeye teşebbüs” olarak değerlendirilmiş ve cezada indirim yapılması gerektiğine hükmedilmiştir.
İştirak Hükümleri
Uyuşturucu suçlarında tek failden değil, çoğu zaman birden fazla kişinin işbirliğinden söz edilir. Bu durumda TCK m.37–39’daki iştirak hükümleri uygulanır:
-
Müşterek Faillik (TCK m.37): Suçu birlikte işleyen kişiler asli faildir. Örneğin, uyuşturucuyu birlikte satan iki kişi müşterek faildir.
-
Azmettirme (TCK m.38): Başkasını uyuşturucu satmaya ikna eden kişi azmettirendir.
-
Yardım Etme (TCK m.39): Alıcı ile satıcıyı buluşturan, yer temin eden, araç sağlayan kişi yardım eden sıfatıyla sorumlu olur.
📌 Yargıtay 10. CD, 2018/4251 E., 2020/2134 K. kararında, uyuşturucu satışına yalnızca aracılık eden kişinin asli fail değil, “yardım eden” olduğuna hükmedilmiş ve cezasının TCK m.39 kapsamında indirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Ceza İndirimi, Teşebbüs ve İştirak Birlikte Uygulanabilir mi?
Evet. Somut olayın özelliklerine göre birden fazla indirim nedeni aynı anda uygulanabilir. Örneğin:
-
Fail uyuşturucu ihraç etmeye teşebbüs etmiş, fakat yakalanmadan önce etkin pişmanlıktan yararlanarak suç ortaklarını bildirmişse, hem teşebbüs indirimi hem de etkin pişmanlık indirimi uygulanabilir.
-
Yardım eden kişi, suçun tamamlanmasına katkısı sınırlıysa ve ayrıca pişmanlık göstermişse, hem iştirak hükümlerinden doğan indirim hem de takdiri indirim uygulanabilir.
Örneğin;
Sanık Murat K., 30 yaşında, uyuşturucu maddeyi yurtdışına çıkarmak için bagajına koymuş, ancak İstanbul Havalimanı’nda yapılan kontrol sırasında yakalanmıştır. Uyuşturucu, henüz sınır dışına çıkarılmadığından suç tamamlanmamış, ihraç etmeye teşebbüs aşamasında kalmıştır. Ayrıca Murat’ın yanında bulunan arkadaşı Ahmet yalnızca araçla havaalanına götürmüştür. Mahkeme, Murat için TCK m.35 teşebbüs indirimi, Ahmet için ise TCK m.39 yardım etme hükümlerini uygulamış, her iki sanığın cezasını indirmiştir. Murat ayrıca yakalandıktan sonra uyuşturucunun kaynağını açıklamış, bu nedenle TCK m.192 etkin pişmanlık indirimi de uygulanmıştır.
Uyuşturucu madde suçlarında ceza indirimi, teşebbüs ve iştirak hükümleri, failin sorumluluğunu belirlemede kritik rol oynamaktadır. Failin suçu tam olarak işleyip işlemediği, hangi aşamada yakalandığı, suça kimlerle ve nasıl iştirak ettiği, ayrıca pişmanlık gösterip göstermediği cezayı doğrudan etkilemektedir. Yargıtay kararları da bu kriterlerin ışığında uygulamayı şekillendirmekte, adaletin sağlanmasına yön vermektedir.
Örnek Özet Yargıtay Kararları
1. Yargıtay 10. Ceza Dairesi – 2017/2719 E., 2018/4563 K.
Olay: Sanık, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda yurt dışına çıkmak üzere uçağa binmeden önce yapılan aramada bagajında eroin maddesi ile yakalanmıştır. Sanık, uyuşturucuyu satmak amacıyla değil, yalnızca yurtdışına götürmek için bulundurduğunu savunmuştur.
Hukuki Değerlendirme: Yargıtay, uyuşturucunun henüz sınır dışına çıkarılmadığını, dolayısıyla “tamamlanmış ihracat” suçunun oluşmadığını belirtmiştir. Ancak sanık icra hareketlerine başlamış olduğundan, suçun teşebbüs aşamasında kaldığına hükmetmiştir.
Sonuç: Yargıtay, TCK m.188/3 uyarınca uyuşturucu madde ihraç suçunun teşebbüs kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine, bu nedenle cezanın TCK m.35 gereği indirilmesi gerektiğine karar vermiştir.
2. Yargıtay 20. Ceza Dairesi – 2019/4212 E., 2020/2451 K.
Olay: Sanığın evinde yapılan aramada çok sayıda küçük paket halinde esrar ele geçirilmiştir. Sanık, bu maddeleri kendi kullanımına ayırdığını ileri sürmüş, ticaret kastını reddetmiştir.
Hukuki Değerlendirme: Yargıtay, uyuşturucu maddenin çok sayıda paket halinde bulundurulmasının, kişisel kullanımı aştığını ve satışa yönelik olduğuna karine teşkil ettiğini vurgulamıştır. Ayrıca evde bulunan hassas terazi, ticaret kastını güçlendiren bir unsur olarak değerlendirilmiştir.
Sonuç: Sanığın fiili, TCK m.188 kapsamında uyuşturucu ticareti olarak kabul edilmiş, TCK m.191 (kullanmak için bulundurma) uygulanmamıştır. Yargıtay, kullanıcı ile satıcı arasındaki ayrımı paketleme ve yan deliller üzerinden netleştirmiştir.
3. Yargıtay 10. Ceza Dairesi – 2018/4251 E., 2020/2134 K.
Olay: Sanık, uyuşturucu satışı yapan kişiyi müşteriyle buluşturmuş, fakat kendisi doğrudan uyuşturucu satmamıştır. Yerel mahkeme, sanığı asli fail olarak değerlendirmiş ve TCK m.188’den cezalandırmıştır.
Hukuki Değerlendirme: Yargıtay, sanığın doğrudan satış yapmadığını, sadece aracılık ettiğini tespit etmiştir. Bu durumda sanığın fiilinin “yardım etme” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, TCK m.39’un uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
Sonuç: Yerel mahkeme kararı bozulmuş, sanığın asli fail değil, yardım eden olduğu kabul edilerek cezasında yarıya kadar indirim yapılması gerektiğine hükmedilmiştir.
Genel Hukuki Değerlendirme
Bu üç karar birlikte değerlendirildiğinde:
-
Teşebbüs Kararı (2017/2719): Suçun tamamlanmadığı hallerde failin cezası indirilmektedir.
-
Ticaret – Kullanma Ayrımı (2019/4212): Yargıtay, kullanıcı ile satıcı arasındaki sınırı paketleme ve yan deliller üzerinden kesinleştirmektedir.
-
Yardım Etme (2018/4251): Suça katılan herkesin aynı ölçüde sorumlu olmadığı, iştirak hükümleri uyarınca cezalarda indirime gidilmesi gerektiği ortaya konulmuştur.
Dolayısıyla uyuşturucu suçlarında ceza belirlenirken hâkimler, suçun tamamlanıp tamamlanmadığı (teşebbüs), failin rolü (asli fail – yardım eden) ve eldeki delillerin niteliği (kullanım – ticaret ayrımı) üzerinden karar vermektedir. Bu da savunma stratejisinde hangi noktanın öne çıkarılacağını belirleyen en kritik unsurdur.