Single Blog Title

This is a single blog caption

Deniz Yoluyla Göçmen Kaçakçılığı: Ege ve Akdeniz Örneği

Giriş

Göç olgusu, insanlık tarihi kadar eski olmakla birlikte modern dönemde farklı bir boyut kazanmıştır. Ekonomik zorluklar, savaşlar, siyasi baskılar ve çevresel felaketler, milyonlarca insanı daha güvenli ülkelere gitmeye zorlamaktadır. Bu zorunlu göç hareketliliği, uluslararası hukukta mülteci hukuku ve sığınma hakkı çerçevesinde düzenlenmiş olsa da, yasa dışı yollarla gerçekleştirilen göç hareketleri ciddi bir sorun alanı yaratmaktadır.

Özellikle Ege ve Akdeniz denizleri, coğrafi konumları itibariyle deniz yoluyla göçmen kaçakçılığının en yoğun yaşandığı bölgelerdir. Türkiye, Yunanistan ve İtalya arasında deniz üzerinden gerçekleştirilen yasa dışı geçişler, hem Türk Ceza Kanunu (TCK m.79) hem de uluslararası sözleşmeler kapsamında suç teşkil etmektedir.

Bu makalede, deniz yoluyla göçmen kaçakçılığı konusu hukuki çerçeve, suçun unsurları, uygulamadaki sorunlar, Yargıtay kararları ve uluslararası yükümlülükler ışığında detaylı biçimde incelenecektir.


Göçmen Kaçakçılığının Tanımı ve Hukuki Dayanak

Türk Ceza Kanunu’nda Düzenleme

Göçmen kaçakçılığı suçu, TCK madde 79’da düzenlenmiştir. Buna göre:

“Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak, maddi menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollardan bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede kalmasına imkân sağlayan kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.”

Deniz yoluyla gerçekleştirilen göçmen kaçakçılığı da bu düzenleme kapsamına girmektedir. Fail, göçmenleri bot, tekne veya gemiyle sınır dışına çıkarır ya da ülkeye sokarsa suç oluşur.

Uluslararası Hukuk Boyutu

Türkiye, BM Sınıraşan Örgütlü Suçlarla Mücadele Sözleşmesi’ne Ek Göçmen Kaçakçılığı Protokolü’ne taraftır. Bu protokol:

  • Organize suç gruplarına karşı iş birliğini,

  • Deniz araçlarının izlenmesini,

  • Bilgi paylaşımını öngörmektedir.

Ayrıca, Denizde Can Emniyeti Sözleşmesi (SOLAS) ve Denizde Arama ve Kurtarma Sözleşmesi (SAR) de devletlere göçmenleri kurtarma yükümlülüğü yüklemektedir.


Deniz Yoluyla Göçmen Kaçakçılığının Unsurları

1. Maddi Unsur

  • Eylem: Göçmenlerin yasa dışı şekilde deniz yoluyla ülkeye sokulması veya ülkeden çıkarılması.

  • Araç: Bot, tekne, gemi, şişme lastik.

  • Sonuç: Göçmenlerin yasa dışı olarak sınırı geçmesi veya sınırı geçme teşebbüsü.

2. Manevi Unsur

  • Suç yalnızca doğrudan kast ile işlenebilir.

  • Failin amacı mutlaka maddi menfaat elde etmek olmalıdır.

  • İnsani yardım kastıyla yapılan eylemler suç teşkil etmeyebilir.

3. Nitelikli Haller

  • Göçmenlerin hayatı ve sağlığının tehlikeye atılması,

  • Örgütlü biçimde işlenmesi,

  • Çok sayıda göçmenin taşınması.


Ege ve Akdeniz’de Göçmen Kaçakçılığı: İstatistiksel Görünüm

  • Ege Denizi: Türkiye’den Yunanistan’ın Midilli, Sakız, Kos adalarına yoğun kaçış yaşanmaktadır. Küçük balıkçı tekneleri veya şişme botlar sıkça kullanılmaktadır.

  • Akdeniz: Libya–İtalya rotası, dünyanın en ölümcül göç yollarından biridir. Binlerce göçmen, denizde boğularak hayatını kaybetmektedir.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) verilerine göre, her yıl on binlerce göçmen Ege ve Akdeniz üzerinden Avrupa’ya geçmeye çalışmaktadır. Bu geçişlerin çok büyük kısmı yasa dışıdır.


Yargıtay Kararlarında Deniz Yoluyla Göçmen Kaçakçılığı

  • Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 2018/9023 E., 2019/11752 K.: Şişme botla göçmenleri denize açan sanıkların, göçmenlerin hayatını tehlikeye soktuğu gerekçesiyle cezanın üst sınırdan verilmesi gerektiğine karar verilmiştir.

  • Yargıtay 18. Ceza Dairesi, 2020/4821 K.: Göçmen kaçakçılığı suçunda menfaat unsurunun mutlaka bulunması gerektiği, insani yardım amacıyla yapılan eylemlerin suç oluşturmayacağı belirtilmiştir.

  • Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2021/4532 K.: Sahte pasaport ve vize düzenleyerek göçmenleri gemi yoluyla yurtdışına çıkarmaya çalışan sanıklar hakkında hem TCK 79 hem de TCK 204 (resmî belgede sahtecilik) hükümleri uygulanmıştır.


Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar

  1. Delil Toplama Güçlüğü

    • Göçmenlerin beyanları çoğu zaman çelişkilidir.

    • Deniz operasyonlarında failin kim olduğu tespit edilemeyebilir.

  2. Uluslararası İşbirliği Eksikliği

    • Türkiye, Yunanistan ve AB ülkeleri arasında sınır güvenliği konusunda zaman zaman siyasi gerilimler yaşanmaktadır.

    • Geri kabul anlaşmalarının etkin uygulanmaması sorunu derinleştirmektedir.

  3. İnsan Hakları İhlalleri

    • Göçmenler denizde ölüm riskiyle karşı karşıya kalmaktadır.

    • Geri itme (push-back) uygulamaları, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) bakımından ihlal niteliği taşımaktadır.

  4. Organize Suç Boyutu

    • Göçmen kaçakçılığı çoğunlukla uluslararası suç şebekeleri tarafından yapılmaktadır.

    • Bu şebekeler hem göçmenleri hem de devletleri büyük zarara uğratmaktadır.


Savunma Stratejileri

Sanık müdafileri için deniz yoluyla göçmen kaçakçılığı davalarında öne çıkan savunma argümanları:

  • Menfaat Unsurunun Yokluğu: Sanığın herhangi bir maddi menfaat sağlamadığı ileri sürülebilir.

  • Kastın Yokluğu: Sanığın göçmenlerin yasa dışı geçiş yapacağını bilmediği iddia edilebilir.

  • İnsani Yardım Kastı: Sanığın göçmenleri kurtarma veya koruma amacıyla hareket ettiği savunulabilir.

  • Delil Yetersizliği: Göçmen beyanlarının çelişkili olması ve hukuka aykırı delillerin dışlanması talep edilebilir.


Uluslararası Boyut ve Türkiye’nin Yükümlülükleri

Türkiye, göçmen kaçakçılığına karşı uluslararası iş birliği yapmakla yükümlüdür. Bu kapsamda:

  • BM Göçmen Kaçakçılığı Protokolü,

  • Avrupa Konseyi Göçmen Kaçakçılığına Karşı Sözleşmeleri,

  • AB–Türkiye Geri Kabul Anlaşması devreye girmektedir.

Ayrıca Türkiye’nin, denizde yakalanan göçmenleri geri göndermeme (non-refoulement) ilkesi gereğince hayatı ve özgürlüğü tehdit altında olan ülkelere iade etmemesi gerekmektedir.


Sonuç

Deniz yoluyla göçmen kaçakçılığı, özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde en sık görülen suç tiplerinden biridir. Bu suç, yalnızca bir sınır ihlali değil, aynı zamanda kamu düzeni, insan hakları ve uluslararası güvenliği ilgilendiren bir meseledir.

Türk Ceza Kanunu m.79, bu suçu ağır şekilde cezalandırmakta, Yargıtay ise kararlarında özellikle maddi menfaat, kast ve göçmenlerin hayatının tehlikeye girmesi unsurlarına vurgu yapmaktadır.

Bununla birlikte, uluslararası iş birliği eksiklikleri, delil toplama sorunları ve insan hakları ihlalleri devam etmektedir. Dolayısıyla, göçmen kaçakçılığıyla etkin mücadele için hem hukuki düzenlemelerin güçlendirilmesi, hem de uluslararası koordinasyonun artırılması şarttır.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button