Single Blog Title

This is a single blog caption

TCK 213 Kapsamında Halk Arasında Korku ve Panik Yaratma Suçu ve Yargıtay’ın Yaklaşımı

1. Giriş: Suçun Önemi ve Toplumsal Etkisi

Toplumların güven ve huzur içinde yaşamalarını sağlayan en temel unsurlardan biri, kamu barışının korunmasıdır. Ancak, bireylerin veya grupların halka yönelik korku, panik ve tedirginlik yaratacak tehditlerde bulunması, bu güven ortamını ciddi biçimde zedeler. Türk Ceza Kanunu’nun 213. maddesinde düzenlenen “Halk Arasında Korku ve Panik Yaratma Amacıyla Tehdit” suçu, bu nedenle kamu barışına karşı işlenen suçlar arasında yer alır.

Günümüzde bu suç, yalnızca fiziki ortamda değil, sosyal medya paylaşımları, toplu mesajlar, sahte bomba ihbarları veya toplumsal olaylarda yapılan korkutucu çağrılar gibi dijital mecralarda da sıklıkla gündeme gelmektedir.


2. TCK 213 Maddesi Kapsamında Suçun Tanımı

TCK m. 213’e göre:

“Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla, kişilerin hayatına, sağlığına veya malvarlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehditte bulunan kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Bu tanımdan anlaşılacağı üzere, suçun oluşabilmesi için:

  • Failin kamuya yönelik bir tehditte bulunması,

  • Tehdidin hayat, sağlık veya malvarlığı gibi hukuki değerlere ilişkin olması,

  • Tehdidin korku ve panik yaratma amacı ile yapılması gerekmektedir.


3. Suçun Unsurları

a) Maddi Unsur

  • Fail: Herkes bu suçun faili olabilir. Gerçek kişi olma şartı aranır.

  • Mağdur: Belirli bir kişi değil, halk veya halkın belli bir kesimidir.

  • Fiil: Tehdit, sözlü, yazılı, görüntülü ya da dijital ortamda yapılabilir.

  • Konu: Tehdidin konusu, kişilerin hayatına, sağlığına veya malvarlığına yönelik olmalıdır.

b) Manevi Unsur

  • Suç, doğrudan kast ile işlenebilir. Failin, korku ve panik yaratma amacı bulunmalıdır.

  • Olası kast bu suçta yeterli değildir.


4. Kamu Barışı ve Toplumsal Huzura Etkileri

Bu suç, doğrudan bireylere değil, toplumun bütününe karşı işlenmiş kabul edilir.
Amaç, kamu barışını bozmak olduğundan, tek bir kişinin korkması değil, toplumda geniş çaplı bir endişe oluşturulması yeterlidir.


5. AİHM Kararlarında Tehdit, Kamu Düzeni ve İfade Özgürlüğü Dengesi

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), ifade özgürlüğü ile kamu düzeninin korunması arasında hassas bir denge gözetir.
Örneğin; Handyside / Birleşik Krallık kararında, ifade özgürlüğü demokratik toplumun temel taşlarından biri olarak vurgulanırken, şiddete teşvik eden, halkta korku ve panik oluşturabilecek söylemlerin korunmayacağı belirtilmiştir.
AİHM’e göre:

  • Somut şiddet tehdidi varsa ifade özgürlüğü koruması sona erer.

  • “Şaka” veya “abartılı söylem” niteliğindeki ifadeler, eğer kamu barışını bozma ihtimali taşımıyorsa suç sayılmaz.


6. Yargıtay Kararlarında Uygulama Örnekleri

1. İçtima Hükümleri ve Fazla Ceza Verilmesi (Yargıtay 16. CD, 2018/1773)

  • Olay: Sanık, tek bir fiil ile hem halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit hem de propaganda suçunu işlemiş gibi değerlendirilmiştir.

  • Yargıtay Görüşü: Tek fiil ile birden fazla suç oluştuğunda TCK 44 (farklı neviden fikri içtima) uygulanmalı, daha ağır cezayı gerektiren suçtan hüküm kurulmalıdır.

  • Sonuç: Propaganda suçundan ayrıca ceza verilmesi bozma nedeni kabul edilmiştir.


2. Silahla Tehdit – Yanlış Nitelendirme (Yargıtay 8. CD, 2016/9792)

  • Olay: Sanık, köy korucusu olduğu için kendisine verilen kaleşnikof ile havaya 19 el ateş etmiştir.

  • Yargıtay Görüşü: Bu eylem zincirleme şekilde işlenen silahla tehdit suçunu oluşturur. Halk arasında korku ve panik yaratma amacıyla tehdit kapsamında değildir.

  • Sonuç: Yetersiz gerekçe ile beraat verilmesi bozma nedeni yapılmıştır.


3. Belli Kişilere Yönelik Tehdit – Suçun Oluşmaması (Yargıtay 8. CD, 2014/16727)

  • Olay: Sanıklar, kendilerini uyaran kişilere küfür ederek “sizi öldüreceğiz” ve “bütün Kürtleri …” şeklinde sözler söylemiştir.

  • Yargıtay Görüşü: Sözler belli kişiler hedef alınarak söylendiği için halk arasında korku ve panik yaratma amacı yoktur.

  • Sonuç: Bu durum birden fazla kişiye karşı tehdit suçunu oluşturur, 213. madde kapsamında değildir.


4. Aile Kavgası – Kamuya Yönelik Olmayan Tehdit (Yargıtay 8. CD, 2015/18932)

  • Olay: İki aile arasında çıkan kavgada, sanıklar mağdurları tehdit etmiş ve darp etmiştir.

  • Yargıtay Görüşü: Eylem, kamuya yönelik değil, belirli kişilere yöneliktir.

  • Sonuç: Halk arasında korku ve panik yaratma amacıyla tehdit suçu oluşmaz.


5. Silahla Tehdit ve Mala Zarar – Yanlış Uygulama (Yargıtay 9. CD, 2011/28869)

  • Olay: Sanık, av tüfeğiyle ateş ederek elektrik tellerinin kopmasına sebep olmuş, ayrıca “bu köyde bu gece çok canlar yanacak” diyerek tehdit etmiştir.

  • Yargıtay Görüşü: Eylem, olası kastla mala zarar verme ve silahla tehdit suçlarını oluşturur.

  • Sonuç: Yanlış olarak halk arasında korku ve panik yaratma amacıyla tehditten hüküm kurulması bozma nedeni sayılmıştır.


7. Günümüzde Sosyal Medya Üzerinden İşlenmesi

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte bu suçun işlenme şekli de değişmiştir.
Özellikle Twitter, Facebook, Instagram gibi platformlarda yapılan, “bomba patlatacağız”, “zehirli madde yayacağız” gibi asılsız paylaşımlar hem hızlı yayılır hem de geniş bir kitleye ulaşır.
Bu nedenle, dijital mecralarda yapılan tehditler, çok daha ciddi hukuki sonuçlar doğurabilir.


8. Ceza Miktarı ve Hukuki Sonuçlar

TCK 213’e göre temel ceza 2 yıldan 4 yıla kadar hapistir.
Eğer tehdit, daha ağır suçların işlenmesine yol açacak şekilde yapılmışsa, başka maddelerle birlikte daha yüksek cezalara hükmedilebilir.
Ayrıca, fail hakkında terörle mücadele kapsamında da işlem yapılması mümkündür.


9. Sonuç ve Değerlendirme

Halk arasında korku ve panik yaratma amacıyla tehdit suçu, demokratik toplum düzeninde ifade özgürlüğü sınırları ile kamu barışının korunması arasındaki hassas çizgide yer alır.
AİHM ve Yargıtay uygulamaları, suçu dar yorumlayarak gerçek tehdit unsuru bulunmayan ifadelerin cezalandırılmaması gerektiğini, ancak halkın güvenliğini tehdit eden somut beyanların mutlaka yaptırıma tabi tutulacağını göstermektedir.
Günümüzde özellikle sosyal medya ortamında yapılan paylaşımlarda, bireylerin hukuki sınırları bilmesi, hem kişisel özgürlükleri hem de toplumsal huzur açısından büyük önem taşımaktadır.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button