TCK 264 Kapsamında Resmi Kıyafet ve Rozetlerin Usulsüz Kullanımı: Hukuki Analiz ve Güncel İçtihatlar
1. Giriş
Kamu düzeni ve toplumsal güven, devlet görevlilerine duyulan güven üzerine inşa edilmiştir. Bu güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla, Türk Ceza Kanunu’nun 264. maddesinde, rütbe, meslek ya da kamu görevine ait resmi elbiselerin ve özel işaretlerin –örneğin rozet, nişan, madalya– yetki dışı şekilde kullanılması suç olarak belirlenmiştir. Bu blog yazısında, maddenin kapsamı, cezası, Yargıtay içtihatları ve günümüzdeki tartışmalar ışığında detaylı bir değerlendirme yapacağız.
2. TCK 264 – Suçun Yasal Çerçevesi ve Unsurları
Madde metni:
(1) Bir rütbe veya kamu görevinin/messin mesleğin resmi elbisesini yetkisi olmaksızın alenen ve başkalarını yanıltacak şekilde giyen ya da hakkı olmayan nişan/madalya takan kişi 3 ay–1 yıl hapis cezasıyla cezalandırılır.
(2) Elbisenin sağlayacağı kolaylık ve olanak sağlanarak suç işlenirse, ceza üçte bir oranında artırılır; işlenen diğer suça ilişkin ceza da ayrı verilir.
Hukuki Unsurlar:
-
Kıyafet ya da işaretin resmî, rütbe ya da meslek sembolü niteliğinde olması gerekir.
-
Yetkisiz ve aleni şekilde kullanımı, başkalarını yanıltacak şekilde yapılmalıdır.
-
Manevi unsur: Kast esastır; fail, bir kamu görevlisi gibi izlenim yaratmayı bilerek yapmalıdır.
Korunan Değer: Kamu hizmetinin güvenilirliği ve toplumun devlete olan güveni.
3. Uygulamada Aranan Yaptırım ve Usuller
-
Adli para cezası, hapisle birlikte veya tek başına uygulanabilir.
-
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) veya cezanın ertelenmesi, suçun 2 yıl ve altında olması durumunda mümkündür.
-
Önödeme: Suç 6 ay ve altı hapis cezasına tabi olanlara uygulanabilir; TCK 264 önödeme kapsamındadır.
-
Uzlaşma: Bu suç uzlaşma kapsamına girmez.
4. Yargıtay İçtihatları: Uygulama Nasıl Olmalı?
1. Zabıta Kıyafeti ile Usulsüz Kullanım (Yargıtay 15. Ceza Dairesi – 2015/23086)
Sanık, zabıta kıyafetiyle hastanede dolaşmış, zabıta şapkasını araçta bırakmış ve kamera kayıtlarıyla bu durum tespit edilmiştir. Mahkeme beraat kararı vermiş ancak Yargıtay, TCK 264 kapsamında suçun oluştuğunu belirterek mahkumiyet gerektiğine hükmetmiştir.
2. Polis Kokartı Gösterme – Mahkumiyetin Bozulması (Yargıtay 17. Ceza Dairesi – 2019/15444)
Sanık, kendisini polis olarak tanıtarak cüzdanındaki metal polis kokartını göstermiştir. Ancak gösterilen kokart, 2933 sayılı Kanun kapsamındaki nişan veya madalya olmadığından, TCK 264 kapsamındaki suçun unsurları oluşmamış ve beraat verilmesi gerekirken mahkumiyet verilmesi bozma nedeni olmuştur.
3. Polis Kartına Benzeyen Kart Gösterme (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – 2017/3351)
Yol tartışması sırasında sanık, polis kartına benzeyen bir kart göstermiş, polisler bunun resmi tanıtma kartı olmadığını tespit etmiştir. Yargıtay, delillerin yetersiz gerekçeyle mahkumiyet için kullanıldığını belirterek bozma kararı vermiştir.
4. Polis Rozeti Göstererek Telefon Satışı (Yargıtay 5. Ceza Dairesi – 2015/17637)
Sanık, telefon satışı sırasında metal polis rozetini göstermiştir. Rozet, 2933 sayılı Kanundaki resmi nişanlardan olmadığı için TCK 264 kapsamına girmediği belirtilmiş, beraat yerine mahkumiyet verilmesi hatalı bulunmuştur.
5. Araçta Polis Amblemli Park Belgesi Bulundurmak (Yargıtay 5. Ceza Dairesi – 2015/15065)
Sanık, aracında polis yıldızlı amblem taşıyan park belgesi bulundurmuştur. Bu belgenin TCK 264 kapsamında değerlendirilemeyeceği, beraat verilmesi gerekirken mahkumiyetin hatalı olduğu belirtilmiştir.
6. Metroda Polis Rozeti Gösterme (Yargıtay 5. Ceza Dairesi – 2015/11457)
Sanık, metroda ücretsiz geçiş için özel güvenliğe polis olduğunu söyleyip rozet göstermiştir. Rozet, resmi nişan olmadığından suçun unsurları oluşmamış, beraat yerine mahkumiyet verilmesi bozma nedeni olmuştur.
7. Üsteğmen Üniforması ile Dolandırıcılık (Yargıtay 15. Ceza Dairesi – 2017/9260)
Sanık, üsteğmen üniforması giyerek pastaneden alışveriş yapmış, ödeme yapmadan ayrılmıştır. Yargıtay, bu durumda TCK 158/1-d’deki nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşabileceğini, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
8. İnternetten Tanıştığı Kişiye Teğmen Olduğunu Söyleme (Yargıtay 23. Ceza Dairesi – 2016/3271)
Sanık, internette tanıştığı mağdura teğmen olduğunu söylemiş, askeri üniforma giyerek güven kazanmış ve para almıştır. Yargıtay, eylemin nitelikli dolandırıcılık kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
9. Astsubay Kıyafetiyle Benzin İstasyonunda Dolandırıcılık (Yargıtay 15. Ceza Dairesi – 2014/21990)
Sanık, astsubay kıyafetiyle benzin istasyonuna giderek yakıt almış, parasını ödememiştir. Yargıtay, kamu kurumunun maddi varlığı olan üniformanın kullanılması nedeniyle eylemin nitelikli dolandırıcılık olabileceğini, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
10. Kendini Askeri Savcı Olarak Tanıtma (Yargıtay 15. Ceza Dairesi – 2014/… )
Sanık, üsteğmen üniformasıyla kendisini “Askeri Savcı” olarak tanıtmış ve menfaat sağlamıştır. Yargıtay, bunun hem TCK 158/1-d nitelikli dolandırıcılık hem de TCK 264 özel kıyafet kullanma suçunu oluşturabileceğini, dosyanın ağır ceza mahkemesinde görülmesi gerektiğini ifade etmiştir.
5. Günlük Hayatta Karşılaşılan Sorunlar
-
Polis, doktor, bekçi benzeri kıyafetlerin kullanılması: Sosyal medyada “gizli kamera” bahanesiyle giyilen kıyafetlerle üçüncü kişilerin alınmasına yönelik vakalar görülmektedir.
-
Nişan/rozet kullanımı: Sosyal etkinliklerde madalya takan akraba veya organizatörlerin kullanımı yanıltıcı olabilir.
-
Kostüm etkinlikleri ile resmi kıyafeti karıştırma: “Polis gecesi, asker balosu” gibi eğlencelerde sınır aşılabilir.
Bu tür vakalar, sadece cezai değil, toplumsal güven ve algı açısından da kritik sonuçlar doğurabilir.
6. Sonuç Değerlendirmesi
TCK 264, bri toplumun güvenini sarsacak yanıltıcı kıyafet kullanımlarına açık ve net cevap veren bir düzenlemedir. Yargıtay kararları, kanun koyucunun niyetine uygun olarak kast ve aleniyet şartlarının her zaman arandığını göstermektedir.
Modern toplumda, özellikle dijital çağda kimliklerin ve sembollerin yanlış kullanımına karşı hukukun sınırını korumak büyük önem taşıyor. Kamu görevlisine benzerlik yaratacak unsurlar taşıyan kıyafet ve işaretlerin usulsüz kullanımı hem bireysel hem toplumsal sonuçlar yaratabilecek ciddi bir sorundur.