Single Blog Title

This is a single blog caption

Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs Suçu: Hukuki Çerçeve ve Güncel Sorunlar

1. Giriş

Adil yargılanma hakkı, demokratik bir hukuk devletinin temel taşlarından biridir. Türk Anayasası’nın 36. maddesi ve AİHS’nin 6. maddesi ile güvence altına alınan bu hak, yalnızca taraflar için değil, toplumun tamamı için adaletin tarafsızlığını garanti eder.
Bu hakkın korunması amacıyla Türk Ceza Kanunu’nun 288. maddesi adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu düzenlemiştir. Bu suç, yargı yetkisinin bağımsızlığına müdahale edilmesini engeller ve yargıya duyulan güvenin korunmasını amaçlar.


2. Suçun Tanımı ve Unsurları

TCK m. 288 hükmüne göre:

“Görülmekte olan bir davada yargı yetkisini etkilemek amacıyla alenen beyanda bulunan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Bu maddeden hareketle suçun unsurları şunlardır:

  1. Görülmekte olan dava veya soruşturma bulunmalı. Henüz başlamamış veya kesinleşmiş dosyalar bu kapsama girmez.

  2. Aleniyet unsuru olmalı. Yani açıklama, basın, sosyal medya, topluluk önünde veya benzeri yollarla kamuya ulaşmalı.

  3. Yargıyı etkileme kastı bulunmalı. Burada amaç, hakimin veya mahkemenin tarafsızlığına müdahale etmek olmalıdır.

  4. Kast zorunludur; taksirle bu suç işlenemez.


3. Yargıtay Kararları ile Uygulama

Yargıtay, bu suçun yorumunda ifade özgürlüğü ile yargının bağımsızlığı arasındaki hassas dengeye dikkat çeker.

  • Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2019/1090 E., 2019/5889 K.
    Sanığın tanığa baskı kurduğu iddiasıyla adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçu yönünden yargılandığı dosyada; Yargıtay, aleniyet unsurunun gerçekleşmediğini ve bu nedenle beraat kararı verilmesi gerektiğini hükmetmiştir.

  • Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2018/7964 E., 2019/6847 K.
    Gizli bir dosya hakkındaki açıklamaların içerikleri ve yöntemi değerlendirilmiş; buna rağmen yargıyı etkileme bulunduğuna dair somut delil yoksa beraat verilmesi gerektiği belirtilmiştir.


4. AİHM Kararları ile İfade Özgürlüğü Dengesi

AİHM, bu suçun değerlendirilmesinde AİHS m. 10 (ifade özgürlüğü) ve m. 6 (adil yargılanma hakkı) arasındaki dengeyi esas alır.

  • Sunday Times/Birleşik Krallık (1979): Mahkeme, devam eden davalara ilişkin haber ve yorumların, davanın adil şekilde yürütülmesini engelleyebileceğini, bu nedenle sınırlanabileceğini kabul etmiştir.

  • Worm/Avusturya (1997): Dava sürecinde sanığın suçluluğu yönünde kesin ifadeler kullanan gazetecinin cezalandırılması, AİHS’ye uygun bulunmuştur.

  • Bédat/İsviçre (2016): Henüz görülmekte olan bir davadaki gizli dosya belgelerini yayınlayan gazetecinin mahkûmiyeti, yargının bağımsızlığını koruma amacıyla meşru görülmüştür.


5. Günümüzde Uygulama: Sosyal Medya ve Basın

Günümüzde bu suçun en yaygın işlendiği alan sosyal medya platformlarıdır. Twitter (X), Instagram, YouTube gibi mecralarda:

  • Dava hakkında yönlendirici kampanyalar başlatılması,

  • Tanık veya mağdurların hedef gösterilmesi,

  • Hakim-savcıların isimlerinin ifşa edilerek itham edilmesi,

  • Dosya gizliliğinin ihlali

gibi fiiller, suçun unsurlarını oluşturabilir.

Basın kuruluşları için ise haber verme hakkı korunur; ancak kullanılan dil, başlık seçimi ve sunum biçimi, davanın sonucunu etkilemeye yönelik olduğunda TCK m. 288 kapsamında değerlendirilir.


6. Uygulamada Sorunlar

  1. İfade özgürlüğü sınırının belirsizliği: Ne zaman eleştiri hakkı, ne zaman yargıya müdahale olduğu tartışmalı olabilir.

  2. Basın özgürlüğü ile çatışma: Haber verme hakkı ile davaya etki etme arasındaki çizgi ince olduğu için gazeteciler açısından risklidir.

  3. Sosyal medyada hız ve etki: Tek bir paylaşımın binlerce kişiye ulaşması, suçun aleniyet unsurunu çok kolay bir şekilde tamamlar.


7. Ceza Yaptırımı

TCK m. 288’e göre:

  • Temel ceza: 6 ay – 2 yıl arası hapis cezası.

  • Ağırlaştırıcı neden: Suç basın ve yayın yoluyla işlenirse ceza yarı oranında artırılır.

  • Zamanaşımı: Genel dava zamanaşımı süreleri uygulanır.


8. Örnek Olay Analizi

Diyelim ki bir ceza davasında sanığın suçlu olduğunu iddia eden bir televizyon programı yapılıyor ve programda hakimin taraflı olduğu ima ediliyor.

  • Bu durum TCK 288 kapsamında yargıyı etkilemeye teşebbüs olarak değerlendirilir.

  • Basın özgürlüğü kapsamında olsa bile “davaya etki kastı” bulunuyorsa suç oluşur.

  • AİHM içtihatlarında da görüldüğü üzere, yargının bağımsızlığı ifade özgürlüğünden önce gelir.


9. Sonuç

Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçu, hem yargının bağımsızlığı hem de kamu vicdanı açısından kritik bir konudur. İfade özgürlüğü önemli bir haktır; ancak bu hak, devam eden davaların selametini tehlikeye atacak şekilde kullanılamaz.
Özellikle sosyal medya çağında, bu suçun sınırları konusunda hem kamuoyunun hem de basının bilinçli olması gerekir.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button