Muvazaa Nedir? Türk Borçlar Kanunu m.19
Giriş
Hukuki işlemlerin görünürdeki irade beyanı ile tarafların gerçek iradesi örtüşmediğinde ortaya çıkan en temel problemlerden biri “muvazaa”dır. Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesinde düzenlenen muvazaa kavramı, hem özel hukuk ilişkilerinin istikrarı açısından hem de üçüncü kişilerin korunması bakımından oldukça kritik bir düzenlemedir. Bu yazıda muvazaa kavramı, TBK m.19 kapsamında teorik olarak incelenecek, ardından uygulamadaki karşılığına dair pratik bilgiler ve örnek olay ile açıklamalar sunulacaktır.
TBK m.19 Hükmü ve Anlamı
Madde Metni:
“Tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla aralarında yaptıkları ancak gerçek iradelerine uymayan işlemler muvazaalıdır. Muvazaalı işlem, taraflar gerçek iradelerine uygun başka bir işlem yapmışlarsa, bu işlem geçerlidir.”
Bu maddeye göre muvazaa iki unsura dayanır:
-
Görünen işlem ile gerçek iradenin örtüşmemesi (irade-fiziksel işlem uyuşmazlığı),
-
Üçüncü kişileri aldatma kastı.
Muvazaa Türleri
Muvazaa üç ana başlıkta incelenebilir:
1. Mutlak Muvazaa
Tarafların görünürde bir işlem yapıp aslında hiçbir hukuki sonuç doğurmak istemedikleri durumlardır. Örneğin, bir taşınmazın satış gibi gösterilip aslında devredilmek istenmemesi.
2. Nispi Muvazaa
Görünürdeki işlemin ardında başka bir gizli işlemin bulunduğu durumlardır. Örneğin, tarafların satış gibi gösterip aslında bağışlama iradesiyle hareket etmesi.
3. Şarta Bağlı Muvazaa
Tarafların gerçek iradelerini üçüncü kişilere karşı kısmen gizledikleri durumlardır. Görünürdeki işlem ile aralarındaki ilişki belirli şartlara bağlanmış olabilir.
Muvazaanın Hükümsüzlüğü ve Sonuçları
1. Görünürdeki İşlem
Muvazaalı (görünürdeki) işlem kesin hükümsüzdür (butlan ile sakattır). Bu nedenle hukuki sonuç doğurmaz.
2. Gizli İşlem
Taraflar muvazaalı işlemle birlikte gerçek iradelerini yansıtan gizli bir işlem yapmışlarsa, bu gizli işlem de şekil şartlarına uygunsa geçerli kabul edilir.
Muvazaa ve Üçüncü Kişilerin Korunması
Üçüncü kişiler, özellikle iyi niyetli olanlar, görünürdeki işlemin geçerli olduğuna inanabilir. Ancak muvazaa iddiası ile bu iyi niyet korunmaz. Zira muvazaa, üçüncü kişileri aldatma amacı güttüğü için, üçüncü kişiler muvazaa iddiasında bulunabilirler.
Muvazaanın İspatı
Muvazaa, özel bir ispat rejimine tabidir:
-
Taraflar arasında muvazaa iddiası varsa bu yazılı delil ile ispat edilmelidir.
-
Üçüncü kişiler muvazaa iddiasında bulunuyorsa her türlü delille ispat mümkündür (tanık, bilirkişi, zilyetlik vb.).
Muvazaa ile Karıştırılmaması Gereken Kavramlar
a) Hata – Hile – İkrah:
Bu irade sakatlığı hallerinde görünürdeki işlem geçerlidir ancak iptal edilebilir. Muvazaada ise işlem baştan itibaren geçersizdir.
b) Gizli Ama Gerçek İşlem:
Muvazaa varsa ve gizli işlem şeklen geçerliyse, o işlem uygulanır.
Örnek Olay: Muris Muvazaası ile Taşınmaz Devri
Olay:
Bir baba, mal varlığını oğluna “satış” gibi göstererek devreder. Ancak satış bedeli alınmaz, işlem aslında kız çocuklarını mirastan mahrum bırakma amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Değerlendirme:
-
Satış işlemi muvazaalıdır (gerçekte bağış).
-
TBK m.19 anlamında bir nispi muvazaa söz konusudur.
-
Kız çocukları, üçüncü kişi sıfatıyla muvazaa iddiasında bulunabilir.
-
Gizli işlem olan bağış şeklen geçersizse (örneğin resmi şekle uygun değilse), bu işlem de geçersiz sayılabilir.
Uygulamada Muvazaa Davaları
a) Dava Türü:
Muvazaa iddiası genellikle “tespit davası” veya “tapu iptali ve tescil” davası olarak açılır.
b) Görevli Mahkeme:
Muvazaa iddiasına bağlı davalarda görevli mahkeme genellikle Asliye Hukuk Mahkemesidir.
c) Zamanaşımı:
Muvazaa nedeniyle açılan davalarda zamanaşımı uygulanmaz. Bu tür talepler zamanaşımı süresine tabi olmadan her zaman ileri sürülebilir.
Muvazaa Hallerinde Risk ve Öngörüler
1. Vergi Denetimi Riski:
Gerçek işlem gizlenmişse, vergi incelemeleri sonucunda cezai yaptırımlar gündeme gelebilir.
2. İcra İnkârı:
Borçlunun mal kaçırmak amacıyla yaptığı muvazaalı işlemler, alacaklılar tarafından iptal ettirilebilir.
3. Ortaklık İlişkilerinde Risk:
Şirket pay devirlerinde muvazaalı işlemler, şirket içi denetimlerde sorun yaratabilir.
Sonuç
Muvazaa, özel hukuk ilişkilerinde hem taraflar hem de üçüncü kişiler açısından ciddi hukuki riskler barındıran bir durumdur. Türk Borçlar Kanunu m.19, muvazaanın temel esaslarını net şekilde belirlemiştir. Uygulamada muvazaalı işlemlerin ispatı, dava türlerinin belirlenmesi ve şekil şartlarının analizi oldukça önemlidir. Muvazaa iddiasında bulunan kişilerin gerek somut delillere gerekse hukuki bilgiye dayalı hareket etmeleri, hak kayıplarını önlemek açısından kritik bir gerekliliktir.