Stok Değerleme Yöntemleri Due Diligence Raporunda Nasıl İncelenmelidir?
Giriş
Şirket satın alma, birleşme, yatırım ya da halka arz süreçlerinde yapılan due diligence çalışmaları; sadece bilanço kalemlerinin nominal değerleriyle değil, bu değerlerin oluşum yöntemleriyle de ilgilenir. Bu bağlamda stok değerleme yöntemleri, şirketin finansal tablolarında önemli etkiler yaratan ve manipülasyona açık başlıklardan biridir.
Bir şirketin stoklarını nasıl değerlediği; kârlılık oranı, vergi yükü, aktif büyüklüğü ve nakit akışı gibi temel parametreleri doğrudan etkiler. FIFO, LIFO ve Ortalama Maliyet gibi yöntemlerin seçimi, özellikle yüksek enflasyon, döviz dalgalanmaları ve mevsimsel üretim gibi faktörlere göre farklı sonuçlar doğurabilir.
1. Stok Değerleme Yöntemleri: Tanımlar ve Hukuki Zemin
a) FIFO (First In, First Out – İlk Giren İlk Çıkar)
FIFO yönteminde ilk alınan stok ilk tüketilir. Bu durumda:
-
Yükselen fiyat ortamında düşük maliyetli stok satılmış gibi görünür.
-
Kar yüksek, vergi yükü daha fazla olur.
-
Stokta kalan malların değeri yüksek olur.
b) LIFO (Last In, First Out – Son Giren İlk Çıkar)
Türkiye’de VUK kapsamında kullanımı yasak olmakla birlikte bazı iç raporlama sistemlerinde halen analiz aracı olarak değerlendirilir. En son alınan stok önce satılır varsayımı vardır.
c) Ortalama Maliyet
Stoklara ilişkin ortalama birim maliyet belirlenir. Bu yöntem, fiyat dalgalanmalarının dengelenmesi için kullanılır. En yaygın ve dengeli yöntemlerden biridir.
Vergi Usul Kanunu (VUK) ve Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS)
-
VUK’a göre FIFO ve Ortalama Maliyet yöntemleri geçerlidir.
-
TFRS kapsamında işletme, faaliyetinin gerçek yapısına en uygun yöntemi seçmekte serbesttir; ancak seçilen yöntemin tutarlı olması ve dipnotlarda açıklanması gerekir.
2. Due Diligence Sürecinde Stokların İncelenme Biçimi
Yatırımcı veya denetim uzmanı, stok kalemlerini değerlendirirken yalnızca miktarı değil, bu miktarın nasıl değerlediğini, hangi yöntemin ne gerekçeyle seçildiğini ve sektör normlarına uygunluğunu da sorgular.
Kritik Sorular:
-
Stokların değerlemesinde hangi yöntem kullanılmış?
-
Son 3 yılda yöntem değişikliği yapılmış mı?
-
Bu yöntem, sektör standardıyla uyumlu mu?
-
Şirketin üretim-satış döngüsüne uygun bir yöntem seçilmiş mi?
-
Dönem sonu stokların değeri, gerçeğe uygun mu?
3. Gerçeğe Uygunluk ve Dönemsel Sapmaların Analizi
Gerçeğe Uygunluk:
TFRS kapsamında finansal tablolar “gerçeğe uygun” sunulmak zorundadır. Ancak stokların şişirilmiş şekilde gösterilmesi, yatırımcıyı yanıltabilir. Stok değerinin olduğundan fazla gösterilmesi durumunda:
-
Varlıklar şişirilmiş görünür.
-
Dönem kârı da yüksek gösterilebilir.
-
Şirket olduğundan sağlıklı izlenimi verir.
Dönemsel Sapmalar:
-
Yıl sonunda büyük miktarda stok girilmiş ama satış yapılmamışsa, gerçek bir dönemsel sapma olabilir.
-
Bu tür değişimler, genellikle yıl sonu bilanço makyajı amacıyla kullanılır.
-
Özellikle FIFO yönteminde stoklar yükselen fiyattan görünür hale geldiği için, şirketin büyüklüğü yanıltıcı şekilde artabilir.
4. Örnek Olay: Stok Şişirmesi Nedeniyle Yatırımcı Zararı
Bir yapı kimyasalları üreticisi şirket, 2022 yıl sonu bilançolarında stoklarının %18 oranında arttığını bildirmiştir. Due diligence sürecinde yapılan analizde bu artışın, dönem sonu yapılan yapay satın alımlardan kaynaklandığı ve malların henüz depoya bile girmediği tespit edilmiştir.
Ayrıca kullanılan değerleme yöntemi FIFO olduğu için, son alınan (yüksek fiyatlı) ürünlerin maliyeti stoka yansıtılmış, böylece stok kalemi gerçeğin üzerinde görünmüştür. Yatırımcı bu durumun farkına ancak denetim sonrası varabilmiş ve gerçek değerin %12 altında yatırım yaptığı anlaşılmıştır.
5. Stok Değerleme Yöntemlerinin Finansal Tablolara Etkisi
Yöntem | Kâr | Vergi Yükü | Stok Değeri |
---|---|---|---|
FIFO | Yüksek | Yüksek | Yüksek |
LIFO | Düşük | Düşük | Düşük |
Ortalama | Dengeli | Dengeli | Gerçeğe yakın |
Bu tablo, yatırımcıya hangi yöntemin ne tür sonuçlar doğurduğunu özetlemektedir. Due diligence raporunda bu tür karşılaştırmalı tabloların yer alması önemlidir.
6. Şirket İçi Kar Transferi Riski
Bazı şirketler, aynı grup içindeki firmalara stok devri yaparak hem stok değerini hem de satış hacmini artırma yoluna gidebilir. Bu tür işlemler, grup içi şişirme olarak değerlendirilir ve yatırımcı açısından yüksek risk taşır.
Due diligence sürecinde:
-
Grup içi işlemler detaylıca incelenmeli.
-
Aynı gün stok alımı ve satımı varsa, sözleşmeler kontrol edilmeli.
-
Gerçek ticari ilişki mi yoksa bilanço düzenlemesi mi olduğu araştırılmalıdır.
7. Hukuki Yükümlülükler ve Denetim Sorumluluğu
TTK Açısından:
-
Finansal tabloların doğru ve dürüst sunulmaması durumunda yönetim sorumludur (TTK m. 514 vd.).
-
Bilançoda gerçeğe aykırı stok değerlemesi, ortakların veya alacaklıların zararına yol açarsa sorumluluk davası gündeme gelir.
Denetim Sorumluluğu:
-
Bağımsız denetçi, değerleme yöntemi değişikliklerini ve nedenlerini kontrol etmek zorundadır.
-
Açıklanmamış yöntem değişiklikleri, “önemli yanlışlık” olarak kabul edilir.
8. Stokların Yatırım Kararına Etkisi
Yatırımcılar açısından stoklar, şirketin üretim kapasitesi ve pazarlama stratejileri hakkında fikir verir. Ancak yanıltıcı stok verileri:
-
Yanlış değerleme,
-
Abartılmış satış beklentileri,
-
Gerçek olmayan kârlılık göstergeleri,
yatırım kararlarını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, yatırımcılar due diligence raporunda stok kalemlerine özel bir bölüm ayrılmasını talep etmelidir.
Sonuç
Stok değerleme yöntemleri, muhasebe ve vergi sistemlerinin birer aracı gibi görünse de; gerçekte, şirketin stratejik kararlarını etkileyen, yatırımcıya şirketin sağlığı hakkında doğrudan mesaj veren önemli unsurlardır. Due diligence sürecinde sadece hangi yöntem kullanıldığını değil, bu yöntemin neden seçildiğini, nasıl uygulandığını, sektöre uygun olup olmadığını ve finansal tabloları nasıl etkilediğini değerlendirmek gerekir.
Finansal tabloların güvenilirliği, yalnızca sayıların doğruluğuyla değil, o sayıların arkasındaki muhasebe politikalarının şeffaflığıyla ölçülür.
Hukuk Fakültesi Öğrencisi Gamze Akbulut