VERASET İLAMI (MİRASÇILIK BELGESİ) NEDİR? MİRASÇILIK BELGESİ ÇIKARMAK İÇİN NEREYE BAŞVURMAK GEREKİR? MİRASÇILIK BELGESİ ÇIKARMAK İÇİN GEREKEN BELGEELER NELERDİR ?
Miras, bir kişinin vefat etmesinden sonra geride bıraktığı malvarlığının, hak ve borçlarının kanuni veya atanmış mirasçılarına geçişini ifade eder. Türk Medeni Kanunu, bu geçiş sürecini belirli kurallara bağlamıştır ve mirasçının miras hakkını resmi olarak kullanabilmesi için ilk adım olarak mirasçılık belgesi alması gerekir. Bu belge, uygulamada “veraset ilamı” olarak da bilinir ve miras bırakanın ölümünden sonra geriye kalan kişilerin kimler olduğunu ve hangi oranda mirasçı olduklarını hukuken tespit etmeye yarar. Hem kamu kurumları nezdinde hem de özel kişiler karşısında, mirasçılığın ispatı ancak bu belge ile mümkün olur.
Mirasçılık belgesi hukuken bir tespit belgesidir. Bu belge, kişinin ölüm tarihi itibariyle geçerli olan yasal mirasçılık sıralamasına göre düzenlenir. Örneğin, ölenin eşi, altsoyu, anne-babası ya da kardeşleri gibi mirasçı konumundaki kişiler, kanunen öncelikli mirasçılar arasında yer alırlar. Belge, mirasçıların pay oranlarını da içerdiği için, özellikle taşınmazların intikali, banka hesaplarındaki işlemler, hisseli taşınmaz satışları, şirket hisselerinin devri gibi konularda vazgeçilmez bir evraktır. Bu yönüyle, mirasçılık belgesi aynı zamanda malvarlığı devrinin hukuki temelidir.
Türkiye’de mirasçılık belgesi alınmasının iki temel yolu vardır. Bunlardan ilki, noterlikler aracılığıyla belgenin düzenlenmesidir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 598. maddesi gereğince, noterler çekişmesiz yargı işlemleri kapsamında, herhangi bir ihtilafın bulunmaması kaydıyla yasal mirasçılık belgesi düzenleyebilir. Bu işlem, oldukça hızlı ve pratik bir yoldur. Noterler, MERNİS kayıtlarına erişim sağlayarak nüfus kütüğünden murisin kimliğini, ölüm tarihini ve mirasçılarını tespit eder. Bu bilgiler ışığında düzenlenen belge, genellikle başvurunun yapıldığı gün içinde teslim edilir. Ancak noterler sadece yasal mirasçılık belgesi düzenleyebilir. Yani, atanmış mirasçılar için ya da vasiyetnamenin varlığı durumunda mahkemeye başvurmak zorunludur.
İkinci yol ise sulh hukuk mahkemesine başvurudur. Özellikle mirasçılar arasında yabancı uyruklu kişiler varsa, evlat edinme, evlilik dışı çocuk gibi özel durumlar söz konusuysa ya da birden fazla kişi aynı oranda miras iddiasında bulunuyorsa, bu belge noterlikçe düzenlenemez. Bu gibi hallerde mahkemeye başvurularak mirasçılık belgesi alınması gerekir. Sulh hukuk mahkemesine yapılacak başvuru, basit yargılama usulüne tabi olup, genellikle kısa sürede sonuçlanır. Ancak, mirasçılar arasında ihtilaf çıkması veya murisin ardında vasiyetname bırakmış olması gibi durumlar süreci çekişmeli hale getirebilir.
Mahkeme yoluyla mirasçılık belgesi almak isteyen kişinin öncelikle ilgili mahkemeye yazılı bir dilekçeyle başvurması gerekir. Dilekçede, murisin kimlik bilgileri, ölüm tarihi, yerleşim yeri ve varsa bilinen mirasçılar açıkça belirtilmelidir. Mahkeme, dosya üzerinden işlem yaparak, ilgili nüfus kayıtlarını getirir, gerekirse tanık beyanları veya resmi kayıtları inceler. Sonrasında, hâkim tarafından mirasçıların kim olduğuna ve pay oranlarına ilişkin karar verilir. Bu karar kesinleştiğinde, taraflara mirasçılık belgesi verilir. Uygulamada, mahkemeden alınan belge çoğu zaman noterinkine kıyasla daha geniş kapsamlı ve ihtilafa daha az açık olarak kabul görür.
Mirasçılık belgesi almak için başvuru yapılan kuruma göre istenen belgeler değişiklik gösterebilir. Noterlikten alınacak belge için genellikle yalnızca başvuran kişinin nüfus cüzdanı yeterlidir. Ayrıca başvuru esnasında murisin adı, soyadı, T.C. kimlik numarası ve ölüm tarihi bilgileri de noter sisteminden teyit edilir. Ancak, noter işlemlerinin yapılabilmesi için murisin nüfus kayıtlarının eksiksiz ve güncel olması gerekir. Eğer kayıt eksikliği ya da çelişki varsa, işlem yapılamaz ve başvuru sahibine mahkemeye yönlendirilmesi gerektiği belirtilir.
Mahkeme aracılığıyla yapılacak başvurularda ise daha fazla belge gerekir. Bunların başında, vefat eden kişiye ait vukuatlı nüfus kayıt örneği gelir. Bu belge, kişinin ölümünün resmi olarak kayıtlara geçtiğini ve hangi aile bireylerine sahip olduğunu gösterir. Ayrıca başvuran kişiye ait kimlik fotokopisi, dilekçe, varsa vasiyetname veya noter düzenlemesi varsa ilgili belge eklenmelidir. E-devlet sistemi üzerinden alınabilecek belgelerle süreç kolaylaştırılabilir. Ayrıca, yabancı uyruklu mirasçıların bulunması durumunda çeviri ve apostil işlemleri de gerekeceğinden, süreç daha teknik ve zaman alıcı olabilir.
Mirasçılık belgesi için başvurulan mahkeme türü “çekişmesiz yargı” kapsamında olduğundan, bu belgeye yönelik başvurularda karşı tarafa tebligat yapılması çoğu zaman gerekmez. Ancak mirasçılardan biri itiraz eder, murisin evlat edinme geçmişi olduğu iddia edilir veya reddi miras gibi konular gündeme gelirse, dosya çekişmeli hale gelebilir. Bu da davanın uzamasına neden olur. Bu nedenle, başvuru öncesi mirasçıların aralarında iletişim kurması ve süreçte uyumlu hareket etmeleri önerilir.
Mirasçılık belgesi çıkarmanın yasal bir süresi bulunmamakla birlikte, uygulamada mirasçıların belgeyi mümkün olan en kısa sürede almaları gereklidir. Özellikle taşınmazların miras yoluyla intikal işlemlerinde tapu müdürlükleri, bankalar ve vergi daireleri bu belgeyi zorunlu evrak olarak görmekte ve işlem yapılmasına izin vermemektedir. Ayrıca, veraset ve intikal vergisinin hesaplanması ve beyanı açısından da bu belgenin çıkarılması gereklidir. 2025 yılı itibarıyla, mirasın intikalinden itibaren 4 ay içinde veraset ve intikal vergisi beyannamesi verilmelidir. Aksi takdirde gecikme cezası ve faiz uygulanabilir.
Sonuç olarak, mirasçılık belgesi gerek hukuki işlemlerin yapılabilmesi gerekse kamu kurumları nezdinde mirasçılığın ispatı açısından temel bir belgedir. Noter ya da sulh hukuk mahkemesi aracılığıyla düzenlenebilir. Hangi yöntemin izleneceği, olayın özelliklerine, mirasçıların durumuna ve murisin vasiyet bırakıp bırakmadığına göre değişir. Gerekli belgeler eksiksiz hazırlandığı takdirde, bu süreç hızlı ve sorunsuz ilerleyebilir. Ancak özel veya karmaşık durumlarda profesyonel bir hukuki danışmanlık alınması, ileride doğabilecek hak kayıplarının önüne geçilmesi açısından önemlidir. Miras hukuku alanında uzman bir avukat, bu sürecin her aşamasında hem rehberlik edecek hem de hukuki güvenliği sağlayacaktır.