Lisans Sözleşmeleri Due Diligence Sürecinde Fikri Mülkiyetin Gerçek Sahibine Ait Olduğunu Gösterir mi?
Giriş
Bir şirketin değerlemesi yapılırken, yalnızca maddi varlıklar değil; fikir ve sınai mülkiyet hakları da büyük önem taşır. Bu tür hakların devri, kullanımı ve lisanslanması ise çoğunlukla sözleşmeye dayalıdır. Özellikle yazılım, ilaç, teknoloji, tasarım ve moda sektörlerinde şirketin sahip olduğu marka, patent veya telif haklarının durumu, yatırımcı kararlarını doğrudan etkiler. Bu bağlamda, lisans sözleşmeleri yatırım öncesi yapılan due diligence sürecinde dikkatle incelenmelidir.
Peki lisans sözleşmeleri, yatırımcıya fikri mülkiyetin gerçekten şirkete ait olduğunu ispatlar mı? Alt lisanslama, süreli kullanım ve tescil koşulları nelerdir? Bu makalede, lisans sözleşmelerinin hukuki niteliği, due diligence sürecindeki rolü ve yatırımcı açısından taşıdığı riskler teorik ve pratik bilgilerle birlikte örnek olayla incelenecektir.
1. Lisans Sözleşmesi Nedir?
Lisans sözleşmesi, fikri ve sınai mülkiyet hakkı sahibinin, bu hakkı belirli bir süre, bölge veya kullanım şekliyle başka bir kişiye kullandırmasına ilişkin sözleşmedir.
Türk Hukuku’nda dayanak:
-
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK)
-
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK)
-
Türk Borçlar Kanunu (TBK) hükümleri
Lisanslar; münhasır (exclusive) veya gayrimünhasır (non-exclusive) olabilir. Bu fark, yatırımcı için doğrudan risk ve esneklik anlamı taşır.
2. Due Diligence Sürecinde Lisans Sözleşmelerinin Önemi
Due diligence kapsamında lisans sözleşmeleri şu açılardan incelenmelidir:
-
Şirket gerçekten hak sahibi mi yoksa yalnızca lisans kullanıcısı mı?
-
Lisans hakkı ne kadar süreyle geçerli?
-
Alt lisans verebilir mi?
-
Kullanım alanı, sektörü ve bölgesi sınırlandırılmış mı?
-
Lisans bedeli ve fesih koşulları ne?
Yatırımcı bu soruların cevabına göre, lisansın şirketin değerine olan katkısını analiz eder.
3. Fikri Mülkiyetin Gerçek Sahibi Kim?
a) Tescil ve Sahiplik Ayrımı
Marka, patent veya tasarım belgelerinin tescil sahibi her zaman kullanım hakkını elinde bulundurmayabilir. Özellikle şu durumlarda sahiplik karmaşıklaşır:
-
Şirket, hak sahibi yerine “münhasır lisans sahibi” olabilir.
-
Ortak projede geliştirilen yazılımlarda paylaşımlı mülkiyet olabilir.
-
Tescil üçüncü kişide olup şirket yalnızca kullanım lisansına sahiptir.
Bu nedenle due diligence sürecinde yalnızca tescil belgesi değil, lisans sözleşmesi ve varsa devir sözleşmeleri de incelenmelidir.
b) Örnek Olay: Marka Tescilinde Sahiplik Krizi
Durum:
Bir yatırımcı, bir moda şirketini satın almak üzere due diligence süreci yürütür. Şirketin logosu, markası ve tasarım çizgisi piyasada tanınmıştır. Ancak incelemede, bu markaların tescilinin şirkete değil, kurucu ortağın şahsına ait olduğu, şirkete yalnızca 5 yıllık lisans verildiği ortaya çıkar.
Değerlendirme:
Yatırımcı açısından büyük risk anlamına gelir. Zira 5 yıl sonra marka üzerindeki tüm haklar sona erebilir. Lisans süresinin uzatılmaması halinde şirket, en önemli değerini kaybeder.
4. Süreli Kullanım: Lisansın Ne Kadar Geçerli Olduğu Neden Önemlidir?
Lisans sözleşmelerinde çoğu zaman süre belirlenir:
-
1 yıl, 5 yıl, 10 yıl gibi sabit süreli olabilir.
-
Belirli bir projenin süresiyle sınırlı olabilir.
-
Süre sonunda otomatik sona erer veya yenileme şartı aranır.
Yatırımcı açısından lisansın süresi, gelir sürdürülebilirliğini belirleyen en önemli faktördür. Süresi biten veya kısa süreli lisanslar, yatırım sonrası sözleşmenin yenilenmesini gerektirir ki bu yeni maliyet ve belirsizlik anlamına gelir.
5. Alt Lisanslama Koşulları: Yatırımcı Açısından Esneklik mi, Risk mi?
Lisans sözleşmesinde şu hüküm yer alabilir:
“Lisans alan, yazılı onay alınmaksızın alt lisans veremez.”
Bu hüküm, şirketin başka ortaklıklar kurmasını, lisans hakkını genişletmesini engeller. Bu durumda:
-
Şirket üçüncü kişilere çözüm ortağı olamaz.
-
Lisans hakkını kiraya veremez.
-
Gelir çeşitlendirmesi engellenir.
Eğer yatırımcının planı, bu lisans haklarını geniş bir pazarda kullanmaksa, sözleşmedeki alt lisans yasağı ciddi bir bariyer oluşturur.
6. Lisans Sözleşmelerinde Sona Erme ve Fesih Hükümleri
Due diligence sürecinde lisans sözleşmesinin sona erme koşulları dikkatle incelenmelidir:
-
Sözleşme tek taraflı olarak feshedilebilir mi?
-
Fesih bildirimi için süre öngörülmüş mü?
-
Fesih halinde tarafların yükümlülükleri neler?
Bazı sözleşmelerde “kötüye kullanım, ödemede gecikme veya şirket el değiştirmesi” gibi sebeplerle tek taraflı fesih hakkı tanınabilir. Bu durum, yatırımcı açısından sözleşmenin ani sona erme riski anlamına gelir.
7. Fikri Mülkiyet Tescilinin Due Diligence’ta İncelenmesi
Yalnızca sözleşme değil; aşağıdaki belgeler de incelenmelidir:
✅ Tescil belgeleri (Türk Patent, WIPO, EUIPO kayıtları)
✅ Tescil sahibinin kim olduğu
✅ Devir veya intifa hakkı sözleşmeleri
✅ Lisans sözleşmesinin noter onayı veya sicil kaydı
✅ Şirket içi yazılımlarda geliştiricilerle yapılan hak devri sözleşmeleri
✅ Tescil edilmiş olmayan eserlerde eser sahipliği ve ispat belgeleri
8. Yatırımcı İçin Hukuki Kontrol Listesi
- Lisans verenin gerçekten hak sahibi olup olmadığı
- Lisansın süresi ve yenilenme koşulları
- Münhasır mı, gayrimünhasır mı olduğu
- Alt lisans verebilme yetkisi olup olmadığı
- Kullanım alanı, bölge ve sektörel sınırlandırmalar
- Lisans bedeli ve ödeme koşulları
- Fesih koşulları ve sona erme hükümleri
- Tescil belgelerinin güncelliği ve devredilebilirliği
9. Sonuç
Lisans sözleşmeleri, yatırımcı açısından sadece bir kullanım hakkı değil, aynı zamanda stratejik karar alma kapasitesini etkileyen bir yapıdır. Lisansın süresi, devredilebilirliği, tescil durumu ve alt lisans hakkı gibi unsurlar doğru analiz edilmediği takdirde, yatırımcı beklenmeyen yükümlülüklerle karşılaşabilir.
Due diligence sürecinde sadece tescil belgelerine bakmak yeterli değildir. Sözleşmenin içeriği, taraflar arası ilişki, süresi ve kullanım şartları detaylı şekilde incelenmeli; fikri mülkiyetin gerçekten şirkete ait olup olmadığı, yatırım kararını şekillendirecek en kritik sorudur.
Hukuk Fakültesi Öğrencisi Gamze Akbulut