Ana Sözleşme Değişiklikleri Due Diligence Kapsamında Neden Kritik Öneme Sahiptir?
Giriş
Şirket birleşmeleri, devralmalar, yatırım süreçleri ve hukuki risk analizlerinde “due diligence” (hukuki ve mali durum tespiti) süreci, yatırımcının veya alıcının karşılaşabileceği riskleri en aza indirme amacı taşır. Bu sürecin en önemli unsurlarından biri de şirketin ana sözleşmesinde (esas sözleşme) yapılan değişikliklerin geçmişe dönük olarak incelenmesidir.
Ana sözleşme, şirketin hukuki kimliğini ve faaliyet sınırlarını belirleyen temel belgedir. Bu belgenin zaman içinde değişikliğe uğraması olağandır; ancak her değişikliğin hukuken geçerli, usule uygun ve ticaret siciline tescil edilmiş olması gerekir. Aksi halde, yatırımcı açısından hukuki riskler doğabilir, hatta şirketin bazı işlemleri geçersiz hale gelebilir.
Bu makalede, ana sözleşme değişikliklerinin due diligence sürecinde neden kritik önemde olduğu, geçmiş değişikliklerin nasıl denetlendiği, uygulamada karşılaşılan sorunlar ve hukuki değerlendirmeler ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
1. Ana Sözleşme Değişikliği Nedir?
Türk Ticaret Kanunu (TTK) uyarınca şirketin unvanı, faaliyet konusu, sermayesi, merkez adresi, yönetim yapısı ve benzeri temel unsurlar ana sözleşmede düzenlenir. Şirketin ihtiyaçlarına, pazar şartlarına veya stratejik planlarına göre zaman zaman bu unsurlar değiştirilebilir. Ancak:
-
TTK m. 452 vd. gereği,
-
Anonim şirketlerde genel kurul kararı,
-
Limited şirketlerde ortaklar kurulu kararı ile,
-
Usulüne uygun çağrı, toplantı ve karar yeter sayısı sağlanarak,
-
Değişiklik noterce onaylatılıp Ticaret Siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan ettirilmelidir.
Bu prosedürlerin eksikliği, değişikliğin geçerliliğini doğrudan etkiler.
2. Ana Sözleşme Değişikliklerinin Due Diligence Kapsamındaki Önemi
Due diligence (hukuki inceleme), şirketin alım-satım işlemleri, yatırımcı girişi veya birleşme-devir süreçlerinde karşı tarafın şirketin mevcut ve geçmiş durumuna ilişkin şeffaf ve doğru bilgiye ulaşmasını sağlar. Ana sözleşme değişiklikleri bu süreçte şu açılardan büyük önem taşır:
a. Şirketin Geçmiş Faaliyet Alanlarının Tespiti
Faaliyet konusu geçmişte sınırlıysa ve sonradan genişletildiyse, geçmişte yapılan bazı işler esas sözleşmeye aykırı şekilde yapılmış olabilir. Bu da yönetim kurulu üyeleri açısından sorumluluk doğurur.
b. Sermaye Artırım ve Azaltımlarının Geçerliliği
Sermaye değişiklikleri, pay sahipliği yapısını ve oy haklarını doğrudan etkiler. Hatalı veya usulsüz sermaye artırımı yatırımcının % hisse beklentisini boşa çıkarabilir.
c. Yönetim Yetkileri ve Temsil Sınırları
Yönetim kuruluna yetki devri, müdür atamaları gibi düzenlemeler sözleşmede değiştirilmişse, geçmişte yetkisiz kişilerce yapılan işlemler geçersizlik riski doğurabilir.
d. Ortaklar Arası Hak ve Yükümlülüklerin Evrimi
Kar dağıtımı, önalım hakkı, pay devir sınırlamaları gibi hükümlerin zamanla değişmiş olması, ortaklık haklarının geçmişte nasıl kullanıldığını etkiler.
3. Geçmişte Yapılan Değişikliklerin Geçerliliği Nasıl Denetlenir?
Bir hukukçu veya yatırım danışmanı, due diligence sürecinde aşağıdaki adımları izleyerek ana sözleşme değişikliklerinin geçerliliğini denetler:
1. Ticaret Sicili İncelemesi
-
Ticaret Sicili Müdürlüğü’nden veya Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS) üzerinden şirketin tüm tescilli değişikliklerine ulaşılır.
-
Değişiklik kararlarının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanıp yayımlanmadığı kontrol edilir.
2. Genel Kurul / Ortaklar Kurulu Kararlarının İncelenmesi
-
Değişikliğe dair karar metni ve kararın alındığı toplantının çağrı ve toplantı usulleri (TTK m. 410 ve devamı) denetlenir.
-
Özellikle olağanüstü genel kurulların geçerli bir çağrı ile yapılıp yapılmadığı değerlendirilir.
3. Noter Onaylı Sözleşme Metinlerinin Karşılaştırılması
-
İlk kuruluş sözleşmesi ile sonraki tüm değişiklikler karşılaştırmalı olarak incelenir.
-
Uygulamada, “geçmiş sözleşme metnine aykırı güncel uygulamalar” sıkça karşılaşılan risklerdendir.
4. İç Yönerge ve Yönetim Kurulu Kararlarıyla Uyum Analizi
-
Temsil ve ilzam yetkileri iç yönerge ile yönetim kuruluna devredilmişse, ana sözleşme değişikliği ile uyumlu olup olmadığı kontrol edilir.
5. Yargı Kararları ve İptal Davaları Araştırılır
-
Ana sözleşme değişikliklerine karşı açılmış olası iptal davaları (TTK m. 447 vd.) tespit edilmeli, kesinleşip kesinleşmediği değerlendirilmelidir.
4. Uygulamada Karşılaşılan Başlıca Sorunlar
– Usule Uygun Olmayan Değişiklikler
Genel kurul çağrısının süresinde yapılmaması, toplantı yeter sayısının sağlanmaması gibi nedenlerle yapılan değişiklikler geçersizdir.
-Tescil Edilmeyen Değişiklikler
Tescil ve ilan zorunluluğuna uyulmadığında değişiklik hüküm ifade etmez (TTK m. 30). Bu, yatırımcıyı yanıltan ve ortaklık haklarını belirsizleştiren bir durumdur.
-Hatalı Pay Devir Kısıtlamaları
Bazı şirketlerde eski sözleşmelerde yer alan pay devrine sınırlamalar, değişiklikle kaldırılmış olabilir; ancak bu değişikliğin geçerli olmadığı tespit edilirse eski hüküm uygulanır.
5. Sonuç ve Öneriler
Ana sözleşme değişiklikleri, bir şirketin geçmişine, yapısına ve geleceğine dair ipuçları verir. Due diligence sürecinde:
-
Her değişiklik satır satır kontrol edilmelidir.
-
Geçmişe dair yönetim tasarrufları sözleşme ile uyumlu mu denetlenmelidir.
-
Tescil ve ilan işlemleri eksiksiz mi gözden geçirilmelidir.
-
İç yönergeler ve fiili uygulamalarla çelişki var mı analiz edilmelidir.
Bu süreç yatırımcıyı ileride karşılaşabileceği iptal davaları, hissedar ihtilafları, faaliyet izni sorunları veya yönetim yetkisi itirazları gibi risklerden korur.
Hukuk Fakültesi Öğrencisi Gamze Akbulut