Single Blog Title

This is a single blog caption

Enerji projelerinde karbon salınımı nedeniyle açılan çevre davaları nasıl yürütülür?

Giriş

Enerji projeleri, özellikle kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıt temelli yatırımlar, karbon emisyonlarının en büyük kaynakları arasında yer almaktadır. Karbon emisyonlarının iklim değişikliğini tetiklemesi, ekosistemleri bozması ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratması nedeniyle, son yıllarda karbon emisyonuna dayalı çevre davaları giderek artmıştır. Devletler, çevreci sivil toplum kuruluşları (STK’lar) ve bireyler, enerji projelerine karşı karbon salınımını azaltma, tazminat talebi ve idari iptal davaları gibi hukuki yollara başvurmaktadır.

Bu makalede, karbon emisyonlarından kaynaklanan çevre davalarının nasıl yürütüldüğü, uluslararası iklim anlaşmaları, Türk çevre mevzuatı, yargısal süreçler ve uygulamalı dava örnekleri çerçevesinde ele alınacaktır.


1. Karbon Emisyon Davalarının Hukuki Dayanakları

1.1. Uluslararası İklim Anlaşmaları

  • Paris Anlaşması (2015): Devletlerin sera gazı emisyonlarını azaltma taahhütlerini düzenleyen temel belgedir. Türkiye, 2021 yılında Paris Anlaşması’nı onaylamıştır.

  • Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC): Küresel iklim politikalarının çerçevesini belirler ve ulusal mevzuatın hazırlanmasına zemin oluşturur.

1.2. Türk Çevre Mevzuatı

  • 2872 sayılı Çevre Kanunu: Çevreyi kirleten ve zarar veren faaliyetlere karşı idari ve cezai yaptırımlar öngörür.

  • Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği: Büyük ölçekli enerji projelerinin çevreye etkilerini analiz etmeyi zorunlu kılar.

  • Türk Borçlar Kanunu (TBK) m.49: Haksız fiil sorumluluğu kapsamında karbon emisyonu nedeniyle doğan zararlarda tazminat talep edilebilir.

1.3. Yargı Kararları ve Anayasal Dayanak

  • Anayasa m.56: Herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı vardır. Devlet, çevreyi korumakla yükümlüdür.

  • Danıştay ve İdare Mahkemesi Kararları: Karbon yoğun enerji projeleri için verilen ÇED olumlu raporlarının iptali talepleri, çoğu kez Danıştay’ın denetimine konu olmaktadır.


2. Kimler Karbon Emisyonuna Dayalı Dava Açabilir?

  • Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Kamu Kurumları: Emisyon sınırlarını ihlal eden işletmeler hakkında idari işlem yapabilir ve dava açabilir.

  • STK’lar ve Çevre Dernekleri: Kamu yararı gerekçesiyle iptal davaları açabilir.

  • Bireyler ve Yerel Halk: Sağlık sorunları, mülkiyet kayıpları veya tarım arazilerinin zarar görmesi gerekçesiyle tazminat davaları açabilir.

  • Yatırımcılar ve Hissedarlar: Şirketin karbon risklerini açıklamaması veya yanıltıcı çevre beyanlarında bulunması nedeniyle dava açabilir.


3. Karbon Emisyon Davalarının Türleri

  1. İdari İptal Davaları: ÇED olumlu kararlarının iptali veya enerji projelerine verilen ruhsatların iptali için açılır.

  2. Tazminat Davaları: Karbon salınımının neden olduğu çevresel zararlar (ör. hava kirliliği, tarım verim kaybı) için açılır.

  3. Haksız Fiil ve Komşuluk Hukuku Davaları: Karbon emisyonları nedeniyle çevreye verilen zarardan dolayı TBK m.49 çerçevesinde açılır.

  4. Kamu Yararı Davaları: Çevre STK’ları, insan sağlığı ve ekosistem yararına dava açabilir.

  5. Yanıltıcı Beyan ve Greenwashing Davaları: Şirketlerin yanlış “karbonsuz” beyanları nedeniyle tüketicilerin yanıltılması durumunda açılır.


4. Dava Süreci

4.1. Ön İnceleme ve İdari Başvuru

  • ÇED raporları ve emisyon izin belgeleri incelenir.

  • İlgili idari kurumlara (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, belediyeler) başvuru yapılır.

4.2. Dava Açma Süreci

  • İptal davaları, ilgili idareye karşı idare mahkemelerinde açılır.

  • Tazminat davaları ise adli yargıda açılır ve haksız fiil hükümlerine dayanır.

  • Davacı, menfaat ihlali şartını yerine getirmelidir.

4.3. Delil ve Bilirkişi Raporları

  • Karbon emisyonunun miktarı, etkileri ve nedensellik bağı bilirkişi raporlarıyla ortaya konur.

  • Bilimsel iklim verileri, çevresel modellemeler ve uydu ölçümleri kanıt olarak kullanılabilir.

4.4. Karar ve Yaptırımlar

  • Mahkemeler, projelerin durdurulması, izinlerin iptali veya tazminata hükmedebilir.

  • Çevre Kanunu uyarınca idari para cezaları ve faaliyet durdurma kararları uygulanabilir.


5. Karbon Emisyon Davalarına İlişkin Örnekler

5.1. Urgenda v. Hollanda (2019)

Hollanda Yüksek Mahkemesi, devletin sera gazı emisyonlarını azaltma yükümlülüğünü yerine getirmediğine hükmetmiştir.

5.2. Milieudefensie v. Royal Dutch Shell (2021)

Mahkeme, Shell’in emisyonlarını 2030 yılına kadar %45 azaltması gerektiğine karar vermiştir.

5.3. Türkiye’de Yargı Kararları

Danıştay ve İdare Mahkemeleri, ÇED raporlarının yetersizliği veya karbon yoğun projelerin çevreye etkilerini yeterince değerlendirmemesi nedeniyle iptal kararları verebilmektedir.


6. Karşılaşılan Hukuki Zorluklar

  1. Nedensellik Bağı: Belirli bir karbon emisyonunun doğrudan zarara yol açtığının kanıtlanması zor olabilir.

  2. Davacı Ehliyeti: Bireylerin ve STK’ların “menfaat ihlali” şartını ispatlaması gerekir.

  3. Bilimsel Belirsizlik: İklim etkilerinin hesaplanmasında kullanılan modellerin kesinliği tartışma konusu olabilir.

  4. Kurumsal Savunmalar: Şirketler, emisyonlarının mevzuata uygun olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kaçabilir.


7. Enerji Şirketleri İçin Uyulması Gereken Stratejiler

  • Detaylı ÇED Raporları: Karbon emisyonu ve iklim etkileri net bir şekilde değerlendirilmelidir.

  • Karbon Azaltım Planları: Yenilenebilir enerji kullanımı, karbon yakalama teknolojileri gibi yöntemler uygulanmalıdır.

  • Şeffaf Raporlama: Emisyon verileri ve sürdürülebilirlik raporları doğru ve denetlenebilir olmalıdır.

  • Paydaş Katılımı: Yerel halk, belediyeler ve çevreci gruplarla düzenli iletişim kurulmalıdır.

  • ESG (Çevre, Sosyal, Yönetişim) Politikaları: Şirket yönetiminde karbon risklerine karşı proaktif önlemler alınmalıdır.


8. Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri (ADR)

  • Tahkim: Özellikle uluslararası enerji projelerinde ICSID veya ICC tahkimi tercih edilebilir.

  • Arabuluculuk: Çevresel zararların giderilmesi için hızlı ve uzlaşıya dayalı çözüm yolları sunar.

  • Çevresel Tahkim Kurulları: Teknik uzmanlar tarafından karbon emisyon ihtilaflarına çözüm üretilir.


9. Gelecek Perspektifi

  • Kurumsal İklim Davaları: Şirket yönetim kurullarının iklim risklerini dikkate almaması, hissedar davalarına konu olmaktadır.

  • AB Karbon Sınır Vergisi (CBAM): Karbon yoğun ürünlerin AB’ye ihracatında hukuki sorumluluk ve vergi yükümlülükleri artacaktır.

  • İnsan Hakları ve Çevre: Mahkemeler, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını temel bir insan hakkı olarak daha sık tanıyacaktır.

  • Yeşil Finans ve Sigorta: Finans kuruluşları, karbon riskleri nedeniyle yatırımlara ve poliçelere kısıtlama getirebilir.


Sonuç

Karbon emisyonlarından kaynaklanan çevre davaları, çevre hukuku, insan hakları hukuku ve ticaret hukuku kesişiminde hızla gelişen bir alandır. Paris Anlaşması’nın hedefleri, Türk Çevre Kanunu ve ÇED yönetmelikleri, enerji projelerinin karbon salınımı bakımından yargısal denetime tabi olmasını sağlamaktadır. Enerji şirketlerinin, proaktif çevresel uyum stratejileri geliştirmesi, doğru raporlama yapması ve ESG ilkelerini benimsemesi, karbon emisyonu kaynaklı hukuki riskleri azaltacaktır.

Hukuk Fakültesi Öğrencisi Gamze Akbulut

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button