Rüzgar enerji projelerinde kamulaştırmasız el atma davası açılabilir mi?
Giriş
Rüzgar enerji projeleri, yüksek rüzgar potansiyeline sahip kırsal veya kıyı bölgelerde geniş arazi kullanımına ihtiyaç duyar. Bu projeler, sürdürülebilir enerji üretimi ve ekonomik büyümeye katkı sağlarken, sıklıkla mülkiyet hakları ve kamulaştırma konularında hukuki tartışmalara neden olmaktadır. Özellikle, proje alanında yer alan arazilerin veya altyapı alanlarının (yollar, enerji nakil hatları vb.) maliklerince izinsiz veya düşük bedelle kullanılması durumunda “kamulaştırmasız el atma” (bedelsiz kamulaştırma) davalarının açılıp açılamayacağı merak konusudur.
Türk hukukunda mülkiyet hakkı, Anayasa’nın 35. maddesiyle güvence altına alınmıştır. Kamu yararı için mülkiyet hakkına müdahale edilebilmesi, önceden ödenmiş adil bir bedel ve yasal kamulaştırma süreci gerektirir (Anayasa m.46 ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu). Rüzgar enerjisi projelerinde, özel şirketlerin kamu yararı kapsamında enerji üretimi yapması halinde dahi, mülkiyet hakkına izinsiz müdahaleler tazminat yükümlülüğü doğurur.
Bu makalede, rüzgar enerji projelerinde kamulaştırmasız el atma davalarının hukuki dayanakları, başvuru yolları ve uygulamadan örneklerle değerlendirilmesi ele alınacaktır.
1. Kamulaştırmasız El Atma Kavramı
1.1. Tanımı ve Hukuki Dayanağı
Kamulaştırmasız el atma, kamu idaresi veya kamu hizmeti yürüten özel şirketlerin, resmî kamulaştırma işlemi yapılmadan bir taşınmaza fiilen el koyması veya kullanımını kısıtlaması durumudur. Bu tür fiili el atmalar, mülkiyet hakkının ihlali anlamına gelir ve tazminat davası açılmasını gerektirir.
Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi, kamu hizmeti niteliği taşıyan faaliyetlerde özel şirketlerin de kamulaştırmasız el atma sorumluluğu olabileceğini kabul etmektedir. Enerji nakil hatlarının, yolların veya türbin alanlarının malik rızası olmadan kullanılması bu kapsamda değerlendirilir.
1.2. İlgili Mevzuat
-
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu (özellikle m.27 ve m.30 – acele kamulaştırma ve devri),
-
Türk Medeni Kanunu (TMK) m.683-684 (mülkiyet ve el atma yasağı),
-
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu (enerji şirketlerinin kamulaştırma hakkı ve sorumlulukları),
-
Anayasa m.46 (kamulaştırmanın bedel karşılığında yapılması zorunluluğu).
2. Rüzgar Enerji Projelerinde Kamulaştırma ve El Atma
Rüzgar enerji projelerinde yalnızca türbinlerin kurulduğu alanlar değil, aynı zamanda:
-
Türbinlere ulaşım sağlayan yollar,
-
Enerji nakil hatları ve kablolar,
-
Trafo ve şalt sahaları,
-
İnşaat sürecinde kullanılan lojistik alanları
da mülkiyet sorunlarına konu olabilir.
Enerji şirketlerinin bu alanları kullanabilmesi için genellikle şu yollar izlenir:
-
Gönüllü Satın Alma veya Kira: Maliklerle yapılan sözleşmeler, kira veya satış.
-
İrtifak Hakkı Tesisi: Tapuya tescil edilen kullanım hakkı.
-
Kamulaştırma: Kamu yararı kararı ile devletin kamulaştırma yapması, ardından şirketin kullanımı.
Eğer bu yöntemlerden hiçbiri uygulanmadan araziye el atılırsa, malik kamulaştırmasız el atma davası açabilir.
3. Kamulaştırmasız El Atma Davası Açma Şartları
3.1. El Atmanın Varlığı
Taşınmazın tamamen veya kısmen enerji şirketi tarafından fiilen işgal edilmesi veya kullanımının engellenmesi gerekir. Örneğin; enerji nakil hattının bahçeden geçirilmesi veya türbine giden yolun araziye zarar vermesi.
3.2. Kamu Hizmeti Niteliği
Yargıtay, elektrik üretimi ve iletimini kamu hizmeti sayar. Dolayısıyla özel enerji şirketlerinin fiili el atması da bu kapsamda değerlendirilir.
3.3. Bedelsiz Müdahale
Malik ile herhangi bir sözleşme imzalanmamış veya bedel ödenmemiş olmalıdır.
4. Maliklerin Başvurabileceği Hukuki Yollar
-
Tazminat Davası: Malik, taşınmazın güncel piyasa değeri üzerinden tazminat talep edebilir.
-
El Atmanın Önlenmesi Davası: Eğer kamulaştırma işlemi yoksa ve kamu yararı gerekçesi gösterilemiyorsa, el atmanın durdurulması talep edilebilir.
-
Ecrimisil (İzinsiz Kullanım Bedeli): Geçmiş kullanım için kira benzeri tazminat talep edilebilir.
5. Pratikte Karşılaşılan Sorunlar
5.1. Yatırımcılar İçin Riskler
-
Kamulaştırma işlemlerinin gecikmesi, projelerin durmasına neden olabilir.
-
Açılan davalar, yatırım maliyetini artırır.
-
Eksik değerleme, mahkeme sürecinde ek tazminat ödenmesine yol açar.
5.2. Malikler İçin Riskler
-
Haklarını bilmeyen maliklere düşük bedelli teklifler yapılabilir.
-
Uzayan dava süreçlerinde taşınmazın kullanım hakkı kısıtlanır.
6. Uygulamaya Yönelik Öneriler
Yatırımcılar için:
-
Arazi seçiminde detaylı mülkiyet araştırması yapılmalı.
-
Maliklerle noter onaylı irtifak sözleşmeleri yapılmalı.
-
Proje öncesi kamulaştırma süreçleri için Bakanlık ve EPDK ile koordineli hareket edilmeli.
Malikler için:
-
Araziye yapılan müdahalelerin fotoğraf ve raporlarla belgelenmesi gerekir.
-
Bağımsız değerleme raporları alarak taşınmazın rayiç bedeli tespit edilmelidir.
-
Deneyimli bir avukattan kamulaştırmasız el atma davası için hukuki destek alınmalıdır.
7. Uluslararası Hukuk ve AİHM Perspektifi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), mülkiyet hakkının ihlal edilmesini AİHS Ek Protokol 1/1 kapsamında ciddi bir hak ihlali olarak görmektedir. Türkiye’de açılan kamulaştırmasız el atma davaları da AİHM standartlarına uygun olarak değerlendirilir.
Sonuç
Rüzgar enerji projelerinde, maliklerin rızası olmadan veya bedel ödenmeden taşınmaza müdahale edilirse kamulaştırmasız el atma davası açılabilir. Enerji projeleri kamu yararına hizmet etse de, mülkiyet hakkı Anayasa ve kanunlarla koruma altındadır.
Yatırımcıların riskleri azaltmak için hukuki altyapıyı sağlam kurması, maliklerin ise hak kaybına uğramamak için uzman hukuk desteği alması büyük önem taşır.
Hukuk Fakültesi Öğrencisi Gamze Akbulut