Single Blog Title

This is a single blog caption

Ceza Hukukunda Hakkın Kullanılması (TCK 26/1) ve Hukuki Çerçevesi

Ceza hukuku, kural olarak hukuka aykırı fiillerin cezalandırılmasını öngörür. Ancak bazı durumlarda, görünüşte suç teşkil eden bir fiil, hukuka uygunluk sebebi nedeniyle cezalandırılmaz. Bu sebeplerden biri de hakkın kullanılmasıdır. Türk Ceza Kanunu’nun 26. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen hakkın kullanılması, kişiye tanınmış bir hakkın kullanılması sırasında işlenen fiillerin hukuka aykırılığını ortadan kaldıran bir düzenlemedir.


Hakkın Kullanılması Kavramı ve Hukuki Dayanak

TCK m. 26/1’de şu hüküm yer almaktadır:
Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez.

Bu hüküm, bir kişinin kanun tarafından tanınan bir hakkı kullanması durumunda, bu fiil başkasına zarar verse bile ceza sorumluluğunun doğmayacağını belirtir. Burada önemli olan, fiilin yasal bir hakka dayanması ve hakkın sınırları içinde kullanılmasıdır.

Örneğin; bir doktorun ameliyat sırasında hastanın vücuduna müdahale etmesi kural olarak yaralama suçu kapsamına girse de, tedavi hakkının kullanılması nedeniyle suç oluşmaz.


Hakkın Kullanılmasının Unsurları

Hakkın kullanılması bir hukuka uygunluk nedeni sayıldığından, uygulanabilmesi için belirli unsurların varlığı aranır:

  1. Hukuki Dayanağın Varlığı: Kullanılan hakkın kanun, yönetmelik veya diğer hukuk kaynaklarınca tanınmış olması gerekir.

  2. Hakkın Sınırları İçinde Kullanılması: Kişinin hakkını kötüye kullanmaması gerekir. Hakkın sınırlarını aşan fiiller hukuka uygunluk nedeni oluşturmaz.

  3. Hakkın Yetkili Kişi Tarafından Kullanılması: Hakkın sahibi veya temsilcisi tarafından kullanılması gerekir.

  4. Rızanın Önemi: Bazı hakların kullanımı, ilgili kişinin rızasıyla hukuka uygun hale gelir (örneğin spor müsabakalarında fiziksel temas).


Hakkın Kullanılmasına Örnekler

  • Şikâyet hakkı: Bir kişiye karşı suç duyurusunda bulunmak, iftira kastı olmadığı sürece hakkın kullanılmasıdır.

  • Veli veya öğretmenin disiplin yetkisi: Çocuğa zarar vermeden disiplin amacıyla davranışta bulunmak hakkın kullanılmasıdır.

  • Hak arama özgürlüğü: Bir davada tanıklık yaparken doğruyu söylemek, karşı tarafın onurunu zedeleseyse bile hakkın kullanılması olarak değerlendirilir.

  • Spor müsabakaları: Futbol, boks, karate gibi sporlar sırasında kurallar çerçevesinde yapılan fiziksel temaslar yaralama suçunu oluşturmaz.


Hakkın Kullanılması ile İlgili Yargıtay Kararları

Yargıtay, hakkın kullanılması durumunda hukuka aykırılığın ortadan kalktığını sıkça vurgulamaktadır:

  • Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/3456 E., 2021/789 K. sayılı kararında, hak arama özgürlüğü kapsamında yapılan sert ifadelerin hakaret suçunu oluşturmadığına hükmetmiştir.

  • Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/245 E., 2019/112 K. sayılı kararında ise, spor müsabakasındaki bir müdahalenin oyunun kuralları dahilinde olduğuna ve cezai sorumluluk bulunmadığına karar verilmiştir.


Hakkın Kullanılması ile Diğer Hukuka Uygunluk Sebepleri Arasındaki Fark

Hakkın kullanılması, diğer hukuka uygunluk sebeplerinden (meşru savunma, kanunun hükmü, ilgilinin rızası vb.) farklıdır.

  • Meşru savunma bir saldırıya karşı koymayı içerirken, hakkın kullanılması doğrudan bir hukuki yetkiye dayanır.

  • Kanunun hükmünü yerine getirme kamu görevlilerinin işlemlerini kapsarken, hakkın kullanılması bireysel hakların kullanılmasına ilişkindir.


Hakkın Kötüye Kullanımı

Hakkın kullanılması sınırsız bir yetki vermez. Medeni Kanun m. 2 gereği, hakkın kötüye kullanılması hukuken korunmaz. Örneğin, şikâyet hakkını sırf karşı tarafı zor durumda bırakmak için kötüye kullanmak suç teşkil edebilir (TCK m. 267 – iftira suçu).


Ceza Yargılamasında Hakkın Kullanılması Savunması

Sanık, hakkın kullanılması sebebiyle cezadan kurtulmak için bu durumu savunmasında ileri sürebilir. Hâkim, fiilin hukuka uygunluk sebebi kapsamında olup olmadığını re’sen araştırmak zorundadır. Özellikle:

  • Doktorun mesleki müdahalesi,

  • Avukatın dilekçesindeki ağır ifadeler,

  • Sporcu faaliyetlerindeki temaslar,
    hukuka uygunluk sebebi olarak değerlendirilir.


Hakkın Kullanılmasının Sınırları ve Ölçülülük İlkesi

Her hakkın kullanımı, ölçülülük ilkesine uygun olmalıdır. Örneğin, bir futbol müsabakasında rakibe kasıtlı ve aşırı sert bir müdahalede bulunmak, spor hakkının sınırlarını aşarak cezai sorumluluk doğurabilir.


Sonuç ve Değerlendirme

TCK m. 26/1’de düzenlenen hakkın kullanılması, ceza hukukunun temel hukuka uygunluk nedenlerinden biridir. Bu ilke, bireylerin kanuni haklarını kullanırken cezalandırılmaması gerektiğini garanti eder. Ancak hakkın sınırlarının aşılması durumunda hukuka uygunluk nedeni ortadan kalkar ve fiil suç haline gelir.

Yargıtay kararları, hakkın kullanılması kavramını özellikle hak arama özgürlüğü, spor faaliyetleri ve mesleki görevlerde geniş yorumlamaktadır. Bu nedenle, ceza yargılamasında fiilin bir hakka dayanıp dayanmadığı titizlikle incelenir.

Sonuç olarak, hakkın kullanılması, bireysel hak ve özgürlüklerin korunması ile toplumsal düzenin sağlanması arasında hassas bir denge kurar. Kanuni dayanağa sahip, sınırları aşmayan ve dürüstçe kullanılan haklar, ceza sorumluluğunu ortadan kaldırır.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button