Gemi Mülkiyeti ve Zilyetliği
Genel Olarak
Deniz taşımacılığı ve deniz ticareti, kendine özgü hukuki düzenlemelere sahip bir sektördür. Bir geminin mülkiyeti ve fiili hakimiyeti kara araçlarına göre daha farklı kurallara tabidir. Özellikle Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve uluslararası denizcilik kuralları gemi mülkiyeti ile zilyetliğin sınırlarını net olarak çizer.
GEMİ MALİKİ NEDİR?
Gemi maliki, bir gemi üzerindeki mülkiyet hakkını ifade eder. Gemi sahibi (malik), gemi üzerinde tasarruf yetkisine sahiptir; gemiyi satabilir, ipotek ettirebilir, kiralayabilir veya başka bir kişiye devredebilir. Türk hukukunda, gemi maliki ayni bir hak olarak kabul edilir ve gemi siciline tescil edilerek üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir.
Gemi Malikinin Hakları Nelerdir?
- Gemiyi kullanma hakkı
- Gelir elde etme hakkı
- Gemiyi kiraya verme, satma veya ipotek ettirme yetkisi,
- Gemiye ilişkin tüm hukuki tasarruflarda bulunabilme yetkisi.
Gemi Malikinin Sorumlulukları Nelerdir?
- Geminin bakım ve denize elverişliliğini sağlama,
- Geminin uğradığı zarar ve ziyanlardan sorumlu olma – bazı durumlarda kaptan ve donatanın sorumluluğu devreye girer.
- Denizde meydana gelen kazalardan doğan hukuki sorumluluk.
GEMİ ZİLYETLİĞİ NEDİR?
Zilyetlik , bir gemi üzerinde fiili hakimiyet ve kullanma yetkisidir. Gemi maliki her zaman geminin zilyedi olmayabilir. Bir kira sözleşmesi kapsamında gemi başka bir işletmecinin fiili kullanımında olabilir. Bir kaptan veya donatan, gemiyi fiilen yönetiyor olabilir ancak malik başka biridir. Zilyetlik, mülkiyet hakkını vermez; sadece fiili tasarruf yetkisi sağlar. Bu nedenle zilyet olan kişi gemiyi satamaz ya da ipotek ettiremez.
Maliklik ile Zilyetlik Arasındaki Farklar
Maliklik ile zilyetlik arasında pek çok farklılık vardır. Bunlardan ilk ayrımı hukuki statüdür. Gemi malikliği ayni hak iken Gemi zilyetliği fiili hakimiyettir. Kayıt konusunda gemi malikliği gemi siciline tescil edilir iken gemi zilyetliği tam tersine tescile gerek yoktur. Tasarruf yetkisi bakımından Gemi malikliği satış, ipotek, rehin gibi yetkilere sahip iken gemi zilyetliği sadece gemiyi yönetme ve kullanma yetkiye sahiptir. Süreklilik söz konusunda Gemi malikliğin de maliklik devamlı bir haktır gemi zilyetliğinde ise zilyetlik genellikle sözleşmeye bağlı olarak gecici bir durumdur.
Gemi Malikliği ve Zilyetliği Arasındaki İlişki
Bir gemide malik ile zilyet faklı kişiler olabilir. Bu durum özellikle ticari taşımacılıkta yaygındır.
- Gemi sahibi, gemiyi başka bir şirkete kiralayarak onun kullanımına bırakır. Bu durumda Gemi sahibi malik, kiralayan şirket ise zilyet olur.
- Malik, gemiyi kaptana ve mürettebata teslim ederek seyrüseferde fiili hâkimiyeti onlara bırakır.
Türk Hukukunda Gemi Malikliği
Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 935 vd. hükümlerine göre, bir geminin mülkiyeti tıpkı taşınmazlarda olduğu gibi gemi siciline tescil ile kazanılır. Sicil kaydı, hem malikin haklarını korur hem de üçüncü kişiler açısından aleniyet sağlar. Gemi malikliği, paylı veya elbirliği şeklinde birden fazla kişi tarafından da üstlenilebilir.
Gemi Zilyetliği ve Hukuki Koruma
Gemi zilyedi, gemiyi fiilen yöneten veya kullanan kişilerdir. Zilyetliğin korunması, Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve TTK hükümleri ile güvence altına alınmıştır.
-
Zilyet, haksız fiillere karşı korunur.
-
Zilyetlik sona erdiğinde malik, geminin iadesini talep edebilir.
Özellikle charter (kiralama) sözleşmelerinde, zilyetliğin devri açıkça belirlenir ve bu hak sözleşme bitiminde geri alınır.
Sonuç
Gemi malikliği ve zilyetliği, denizcilik sektörünün en önemli hukuki kavramlarıdır. Malik, gemi üzerinde nihai hakka sahip kişidir; zilyet ise gemiyi fiilen yöneten ve kullanan kişidir. Bu ayrımın doğru anlaşılması, özellikle gemi alım satımında, kiralama sözleşmelerinde ve deniz kazalarında büyük önem taşır.
Gözdenur Turna